Çoğu hastalık, rahatsızlık insanlık kadar eskidir... Mevzu psikoloji olunca da durum böyle... Ama bazı çağlar, bazı dönemler bazı rahatsızlıkları tetikler. Yayılmasına neden olur... Uzmanlar günümüzü 'narsisizm çağı' olarak nitelendiriyor. Herkesin öncelikle kendisini düşündüğü, "Başarı için her yol mübahtır" mantığının hakim olduğu bir dünyadayız. Batı kaynaklı kişisel gelişim akımları da bu durumu körüklüyor yıllardır, insana "Sen teksin, özelsin, her şey senin için var" diyerek... Bu durum da sadece kendini düşünen, bencil, benmerkezci insanlar yaratıyor...
İşte yine psikolojinin kadim rahatsızlıklarından (bazı uzmanlara üzere 'tutum'larından) mizantropi, yani bir nevi 'insan sevmeme hastalığı' da, uzmanlara göre son dönem artışta. İnsan bencilleştikçe, güven azalıyor... İnsana güvenmeme duygusu, yani güven istismarı travmaları, insanı insandan soğutuyor. Sosyal medyanın yarattığı asosyallik de bunu körüklüyor... İnsan sevmemek, insandan kaçmak yayılıyor... İnsan sevmeme rahatsızlığı olarak bilinen mizantropiden muzdarip olan kişilere de mizantrop diyor psikoloji bilimi...
Psikiyatr Cem Keçe, "Mizantropi, insan türüne, insan davranışına veya insan doğasına yönelik genel nefret, hoşnutsuzluk, güvensizlik veya hor görme duygularıyla karakterize olan psikolojik ve sosyal bir tutumdur" diye başlıyor söze ve şöyle devam ediyor: "Bu olumsuz tutum yalnızca bazı kişilere veya insan gruplarına değil, bir bütün olarak insanlığa yöneliktir. Mizantropi terimi Yunanca nefret anlamına gelen 'misos' ve insan anlamına gelen 'antropos' kelimelerinden gelir."
Peki bir insan, neden mizantrop olur? Altında hangi sebepler yatar bu durumun? Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu anlatıyor: "Mizantropinin birçok sebebi olabilir. Özellikle çocukluk dönemi travmalarının, yetişkinlik döneminde bazı ruhsal hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Yaşanılan travma sonucunda kişi; insanlardan uzak durmaya, nefret etmeye ve onlara güvenmemeye yönelik negatif belirtiler gösterebilir. Yine çocukluk döneminde; yeterince ebeveyn sevgisi görememiş ve ihtiyaçları giderilmemiş kişiler, duygusal açıdan bir denge oluşturamazlar ve kendilerini ifade etmekte güçlük yaşarlar. Bu durum, mizantropiye sebep olabilir."
"İnsanın insandan kaçışını kolaylaştıran ve hızlandıran bir çağda yaşıyor gibiyiz... Ne dersiniz, bu konudaki gözlemleriniz neler?" sorusunu yönelttiğimiz Psikolojik Danışman Aleyna Nazlıcan Aday ise şöyle açıklık getiriyor konuya... Ona göre narsisizm ve mizantropi arasında sıkı bir bağ var: "Narsisizm ve mizantropi için 'ikiz kardeşler' tabirini kullanmakta bir sakınca görmüyorum. Mizantropi çoğunlukla narsistik kişilik bozukluğu ile birlikte görülen bir hastalıktır. Her ikisinin temelinde de kişi hayatının merkezine kendisini koyar. Narsistik bireylerle, kendilerini yüceltme konusunda ortak özellikler sergileseler de hayatlarında insanı konumlandırma açısından farklılaşmaktadırlar."
Peki, insan insandan neden nefret eder? Neden kaçar? Neden kendini kendi cinsinden soyutlamayı tercih eder? Bu durumun tedavisi var mıdır? Acaba bizzat kendi psikolojimizde durum ne? Psikoloji uzmanları, bunların ve benzer pek çok sorunun cevabını, gerçek vaka örnekleriyle SABAH Pazar'a anlattı...
