"Bu kitapların hemen hemen hepsi kaderinizi değiştirebileceğiniz mesajını verirler. Sorunlara ve çaresizliğe karşı güçlü bir panzehir sunduklarını iddia ederler ama bu plasebo etkisinden başka bir şey değildir. Ne var ki tüm bu kitapların verdiği ilham ve motivasyonlar geçicidir, çünkü okuyucu bu genel ve tek tip tavsiyeleri kendi koşullarına uyarlamakta zorlanır ve sonuç hayal kırıklığı olur. Özetle; 'Evrenden istediği olmayınca', başladığı noktaya hatta bazen daha geriye döner." Böyle anlatıyor Psikoterapist Dr. Cem Keçe, kişisel gelişim kitaplarının vaatlerini ve bu alanda uygulanan türlü 'terapi'lerle insanların vardığı son noktayı. Gerçekten de, 1980'lerde dünyaya Amerika'dan yayılan kişisel gelişim akımları, başarı takıntısını, her şeyin 'en'i olma hayalini insanlara pompalayıp duruyor. Kişisel gelişimciler, biraz psikoloji ilminden, biraz kadim mistik öğretilerden cımbızladıkları satırlarla ve ayakları bir türlü yere basmayan 'terapi' adında uyguladıkları yöntemlerle altın çağını yaşıyor. Nefes terapileri, türlü türlü 'olumlama'lar, evrene mesaj göndermeler, reiki, çoğu ehil olmayan (işin kaynağına ulaşmak, yerinde öğrenmek o kadar kolay değil çünkü) sürüsüne bereket meditasyon ve yoga uzmanlarının huzur vaatleri... Ruh sağlığı uzmanları, hayatın katmanlı olduğunu söylüyor ve hayatta başarı kadar başarısızlığın, zafer kadar yenilginin de olduğunun altını çiziyor. İnsanlara 'iyi hissetmeleri' ve başarılı olmaları için, sürekli aşırı bir özgüven pompalayan kişisel gelişim akımlarını doğal bulmuyor hatta çoğu yönden zararlı görüyorlar. Hatta kişisel gelişime kafayı takmış, hayatı bu yüzden kabusa dönmüş pek çok hastanın kendilerine danıştığını anlatıyorlar. Elbette ki insanlara kendilerini daha iyi hissetmeleri için tavsiyelerde bulunmak, bir şeyler yazmak, anlatmak kötü değil. Ama iş ruh sağlığı olunca, işin uzmanları dururken kişisel gelişimden medet ummanın daha çok kafa karıştırdığını ifade ediyorlar. Peki, kişisel gelişimciler insanların hangi açıklarından istifade ediyor, insanları kişisel gelişim kitaplarına ve uygulamalarına neler yönlendiriyor? Nereye kadarı yararlı, nereden sonrası zararlı. "İnsanların, evrenden istedikleri olmayınca" neler oluyor ruh dünyalarında? Ruh sağlığı uzmanlarına sorduk...
Lüks semtler uydurma terapilerin üssü oldu
Klinik Psikolog Mustafa Gödeş bu konuya yıllar önce uyanıp, Kişisel Gelişim Zırvaları adlı bir kitap yazdı Bu akımın tuzaklarını, gelişimini ve insanlarda yarattığı tahribatı anlattı. Kendisiyle kişisel gelişim tuzaklarını konuştuk. - Kim bu kişisel gelişimciler? - Öncelikle şunu söylemek isterim. Kişisel gelişim alanında gerçekten kaliteli hizmet veren ve bu alanda önemli katkı sağlayan insanlar var. Şüphesiz kişisel gelişim önemli ve kıymetli bir alan. Ancak bu kadar önemli bir alanın istismara açık olması da tüm dünyada bilinen bir olgu. Bu konuda seminerler düzenleyen, kitaplar yazan, hatta seanslar yapan kimselerin birçoğu başta lisans eğitimi olmak üzere yetkinliği olmayan kimseler. - Profesyonel destek almak yerine bu metotlarla, kitaplarla ruh sağlığı kötüye gidip size danışan vakalar oldu mu? - 20 yıla yaklaşan meslek hayatımda buna dair o kadar çok vaka ile karşılaştım. Özellikle lüks semtlerdeki özel ofislerinde psikolojik problemler yaşayan bireylere; travma, regresyon vs. terapisi yaptığını iddia eden çok sayıda kişi var. İşin ilginç tarafı yüzbinlerce takipçisi olan bu kişiler sosyal medya hesaplarında hiç çekinmeden bu sözde terapi seanslarının videolarını paylaşıyorlar (Bunun bir suç olduğunu belirtmek gerekir). Bu sözde terapi seanslarına katılanlar bizim "katarsis" dediğimiz duygu boşalmaları yaşıyorlar. O yaşanan duygu boşalımı kişiye o anlık gerçekten iyi geldiği gibi bunu izleyen kişiler için de son derece etkileyici bir şov haline geliyor. Bu tür şovlar çok iyi bir reklam etkisi yarattığı gibi daha çok "müşteri" gelmesini sağlıyor. Meslek hayatım boyunca bu tarz sözde seanslardan geçmiş çok sayıda insanın bir süre sonra problemlerinin daha da ağırlaşarak bizlere başvurduklarına defalarca şahit oldum.
