Hayatımız alışverişle geçiyor... Yaşamak için, giyinmek için, barınmak için, yemek için... Alışveriş hayatın kaçınılmaz ihtiyacı. Ama öyle bir nokta var ki, bazen alışveriş bir takıntı olarak karşımıza çakıyor. Psikoloji bu rahatsızlığa onyomani diyor... 'Oniomania'dan geliyor sözcük. Yunancada 'onios' satılan, 'mania' ise çılgınlık anlamına geliyor... Takıntılı satın alma bozukluğu, diğer adıyla da alışveriş bağımlılığı. Uzmanlar son dönemde alışveriş bağımlığının arttığı söylüyor. Hem içsel boşluk duygusu, hem her bağımlılıkta olduğu gibi internet satışları sayesinde bağımlılık duyulan objeye kolay ulaşım, kredi kartı kolaylığı gibi etkenler bağımlılığı körüklüyor.
Alışveriş bağımlılığı anlık istek veya hazların karşılanması için, herhangi bir ihtiyaç olmaksızın gerçekleştirilen ve tekrarlayan satın alma davranışı. Bağımlılık kavramı genel olarak madde kullanımını ifade etmek için kullanılsa da olumsuz sonuçları bulunan davranışların yapılmaya devam edilmesi de günümüzde davranışsal bağımlılık olarak tanımlanıyor. Alışveriş bağımlılığında satın alınan ürün yerine satın almanın verdiği haz ön planda. Satın alma konusunda aşırı davranışlar dikkat çekiyor.
Uzmanlar alışveriş bağımlılığındaki aşırı davranışlarI dört unsur çerçevesinde değerlendiriyor. Önüne geçilemeyen satın alma isteği, satın alma sürecinde kontrol kaybı, satın alma sonucunda psikolojik, sosyal veya ekonomik olumsuzluklar yaşamak, yaşanan olumsuzluklara rağmen satın almaya devam etmek...
Psikiyatr Cem Keçe onyomaniyi şöyle tanımlıyor: "Onyomani, kompulsif satın alma bozukluğu anlamına gelir. Para ve zaman kaybı, bunun sonucunda da pişmanlık, huzursuzluk gibi olumsuz sonuçlara neden olan alışveriş ve satın alma davranışı takıntısıdır. Kompulsif satın alma, karşı konulamaz, kontrol edilemez bir dürtü olarak deneyimlenen bir dürtü kontrol bozukluğu ve bağımlılıktır. Kompulsif satın alma, imkanlarının ötesinde harcama yapan insanlarla sınırlı değildir; aynı zamanda alışveriş yapmak için aşırı miktarda zaman harcayan veya kronik olarak bir şeyler satın almayı düşünen ama asla satın almayan kişileri de içerir."
Bütün bağımlılık türlerinde olduğu gibi alışverişte de aslında kişiye geçici mutluluk vermesi ve bu mutluğa duyulan aşırı istek söz konusu... Klinik Psikolog Ayhan Altaş, alışveriş, mutluluk ve haz arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Alışveriş yapmak insan psikolojine iyi gelen bir şey çünkü yeni bir şey almak insanın zihinsel olarak farklı bir uyarana maruz kalması ve zihnin duyarlı hale gelmesine fayda sağlıyor. İnsan yeni bir şey aldığında zihin bir süre o alınan eşyaya yöneliyor ve onunla alakalı bir zihin süreci başlatıyor. Eğer kişiyi zihinsel olarak rahatsız eden şeyler varsa böylece o rahatsız eden şeylerden de bir süreliğine de olsa uzaklaştırmış oluyor. Bu da kişinin psikolojik olarak kendisini iyi hissetmesine yardımcı oluyor.."
Peki, hangi aşamadan sonra kişi kendini alışveriş bağımlısı olarak buluyor? Altaş bu geçiş sürecini ise şu sözlerle özetliyor: "Alışverişin kişiye iyi hissettirdiğini bir bilgi olarak kaydeden zihin daha sonra iyi hissetmek istediğinde alışverişe yönelebilir. Tabii insan hayatında sorunlar arttıkça alışveriş davranışı da artacaktır. Bir süre sonra alışverişin oluşturduğu mutluluk hali kişiye yeterli gelmemeye başlayacaktır. Kısa süreli etki sonrası tekrar mutlu olmak isteyen kişi yine alışveriş davranışına yönelecek ve her geçen gün daha fazla alışveriş davranışı görülecektir."