ALEYNA NAZLICAN ADAY (Psikolojik Danışman)
Eşsiz olduklarını düşünürler
"Mizantropik kişiliği olan birey eşsizlik algısına sahiptir. Eşsiz bir zekaya, güce, güzelliğe, sevgiye, saygıya sahip olan bireyi çevresindeki herkes kıskanır. İnsanları onun gibi olmak isteyen, tehlikeli varlıklar olarak görmektedir. Tehlikeli varlık olarak algıladığı insana karşı nefret, kin besler ve saldırgan davranışlarda sergileyebilir.Bu yanlış algılama ile insanlarla iletişim kurmaktan kaçınma, sosyal ortamlardan uzaklaşma davranışları sergilerler ve yalnızlığı seçerler."
BERNA YILMAZ ŞAHİNGÖZ (Psikolog)
Benmerkezci yaşam, bu durumu tetikliyor
"Günümüzde benmerkezci yaşamaya başlamış ve yönlendirilmiş olan modern toplum; bireylerin mizantropi yaşama ihtimallerini arttırıyor. 'Önce ben' ile başlayan eylemlerin aslında bencilliği vurgulamadığı, 'Önce kendimi emniyet içerisine alayım (duygusal, düşünsel, fiziksel olarak) sonra etrafımdakilerle iletişime geçeyim' gibi bir düşünce olduğu vurgulanmalıdır. Modern toplumda kişiler daha bireysel yaşamaya başlamıştır. Bunun en önemli götürüsü sosyalleşmek olmuştur. Sosyalleşemeyen her birey narsistik özellikler gösterebilir ve buna bağlık olarak asosyallik ve mizantropi geliştirebilirler."
AYSU ÇELENOĞLU (Uzman Klinik Psikolog)
Dijital yaşam bu rahatsızlığı körüklüyor
"Arkadaş buluşmalarının, sosyal medyada vakit geçirmeye dönüştüğü günümüzde, insanların birbirlerine karşı tahammülü ne yazık ki azalmış durumda. Tahammül azaldıkça; toplumdaki değersizlik duygusu artıyor. Sağlıklı ilişkiler yerini; güvensiz, sevgisiz yapılara bırakıyor. Bu da, insanın insandan kaçışını kolaylaştırıyor. Mizantropisi olan kişilerin; depresyon başta olmak üzere, kaygı bozuklukları, bipolar bozukluk, paranoya ve asosyal yaşam sorunları yaşaması olasıdır. Ayrıca asosyalliğe eğilimli yapı, zaman içinde dissosiyatif bir kişiliğin oluşmasına neden olabilir."
MUSTAFA GÖDEŞ (Klinik Psikolog)
Evlenmek ve çocuk sahibi olmak onlar için esarettir!
"Bunun en temel sebepleri arasında insanlardan zarar görme durumu vardır. Çocukluk çağlarımızdan itibaren özellikle insanların neden olduğu pek çok travmatik durum yaşarız. Bu travmatik durumlar bireyde belli bir eşiği geçtiğinde artık insanlardan uzaklaşma ve kendini korumaya alma modu devreye girer. İnsanların işgalci, talepkar ve ısrarcı tavırları özellikle hassas bireyler için çok travmatik olabilir.. Bu bireyler genellikle sosyal ilişkilerden uzak durmayı tercih ederler. Seçtikleri meslekler de genellikle yazılım veya evden çalışmayı imkan kılabilecek ya da en azından insanlarla temasın minumum seviyede olduğu meslekler olur. Evlilik ve çocuk sahibi olmak çoğu zaman genel eğilimlerin aksine tercih ettikleri şeyler değildir. Çünkü evlenmek ve çocuk sahibi olmak demek onlar için esaret anlamına gelir."
AYHAN ALTAŞ (Klinik Psikolog)
İnsanlardan zarar görmek mizantropiye itebilir
"Bu kişiler özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde diğerleri tarafından aşağılanmış, ötekileştirilmiş, duygusal, psikolojik ve fizyolojik olarak zarar görmüştür. Bu etkiler sonucunda da zamanla insanlardan uzaklaşarak ya başka şeylere bağlanmışlardır ya da farklı ciddi psikolojik sorunlar yaşamışlardır. İnsanlarda doğası gereği var olan özelliklerden nefret etme en belirgin belirtisidir. Daha doğrusu insanın kendisine duyulan bir nefret durumudur. İnsanlarla iletişim kurmada zorluk, sosyal ortamlardan uzak durma, zorunlu olmadıkça insanlarla bağ kurmama, kendini değersiz ve önemsiz hissetme, insanlara karşı düşmanca tavırlar içinde bulunma, masum olduğunu düşündüğü hayvanlarla çok fazla zaman geçirme gibi belirtileri vardır."
