İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından yayınlanan 'Kültürel Değişim ve Endüstrileşme Sürecinde Türk Dizileri' raporu dizilerimizin dünyada yarattığı etkiyi hem ekonomik hem de psiko-sosyal açıdan inceliyor... Türkiye'de üretilen dizilerin yüzde 75'i yaklaşık 150 ülkeye ihraç ediliyor. 400 milyon izleyicisi olduğu tahmin ediliyor. Türk dizilerinin ihracat hacmi 2008 yılında sadece 10 milyon dolar dolayındayken 2018 yılında 350 milyon dolara gelmiş. Böylelikle Türkiye dizi ihracatında 600 milyon dolar üzerindeki ihracat hacmiyle ABD'den sonra bilinirlik ve talep edilme noktasında ikinci sıraya kadar yükselmiş.
Türk dizileri ve yapımlarında ülkemizin ilk etapta ihracat hedefi en az 1 milyar dolar olarak belirlenmiş. Proje yürütücüsü ve araştırmanın editörü Doç. Dr. İbrahim Sarıtaş, çalışmanın Türk dizi sektörünün ekonomik yapısıyla çalışma ve izleyici pratiklerini inceleyen iki ana başlığı olduğunu vurgulayarak, "Çalışma genel olarak 2010-2020'de Türk dizilerinin evrimini, dönüşümünü ele alıyor. Ayrıca kültür endüstrisindeki gelişimin, ihracat noktasındaki son gelişmelerin sektörün kendi dışındaki pek çok sektörü de etkilediğini düşünerek kapsamlı bir çerçeveden bakmaya çalıştık" diyor. Raporun editörlerinden Prof. Dr. Aydan Özsoy ise raporda Türkiye genelini temsil edecek anket çalışmalarının da yer aldığının altını çizerek, "Ayrıntılı tablolar ve analizlerle sunulan veriler, son yıllarda yapılan en kapsamlı alan araştırmalarından biri. Yerli dizilerin toplumsal etkilerini geniş bir perspektiften ele aldık. Türkiye'de kültürel değişimin merkezinde yer alan dizilerin incelenmesi konusunda çok değerli bir çalışma olduğunu söyleyebilirim" diye konuşuyor.
Rapor, Sarıtaş ve Özsoy'un editörlüğünde, akademisyen ve araştırmacı kadrosu tarafından hazırlandı. Türk dizileriyle birlikte kültürel değişim, endüstrileşme ve dizi özelindeki konuların detaylı bir şekilde incelendiği raporda, yerli dizilerin ürün ve eşya ihracatına etkisi istatistiksel verilerle ortaya konuldu. Rapor için turistlerin Türkiye'yi ziyaret etmelerinde Türk dizilerinin ne kadar etkili olduğunu belirlemek amacıyla toplam yaklaşık 500 turiste, 5 dilde hazırlanan anket çalışması yapılarak, anketlerin analiz edildi. Rapordan çarpıcı detayları derledik...
'Sen Anlat Karadeniz' dünyaya Karadeniz'i sevdirdi
Doğu Karadeniz bölgesinin turistik açıdan tercih edilmesinde çekilen dizi ve filmlerin etkisi olduğunu belirtiliyor raporda. O bölüm şöyle: "Katılımcıların Karadeniz bölgesini ziyaret etmelerinde izledikleri dizi ya da filmlerin etkili olup olmadığını sorduklarında yüzde 82,7 oranında "Evet" cevabı almışlardır. Görüldüğü üzere Karadeniz şehir markalaşmasına katkı sağlayan plato şehirleri barındıran bir bölge olmaktadır. Karadeniz'e Türk dizilerinde sıklıkla yer verilirken 2000 sonrasında Karadeniz temasının daha da belirginleştiği görülür. 2000-2010 yılları arasında Karadeniz'i öne çıkaran diziler; 'Gülbeyaz' (2002), 'Fırtına' (2006), 'Sevdaluk' (2013), 'Benim İçin Üzülme' (2012), 'Aşk Yeniden' (2015) 'Ege'nin Hamsisi' (2018), 'Sen Anlat Karadeniz' (2018) ve 'Kuzey Yıldızı İlk Aşk' (2019) olarak sıralanabilir. Bu dizilerin ortak özelliği mekân olarak Karadeniz'de geçmesi veya öyküsünü Karadeniz aile yapısı, şehirleri üzerine kurmasıdır. Karadeniz şivesi, horonu, müziği ve balıkçılık geleneği gibi unsurlar öne çıkmaktadır. Duygusal bağ kurmaya yarayan hikâye, karakterler ve gittikleri mekânlarla görünür olmaktadır. Dizinin temel dramatik mekânları; tekne, deniz, mahalle ve sokak gibi gündelik yaşam alanlarıdır. Fırtına (2006) diziside iki Karadenizli ailenin yaşantısını anlatmakta ve Trabzon şehrini tanıtmaktadır. Dram türünün yanı sıra güldürü kodlarının kullanıldığı komedi türünde de Karadeniz dizileri yine dikkat çekmektedir."
