Türk Ampute Futbol Milli Futbol Takımı'nın Dünya Şampiyonluğu'nu kutlamak için Türkiye Futbol Federasyonu'nun Riva'daki tesislerindeyiz. Bütün futbolcuların yüzünde güller açıyor. Ay-Yıldız ile tarih yazmanın gururuyla coşuyorlar. Clear'in de "Korkusuz ol, ilham ol, kahraman ol" kampanyasıyla desteklediği milliler, imkansızın peşinde koşup zoru değil, çok zoru başarmanın haklı sevincini yaşıyorlar. Yanımızda teknik direktör Osman Çakmak var. Telefonu susmuyor, bazen arayanı bana gösterip "Kusura bakma, bunu açmak zorundayım" diyor. "Riva'da olan Riva'da kalır" diyerek kimlerin aradığını söyleyemem ama bu işin başında "Ampute ne ya! Buna futbol denebilir mi? Bunu kim izler!" diyenlerin utana sıkıla tebrik için gazi unvanına sahip Osman Çakmak'ı aradıklarını paylaşabilirim.
HEDEFLERİMİZE BİR BİR ULAŞTIK
Bundan tam 13 ay önce Türk Ampute Futbol Milli Takımı, Avrupa Şampiyonu olmuştu. O gün de teknik direktör Osman Çakmak'ın yanındaydık. Başarılı teknik adam o gün SABAH Pazar'a, "Dünyada ampute futbol bizden sorulsun, yönetiminde de biz olalım. 2022 Dünya Şampiyonası, ampute futbolun zirveye çıkacağı, artık Paralimpik Olimpiyatlar'da yer almasına doğru sürecin başlayacağı bir dönüm noktası olacak" demişti. Oradan başlıyoruz konuşmaya, Osman Hoca yine aynı heyecanla anlatıyor: "Hedeflerimize bir bir ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2018 yılında yine finalde yine Angola'ya kaybettiğimiz Dünya Şampiyonluğu'nu 4-1'lik skorla bu kez söke söke almanın sevincini yaşıyoruz."
Peki şampiyona boyunca hiç mi, korkmadı, hiç mi "Eyvah" demedi? Osman Hoca: "Özbektistan maçında skor 1-0 lehimize iken son dakikada bir pozisyon buldular. Özbekler ampute futbolda son yılların en iyi ülkelerinden biri. Ancak defansımızın son andaki müdahalesi, bana göre bizim için şampiyonanın en önemli anıydı. Yani atılan bir gol değil, futbolcularımızın oyun disiplininden kopmadan skoru korumaları, bizim şampiyonluk yürüyüşümüzdeki en kritik andı. O gün dedim ki, bu iş bitti, kupa bizim. Çünkü hırs ve cesaret çok önemli. İnanmazsanız cesaret gösteremezsiniz. Çocukların hepsi inanmıştı."
GÖĞSÜMÜZDE AY-YILDIZ VAR
Peki biraz da teknik detay konuşalım. "Siz bu takımda en temelde neyi değiştirdiniz?" diye soruyorum Osman Hoca'ya. Yanıt verirken saha kenarında maç idare ediyor gibi heyecanla anlatıyor: "Koşu!" "Koşu mu?" diyorum hayretle. Cevap veriyor: "Futbolda koşmayana ekmek de yok, kupa da yok kardeşim. Futbol, diğer başka hiçbir spora benzemez. Koşacaksın. Kolun bacağın yok ama ko-şa-cak-sın! Ben oyuncuyken takımın dayanaklılık test sonuçları 2.5 kilometre idi. Shuttle run testi denir. Şimdi bu 5.2 kilometre çıkıyor. Tabii ki devamlılık, hırs, azim ve elbette cesaret de verdik. Bunlar takımda zaten vardı. Biz sadece bunu ortaya çıkardık." Az önceki konuya dönmek istiyorum. Bu mecburen arayıp kutlayanlara takıldım ben: "Bize inanmayanlar bugün tebrik mesajı atıyor. İsimleri, kim oldukları mühim değil. Biz Türk milli takımıyız. Bu ülkeyi temsil ediyoruz. Göğsümüzde Ay-Yıldız var. Herkes bu formaya saygı duymak zorunda.
Bakın bireysel sporlarda başarı gelir. Ama takım sporlarında bu kolay değildir. Ben kadrodaki gençlere, abilerine söylüyorum: 'Yanlışım varsa bana söyleyin' diyorum. Biz bir takımımız, dışarıdan hiçbir şey bizi yıkamaz. Tıpkı Türkiye gibi. Ama içeride sorun olmamalı, hep birlik olmalıyız, birimiz düşerse arkadaki hemen kademesine girer bizde." Finaldeki rakip Angola takımının oyuncularına Angola hükümetinin "Kupayı kazanırsanız ev vereceğiz size" vaadini hatırlatıyorum Osman Hoca'ya "Bunlar bizi ilgilendirmez. Biz şehitlerimiz, bayrağımız için çıkıp oynarız. Başarıyı ödüllendirmek devletimizin bileceği iştir. Biz şimdi sıradaki 2024 Avrupa Ampute Şampiyonası için hazırlıklarımıza başlayacağız. Durup başka şeyler düşünmeye vaktimiz yok. Bizim görevimiz sahada Ay-Yıldız'ı en iyi şekilde temsil etmek için gerekeni yapmak" diyor.
