Sanki 'az önce' ağlamış gibi bir hissiyat veren buğulu bakışlar, hüzünlü ama bir kadar da vakur bir duruş. Eskinin iyi yürekli, garibanı koruyup kollayan semt kabadayıları gibi 'baba' bir ifade. Ve tabii ki, dokunduğu, sesinin değdiği her şarkıyı kendisinin kılan, en okkalı harflerle ona imzasını atan sahici, derin, dolgun bir ses. Tabii ki Müslüm Baba'dan bahsediyoruz.
Alem değiştirileli çok oldu ama o hep Türkiye'nin Müslüm Baba'sı. Ne saygınlığından bir şey yitirdi, ne şanından şöhretinden. Aksine yeni kuşaklar da onu keşfetmeye devam ediyor, edecek. Eskiler zaten hayatlarını 'Müslümcülük' adını verdikleri kadim ve derin bir felsefe üzerine devam ettiriyorlar yıllardır. O başka bir yazı konusu... "Boş yere koşarken hayat yolunda/Zamanı içmişiz haberimiz yok" diyecek kadar bilge, "Aynada gördüğüm yüze küskünüm" diye sitem edecek kadar dertli, "İtirazım var bu zalim kadere, itirazım var bu sonsuz kedere" diye çıkışacak kadar isyankar... Kısacası Müslüm Baba'yı kalbimizden çıkartmanın, unutmanın imkanı yok.
BİZİ MUHTEREM NUR TANIŞTIRDI
Müslüm Baba'nın bugüne kadar yayınlanmamış şarkılarını, plakçısı, Elenor Müzik'in sahibi ünlü yapımcı Muhteşem Candan bir süredir yayınlıyor. Şimdi de bu albümün üçüncüsü, Mahzendeki Şarkılar 3 yayınlandı. Bu vesileyle Gürses'le dostlukta yarım asra yaklaşmış, birlikte 50 albüm, 500 şarkı yapmış Muhteşem Bey'le Müslüm Baba'yı konuştuk.
Candan'da göre birlikte imza attıkları başarılar bir rekor: "Müslüm Gürses, Elenor Müzik için büyük bir şans, böyle büyük bir star ile çalışmak her şirkete nasip olmaz. Ben kendisiyle çok uzun süre çalışan 50 albüm yapan bir yapımcıyım bu da aramızın iyi olduğu istikrar ve uyum içinde çalıştığımızı gösterir. Dünya standartlarında da bu kadar yıl ve albüm sayısı rekor olabilir. Müslüm Gürses müzik hayatının en önemli çıkışlarını Elenor'da yaptı şöhret basamaklarını birlikte tırmandık."
MADDİYATI ÖNEMSEMEDİ
Müslüm Gürses'le tanışmaları, birlikte çalışmaya başlamaları 40 yıl öncesine dayanıyor. Candan'ı Müslüm Gürses'le tanıştıran Muhterem Nur olmuş: "Müslüm Gürses'le, Elenor Müzik'te 1983 yılında başlayan çalışmamız hâlâ devam ediyor. Biz aslında Müslüm Gürses'ten önce Muhterem Nur ile tanıştık. Muhterem Nur kendisini her alanda temsil eden tek yetkili idi. Yapacağımız albümlerin tüm maddi ayrıntılarını Muhterem Nur ile konuşur anlaşır ödemesini yapardık. Ondan sonra da Baba ile proje için şarkı, aranjör yönetmen seçimine geçerdik. Biz Muhterem Nur ile tüm şartları konuşup anlaştıktan sonra imza için Müslüm Gürses'i şirkete davet ettik. Her zaman olduğu gibi Muhterem Hanım ile tam saatinde geldi. Çaylarımızı içtikten sonra imza için anlaşmayı istedi, kalemi aldı Muhterem Hanım'a güveni o kadar tamdı ki şartlara hiç bakmadan, aynen şu kelimeleri söyledi: 'Sanırım aranızda anlaştınız hayırlı olsun'. Başladık. 50 albüm 550 şarkı yaparak devam ettik."
ONUN PATRONU YOKTU!
Peki, onu yakından tanıyan biri olarak, karakteri, kişiliği nasıldı Müslüm Baba'nın? Candan şöyle anlatıyor: "Müslüm Gürses tam anlamıyla gerçek bir kişidir. Mütevazı, insanları ve hayvanları seven, çevresine ailesine her zaman faydalı olmaya çalışan şevkatli, saygılı, sevgili güvenilir, çalışkan bir kişiliktir. Tam anlamı ile kendini işine, şarkılarına, sanatına adamış bir kişi idi. Hiç bir şekilde maddiyat ile uğraşmazdı. Baba iş hayatını tamamıyla hayat arkadaşı Muhterem Nur'a emanet etti. Müslüm Gürses Allah vergisi, insanların kalbine dokunan sesi, sanki konservatuvar bitirmiş bir bilgisi ve beceresi olan, kimsenin taklidi olmayan bir kişiydi. Şöyle ki, doğduğu Şanlıurfa'da yörenin birçok önemli ozanlarından dersler almış repertuvarını geliştirmiş daha sonra da Çukurova Radyosu'nda mahalli sanatçı olarak görev almıştı.
Müslüm Gürses kimseyi patron olarak görmezdi onun için dostluk ve arkadaşlık önemliydi. Aramızda patron sanatçı ilişkisi yoktu. Dostluk vardı. Yaptığı müziği, sanatını, şarkılarını hayatının vazgeçilmezleri arasına koymuştu."
Peki bu yayınlanmamış şarkıların kaynağı nereden geliyor? Candan bu konuya da açıklık getiriyor: "Elenor ve Müslüm Gürses'in yol arkadaşlığı 40 yıl olduğu için 50 albüm yaptık. Bizim anlaşmalarımız her yıl iki veya üç albüm yapmak üzere düzenlenmişti. Müslüm Baba'nın Türkiye'de en çok korsanı yapılan bir sanatçı olması nedeniyle bazı albümleri yayımlayamadık. Elenor Müzik'in arşivinde 10 albüm ve yüz eser kaldı. Bunların ilk üçünü Mahzendeki Şarkılar serisi olarak piyasaya sunduk. Şimdi üçüncüsünü yayınladık. Geriye kalan yedi albümü de önümüzdeki zamanlarda sevenleriyle buluşturacağız. Mahzendeki Şarkılar, Müslüm Gürses'in bilhassa ve özenle okuduğu şarkılardan oluşmaktadır."
NİKAHLARINI UZUN YILLAR BASINDAN SAKLADIK
"Muhterem Nur ile ilgili sorulara, 'O olmasa ben de olmazdım' derdi. Eşini hayatını tam anlamıyla odak noktasına koymuştu. Müslüm Gürses aile birliğine çok sadık bir insandı. Eşine son derece saygılı ve sevgiliydi. 1986 yılı idi. Muhterem Nur beni aradı. 'Muhteşem Bey biz Müslüm'le evlenmeye karar verdik. Lütfen basına duyurmadan nikah işlerimizi başlatın' dedi. Tabii ben de bu mutlu haberi alınca hemen nikah işlemleri için çalışmalara başladım. Beykoz Evlendirme Dairesi'nde nikah şahitliği de yaparak evlenmelerine destek olduk. Nikah töreni az sayıda kişinin katılımıyla gerçekleşti. Nikah memuru, iki şahit, Muhterem Nur ve Müslüm Gürses olarak beş kişi idik. O nikah töreninde Muhterem Nur çok heyecanlıydı. Ama Müslüm Gürses sevinçliydi ve tir tir titriyordu, onu tebrik ederken heyecanını ve titremesini hissettim. Baba, 18'lik bir delikanlı gibiydi. Oradan çıktık kapıda Müslüm Gürses, Muhterem Hanım... Basından uzun yıllar sakladık."
LÜKSÜ SEVMEZDİ, MENÜSÜ ÇAY VE SİMİTTİ