Tabii bütün bağımlılıklarda olduğu gibi bu sürecin sonunda da psikolojik, sosyolojik ve ekonomik yıkım var. Altaş'dan dinleyelim: "Bir süre sonra kişi artık alışverişten eskisi kadar mutluluk duymamaya başlayacak ve fazla alışveriş yaptığı için maddi sıkıntılar gibi başka sorunlar ortaya çıkacaktır. O noktadan sonra artık eskiden mutlu eden alışveriş davranışı kişiyi mutsuz etmeye başlayar. Sonra mutsuz olduğu için mutlu olma adına çözüm yolları arayacak ve zihninin alışverişten başka bildiği çözüm yolu olmadığı için tekrar alışverişe yönelecektir. Sorun bir kısır döngü haline gelmiştir. Mutlu olma isteği, alışverişe yönelme, alışverişin mutsuz etmesi, tekrar mutlu olma ihtiyacı ile alışverişe yönelme ve tekrar mutsuz olma. Bu noktadan sonra artık kişi alışveriş bağımlısı yani, onyomani seviyesine gelmiştir."
Peki, onyomani niye artıyor, daha çok kimlerde görülüyor, tedavisi nedir, vaka örneklerinde görünen temel özellikler neler, bizde bu rahatsızlık ya da başlangıcı olup olmadığını nasıl anlarız? Buna benzer pek çok sorunun cevabını uzmanlardan aldık...
BAĞIMLILIK TESTİ
En az beş soruya 'evet' diyorsanız dikkat!
1. Kendinizi mutsuz hissettiğinizde ilk yaptığınız şey alışveriş midir?
2. Kendinizi iyi hissetmek için alışveriş dışında yöntemleriniz var mıdır?
3. İhtiyacınız olmadığı halde bir şeyler alıyor musunuz?
4. Bir şeyler almak istememenize rağmen kendinizi alışveriş yaparken buluyor musunuz?
5. Alışveriş yaptıktan sonra kendinizi suçluyor ve pişmanlık duyuyor musunuz?
6. Gün içinde sürekli "Ne alabilirim?" diye düşünüyor musunuz?
7. Sürekli ne alacağınızı düşündüğünüz için işlerinize konsantre olmakta güçlük çekiyor musunuz?
8. Alışverişe harcadığınız zaman günlük işlerinizin aksamasına neden oluyor mu?
9. Bütçenize göre fazla alışveriş yaptığınızı düşünüyor musunuz?
10. Kontrolsüz bir şekilde alışveriş yaptığınızı düşünüyor musunuz?
SONUÇ: Soruların en az beş tanesine "Evet" diyorsanız, alışveriş bağımlısı olabilirsiniz. Bu konu hakkında daha ayrıntılı psikolojik değerlendirme almanızı öneririz. (Hazırlayan: Klinik Psikolog Ayhan Altaş)
