"LGBT artık bir salgına dönüşüyor!" Geçtiğimiz günlerde TBMM Anayasa Komisyonu'nun, ailenin korunmasına ilişkin anayasa değişiklik teklifinin görüşmelerine bu sözler damga vurdu. Bu konuda yıllardır araştırmalar yapan ürolog, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, "LGBT salgına dönüşüyor. Beş yıl içinde patlama yaşanabilir" dedi. Bayraktar, araştırmalara göre Türkiye'deki LGBT oranının yüzde 4 olduğunu söyledi. En yüksek oran Hollanda'da, yüzde 14...
Bayraktar konu üzerinde 25 yıldır çalışan bir hekim: "Bütün literatür verileri son 10 yılda, bunun da özellikle son beş yılında daha önce görmediğimiz yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor, yine bir salgın. Fakat bu enfeksiyon salgını değil, 'ergen (12-18 grubu) karmaşası', 'ergenlerde biseksüel konfüzyon' dediğimiz bir durum bu. Eskiden beri var olan ama yüzde 98'i geçici olan bir durumun günümüze özgü koşullarla, özellikle internet ve sosyal medya etkileşimleriyle kalıcı hâle gelmesiyle gördüğümüz ve teknik terimle 'ergenlerde hızlı başlangıçlı cinsiyet hoşnutsuzluğu' adı verilen bir durum bu."
İşte kilit nokta, ergenlerde cinsiyet kimliğinin şekillenmesi esnasında görülen bu 'cinsiyet hoşnutsuzluğu' dönemi. LGBT lobisinin bu açıktan girdiğini söylüyor Bayraktar. Peki nedir bu 'cinsiyet hoşnutsuzluğu dönemi' ve lobi tam da bu yaş grubunu nasıl yönlendiriyor? Tüm bu soruların cevaplarını uzmanlarla konuştuk?
ALEYNA NAZLICAN ADAY (Psikolojik Danışman)
EŞCİNSELLİĞİN DOĞUŞTAN GELDİĞİNE DAİR BİLİMSEL HİÇBİR VERİ YOKTUR!
- Ergenlerin özellikle, 12-18 yaş aralığında, yüzde 2 oranında görülmekle birlikte; 'ergenlik karışıklığı'na bağlı 'cinsiyet hoşnutsuzluğu' dönemi yaşadığı biliniyor...Bu dönemde erkeklik ve kadınlık modelleri olarak anne ve babaya, aileye ne gibi görevler düşüyor?
- Ergenlik dönemine giren birey ilk olarak hormonal değişim sürecine girer cinsiyetine özgü olarak östrojen hormonu kadınlarda, testesteron hormonu erkeklerde fazlaca salgılanır. Özellikle ergenlik çağındaki bireyler zaten var olan hormonların etkisi, yanlış bilgilendirme, bilinçsiz bir aile, cinsiyet rolleri üzerine yapılan algısal komplolara maruz kalarak hatalar yapmaya maruz bırakılırlar. Dışlanmak istemedikleri için grup baskısı ile yanlış kararlar verebilirler. Sosyal medya, reklamlar, cinsiyetsizliği savunan grupların propagandalarına maruz kalarak zaten sallantıda olan gemilerinin fırtına ilerletemez ve yıkılırlar.
- Ailede gördükleri kadın ve erkek rol modellerinin önemi nedir bu süreçte?
- Kız çocukları kadın rolünü annesini izleyerek, onu taklit ederek öğrenir. Kendini seven, kendine değer veren, özen gösteren, haklarını savunan, ihtiyaçlarını talep eden ve kendisinden talep edilen yardımı geri çevirmeyen, isteklerinin ve arzularının farkında olan bir kadın rolü onlar için çok önemlidir. Erkek çocuklar erkek rolünü babasını izleyerek onu taklit ederek öğrenir. Babanın kendi bakımına özen göstermesini, sadece fiziksel değil bilişsel olarak da geliştirici egzersizler yapması, karşı cinsle nasıl iletişim kurulur, cinsel ilişkide nelere dikkat edilir gibi konularda doğru bilgileri sağlıklı iletişim kurarak öğretmelidirler.
- Sizce LGBTI, tam da gençleri bu ergen karışıklığı döneminde hangi yöntemlerle bu alana çekmeye çalışıyor?