GÜLENAY BÖREKÇİ
Turkuvaz Kitap Genel Yayın Yönetmeni
Gulliver insan sevmediği için başka diyarlara kaçtı!
"'Hırsları, kavgacılıkları, beceriksizlikleri, kurnazlıkları yüzünden insanlardan toptan nefret ettiğini söyleyen bir edebiyatçı var mı?' diye sorarsanız ne Flaubert, ne Karl Kraus, ne Nietzsche, hayır hepsinden önce akla tek bir kişi geliyor: 17. yüzyılda yaşamış İrlandalı mizahçı Jonathan Swift. 'Gulliver'in Seyahatleri'ni hatırlayalım... Romanda Gulliver, dört yolculuğa çıkar ve her seferinde bir gemi kazası sonucu kendini bilmediği, duymadığı bir diyarda bulur. Bu düşsel diyarların hiçbiri geldiği yerden farklı değildir, insanlar her yerde kaba, kötü ve ahmaktır. Hele incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerle meşgul oldukları için hakikati hep gözden kaçıran kibirli bilim, fikir ve siyaset adamlarının ülkesine gittiği üçüncü yolculuktan sonra tahammülsüzlüğü had safhaya ulaşır. Mutluluğu dördüncü ve son yolculuğunda, insanların canlıların en aşağısı kabul edildiği bir diyarda bulacaktır. Swift'in hayatının sonlarına doğru münzevi bir hayat sürmeyi seçmesi de kahramanıyla kurduğu özdeşliğin bir kanıtı."
PROF. DR. VEHBİ BAYHAN (Sosyolog)
İnsana güvenin azaldığı bir çağda yaşıyoruz
"Narsisizm çağında yaşıyoruz. Modernleşme ve kentleşme arttıkça birbirine yabancılaşan ve şüphe duyan bireylerin sayısı artmaktadır. Sadece kendini düşünen, empati kurmayan, kendine tapan bireylerin kişilik bozukluğunun adı narsisizm. Bu kişilik bozukluğu olanların tedavi edilmesi zor ve uzun süreç alır. Onlar asla kendilerinin narsist olduklarını kabul etmezler. Bu bağlamda, insanları sevmemek ve nefret etmek anlamında mizantropik birey özelliği narsistlerde daha fazla görülür. Kimseye tam anlamıyla güvenmezler, sürekli kuşku içindedirler."
Tedavisi zor, çünkü hallerinden memnunlar
Klinik Psikolog Mustafa Gödeş, rahatsızlığın tedavi sürecini şöyle anlatıyor:
"Mizantropi adı ile anılan durumu yaşayan ve insan ilişkilerinden uzak durmayı gerektiren problemlere sahip bu kişilerin tedavi ve terapi süreci oldukça zorludur. Bu zorluğun en önemli kısmı ise bu bireylerin genellikle hallerinden memnun olmaları ve bunu çoğu zaman bir problem olarak kabul etmemeleridir. Bunu bir problem olarak kabul edenlerin ise tedavisi ancak uzun dönemli psikoterapiler ile mümkündür."
3 gerçek vaka
Sürekli, 'Ben tercih edilmem, tercih ederim' diyordu!