PSİKOTERAPİST DR. CEM KEÇE
İnsanları çıkmaza sokuyorlar
"Kişisel gelişim kitapları genellikle iyi-kötü, doğruyanlış gibi keskin ayrımlar ve karşılaştırmalar üzerine kuruludur, bireysel farklılıklara değil, en yüksek performansa odaklanırlar. Hatta bazıları yanlış tavsiyeler ve umutlar verir, kararsız kişilerin kendilerini daha kötü, yetersiz hissetmelerine neden olur ve genellikle insanları profesyonel destek aramaktan alıkoyar. Mükemmellik için bir çaba döngüsü yaratır ve öz değerine zarar verebilir. Hayal kırıklığı, başarısızlık duygusu, özgüven kaybına yol açıyor."
Bazıları bunları din gibi sunuyor
"Zaten tasavvuf İslam dinini, kişisel gelişim sanatı programı haline getirme sanatıdır" diyen, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç mesleği gereği ruhani gelişim üzerine kafa yoran, kalem oynatan Türkiye'nin ve dünyanın tanıdığı isimlerden. Kılıç, kişisel gelişimin ehliyetsiz ellerde tavan yapmasını tasavvuf kültürünün önündeki engellere bağlıyor: "Bu akımlar, aslında dinlerin ihmal ettiği bazı alanları doldurmaya çalışıyorlar. Mesela İslam dini içinde ahlaki ve kişisel gelişim yöntemleri bulunmakta. İnsanın kendini tanıma serüveni moderniteyle beraber ihmal edildi ve unutuldu. Özellikle emperyalist güçler, İslam'ı ideolojiye indiren radikal akımlar ve yine radikal laik akımlar tarafından İslam'ın mistik, tasavvuf yönüne darbe vurulmasıyla ister istemez İslam'ın sadece siyasi görüşleri ön plana çıktı. 'Kendimi tanımak istiyorum' diyen günümüz insanına bugünkü İslam'ın sunumu cevap veremez hale geldi. Tasavvuf geleneği ihmal edildi, unutuldu. Bu boşluğu da kişisel gelişim yöntemi uzmanı olduğunu iddia eden insanlar doldurmaya başladı." Kılıç'a göre psikolojiden hareketle insanların kişisel gelişimine katkıda bulunanlarda bir sorun yok ama mesele 'ruhsal aydınlanma' iddiasına geldiğinde işin rengi değişiyor: "Tüm kişisel gelişim uzmanları yanlış yoldadır diyemeyiz. Sonuçta insanları huzurlu birey yapmak istiyorum' diyen birine 'yapma' diyemezsin. Ama olaya metafizik anlamlar yükleyerek, 'dinlerin ileri sürdüğü bazı aydınlanmaları sana kazandıracağım' gibi büyük iddialarda hareket edenlere soracağım büyük sorular vardır. Kişisel gelişimi dine, tasavvufa alternatif gibi sunan, yeni bir din gibi ortaya koyan kişiler var. Kişisel gelişime karşı değiliz. Sahtekârlığı eleştiriyoruz."
Bir kitap okudum depresyona girdim!
"Bir danışanım depresyondayken okuduğu kişisel gelişim kitapları yüzünden çok daha depresif hale geldikten sonra bana başvurmuştu. Çünkü o kitaplarda söylenenleri yapabilme enerjisini kendinde bulamadığı için kitapta söylenenler ters tepmiş ve zaten depresyonu nedeniyle onu tüketen çaresizlik duygusu artmış, özgüveni yerle bir olmuştu. Eşi alkol bağımlısı olan bir danışanım da, bana başvurmadan önce yaşadığı yoğun stres ve endişeyle baş edebilmek için bu konularda piyasada bulduğu kitapları okuyarak içinde bulunduğu durumdan kurtulmanın yolunu aramıştı. Ancak o kitaplarda anlatıldığı gibi stres etkenini, yani eşinin alkol bağımlılığını kontrol etmesi mümkün olamamış, kitaplarda anlatılan stres ve endişeyle başa çıkma yöntemleri hayal kırıklığına yol açmıştı. Hatta bu kitaplar kendi kontrolünün ve sorumluluğunun dışında başına gelen şeyler için kendini suçlamasına neden olmuştu." (Aktaran Psikoterapist Dr. Cem Keçe)