- Çocukluktan başlayan ergenlikte zirve yapan anime karakterlerin, dizileri, filmleri ve oyunları bireyler için cinsiyetsiz insan örneklerini sunuyor. Bakıldığı zaman kadın mı erkek mi oldukları anlaşılmıyor. Ve bu karakterler cinsiyetsiz de mutlular, başarılılar, popülerler. Bireylerin bilinçaltına; "Cinsiyetsiz bunlara sahip olabilirsin ama eğer sen bir cinsiyete bürünürsen mutlu başarılı ya da popüler olmayacaksın" mesajını veriyorlar. Zaten hormonların ve fiziksel değişimin fırtınasıyla boğuşan ergen bireylerde bunu bir çözüm yolu olarak görüp düşünmeden girdabına kapılabiliyor.
- Neden özellikle ergenler?
Ergenleri zayıf halka olarak görüyorlar. Kendisi için doğuracağı sonuçlardan bir haberdar olan ergen birey daha kendi cinsiyetini, rollerini, sorumluluklarını kimliğini keşfedemeden grubun kendisi için söylemlerini doğru kabul eder ve onların dediklerini yapar ya da yaptırılır. Çoğu da halinden mutlu değildir ama mutlu olmadıklarını kabul ederlerse yaşamlarında bir anlam kalmadığını fark edecekleri için bundan kaçınırlar.
- Tüketim toplumuyla da bir bağı var mı bunun sizce?
- Ergen bireyler üretim ve tüketim toplumunun gelecek vasileridir. Bunu bilen LGBT lobisi de çizgi filmler, anime karakterler, müzik grupları, popüler isimler gibi çok eğlenceli ve popüler görünen algı yanılsamaları aracılığıyla kimlik karmaşası yaratmak için bireyleri manipüle etmeye devam etmektedir.
- Psikoloji eşcinselliği gerçekten de normal olarak mı karşılıyor. Yoksa psikoloji dünyası da mı lobiden çekiniyor ve sessiz mi kalıyor?
- Hermafrodit, interseksüellik gibi doğuştan gelen tıbbi rahatsızlıklar dışında, bireylerin doğuştan eşcinsel olarak doğduklarını bize sunan kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Eşcinsellik bireylerin kendi yaşamayı seçtikleri bir durumdur. Bunun yaşanmasında bebeklik ve çocukluk dönemi istismar durumları, kötü koşullarda yaşama maruz bırakılma, şiddet görme özellikle cinsel organların istismar ve tahribatı, yaşanabilecek travmalardan birkaçıdır. Var olan cinsiyetine uyamayan, cinsel kimlik geliştiremeyen, cinsiyet rollerini yerine getiremeyen, bireyler eksiklik duygusuyla baş edebilmek için LGBT lobisi gibi onların bu zayıf yanlarından faydalanmak isteyen grupların piyonları olarak bağımsız bir birey olma özeliklerini yitirmektedirler."
DR. ŞÖHRET KARADUMAN (Davranış Bilimi Uzmanı)
TERAPİ GÖRMESİ GEREKEN ÇOCUĞU AMELİYATA ALIYORLAR!
- Bugüne kadar hep var olan eşcinsellik son yıllarda sizce neden bir LGBT hareketine dönüştü? Cinsiyetsizlik küresel ideoloji mi sizce? Ve altında neler yatıyor?
- "Gender" (Toplumsal cinsiyet), 90'ların sonlarında iyice kendisini gösteren feminizm hareketinden yola çıkan suni bir kavram aslında. Biyolojik olmayanı, tamamıyla sosyal bir inşayı kapsar. İlk zamanlarda kadın erkek eşitliğini öne çıkarmak için kullanıldı. Kadınlar da erkek mesleklerini yapabilsin, kadınlar toplumda geri planda kalmasın giyerek feminist hareketin bir akımı olarak başlatıldı. Bu kavramın seneler içerisinde ciddi derecede evrilme yaşadığını görüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada "Gender identity (cinsiyet kimliği)" kavramıyla artık biyolojik cinsiyet yerine cinsiyet kimliği kullanılıyor ve biyolojik cinsiyetin ortadan kalkacağı, biyolojik olarak kanıtlanmış XX XY kromozomlarının toplumda bir etkisinin kalmayacağı anlamına geliyor. Mesela şunu diyorlar: "çocuk doğduğunda erkek ya da kız diye adlandırmamak gerekir, bu kişi büyüdüğünde hangi kimlikte hissediyorsa onun cinsiyeti odur!"
- Nasıl bir lobi bu?