"Erkek danışanım 28 yaşında ve boşanmıştı. Terapiye gelme nedeni boşanma sürecinde yaşadıkları ile başa çıkamamasıydı. Anamnez süreci sancılı geçmişti çünkü danışanım evlatlık verilmiş, ileri yaşlarda otoriter bir çift tarafından para karşılığı satın alınmış.(Onun kullandığı tabir şeklinde ifade edilmiştir) Kabul edilme, sevgi görme ihtiyacı giderilmediği için yetişkinlik çağında bu ihtiyacın varlığını reddetmişti. Bunu kendini korumak, kendi tabiri ile 'tercih edilmemek için tercih eden olmak' istediği için yapıyordu. Mizantroplar yalnızlığı tercih ederler. Genellikle evlenmezler, danışanımın evlenmesinin nedeni yaptıkları ve yapacaklarına kılıf uydurabilmesi içindi. Terapi süreçleri genel olarak uzun sürmektedir ve devam ediliyor. Süreç, Şema Terapi ve Bilişsel Davranışçı Terapi ile yürütülmüştür." (Aktaran: Psikolojik Danışman Aleyna Nazlıcan Aday)
Kedileri dışında her şeyden nefret ediyordu
"65 yaşındaki bayan danışanım ölüm korkusu nedeniyle terapi desteği almaya karar vermişti. Yapayalnızdı ve hayatında kimseyi istemiyordu. Geçmişindeki insanlara karşı öfkesi çok büyüktü, onlardan nefret ediyordu ve şu anda da bir komşusu ya da arkadaşları yoktu, kedileri dışında. Çocukken ailesinden sevgi görmemiş ve 24 yaşında akrabası ile evlendirilmiş. Zengin bir ailenin tek geliniymiş, ancak hiç çocuğu olmamış. Kayınvalidesi ve kocası tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmış. Bütün insanların kötü olduğunu, zarar vereceğini, kendisinin yaşadıklarına rağmen iyi kalabildiğini, kimsenin onun kadar iyi olamayacağını ifade etti. Danışanımı psikiyatra yönlendirdim. Tahlilleri yapıldıktan sonra ilaç kullanmaya başladı. Bilişsel davranışçı terapi yürüttük. Danışanımın kendisi için en büyük umut ışığı kız kardeşinin varlığı ve onu hayatından çıkarmaması olmuştu." (Aktaran: Psikolojik Danışman Aleyna Nazlıcan Aday)
Babasına olan öfkesi onu mizantrop yapmıştı
"Öfke kontrolü sorunu olan ve karısına şiddet uygulayan 28 yaşındaki bir danışanımın hikayesini anlatayım. Danışanda yoğun bir mizantropi söz konusuydu. Bir yıl önce ailesinin zoruyla görücü usulü evlendirilmişti. Daha önce hiçbir yakın ilişkisi olmamıştı üstelik. Genel olarak insanlara karşı olan nefreti karısına karşı da yoğun bir şekilde vardı. Aile öyküsü, ihmal edilmiş çocukluğunu, babasının altı yaşında evi terk ettiğini ve annesinin bir komşuyla evlilik dışı ilişkisi olduğunu gösteriyordu. Uzun bir psikoterapi sürecinin ardından psikoterapi ile mizantropik düşünce kalıplarını ve davranışlarını daha rasyonel, pozitif veya üretken olacak şekilde değiştirmesi ve öfke kontrolünü sağlaması mümkün oldu." (Aktaran: Psikiyatr Cem Keçe)
Kişilik özellikleri
1) Antisosyal
2) İnsan düşmanı
3) Nefret dolu
4) Kıskanç
5) Narsist
6) Empati yapamayan
7) Büyüklenmeci
8) Mükemmeliyetçi
9) Başkasını dinlemeyen
10) Her zaman haklı
Ben de mizantrop muyum?
1) Sosyal ortamlara girmek istememe
1. Hiç 2. Orta 3. Çok
2) İnsanlarla iletişim kurmayı tercih etmeme
1.Hiç 2.Orta, 3. Çok
3) Kendini değersiz hissetme
1. Hiç 2.Orta 3. Çok
4) Hayvanlara insanlardan fazla değer verme
1. Hiç 2.Orta 3.Çok
5) Gelirinin önemli kısmını hayvanlara harcama
1. Hiç 2. Orta 3.Çok
6) Evinizde ve dışarıda beslediğiniz hayvan sayısı
1. En fazla 5 2. 5-10 arası, 3. 10 üzeri
7) İnsanlardan nefret etme
1. Hiç 2. Orta 3. Çok
8) Çocukluk döneminde aile ilişkilerinde sorunlar
1. Hiç 2. Orta 3. Çok
9-Yalnız kalmayı tercih etme
1. Hiç 2.Orta 3.Çok
10- Kendini diğer insanlardan üstün görme
1. Hiç 2.Orta 3.Çok
Sonuç. Şık puanlarını topladığınızda, rakam 20'nin üzerinde ise siz de bir mizantropsunuz. Bu konuyla alakalı psikolojik destek almanızı tavsiye ederiz. (Hazırlayan: Psikolog Ayhan Altaş)