Edebiyatçı Serkan Tuna ile yıllar önce yüksek lisans çalışmasını yaparken Ömer Seyfettin'in kayıp hikayesini gün yüzüne çıkarması vasıtasıyla tanışmıştık. Şu an Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü doktora öğrencisi olan Tuna, edebiyatımıza değerli bir katkıda daha bulundu. Bir buçuk yıllık çalışması sonucu Türk şair, yazar ve mütefekkir olan usta isim Yahya Kemal Beyatlı'nın kayıp şiirini gün yüzüne çıkardı. Yahya Kemal'in 120 yıl önce kaleme aldığı Hüsnü Gönül adlı şiiri, ilk gençlik yıllarına ait. Gerçek ismi olan Ahmet Agah'ı imza olarak kullanmış. Serkan Tuna ile edebiyat dünyamıza yeniden kazandırdığı Beyatlı'nın kayıp şiirinin hikayesini konuştuk.
- Yahya Kemal Beyatlı'nın kayıp şiirine nasıl ulaştınız?
- Ömer Seyfettin'in kayıp hikayesini 2020 sonlarında Musavver Terakki mecmuasının beşinci senesinde müstear (takma) isim üzerinden tespit edip yayımladıktan sonra mezun oldum. O ara aynı mecmuada dikkatimi çeken başka bir şey de Yahya Kemal'in şiirleri oldu. Ancak zamanım elvermediği için üzerine yoğunlaşamamıştım. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde doktora çalışmama başladıktan sonra Yahya Kemal'in şiirlerine yöneldim. Mecmuada yazara ait dört şiir bulunuyordu ve hepsi gerçek ismi Ahmet Agâh imzasıyla gönderilmişti. İmzaların bazılarının önünde ise 18 yılını geçirdiği, ata yurdu Üsküp notu yer alıyordu. Öncelikle Kazım Yetiş, Sermet Sami Uysal, Alim Kahraman gibi isimlerin külliyatlarına başvurdum. Bir nişaneye rastlayamadım. Yine Yahya Kemal'in anılarından oluşan eseri ve diğer kaynakları taradım, yine bir şey bulamadım. Nihayetinde 1998 yılında Alim Kahraman'ın bir makalesine ulaştım. Alim Hocamız 90'lı yıllarda mezkur mecmuanın sayılarını araştırmış ve mecmuada yer alan şiirleri tespit ederek bunu Türk edebiyatına kazandırmış. Ancak yapılan çalışmada Hüsn-Gönül isimli şiir yer almıyordu. Böyle bir durum karşısında ilk olarak şüpheye kapıldım. Hocamız bilerek mi almadı? Bu şiir Yahya Kemal'in değil mi gibi. Böylesi bir durumu aydınlatacak yegane isim Alim Hocamızdı. Kendisine ulaşınca çalışmayı hatırladığını, o dönemde koleksiyon sorunlarının daha fazla olduğunu ve kendisinin çalıştığı koleksiyonda bu sayının yer almadığı için dahil etmediğini ifade etti. Hocamızla yaptığım görüşmeden sonra hemen bunu yayın aşamasına geçirmedim.
- Neden beklediniz?
- Şiire yönelik bir arka plan olup olmadığını araştırmam gerekiyordu. Yahya Kemal, tam 18 senesini geçirdiği Üsküp'te ilk şiirleriyle meşgul olurken klasik edebiyata yönelik bir tutkusu mevcut. Özellikle Muallim Naci, Ziya Paşa gibi isimleri okuyor, onlar gibi şiir denemeleri yapıyor, nazireler yazıyor. Hüsn-Gönül şiirinin bunlara dair bir esinlenme, hareket noktası olabilirdi. Muallim Naci'nin, Ziya Paşa'nın şiirlerini taramanın yanı sıra daha da emin olmak, karanlık bir yön bırakmamak için fazladan Albülhak Hamit'in, Recaizade Mahmut Ekrem'in, Namık Kemal'in şiirlerini de taradım. Esin kaynağı olabilecek benzer bir şiire rastlamadım. Ki bu zorunlu da değil nihayetinde. Hiçbir şiiri temele almadan da yazabilirdi. Bu taramalardan sonra şiirin esin kaynağı olmadığına da emin olup bir makale ile çalışmayı şekillendirdim.
ORTAYA ÇIKMASI İKİ YILA YAKIN SÜRDÜ
- Nerede yayımlandı şiir?
- Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'ne
bağlı hakemli Türk Kültürü dergisi
olduğuna karar verdik. Daha sonra hakemlik
ve revizyon süreçlerinden geçti
çalışma. Temmuz ayında yayımlanan
sayısıyla da okuyucusuyla buluştu. Çalışmanın
ortaya çıkması bir
buçuk yıla yakın sürdü.
- Şiirin konusu hakkında neler söylersiniz?
- Şiir hacim bakımından
elbette küçük.
Ancak küçük yapısına
rağmen iki yönü ön plana
çıkıyor. Yaptığımız
çalışmada da üzerinde
durduğumuz gibi ilk
yön, Yahya Kemal bu
dönemde bir atölye olarak
gördüğü Muallim
Naci'nin takipçisi. Onu
destekleyici diğer isim ve
eserleri okumakta. Dolayısıyla
klasik edebiyat ve
şiirimizin tesiri altında.
Bundan dolayı da şiirde
klasik edebiyattan izler
görüyoruz. Diğer taraftan
Yahya Kemal'in estetik
anlayışına da
katkı sunan ve
gençliğin getirdiği
ilk aşklarını
Üsküp'te yaşıyor.
Karşı cinse şiirler
yazma gayretini
anılarında görmemiz
mümkün. Yine
bundan dolayı
da aşk, sevda
muhtevası da
diğer yön olarak
beliriyor.
YAPBOZUN EKSİK PARÇASI TAMAMLANDI
- Bu şiirin külliyatına ve onun hakkında araştırma yapan akademisyenlere katkısı ne olacak? - Hacim bakımından küçük görünen bu şiire şöyle yaklaşabiliriz; tarihsel sırayla şiirleri alt alta getirdiğimizde Yahya Kemal'in öncelikle şiir ve şairlik gelişim çizgisini daha sağlıklı takip edebiliriz. Buna katkı sağladığına inanıyorum. Yapbozun eksik parçalarından biri gibi. Diğer taraftan şiirin imza kısmında Üsküp'ten ifadesi geçiyor. Bu da kıymetli. Çünkü mecmuadaki her şiiri için aynı durum mevcut değil. Bu şiir özelinde Yahya Kemal'in çok sevdiği ve her daim gönül bağını sürdürdüğü Üsküp'e bir bağlılık, aitlik nişanesi olarak değerlendirilebilir. Yine şiirde gerçek adını kullanması sonrasında kullanacağı imzaları arasında bağlantı kuruyor. Bu da şairimizin imza konusundaki gelişimini göstermesi bakımından değerli. Ve son olarak 120 yıl sonra bugün yazılmışçasına Yahya Kemal'den bir dörtlük okumak kesinlikle çok keyifli.
TEK KITA BİR ÇALIŞMA
İşte, ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın henüz 18 yaşındayken, 1902'de kaleme aldığı o şiir:
"Bir Kıt'a"
Hüsn-Gönül
Hüsnün senin bir afet-i sevda-şikârdır
Gönlüm benim o dâmda hâlâ şikârdır
Gönlümde aks-i tâbiş-i hüsnünle ey peri
Nûr-i tecelliyât-ı Hüda aşikârdır