- Trans bireylerle kimsenin bir sorunu yok; bunu destekleyen lobileri belirli ideolojiyi kınıyorum. LGBT piyasasının dünyadaki ekonomik geliri 2016'da 917 milyar dolardı. Marjinal ya da ezilmiş bir gruptan bahsetmiyoruz. Mesela bir şirket sırf bu gibi programları organize etmek için 58 milyon dolar harcıyor. Ya da bir üniversitede birileri araştırmalar yapsın, eğitimler versin diye 55 milyon dolarlık bağışlarda bulunuyor. Hem dünyaya hem de ülkemize çok ciddi paralar akıyor. ABD'de şu an bu sisteme karşı çok büyük ayaklanmalar var fakat kanunlar çerçevesinde elleri bağlanıyor. Facebook, Google gibi dev şirketler belirli zihniyeti taşıyan kişileri işten atıyor. Bu çok büyük bir dayatma. Bugün burada da istediğimiz içeriği paylaşamıyoruz, o zaman bu bir dayatmadır. Yani bir şeylerin konuşulmasını istemiyorlar. Bunun ardında bazı fikirleri dayatma, insanlara belirli fikirleri normal kabul ettirme çabası var. Normal kabul ettikten sonra öyle yaşarsınız zaten.
- Peki, nasıl bir rant dönüyor LGBT piyasasında?
- Cinsiyet değişikliğinde kullanılan ilaçlardan, yapılan önemli ameliyatlardan ve ömür boyu sürecek medikal yardımlardan çok ciddi paralar kazanılıyor. Hastaneler "Gender affirmation surgery" adıyla cinsiyeti onaylayan ameliyatlarda piyasayı görüp "Biz de bu işe girmeliyiz" diyor. Mesela uzun süre hormon ilaçları kullanan bir erkekte testisler belli bir süre sonra alınmak zorunda çünkü vücutta kanserojen bir etki yaratabiliyor. İstatistik bize şunu da söylüyor; hormon ilaçları kullanan çocukların yüzde 98'i ameliyata gidiyor. Bu ameliyatlar hiç ucuz değil. Sonrasında da süreç bitmiyor ve kişi ömür boyu süren farmakolojik ve tıbbi destek almak zorunda. Arkasında çok ciddi bir maddi çıkar var. Terapi görmesi gereken çocukları ilaçlara ve ameliyatlara yönlendirmek aslında normal tıbbi akışa ters. Bel fıtığında masaj, fizyoterapi gibi uygulamalar yaparsınız, olmazsa ameliyata alırsınız.
PROF. DR. ZEKİ BAYKRAKTAR (Ürolog)
ERGENLERİ PSİKOLOJİK ÇIKMAZLARINDAN YAKALIYORLAR!
"Cinsiyet hoşnutsuzluğunun eski ismi cinsel kimlik bozukluğudur. Her birimizin bir biyolojik cinsiyeti var. Erkek ve kız olarak doğuyoruz. Biyolojik bedenimizi bilgisayar kasasına benzettiğimiz zaman bu kasamıza biyolojik bedenimize uygun bir program yüklememiz gerekiyor. Bunun diğer adı da psikolojik cinsiyettir. Ergenler bazen cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşar. Çok az görülür aslında bu... Yani biyolojik olarak erkek çocuk ama erkek olduğunu kabullenmek istemiyor. Rol modelleri sorunlu, aile sorunlu... Erkek olmaktan mutlu değil, hoşnutsuz. Aslında bu durum çok az görülüyor ve gençler kendileri bu durumdan çıkabiliyorlardı kolaylıkla."
PATOLOJİK DURUM 'NORMAL' OLDU
"Ama şimdi, LGBT lobisi bu çocukları internette adeta avlıyor. Etiketlemek için sırada bekliyor, propagandasını yapıyor. Hızlı başlangıçlı cinsiyet hoşnutsuzluğu diye tanımlanan dönem bu ergenlerde. Transeksüelite konusunda internette yoğun bilgi sağlayan siteler var. Ergen genç internete girdiği zaman hep bunlarla karşılaşıyor. Transseksüellerin sağlık bakımlarıyla ilgili özendirici propagandalar tutumlar ve telkinler. Eskiden daha çok patolojikleştirme oluyordu. Günümüzde bu bir patolojik durum olarak algılanmıyor normal kabul ediliyor. Dolayısıyla bütün bu internet etkileşimleri ve ergen buraya girdiği zaman LGBT propagandasına maruz kalıyor, kendisini eşcinsel olarak veya transseksüel olarak damgalayabiliyor zaten lobi de bunu yapmak için adeta ağını kurmuş bekliyor."
REUTERS'IN ÇARPICI RAPORU
CİNSİYET DEĞİŞTİRENLERİN ÇOĞU PİŞMAN VE MUTSUZ!