Bağımlılarda görülen 10 özellik
1. Sürekli satın alma saplantısı.
2. Ne kadar satın alsa da hiçbir zaman tatmin olmama.
3. Gereksiz şeylerin satın alınmasına karşı koymada zorluk.
4. Kontrolsüz alışveriş nedeniyle maddi sıkıntılar yaşama.
5. Alışveriş yapmakla aşırı meşgul olma, çok fazla zaman harcama nedeniyle gündelik aktiviteleri yapamama.
6. Kontrolsüz alışveriş nedeniyle işte, okulda veya evde sorunlar yaşama.
7. Alışveriş yapamadığında huzursuz ve kötü hissetme.
8. Alışveriş yaparken coşkulu, heyecanlı ve mutlu hissetme.
9. Alışveriş yaptıktan sonra suçluluk ve pişmanlık duyma.
10. Satın alınan şeyleri başkalarından gizleme.
ASENA SARIBATUR (Moda Editörü)
Pandemi döngüsünden çıkmak lazım
"Pandemide rutinlerimiz değişince, evde 'hapis kaldığımız' süre zarfında bizi bildiğimiz hayata bağlayan tek şey alışveriş yapmak oldu. Evlerdeyken online alışveriş yaparak yaşamın devam ettiğini kodladı birçok insan zihninde. Bu duruma karşı koyabilmek zor. Ben üzerimizdeki daha çok alışveriş yapmak gerektiği yönündeki baskıdan, bu sistemden uzak durabilmek için bazı noktalara dikkat ediyorum. Mesela çok az alışveriş yaparak ve var olanları değerlendirmeye odaklı yaşıyorum. Gerçek ihtiyaçları gidermek amacıyla alışveriş yapmaya konsantre olursak bağımlılıktan değil ihtiyaçtan tüketmeye yönelmeyi başarabiliriz."
RÜYA BÜYÜKTETIK CANSAĞLAR (Dijital İçerik Üreticisi)
Dijitaldeki baskı tüketiciyi etkiliyor
"Ben de bir dijital içerik üreticisi olsam da kabul etmemiz lazım ki sosyal medya üzerinden kurulmuş olan reklam baskısı, tüketici üzerinde ciddi bir etkiye sahip. İster istemez bir girdabın içine düşüldüğünü düşünüyorum. Tüketicilerin birçoğu, çoğu zaman duygusal reflekslerle aslında ihtiyacı olmayan birçok parçayı satın almış halde buluyor kendini. Reklamlarla ve sosyal medyadaki içeriklerle tüketicinin bu zayıf noktasının üzerine gidiliyor. Tüketici duygusal dürtülerle farklı bir açlığı besleyebilmek için alışveriş yapıyor."
TÜLİN ŞAHİN (Model)
Bu duruma düşmemek için kendi yöntemlerim var
"Sürekli bir şeyler satın alma isteği aslına bakarsanız hepimizin bildiği gibi çoğu zaman bir mutsuzluğu gidermek, bir şeyleri ruhsal olarak telafi etmek için yapılan bir eylem. Ya da kontrolsüzce yapılan alışveriş eyleminin altında bir şeylere veya birilerine ait hissetmeye çalışma dürtüsü yatıyor çoğu zaman. Bu durumu çoğu kişide trendler tetikliyor. Bu durumla baş edebilmek için bazı yöntemler var. Mesela kendi dolabınıza yoğunlaşın. Sık sık kendi dolabınızda 'alışverişe' çıkın. Dolabınızı elden geçirin, alışveriş dürtünüzü buna yönlendirmeye çalışın. İki ürün satın alıyorsanız bunun karşılığında dolabınızda bulunan dört parçayı bir derneğe bağışlayın. Kendinizi manevi olarak tatmin etmeye odaklanın. Bu durumdan en kısa sürede özgürleşmek, kurtulmak, tedavi olmak gerekir."
4 GERÇEK ONYOMANİ VAKASI
Kendini değersiz hissettiği için herkese hediye alıyordu
"Depresyon belirtileri ön planda olan bir danışanımda depresif belirtiler terapilerle azalınca alışveriş davranışı artmaya başladı. Kendisi bu davranıştan rahatsız olmadığı için etrafındakiler sorun yaşadığını, çok fazla alışveriş yaptığını bunun yanı sıra gereksiz, ihtiyacı olmayan şeyleri aldığını söylüyorlardır Bu rahatsızlığı bana aktardığında bunun üzerine yoğunlaştık ve şunu da fark ettik ki, danışanımız alışveriş yapıp başkalarına hediye ediyor. Bu da kişiyi maddi olarak zorluyor hatta hediye aldığı kişiler çok samimi olmadığı kişiler olduğu için bazen bu hediyeleri anlamlandıramıyorlardı. Konu üzerine eğildiğimizde temelde değersizlik duygusu olduğunu gördük. Bu şekilde daha iyi hissetmeye çalışıyordu." (Aktaran: Klinik Psikolog Ayhan Altaş)
Aldığı ayakkabılar evine sığmıyordu
"Bir danışanımda ise sadece ayakkabı alma davranışı vardı. Sürekli ayakkabı alıyordu. Ayakkabılar için bir oda ayırmış bana fotoğraflarını da göstermişti. Odanın içinde ayakkabıları koyacak yer kalmamış, duvara raflar monte ederek yeni ayakkabılar için yer açmıştı. Danışanımız ayakkabıların yüzde 90'ından fazlasını hiç giymemesine rağmen yeni ayakkabı alma isteğini bastıramıyordu." (Aktaran: Klinik Psikolog Ayhan Altaş)
Bir oda dolusu kargo poşetini açmamıştı bile!
