Katar'da, ilk kez kış aylarında düzenlenen 22. FIFA 2022 Dünya Kupası'nda final günü geldi çattı. Kupanın 29'uncu gününde oynanacak 64'üncü maçta Fransa ile Arjantin, dünyanın en anlamlı kupasının peşinde. Bu kupa, iki ülke için de farklı anlamlar taşıyor. Dünya futbolunun günümüzdeki tartışmasız en büyük yıldızı Lionel Messi, muhtemelen bu arenada son kez forma giyecek. Kariyerinde sayısız başarı, unvan elde eden Arjantinli yıldız, Dünya Kupası'nı kazanarak tek eksiğini tamamlamak istiyor. Messi ile ilk kez gerçekten bir takım görüntüsü veren Tangocular da, 1978 ve 1986'dan sonra kupayı bir kez daha kazanmayı istiyor. Fransa'da ise hedefler bambaşka... 2018'de Rusya'da düzenlenen Dünya Kupası'nda mutlu sona ulaşan Horozlar, bunu tekrarlamayı hedefliyor. Horozlar, teknik direktör Didier Deschamps yönetiminde bu başarıyı iki kez üste elde ederlerse İtalya (1934-1938) ve Brezilya (1958-1962) ile birlikte tarihe geçecekler. Kylian Mbappe de, Fransa'nın mutlu sona ulaşması halinde futbolun son 15 yılına damga vuran Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi'nin ulaşamadığı tarihi bir başarıya, henüz 24 yaşında ulaşmanın eşiğinde.
BÖYLE KARİYERE BU VEDA YAKIŞMADI
Cristiano Ronaldo'nun kariyeri ve kalitesiyle ilgili ne yazsak eksik kalır. Ancak Portekiz Milli Takımı'yla büyük olasılıkla son kez katıldığı Dünya Kupası'nda bekleneni vermekten çok uzaktı. Geçen sezon transfer olduğu eski takımı Manchester United ile bu sezona sorunlu başlayan ve Dünya Kupası'na kısa bir süre kala kulüple yolları ayrılan 37 yaşındaki dünyaca ünlü yıldızın, milli takım kadrosunda olmaması düşünülemezdi. Dünya futbolunda önemli bir yeri olan teknik direktör Fernando Santos da, onu kadroya dahil ederken başına iş açacağını elbette biliyordu. Kenarda tutsanız olmaz, oynatsanız muhteşem kadroyu bireysel oyunuyla bozabilir. Santos, neticede onsuz bir oyun planıyla ayakta kalmayı denedi. Plan tuttu gibiydi ama evdeki hesap sahada bozuldu. Portekiz, yıllarca konuşulacak Fas destanının çeyrek finaldeki figüranı oldu. Fas yarı finale çıkarken soyunma odasına ağlayarak giden Ronaldo'nun, ezeli rakibi Messi'nin finale çıkacağından henüz haberi yoktu.
10 YILLIK ARKADAŞLARIN ARASINA GİREN 11 METRE!
Yıllar önce Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi adıyla Peker Handke'nin bir romanı yayınlanmıştı. Futbolun içinden gelen insanlar, romana adını veren iddianın doğru olmadığını söyleyerek "Penaltının gol olması olağandır. Asıl endişeli olan penaltıyı kullanan futbolcudur" yorumunu yaptılar. Bu önerme Katar'da bir kez daha kanıtlandı. Premier Lig kulübü Tottenham'da 10 yıla yakın bir süredir takım arkadaşı olan Fransız kaleci Hugo Lloris ile İngilizlerin golcüsü Harry Kane, çeyrek finaldeki Fransa-İngiltere rakip oldu. İki kere penaltılarda karşı karşıya geldiler. Kane ilkinde topu ağlarla buluşturdu ama ikincisinde topu dışarı vurdu. Böylece İngiltere kupada bir kez daha penaltı nedeniyle saf dışı kaldı. İngilizlerin en korktuğu maçın penaltılara gidip, 30 yıllık 'penaltılarda elenme' şanssızlığını yaşamaktı. Nasıl bir lanetse maç penaltılara gitmeden şanssızlık kapıyı tekrar çaldı. İngiltere evinin yolunu tutarken erken finali kazanan Fransa, yarı finalde de kupanın sürprizi Fas'ı geçerek üst üste ikinci kez dünyanın zirvesine çıkma şansı yakaladı.
MASAL DEĞİL GERÇEĞİN TA KENDİSİ
Futbolda devleri durduran bir takım sonra mağlup olunca hemen 'Masal Bitti', 'Rüya Sona Erdi' başlıkları atılır. Öyle normalden uzak bir olaydır ki, gerçek olamayacak kadar güzeldir. Oysa gözümüzle gördük, Dünya Kupası tarihine geçen Fas üst düzey bir futbo l oynadı. Büyük oranda kariyerlerini Avrupa'da sürdüren Faslı oyuncular, futbolun beşiğindeki rakiplerine kramponlarını ters giydirdi. Sadece üç ay önce göreve gelen teknik direktör Walid Regragui ile, hazırlık maçlarında gol yemeden Dünya Kupası'na gelen Fas, şahane futbolunu turnuva boyunca sürdürdü. Gruptan çıktıktan sonra İspanya ve Portekiz'i eve yollayıp yarı finale çıktılar. Sahada Fransızca'nın 'ana dil' olduğu maçta Fransa'ya kafa tutup finalin kapısından döndüler. Olağanüstü bu başarı, sadece Fas'ta değil mültecilerin yaşadığı Batı ülkelerinde de kutlandı, insanları sokaklara döktü.
ARTIK MODA KALECİ OLMAK
Dünya Kupası yaz aylarında oynanınca, çocukların gündemi tamamen ülkeler, futbolcuları ve yıldız isimler olurdu. Hatırladığım ilk Dünya Kupası 86 Meksika olduğu için, unutulmaz yıldızım da Maradona idi. Katar'daki Dünya Kupası'nın starları ise golcüler değil kaleciler oldu. Bugün Dünya Kupası'nda final maçına çıkacak Arjantin'in kupanın ucundan tutmasında Messi kadar Emiliano Martinez'in de katkısı var. Eğer seri penaltı atışlarına giden çeyrek final maçında Hollanda'nın üç penaltısını kurtarmasaydı, Messi, Ronaldo ile eve dönmüş olabilirdi. Son 16'daki seri penaltılarda Japonya'ya üç kez geçit vermeyen Hırvatistan'ın file bekçisi Dominik Livakovic da tam not aldı. Fas-İspanya müsabakasında ise seri penaltı atışlarında üç kurtarış yapan Sevilla'nın 31 yaşındaki Faslı kalecisi Yassine Bounou maçın kaderini belirleyen isimdi. Polonya'nın kalecisi Wojciech Szczesny da Suudi Arabistan karşısındaki penaltı kurtarışıyla karşılaşmaya damgasını vurdu.