"Çevremdeki kimse benim kumar bağımlısı biri olacağımı aklına bile getirmezdi. Türkiye'nin sayılı üniversitelerinde okuyan, etrafında sevilen ve sayılan bir insandım. Ahlakı da maddi durumu da iyi olan bir aileden geliyorum. Ama sanal kumara bir kaptırdım kendimi. Hem kendimin hem de ailemin hayatı karardı. Sonunda bağımlı olduğumu kabul ettim. Ama iş işten geçmişti."
Bu sözler ODTÜ gibi bir üniversitede okuyan A.L.'ye ait. Dijital kumar bağımlısı olmasaydı mühendis olarak parlak bir hayat sürebilirdi. Şimdilerde borçlarını ödemek için tezgahtarlık yapıyor. Çok yüklü bir borcu olduğu için uzunca bir süre daha çalışmak zorunda.
A.L. Türkiye'de münferit bir vaka değil. 2021 yılında İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı'ndan Osman Atalay'ın hazırladığı bir rapora göre ülkemizde 2 milyon dijital kumar bağımlısı var. Özellikle de 18-25 yaş arasındaki gençler arasında oldukça yaygın bir bağımlılıktan bahsediyoruz.
Özellikle erkekler arasında yaygın. Toplumun her kesiminden her türlü düşünceye ait insan bu batağa düşebiliyor. Temel motivasyon, kolay yoldan büyük paralar kazanma arzusu olsa da dijital ortamda kumar oynatan sitelere kolay erişimin olması bu bağımlılığın yaygınlaşmasındaki en önemli etken.
"SİZE BİR TIK KADAR YAKIN"
Z.İ. "Bir tık kadar yakın size. Kumar siteleri her yerde karşınıza çıkabiliyor. Telefonlarınıza sürekli mesaj gönderiliyor. Bir kere bu sitelere girmeniz yeter. Hani bu sitelere üye olmak için tıkladığınız an var ya, işte hayatınızın karardığı an, o an" diyerek tehlikenin herkes için ne kadar yakın olduğunu anlatıyor.
Dijital ya da sanal kumar bağımlılığı, Türkiye'nin görünmeyen veya pek de gündeme gelemeyen büyük sorunlarından biri. 2 milyon bağımlının ailelerini de (çünkü mutlaka aileleri de bu bağımlılıktan direkt etkileniyor) düşünülecek olursa, yaklaşık 8-10 milyon insanı direkt ilgilendiren bir sorun.
Özellikle erkekler arasında yaygın. Toplumun her kesiminden her türlü düşünceye ait insan bu batağa düşebiliyor. Temel motivasyon, kolay yoldan büyük paralar kazanma arzusu olsa da dijital ortamda kumar oynatan sitelere kolay erişimin olması bu bağımlılığın yaygınlaşmasındaki en önemli etken.
"BU SİTELER HER YERDE KARŞINIZA ÇIKIYOR"
Z.İ. "Bir tık kadar yakın size. Kumar siteleri her yerde karşınıza çıkabiliyor. Telefonlarınıza sürekli mesaj gönderiliyor. Bir kere bu sitelere girmeniz yeter. Hani bu sitelere üye olmak için tıkladığınız an var ya, işte hayatınızın karardığı an, o an" diyerek tehlikenin herkes için ne kadar yakın olduğunu anlatıyor.
A.L. ile Z.İ., kendileri gibi bağımlı olan, yaklaşık 1200 üyesi bulunan, WhatsApp'ta kurulan bir grubun üyeleri. Ki birbirinden bağımsız böylesi birkaç farklı grup daha var. Her birinde yaklaşık bine yakın bağımlı yer alıyor. Bunlar aslında terapi grupları. Bağımlılar hikayelerini anlatarak ve referanslı olarak bu gruplara girebiliyor. Amaç birbirlerini kollayarak bir daha bu batağa düşmemek... Aralarında öğretmen de var imam da. Bir şirkette üst düzey görevli de var, işçi de. Yani dijital kumar batağına kimin düşeceği belli değil.
