Türk turizminin gözbebeği Antalya'da 2023 Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası'ndayız. 5-16 yaş arası 2 bin 304'ü sporcu ve aileleriyle birlikte 8 bin kişinin katıldığı dev bir organizasyondayız. Hakkari'den İzmir'e, Muş'tan Trabzon'a kadar Türkiye'nin her bölgesinden öğrenci ve ailesi var burada.
Turnuvanın yapıldığı Belek Turizm Merkezi bir şenlik yeri. Şampiyonanın yapıldığı salonun dışında çocuklarını bekleyen aileler bile aralarında satranç oynuyor. Kimisi çocuğunu bu spora başlatmış, kimisi çocuğu sayesinde satranç öğrenmiş. Hatta çocuğundan öğrenenlere bile rastlıyoruz.
Satranç dünyasını yakından takip etmeyenler bu muazzam ilgiyi, birkaç yıl önce tüm dünyada gündeme oturan bir satranç dizisi sonrası oluşmuş sanıyor. Oysa Türkiye'de satranç son 10 yıl içinde en hızlı büyüyen spor dalı. Şu an çocukları yıllardır satranç oynayan aileler, satranca olan ilginin çığ gibi büyüdüğünün en yakın tanıkları. Bunda tabii ki, 2012 yılından bu yana Satranç Federasyonu'nun başkanı olan Gülkız Tülay ve yönetiminin istikrarlı çalışmaları başrolde. Elbette 18 yıldır satranca sponsor olan Türkiye İş Bankası'nın katkıları da yadsınamaz. Satrancın ilköğretim müfredatında seçmeli ders olarak yer alması sonrası İş Bankası da satranç dersi alan ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitim malzemeleri sağlamış. Şu an Türkiye genelinde 30 bin satranç sınıfı var. Bu sayı Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışmaları hızla artıyor.
Sohbet için bir araya geldiğimiz başkan Gülkız Tülay, "Sorularınıza onlar yanıt verecek" diyerek bizi yaşları 6 ile 16 arasında değişen dört satranç sporcusunu gösteriyor. Sorularımıza duraksamadan, harika bir Türkçe ile yanıtlar geliyor. Kaybedince ne hissediyorsunuz sorusuna 11 yaşındaki Yağız Kaan Erdoğmuş'un, "Ben ağlıyorum. Ama sonra rakibimin beni hangi hamleleriyle yendiğini inceleyerek kendime dersler çıkarıyorum" diyor. Gözümün önüne yenildikleri maçlar sonrası; hakeme, rakibe, zemine, federasyona sallayan koca koca futbolcular geliyor.
ELİF KESKİN
Çocuk doktoru olmak istiyorum
Elif Keskin'in anaokulunda satranç dersine ilgi göstermesi üzerine öğretmeninin tavsiyesiyle aile bir hoca tutar. Sonrasını 15 yaşındaki Elif'ten dinleyelim: "İstanbul'da doğup büyüdüm, ENKA'da lise eğitimi görüyorum. ENKA kulübünün sporcusuyum. Çocukları çok sevdiğim için çocuk doktoru olmak istiyorum. Satrancın hayatıma ama özellikle eğitim yaşantıma büyüm katkısı oldu. Sabrı ve disiplinli olmayı öğrendim. Profesyonel bir satranç sporcusunun maçı 4-5 saat sürer. Genelde erken yatarım. Eğer o gün bir maç kaybettiysem, gözümü tavana diker taşları dizer, neden kaybettiğimin analizini yaparım."
HATİCE ASLI MUŞTU
Satranç sayesinde birçok ülke görüyorum
Sporcularla bir araya gelirken yanına gittiğim Hatice Aslı Muştu'nun (16) büyüdüğüm sokakta yaşadığını öğreniyorum, ikimiz de şaşıyoruz: "Çapa'da oturuyorum. Satranca sekiz yaşında abimden görerek başladım. Onu yenince de ailemle kursa gitmeme karar verdik. Ardından 10 yaşında Türkiye üçüncüsü oldum. Şu an Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde okuyorum. Beş senedir İzmir kulübü Apaydın Satranç'ın sporcusuyum. Online ders almayı, okulumu daha az etkilemesi açısından avantaj olarak görüyorum. Satranç, ülkemi temsil ederken bana başka ülkeleri görme fırsatı sağlıyor. 10 yaşından bu yana tek başıma seyahat edebiliyorum. Şimdiden Yunanistan, Sırbistan, Romanya, Polonya, Azerbaycan'ı gördüm. Satranç bana zamanı yönetmeyi de öğretti. Ancak okulum çok zamanı alıyor. (Gülüyor) Mühendislik ya da tıp okumak istiyorum. Biliyorsunuz biz satranç oyuncularının sayısal yönü daha gelişmiş oluyor. Satranç sayesinde çok fazla arkadaş edindim. Özgüven kazandım. Disiplinli yaşamayı öğrendim. Satranca zaman ayırmak için ödevlerimi hemen yapıyorum. Hayatımda satranç dışında bir şey yok.Hiç televizyon izlemiyorum, telefonumdan satranç oynamayı tercih ediyorum. Röportaj bitti mi? Telefonumdaki rakibim, hamlemi bekliyor da. (Bu kez birlikte kahkaha atıyoruz.)