"38 yaşında bekar bir hemşire olan danışanım, kontrolsüz satın alma konusunda yardım için başvurdu. Daha önce tekrarlayan majör depresif dönemler ve bir intihar girişimi öyküsü vardı. Başlangıçta tüm gelirini kendi için kıyafet ve eşyalar almaya harcıyordu. Sonraları işine yaramayan her şeyi de almaya başlayınca kredi kartı borçlarını ödeyemez hale gelmişti. Yalnız yaşadığı için davranışlarını izlemeye yardımcı olacak kimse de yoktu. Durum o kadar kötüleşmişti artık aldıklarını açmıyordu bile. Evde bir oda dolusu açılmamış kargo poşeti vardı. Psikoterapi sürecinde, altı yaşındayken anne babasının ölümünün ardından evlatlık verildiği ve yeni ailenin bir üyesi olduğunu hiçbir zaman hissetmediği ortaya çıktı. Satın aldığı şeyler onun aidiyet, sahip olma ihtiyacını karşılıyor gibi görünüyordu. Depresyonu için ilaç tedavisi ve terapi seanslarının sonunda artık alışveriş yapmaktan nefret ediyordu." (Aktaran: psikiyatr Cem Keçe)
Onu, düşük benlik saygısı bağımlı yapmıştı!
"29 yaşında, bilgisayar yazılımcısı olan erkek danışanım, teknolojiye olan merakı nedeniyle başladığı alışveriş davranışının alışkanlığa dönüştüğü şikayetiyle terapiye başvurdu. Kendini kontrol edemez şekilde satın almaya devam ediyor, aldıklarını evde koyacak yer bulamıyordu. Evini adeta elektronik mağazasına çevirecek kadar çok ürün almıştı. Danışanın benlik saygısı ve özgüveni düşüktü, içine kapanık ve asosyal biriydi. Hiç arkadaşı yoktu. Hayatını bilgisayar başında geçiriyordu. Alışveriş yapmak onu yalnızlığından kurtarıyor, aldığı ürünlerle içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Terapi seanslarının, sonunda kendini seven, özgüveni yerinde, sosyalleşmeye başlamış ve artık sadece gerektiğinde alışveriş yapan biri oldu." (Aktaran: Psikiyatr Cem Keçe)
PROF. DR. VEHBİ BAYHAN (Sosyolog)
Mutluluğun tüketimle tanımlandığı bir çağdayız!
"Onyomani, yani alışveriş bağımlılığı, günümüz tüketim toplumunda gittikçe artmaktadır. Tüketim toplumunun mottosu 'Tüketiyorum öyleyse varım' olduğu için birey, kendini içinde bulunduğu toplumda tüketiminin sergilenmesi kadar var olduğu yanılsaması içindedir. Ekonomik açıdan sanayi toplumunun üretiminin sürmesi için tüketimin oranının fazla olması gerekmektedir. Arz-talep ilişkisinde, üretilen emtialara talep reklam ve moda endüstrisi ile sağlanır. Reklamlarda mutluluk tüketim ile tanımlanmaktadır. Ancak, bireyin sınırsız ihtiyaçlarını bireysel ekonomik geliri ile orantılı gidermesi, yani bütçesine göre tüketimini planlaması gerekirken; alışveriş bağımlıları eğer maddi durumu yeterli değilse bile borçlanarak alışveriş yapmaktadırlar."
AYHAN ALTAŞ (Klinik Psikolog)
Duygusal yeme bozukluğuna benziyor
"Bipoların mani ataklarında da kişi birçok problemli davranış gösterir. Alışveriş davranışının manide artması belirtilerden bir tanesidir. Bağımlılık düzeyinde değildir. Onyomanide kişide zorlanma olur. Bu durumdan rahatsız olur ama engelleyemez. Manide ise kişi bunu aşırı istekli bir şekilde yapar ve kontrolü yoktur. Bundan rahatsız olma gibi ya da mani döneminde ortaya çıkan davranışlardan rahatsız olma gibi bir durum yoktur. Onyomanide daha çok kişiyi rahatlatan bir davranışla sorun çözmeye çalışma söz konusudur. Onyomani daha çok duygusal yeme davranışına benzer. Orada da yemek yemenin verdiği mutluluk ile sorunlar çözülmeye çalışılır."