A.L. ile Z.İ., kendileri gibi bağımlı olan, yaklaşık 1200 üyesi bulunan, WhatsApp'ta kurulan bir grubun üyeleri. Ki birbirinden bağımsız böylesi birkaç farklı grup daha var. Her birinde yaklaşık bine yakın bağımlı yer alıyor. Bunlar aslında terapi grupları. Bağımlılar hikayelerini anlatarak ve referanslı olarak bu gruplara girebiliyor. Amaç birbirlerini kollayarak bir daha bu batağa düşmemek... Aralarında öğretmen de var imam da. Bir şirkette üst düzey görevli de var, işçi de. Yani dijital kumar batağına kimin düşeceği belli değil.
HİKAYELER BENZER
Bu batağa düşenlerin her birinin hikayesi farklı olsa da yaşananlar üç aşağı beş yukarı benzeşiyor. Küçük meblağlarla başlayan bir tür eğlence hali, para kazanmaya başlayınca farklılaşıyor. Kolay yoldan para kazanmanın cazibesiyle miktarlar büyüyor. Kazanç arttıkça hırs, heyecan da artıyor. Sonra bir noktadan sonra her şey terse dönüyor. Kaybetmeler başlıyor. Yeniden kazanabilirim düşüncesiyle kişiler daha fazla oynar oluyor. Kendi birikimleri bitince evliyse karısının değilse ailesinin birikimleri kullanılıyor. Yalanlar söyleniyor, üç kağıtlar başlıyor. Bu bağımlılığın ortaya çıkmasıyla kişinin her türlü sosyal hayatı farklılaşıyor. Kumarbaz, yalancı ve güvenilmez biri olarak damgalanıyor. Bu bataktan çıkmaya çalışmaları da kolay olmuyor. Çoğu ailelerinin desteğiyle belki düze çıksa hatta tedavi görse bile yeniden başlıyor. Borçlar artıyor. İntiharın eşiğine gelen var. Tekrar normal hayatına dönmek için yıllarca potansiyellerinin altındaki işlerde çalışanlar var. Birçoğu pişman.
R. G. onlardan biri. Nasıl bir çıkmazın içine düştüğünü şöyle anlatıyor: "Arkadaş çevrendeki kredini tüketiyorsun, tefecilere bulaşıyorsun. Ailenin kulağına gittiğinde iş işten geçiyor. Zaten yok paraya arabaları, evleri satıyorsun. Sülaleden aldığın altın borçlar da cabası. Bu işten nasıl çıkacaksın, kime hangi yüzle ne anlatacaksın? Ama kimse böyle olmak istemez."
İNSAN İÇİNE ÇIKAMAZ OLDUK
Bu insanlar kendi hayatlarını kararttığı gibi başta eşleri ya da aileleri olmak üzere yakın çevrelerindeki birçok kişinin de yaşamını felakete sürüklüyor. Abisi dijital kumar bağımlısı olan A. Ü. bu illetin ailesini nasıl felakete sürüklediğini şöyle anlatıyor: "Abimde bu illet var maalesef. Üç yıl boyunca oynadı. Ailem her seferinde borçlarını ödedi ama nafile bir hastalık gibi. En son abim intihara bile kalkıştı. Evli bir çocuğu var, eşiyle boşanma evresine kadar geldiler ama dediğim gibi olmuyor, ne yapacağımızı bilmiyoruz. İtibar kalmıyor, anne babamı telef etti. Babam ne var ne yok hepsini sattı borçları ödemek için. Şu anda da bir sürü tanıdığımız, tanımadığımız kişiye borcumuz var. Artık babam insan içine çıkamaz oldu. Biz de öyle."
