Dans uzun yıllardan beri hem sosyal ortamların hem de insanların kendilerini ifade edişlerinin önemli bir parçası. Özellikle 1900'lü yıllardan sonra neredeyse her on senede bir öne çıkan bir dans trendi bulunması oldukça dikkat çekici. Örneğin 1930'ların vazgeçilmezi Swing, zamanla yerini Lindy Hop akımına bırakıyor. 1960'larda Twist tüm sosyal ortamların sevilen dansı olurken, 1970 sonları ve 80'lerle birlikte ise Saturday Night Fever ve disko akımı dünyayı etkisi altına alıyor. Bunun yanında elbette Lambada, Macarena ve hatta Michael Jackson'ın yaptığı her figürün olay olduğu Thriller gibi çeşitli ikonik danslar da hayatımıza girerek; yediden yetmişe herkesin bir kez evde ayna karşısında, kendine güvenini kazanırsa da pistlerde hünerlerini sergilediği danslar arasında yer alıyor. İşin enteresan tarafı, dansın tarihinin insanlığın konuşmayı keşfetmesinden bile eski zamanlara dayanıyor olması. Konuşma dilinin olmadığı zamanlarda insanlar birbirleriyle dans dili sayesinde anlaşabiliyorlardı. İlk insanlar önce tabir-i caizse tepinip, çıkardıkları seslere kulak vererek, yaptıkları hareketlere bir anlam verdiler ve birbirleriyle anlaşabilecekleri bir dil ortaya çıkardılar. Zamanla dans tarif edilen bir sanat dalı haline geldi.
GENÇ DANSÇILAR AYNI SAHNEDE
Günümüzdeyse kitlelerin en çok tercih ettiği dansların başında Latin dansları ve breaking, Hip hop gibi sokak dansı olarak tanımlanan akımlar öne çıkıyor. Kitlelerin beğenisiyle ortaya çıktığı noktalardan dünyanın çeşitli bölgelerine yayılan bu danslardan bazıları ilginç hikayelere sahipken, bazıları da gayet sıradanken, anlık olaylarla fenomen oluyor, hatta sosyal medyada çeşitli mücadelelere malzeme oluyor. Son dönemde özellikle gençler arasında en çok tercih edilen danslar, her tür hareketten kolaylıkla ilham alan, kimi zaman yer çekimine meydan okuyan figürleri de bünyesinde barındıran ve pek de fazla kural tanımayan hip hop kökenli sokak dansları olarak öne çıkıyor.
JÜRİNİN SEYİRCİ OLDUĞU YARIŞMA!
Tüm dünyada hayata geçirdiği hem spor hem de kültür-sanat projeleriyle dikkat çeken Red Bull, hip hop, popping, house gibi tüm sokak dansı türlerini bünyesinde barındıran bir dans yarışması olan Red Bull Dance Your Style'ı dünyanın her yerinde düzenleyerek gençlerin yeteneklerini tanıtmalarına imkan sağlıyor. Bu yıl bu yarışma kapsamında, aralarında Türkiye'nin de olduğu 30'dan fazla ülke, 130 ayrı noktada yıl boyunca süren dans elemeleri gerçekleşti. Bu elemeler sonucunda seçilen 60'tan fazla dansçı ise yarışmanın cumartesi günü Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde hayata geçirilen dünya finalinde sahnede olmak için ter döktü. Tüm dansçıların üç gün boyunca tüm hünerlerini sergilediği karşılaşmaların sonunda 16 dansçı final sahnesine ayak basma fırsatını yakaladı. Dünyanın en iyi dansçılarının hem yer çekimi hem de birbirleriyle mücadelesini izleme fırsatı sunan yarışmanın 2022 dünya finalinde jürilik görevini ise aralarında benim de olduğum seyirciler gerçekleştirdik. Dansçılar kırmızı ve mavi köşe olmak üzere, boks ringine benzer bir mantıkla sahnede hünerlerini sergiledi. Biz de halk jürisi olarak mavi ve kırmızı renklerde yanan teknolojik bileklikler sayesinde beğendiğimiz dansçıların rengini seçerek oyladık.
