Mevlana döneminde Türkiye'de 200 cam altı atölyesi bulunurken, bu sanat zamanla yok oldu. 2010 yılında sanatsal çalışması için gittiği Romanya'da Romanya'nın bu sanat dalına sahip çıkıp kendi milli sanatları gibi lanse edilmesine üzülen emekli öğretmen İbrahim Boz, Bartın Belediyesi himayesinde açtığı kursta öğrenci sayısını 62'ye çıkardı. İbrahim Boz atölyenin açılma hikayesini şöyle anlatıyor: "Bartın'da tarihi evlerin hepsinde cam altı sanatı ile yapılmış eserler var ama zamanla deforme olmuş. Bana getiriyorlardı, ben aslına uygun bir şekilde restore ediyordum. Romanya'da en ünlü cam altı sanatı ile uğraşan kişi ile tanıştığımda, dünyanın en güzel cam altı eserlerinin Topkapı Sarayı'nda olduğunu ifade etti. Biz sahip çıkamadığımızda birileri bu sanata sahip çıkmış.
Bunun üzerine harekete geçtim, başkanımızla irtibata geçtim. 2010 yılında kurulan Bartın Belediyesi Sanat Atölyesi kuruldu ve diğer sanat dalları ile bu sanat dalında kurs açıldı. 2014 yılında 10 öğrenci ile başladığımız kursta bugün çeşitli yaş gruplarında 62 öğrencimiz bulunuyor." Osmanlı padişahlarının giysilerini de bu sanat ile yaşattıklarını belirten Boz, "Cam altı sanatında Osmanlı padişahlarının giydiği motifleri ve şekli ile bir anlamı olan kaftanları işliyorum. Hem milli sanatımızı, hem de milli giysilerimizi yaşatıyorum." Belediye Başkanı Cemal Akın kursların ücretsiz olduğunu, kursiyerlere bazı malzemeleri ücretsiz temin ettiklerini, açtıkları sanatsal kurslar sayesinde kursiyerlerin meslek sahibi olduklarını ve yaptıkları eserleri satarak aile bütçesine katkı sağladıklarını söylüyor. 2021 yılında hem vakit geçirmek hem de stres atmak için cam altı sanatı kursuna katıldığını belirten 71 yaşındaki Fatma Zehra Nane, "Beynimi rahatlatmak hem de sağlklı herkesin her yaştabir şeyler yapabileceğini göstermek için hocamız İbrahim Bey'in destekleri ile bu kursa başladım. Buradan gençlerimize sesleniyorum; bıraksınlar cep telefonlarını, bilgisayarları, gelsinler bu kurslara katılsınlar. Onlardan hayır gelmez. Gizli kalmış yeteneklerini ortaya çıkarsınlar.
Hem bir şeyler öğrenirler, hem de ellerinde bir altın bilezik olur. Bakın ben bu yaşta, bu sanatı öğrendim. Kötü mü oldu, burada bir sürü arkadaş edindim, hem de çocuklarıma torunlarıma ve dostlarıma yaptıklarımı vererek onlara bir hatıra bırakıyorum. Mesela cam altı boyama ile bir lambader yaptım, onu gelinime hediye edeceğim, daha birkaç eser yaptım onları da hep hatıra olarak verdim. Gençler muhakkak geçmişimize sahip çıksınlar. Benim gençlere nasihatim bu, biz geçmişimize sahip çıkmazsak, sonra gelir birileri kendi geçmişlerini bize öğretirler. Zamanı, sıhhati olan herkese sesleniyorum, sanatla uğraşmak hem insanları genç tutuyor, hem de streslerini atmalarına yardımcı oluyor."
AİLE BÜTÇESİNE KATKI SAĞLIYORUM
Beş yıldır cam altı boyama sanatı ile uğraştığını belirten ev hanımı Saadet Karakuş, "Beş yıl önce resim değil bir çizik atamazken, şimdi çok farklı şeyler yapıyorum. Evde boş otururken, bu kursa gelerek kendimi geliştirdim ve bir sanat öğrendim. Şimdi öğrendiğim bu sanat ile çeşitli objeler yaparak sosyal medya hesabımdan satıyorum. Ev bütçeme de katkı sağlıyorum."