Reuters 2022'de geniş bir araştırma yayınladı. Ama üstü kapatıldı. LGBT lobisinin baskısıyla bu araştırma medyada fazla ses getirmedi. Reuters'in 'Geçiş Dönemindeki Gençler' raporu ağırlıklı olarak Reuters'in hem kendi araştırmalarına hem de Toronto York Üniversitesinden Dr. Kinnon MacKinnon ve ekibinin araştırmasına dayanıyor. Cinsiyet değiştirmekten pişman olan ve 'geri dönmek' isteyenleri, biyolojik cinsiyetlerini dönenleri konu alıyor rapor. Kendisi de bir transseksüel olan ve bu üniversitede sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan 37 yaşındaki Ast. Prof. MacKinnon ABD, Kanada ve Avrupa'dan çoğu ilk kez 20'li yaşlarında veya daha gençken cinsiyet geçişi için tıbbi tedavi alan fakat daha sonra geçiş kararından pişman olan 40 kişiyle görüştü ve onların bu hikayeleri varsayımlarını alt üst etti. Birçoğu tedaviye başladıktan sonra bile cinsiyet kimliğinin akışkanlığını koruduğunu söylerken, üçte biri, biyolojik cinsiyetini değiştirme kararı aldığından dolayı pişmandı. Bazıları da geçişten vazgeçtiğini utandığı için doktoruna söyleyememişti.
LGBT LOBİSİ, ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ
MacKinnon bu araştırma sürecinde geçiş kararından vazgeçenleri aramaya devam ederken, TikTok'ta ve insanların deneyimlerini birbirlerine rahatlıkla paylaştıkları çevrimiçi forumlarda saatler harcadı. Ve bu sayede geçiş kararından vazgeçenlerin nasıl tacizlere maruz kaldıklarını gördü. Trans topluluğun üyeleri tarafından da tazice uğruyorlardı, onlara 'susmalarını' söylüyor ve hatta ölüm tehditleri gönderiyorlardı.
ÇOĞUNDA OTİZM VE BİPOLAR ÇIKTI
Reuters, bu araştırma raporunu hazırlarken henüz reşit olmadan tıbbi olarak cinsiyet değişikliğine başlayan 17 kişiyle görüştü ve hepsinin bu değişikliğin bir kısmından veya tamamından pişmanlık duyduğunu belirledi. Birçoğunda da ergenlik döneminde kimlik arayışlarını karmaşıklaştıran otizm veya bipolar bozukluk gibi başka ruhsal sağlık sorunları vardı.
SAĞLIKLI KARAR VEREMEDİK!
2022 yılında Almanya'da yapılan ve Journal of Homosexuality dergisinde yayınlanan bir çalışma durumu net olarak gösteriyor. Çalışmayı yapan (ve kendisi de geçiş kararından vazgeçen) Elie Vandenbussche, sosyal veya tıbbi olarak geçiş yapan ama daha sonra geçişten vazgeçen 237 kişiyle görüştü (erkek, kadın). Birçok detrans (geçiş kararından vazgeçen) birey sağlıklı karar veremediğini düşünüyordu.
YÜZDE 70'İ HORMON TEDAVİSİNİ BIRAKTI
TRICARE olarak bilinen ABD askeri sigorta sistemindeki aktif ve emekli asker olan 627 trans erkek ve 325 trans kadın incelendi ve cinsiyet değişikliği için 18 yaşından önce hormon kullanmaya başlayanların dörtte ikisinindört yıl içinde ilaçlarını bıraktığı tespit edildi.
ASLINDA TERAPİYE İHTİYAÇLARI VARDI!
ABD'deki Brown Üniversitesi'nden Dr. Lisa Littman cinsiyet değiştirme kararı alan tıbbi geçişi başlatan ama daha sonra pişman olan, geçişten vazgeçen ve geçişin etkilerini tersine çevirmek için ilaçları bırakan veya ameliyat olan veya her ikisini birden yapan 100 kişi ile görüştü. Katılımcıların doğumdaki cinsiyeti yüzde 69 kadın, yüzde 31 erkekti. Geçişten vazgeçmenin (pişmanlığın) nedenleri ise şunlardı: Biyolojik cinsiyetlerinde daha rahat hissetme (yüzde 60), tıbbi komplikasyonlarla ilgili endişeler (yüzde 49), cinsiyet hoşnutsuzluğunun travma, taciz veya ruh sağlığı problemlerinden kaynaklandığı görüşüne gelme (yüzde 38). Çoğunluk (yüzde 55) geçişten önce uh sağlığı uzmanı tarafından yeterince aydınlatılmadığını düşünüyordu.