ALEYNA NAZLICAN ADAY (Psikolojik Danışman)
Kurtulmak için 5 öneri
1. "Dur düşün yap" tekniğini uygulayabilirler: Alacakları şeyin gerçek bir ihtiyaç mı yoksa hazza ulaşmak için yapılan bir davranış mı olduğunu ayırt etmeleri için almayı düşündükleri ürünler için kendilerine bekleme süresi koyabilirler.
2. Sıkıntılarını paylaşabilecekleri, endişelerini dağıtabilecekleri, yakın ilişki kurabilecekleri kişilerin olması yaşadıkları olumsuz duygulardan kurtulmak için alışveriş yapma davranışının önüne geçebilir.
3. Satın aldıkları ürünleri farklı satış formatlarında satarak bir gelir elde edebilirler. Bu sayede alışveriş yapmanın amacını değiştirmiş olabilir ve haz duygusunu para harcamak algısından soyutlayabilir.
4. Kredi kartlarını güvendikleri bir yakınına verebilir ve gerçek bir ihtiyaç durumunda kendisine vermesini isteyebilirler.
5. Ödül ve ceza yöntemini uygulayabilirler. Kendilerinin alışveriş yapma sıklıklarını tablo haline getirip sıklığı azaltacak küçük basit bir hedef belirleyebilirler. Kartopu etkisini unutulmamalıdır. Küçük bir adım gerçekleştiğinde, kendisini alışveriş dışında bir şey ile ödüllendirmeli ve daha büyük bir hedef belirleyerek değişime devam etmelidir.
Nasıl bir tedavi uygulanıyor?
Klinik Psikolog Ayhan Altaş, bağımlıların nasıl tedavi edildiğini şöyle anlatıyor: "Alışveriş bağımlılığında kişi aşırı derece dürtüsel davranıyor ve kendize zarar verme riski söz konusuysa bu dürtüselliği bastırmak için psikiyatrik ilaç tedavisi gerekebilir. Bu seviyede olmayan kişilerde psikoterapi sorunu çözmek için yeterli olacaktır. Öncelikle şunu iyi anlamak lazım: Alışveriş davranışı kişinin hayatında hangi sorunu çözüyor? Daha sonra bu sorunu çözmek için daha sağlıklı alternatif yollar oluşturup zihni o yollara yönlendirmek gerekmektedir. Psikoterapi ise bunun daha hızlı olmasına yardımcı olacaktır. Sosyal çevreyi güçlendirip sosyal iletişimi artırabilirler. Alışveriş konusunda kendisine bir kota koyabilir zamanla, bu kotayı daha çok ihtiyacı olduğu şeylere yönlendirebilir. Kendisine 'Buna ihtiyacım var mı? Ne sıklıkla kullanacağım?'gibi sorular sorabilir. Mantıklı çözümler üretmesine yardımcı olacaktır."
Onyomaninin en yaygın olduğu ilk 3 bölge
% 15 İNGİLTERE
% 4 AMERİKA
% 3 AVRUPA
KAYNAK: UK Rehab Madde Bağımlılığı Merkezi, Cambridge Üniversitesi, The Recovery Village Madde Bağımlılığı Merkezi, Forbes...
% 68
Bağımlıların yüzde 68'inde başka duygusal sorunlar da var.
% 85
Bağımlılarda borç sorunu yaşayanların oranı.
% 41
Bağımlıların içinde yeme bozukluğu yaşayanların oranı. Bağımlılarda borç
% 80
Bu rahatsızlık, yüzde 80 oranında kadınlarda görülüyor.
% 46
Alışveriş bağımlılarının yüzde 46'sında madde kullanımı da bulunuyor.
% 64
Dünyada internet üzerinden dürtüsel, yani mutlu olmak için alışveriş yapan alıcıların oranı.