İzleyici, tarihi dizilerin kısmen gerçeği yansıttığını düşünüyor
"Katılımcıların izledikleri yerli tarihi dizilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yönündeki soruya, yüzde 42,9'luk bir oranla kısmen yansıttığı yanıtını vermektedir. Katılımcılardan yüzde 33,1'i yerli dizilerin gerçeği yansıtmadığını düşünürken yüzde 24'ü gerçeği yansıttığını düşünmektedir. Katılımcıların yanıtlarından hareketle yerli tarihi dizilerin gerçekliği izleyicisinin zihninde kısmen kurabiliyor olduğu söylenebilir. Yerli dizi-metinlerinin kurmaca yapısı kuşkusuz ki gerçekliğin izleyici tarafından kısmen algılanıyor olmasında önemli bir etkendir. Katılımcıların yaşları yükseldikçe yerli dizilerin gerçeği yansıttığı yönündeki olumlu bakışları artmaktadır. 55-64 yaş arası katılımcılar ile 65 yaş üstü katılımcılar yüzde 31'lik en yüksek oran ile yerli dizilerin gerçeği yansıttığını ifade etmişlerdir. Eğitim seviyesi arttıkça katılımcılar, yerli dizilerin gerçekliği yansıtmadığını düşünmektedir. Lisansüstü eğitime sahip katılımcıların yüzde 53,7'si yerli dizilerin gerçekliği yansıtmadığı yönündeki yanıtları dikkat çekicidir."
Uyarlama Türk dizileri orijinal işler kadar etkili değil
"Genel olarak değerlendirildiğinde genç bireylerin yarısından fazlası yabancı yapımdan uyarlama dizilerini izledikten sonra kendi kültürleri dışında yabancı bir kültüre ait değer ve unsurları günlük hayatlarına geçirmek istemektedir. Bunlar arasında özellikle yaşam tarzı unsuru başta yer alırken devamında; giyim stilleri, sanat ve sanat eserlerinin kullanımı yer almaktadır. Kadınların erkeklere oranla uyarlama dizilerindeki yabancı kültürel sanat ve sanat eserleri daha fazla ilgisini çekmektedir. Yine kadınların yabancı kültürel değerleri hayatlarına geçirmek istemeleri erkeklere oranla daha yüksektir. Ayrıca gençlerin uyarlama dizilerinde izledikleri yabancı kodlara ait giyim stilleri, yaşam tarzı, sanat ve sanat eserlerini günlük yaşamda dâhil etmek istemeleri, uyarlamaların kültürel bir değişimi de beraberinde getirdiği görüşünü onaylamaktadır. Nihayetinde bu araştırmada yabancı yapımdan uyarlama dizilerin yabancı kültürel kodların yansımalarıyla genç bireylerin kültürlerine etki ettiği, bu etki sonucunda gençlerin kültürel bir yabancılaşma yaşanabileceği düşüncesini oluşturduğunu göstermektedir."
Kuruluş Osman en çok sevilen dizilerden biri
Katılımcıların son dönemde en çok izlediklerini beyan etikleri dizilerin listesi ise şöyle Buna göre 'Yasak Elma' dizisi en çok izlenen dizi olurken onu 'Çukur', 'Kuruluş Osman', 'Yargı' ve 'Gönül Dağı' takip etmektedir. Katılımcıların dile getirdikleri dizilerin tamamının ulusal televizyon kanallarında yayınlanan diziler oluşturmaktadır. Dijital platformda yayınlanan diziler ise burada yer almamaktadır. Dolayısıyla katılımcıların Türk dizilerini daha çok ulusal yayın yapan televizyon kanallarından takip ettikleri söylenebilir. Bunun yanında grafiğe göre katılımcıların bu dizileri çoğunlukla aile bireyleri ve /veya akrabaları ile birlikte izledikleri de söylenebilmektedir. Araştırmaya göre katılımcıların büyük çoğunluğunun televizyon dizilerini ulusal kanallardan izledikleri, en çok üye olunan dijital platformun Netflix olduğu, katılımcıların yerli dizileri izlemek üzere seçerken en çok hikayesine/senaryosuna göre değerlendirdikleri ve çoğunun günde en az 2 saatini dizi izlemeye ayırdıkları tespit edilmiştir."
Erkekler Osman Gazi'yi örnek alıyor
"Katılımcıların yanıtları değerlendirildiğinde Türk dizilerinin izleyicilerin çalışma yaşamları üzerinde yoğun bir etki oluşturmamakta olduğu söylenebilmektedir. Katılımcılar çevrelerinde gördükleri bireylerin saç, makyaj ve giyim tarzı bağlamında yerli dizilerde gördükleri karakterlere benzemediklerini düşünmektedir. İzleyicilerin kendilerini veya çevrelerindeki kişileri; Kurtlar Vadisi, Pusu (Polat Alemdar), Yasak Elma (Yıldız), Çukur (Yamaç), Aşk-ı Memnu (Bihter) ile Kuruluş Osman (Osman) karakterlerine benzettikleri görülmektedir. Kadın katılımcılar kadın karakterlere, erkek katılımcılar ise erkek karakterlere kendilerini veya çevresindekileri benzetmektedirler. Yerli bir dizi yayından kalksa ve üzerinden uzun bir süre geçse bile izleyicilerin karakterle kurduğu bu benzerlik kurma ilişkisi devam etmektedir."