ARTIK ÖZERK OLMAMIZ LAZIM
Ampute Türk Milli Takımı'nın deneyimli isimlerinden Rahmi Özcan, doğuştan engelli. Sağ bacağı gelişmediği için kesilmiş. 17 yıldır milli formayı giyen Rahmi, kariyerindeki tek eksiğinin şampiyona öncesi Dünya Kupası olduğunu belirtiyor: "Benim için çok duygusal bir finaldi. 20 yıldır oynanan Türk ampute futbolunun, dünyanın bir numaralı kupasını alması gerekiyordu. Onu da yaptık çok şükür." Ampute Futbol 1. Ligi'nde bu sezon şampiyon olan Alves Kablo Ampute Futbol Kulübü'nün teknik direktörü ve kaptanı olduğunu söyleyen milli futbolcu Rahmi Özcan, ampute futbolun sorunlarından bahsetti: "Türkiye'de ampute futbol çok hızlı büyüdü. Artık Bedensel Engelliler Federasyonu'ndan ayrılarak Ampute Futbol Federasyonu kurulmalı. Türkiye Futbol Federasyonu model alınarak bir yapılanmaya gidilmeli. Çünkü Türkiye, ampute futbolda dünyada söz sahibi bir ülke haline geldi. Şu an ligimizde de beş yabancı hakkı var. Yedi kişilik takımın beşi yabancı olabiliyor. Ben bunun azaltılarak ülkemizdeki engellilerin futbola kazandırılmasından yanayım. Yoksa ileride milli takımda oynatacak yerli futbolcu bulamayız" ifadelerini kullanıyor.
Dünyada ampute futbolun yükselen değeri
OSMAN ÇAKMAK'TIR
Türk Ampute Futbol Milli Takımı'nın kaleci antrenörü Erhan Kuşkapan'ı şampiyonluk kadar mutlu eden başka bir şey var. O da Türkiye'nin, turnuvanın en az gol yiyen takımı olması: "Tam anlamıyla bir turnuva takımıyız. Takımın konsantrasyonu çok yüksek. Kalecilerimizin de... Bütün oyuncular hocamız görev verdiği zaman işlerini en iyi şekilde yaptı. Aslında bu takımdaki her oyuncunun başka bir hikayesi var. Osman Hocamız mayına basması sonucu bacağını kaybederek gazi oldu. Savaş Kayalar yine mayına basmış. Stoperimiz Okan Şahiner, Van depreminden 50 saat sonra göçük altından çıkarıldı. Hepsini tek tek saymayayım, artık onları tüm Türkiye tanıyor. Özellikle engelli olanlar, bu takımın hikayesini okuyup spora başlıyor. Onlar evlerinden çıkmayan insanlarken, ampute futbol sayesinde bugün Türkiye'nin tanınan, hikayeleri bilinen sporcuları oldular. Bu hikayenin yazarı hocamız Osman Çakmak'tır. Futbolcuyken de, kaptanken de, teknik direktör olduktan sonra da aynı hırsla çalışıyor. Tek hedefi kazanmak. Sadece Türkiye'de değil dünyada da çok dikkat çekiyor. Avrupa Ampute Futbol Federasyonu Başkanı Mateusz Widlak, Osman Hocamızın peşinde. Israrla ülkesi Polonya'yı çalıştırmasını istiyor. Gittiğimiz uluslararası turnuvalarda da Osman Hocamıza büyük ilgi var. Bugün sadece Türkiye'de değil, dünyada ampute futbolun yükselişinde Osman Çakmak'ın ve Türk Ampute Futbol Milli Takımı'nın büyük katkısı var."
BU SPOR BİZİ HAYATA BAĞLIYOR
Şampiyon takımda herkes çok mutlu. Birini seçmekte zorlanırken turnuvanın en güzel golünü Fas'a atan Kemal Güleş'in yanına gidiyoruz. Şırnak'ta 11 yaşındayken askeri alandan taş düşmesi sonucu bir ayağını kaybetmiş. Askeri alandan gelen bir taşla çocuk yaşta sakat kalmak! Hiç kırılmaz mısınız ülkenize, askerinize? Hayır, zerresi yok. Öyle güzel konuşuyor ki Kemal Güleş, hiç araya girmiyoruz: "Ampute Türk Milli Takımı olarak bizi, kazandığımız kupalardan daha mutlu eden tek bir şey var. Eksikliklerimize rağmen futbol oynayıp başarıdan başarıya koşmamız, pasif bir hayat süren evlerindeki engelli kardeşlerimizi odalarından, evlerinden çıkarıyor. Arayıp bize bunu anlatıyorlar. Emin olun, kazandığımız ne Avrupa ne Dünya Şampiyonlu'ğu bizi bu kadar mutlu eder. İşte bizim asıl davamız budur. Bu arada bazı büyüklerimiz, dedelerimiz ninelerimiz bize acıyarak bakıyor. Bu bizi üzüyor. Bundan vazgeçsinler. Bu spor, bizi hayata bağlıyor. Canımızı yaksa biz bunu kendimize yapar mıyız? Biz halimizden memnunuz. Onlar rahat olsun!"