Hiçbir şeyin lüksünü sevmezdi. Vazgeçilmez menüsü çay ve simitti.

Okuyacağı şarkılardan beğendiklerine 'lokomotif', ikinci derece beğendiklerine 'vagon şarkılar' derdi.

Eşini her saniye özlerdi. Stüdyoda şarkı okusa bile hava kararınca ertesi güne bırakır. Evine, eşinin yanına hava kararmadan dönmek isterdi.

Şarkı söylerken çok titizdi. Şarkıyı defalarca okur. Kayıt bitince 'Anlatabildim mi?' diye mutlaka sorardı.

Geçirdiği kazada alın kemiği kırıldığı için o bölgede derin bir yarık vardı. Orayı saçıyla kapatırdı. Muhterem Hanım estetik yaptırması için çok ısrar etti ama kabul ettiremedi.

Kimse küsmesin diye başka sanatçılar ve şarkılar için yorum yapmazdı.

Gelen televizyon programlarını genelde reddederdi. Ama İbrahim Tatlıses'in programlarına çıkardı.
MÜSLÜMCÜLER HÂLÂ MEZARINDA NÖBETTELER!
"Müslüm Gürses halk konserleri için büyük bir titizlik ile hazırlanır, provalar yapar giyimi kuşamı ayakkabısına kadar da Muhterem Hanım tarafından belirlenirdi. Konserler büyük bir izdiham içinde geçerdi. Bu konserlerdeki en önemli ayrıntı hayranlarının jilet ile kendilerine zarar vermeleriydi. Bu Müslüm Baba'nın hiç istemediği bir durumdu. Çok üzülürdü. Sahneden devamlı 'Kendinize zarar vermeyin çocuklar, evlatlarım' diye anonslar yapar, 'Beni dinleyin beraber şarkı söyleyelim beraber gülelim, bazen ağlayalım bazen de eğlenelim ama kendinize ve çevreye zarar vermeyelim diye' yineler dururdu. Bu arada Müslüm Baba'ya bir jilet firmasından çok büyük bütçeli bir reklam teklifi geldi. Kendisine bunu ilettiğimiz zaman hiç konuşmadan eliyle reddetti, yorum dahi yapmadı. Bundan sonra hayran kitlesinde bazı değişiklikler oldu. Bu kendine zarar veren kişilerin yerini kendilerini 'Baba Dostu' diye adlandıran büyük bir grup aldı. Bu grup Müslüm Gürses'i hiç yalnız bırakmadı, her gün mezarı başında nöbet tutarak mezarın temizliğini, çiçeklerin bakımını yapıyorlar."