Aile yapımız yabancı izleyiciye sıcak geliyor
Yabancı kaynaklı dijital kanalların Türkiye ile ilgili tarih algısına Türk izleyici güvenmiyor. Oryantalist ve taraflı buluyor...
Tarihi diziler Türk tarihine olan ilgiyi tüm dünyada artırdı. Tarihi kahramanlar üzerinden, yabancı izleyici de Osmanlı ve Selçuklu tarihini araştırmaya başladı.
Suç temalı diziler sanıldığı gibi gençleri, şiddete yönlendirmiyor. Yapılan anketlerde suç dizisi izleyip kendisi ya da bir yakını şiddete özenen kişi sayısı yok denecek kadar az. Yani izleyici kurguyla gerçeği sanıldığından daha rahat ayırt edebiliyor.
Türk dizileri yabancılar tarafından mistik bulunuyor. Tarihi dokumuzun yanında, çağdaş şehirlerimiz ve mimarimiz sayesinde, Türk dizilerinde gördükleri ülke imajı yabancı izleyici için bir yanıyla tanıdık, bir yanıyla da keşfe çağıran yenilikler barındırıyor.
Bizde her ne kadar 'Türk dizileri aile yapısını olumsuz etkiliyor' dense de, dünyada Türk dizilerinde kuvvetli aile bağları görmek yabancı izleyiciyi olumlu etkiliyor.
TÜRK DİZİLERİ DÜNYADA NEDEN SEVİLİYOR?
DOĞU DA, BATI DA İSTANBUL'DA!
"Türk dizilerinin dünyanın çok farklı bölgelerinde başarı elde etmesinin ana nedeni, sektörün gözünden de Türkiye'nin sahip olduğu çok kültürlü yapısıdır. İçinde bulunduğumuz coğrafya yüzyıllardır süren kültürel aktarımları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle dizilerimizde yer alan bir hikâyeyi gören, izleyen dünyanın neresinde olursa olsun kendisi ile özdeşleşebilen bir şey yakalayabilmektedir. İstanbul görüntülerine olan talep dizilerde şehrin de bir aktör olarak yer almasını sağlamaktadır. Kozmopolit bir şehir olan İstanbul ülkenin çok kültürlülüğünün görünür kılınmasını sağlamaktadır."
OYUNCULUKLAR BAŞARILI
"Yurt dışında yakaladığımız başarıda yakın kültürel değerlerin öneminin yanında bunun nasıl resmedildiği önem taşımaktadır. "Çağdaş Batılı değerler ile İslami değer ve gelenekleri birlikte işleyen" dizi yapımlarımda aynı zamanda farklı etnik kökenleri çok iyi aktaran oyuncularımızın olması ayrı bir avantaj oluşturmaktadır. Bu durumu şu şekilde örneklendirmek mümkündür; Türk dizilerini yine dünyada büyük izleyici kitlelerine erişebilen Kore dizilerinden ayıran ve daha başarılı ihracat hacmine ulaştıran "aynı karakterlerden ziyade farklı fiziksel özelliklere sahip oyuncu kullanımıdır."
LATİN AMERİKA ÜLKELERİ TÜRK İNSANININ KENDİLERİNE BENZEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR
"Latin Amerika ülkelerinde, ülke vatandaşları ile oyuncularımızın arasında kurulabilen fiziki benzerliklerin hikâye ile kurulan bağı da güçlendirdiğinin altı çizilmektedir. Daha kapsamlı bir bakışla 'Türk dizilerini başarılı kılan nedir?' sorusu karşısında elde edilen verileri şu şekilde sıralamak mümkündür: Hikâye, oyuncular, müzikler ve mekân. Hikâye odaklı olarak ele alındığında 'özgün, inandırıcı hikâyeler ve güçlü senaryolar, etik problemlerin işleniyor oluşu, güçlü yan hikâyelerin ve yan karakterlerin oluşu, öykünün tek aks değil güçlü birçok yan aks üzerinden anlatımı' karşımıza çıkmaktadır."
TÜRK MÜZİKLERİ ÇOK SEVİLİYOR
"Türk dizilerinde yer alan orijinal müziklerin de anlatımı ve dizinin özgünlüğünü güçlendirdiği belirtilmektedir. Bununla birlikte oyuncularımızın görünüş özelliklerinin ötesinde performansı önemli bir ölçüttür. Daha az rol yapan, daha doğal, inandırıcı bir oyunculuk söz konusudur. Bu durum seyircinin diziyi takip ederken gündelik rutinlerine dair diğer işlerle ilgilenebilmesini ve diziyi kaçırmamasını da sağlamaktadır. Tüm ülkelerden oyuncuların çok beğenildiğine dair geri dönüşler aldıklarını ekleyen sektör temsilcileri bir diğer önemli ölçüt olarak kaliteli prodüksiyon ve mekân kullanımının önemini vurgulamaktadır."