19 YAŞINDAKİ GENÇ ŞAMPİYON
2022 Dünya Finali'nde Japon D Soraki ve Nijeryalı King Davinci karşı karşıya gelerek birbirlerine meydan okudu. Tüm biletlerin tükendiği bilgisini aldığımız, hınca hınç dolu mekânda nefeslerimizi tutarak izlediğimiz final karşılaşması sonunda ise seyirci oylarıyla yarışmanın kazananı 19 yaşındaki D Soraki oldu. Ailesi de kendisi gibi dansçı olan ve dört yaşından beri dans eden genç yetenek ödülünü aldıktan sonra Nijeryalı rakibinin önünde eğilerek ona olan saygısını gösterdi ve hepimizin gönlüne girdi.
İSTANBUL'DAN JOHANNESBURG'
İstanbul'dan Johannesburg'a Türk Hava Yolları ile aktarmasız 10 saatte gidilebiliyor. İstanbul'dan THY'nin günde tek seferi var ve bu uçak gece 01:35'te kalkıyor. Güney Afrika, Türkiye'den 1 saat geride olduğu için varış vakti sabah 10:30 civarı oluyor.
Nerede kalınır?
Johannesburg'ta konaklama için genel olarak Sandton bölgesi otelleri tavsiye ediliyor. Burası, Johannesburg'un diğer bölgelerine göre daha güvenli olduğu için gerek iş gerekse turistik olarak tercih edilen bir bölge.
Gezilecek yerler?
Sırasıyla; Zoo Lake, Johannesburg Hayvanat Bahçesi, Military Museum ve Constitution Hill'e, Mining District, Carlton Centre, Transport Museum, Gold Reef City, Apartheid Museum ve Braamfontein gibi yerler. Son olarak bir de Soweto'ya (Johannesburg denince ilk akla gelen ve teneke evleriyle dev bir gecekondu mahallesi olan yerdir) gitmelisiniz. Bunun dışında Nelson Mandela Square, Lion Park'ta (Aslan Parkı) bir safari turu fena değil ama öyle beni çok etkiledi diyemem.
Biraz zamanınız varsa yaklaşık iki saat süren Pilanesberg National Park ya da daha geniş zamanınız varsa yaklaşık beş saatte ulaşılan Kruger National Park'taki safari turuna katılmanızı önerebilirim.)
Ne, nerede yenir?
Johannesburg'ta çoğunlukla biftek, pirzola ve deniz mahsulleri yenmeli. Yolunuz düşerse mutlaka deneyin diyeceğim mekanlar Trumps Grillhouse, Ocean Basket, Marble Restaurant, Harny Pancake, Cod Father, Kream Restaurant, Carbon Restaurant ve Signature Restaurant...
DANSIN DOĞDUĞU TOPRAKLAR
Yarışmanın ilk dünya finali 2019 yılında, Paris'teki tarihi Grande Halle de La Villette'de 4 binden fazla katılımcı ile gerçekleştirilmiş. Dansçıların herhangi bir street style (sokak dansı) türünde performans sergilediği, müziğe ve beklenmedik ritimlere doğaçlama ayak uydurduğu, izleyicilerle etkileşime geçtiği teke tek yarışma formatında gerçekleşen yarışmanın bu seneki dünya finalinin Güney Afrika'da olması ise asla bir tesadüf değil. Birçok sokak dansının kökeninde ve hatta günümüzde sosyal medyada anlık olarak tükettiğimiz dans akımlarının ve çarpıcı figürlerin köklerinde Afro Dansın etkisinin büyüklüğü tartışılmaz. Kısacası, müziğin ve pop kültürünün süper yıldızlarının kliplerinde gördüğümüz birçok dans Afro danstan ilham alıyor.