BAĞIMLILAR ANLATIYOR
GELECEĞİN DEHASI DİYORLARDI
"Üniversite sınavında ilk bine girmiştim. Uzman olduğum alanda uluslararası başarılara imza atmıştım. Hatta bazı gazeteler benden geleceğin dehası diye bahsetmişti. Bu illete ilk başladığımda 5-10 liralık küçük meblağlarla oynuyordum. Fakat zamanla 50 bin 100 bin lira oldu bu meblağlar. Sonra her şey tersine döndü. Çok dürüst bir insanken yalan söylemeye başladım. Sosyal çevremi, arkadaşlarımı hatta ailemi kaybettim. 10 yıllık bir süreç içerisinde birkaç kez bırakmayı denedim. Ama öyle anlar geliyor ki, tekrar başlayabiliyorsunuz. Kumar bağımlısı olmasam çok üst düzey bir hayat yaşayabilirdim. Toplamda 1 milyon TL kaybım oldu. Kumar bir hastalık. Ahlaki bir durum değil. Bu hastalığın farkında olup tedavi edileceğini öğrendiğiniz an bu illetten kurtulabiliyorsunuz. Ama hem kendi hem de çevrenizdekilerin hayatınızı da karartmış oluyorsunuz." (Z. G. / 36 yaşında)
OTOBÜSTE BİLE OYNUYORDUM
"Herkes gibi kısa yoldan zengin olmak için başladım. İlk başlarda küçük paralarla bahis sitelerinde oynuyordum. Sonra online kumar sitelerine üye oldum, hayatım değişti. Evliliğim bitti. Manevi değerlerimi kaybettim. Birkaç kez bırakmayı denedim ama çok zordu. Tekrar başladım. Yaklaşık 550 bin TL para kaybettim. Her yerde, otobüste, iş yerinde, tuvalette bile kumar oynadığımı hatırlıyorum. Oynamadığım zaman sanki hayatımda bir boşluk oluşuyordu. İnsanlar, arkadaşlarım için güvenilmeyen bir insan oldum. Neyse bu gruplarla tanıştım. Kendimi anlatabildim. Böylece şimdilerde bağımlılıktan kurtulmaya çalışıyorum." (M. Ç. / 28 yaşında)
SİSTEM, HER ŞEYİNİZİ ALIYOR
"Evli, bir çocuk babayım. 12 yıldır kumar illetinin içerisindeyim. Pandemi döneminde evde sıkılınca daha fazla oynar oldum. Kolay yoldan para kazanılacağını düşüyordum. Sistem sizin her şeyinizi almak üzerine kurulu. Önce kazandırıyor sonra kaybettiriyor. Bir ara bıraktım. Ama sisteme bir kere telefon numaranızı bırakmanız yeterli. Taciz ediliyorsunuz ve bir noktada tekrar başlıyorsunuz. Evliliğime mal oldu." (Ö. T. / 32 yaşında)
HEMEN 115 YEDAM HATTINI ARAYIN
Kumar çok eski bir kötü alışkanlık ama dijitalleşme ile birlikte dijital kumar bağımlılığıyla tanıştık. Türkiye'nin önemli sorunlarından. Yeşilay bu soruna hassasiyetle dikkat çeken sivil toplum kuruluşlarından biri. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak "Kumar sadece ülkemizin değil aslında tüm dünyanın da sorunu. Dijitalleşme bu problemin yaygınlaşması için daha güçlü bir zemin oluşturdu. Özellikle gençler arasında hızla yayıldığını söyleyebiliriz. Akıllı telefonlar üzerinden pek çok bahis sitesine girerek küçük paralarla da olsa oynayabiliyorlar. Kolay yoldan para kazanmaya özenerek bu tür sitelere yönelebiliyorlar" diyor.
ANNE-BABA ÖRNEK OLMALI
Kolay yoldan para kazanma motivasyonu bu batağa düşmedeki en önemli unsur. "Peki toplum olarak neden kolay yoldan para kazanma amacına düştük? Toplumsal olarak hangi değerlerimiz aşındı acaba?" diye sorduğumuz zaman Arıcak ulusal ve uluslararası medyanın etkisinden bahsediyor: "İnsanlar filmlerde ve özellikle de dizilerde gördükleri hayatları yaşamak istiyor. Gençler medyadan çok fazla etkileniyor. Kolay yoldan para kazanıp hesapsızca harcamak istiyorlar. Kumar ve bahis siteleri de onlara bu hayali satıyor. Aileler, çocuklarına emeğin, çabanın ve alın teriyle kazanmanın asıl değer olduğunu bizzat yaşayarak öğretmeli. Anne ve babanın öncelikle kendisi bu konuda model olmalı."
Yeşilay'ın bu bağımlılıkla ciddi bir mücadele içinde olduğunu anlatan Arıcak "Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'nde (YEDAM) kumar bağımlısı kişilere destek veriyoruz. Bireyin ya da ailesinin bize başvurduğu durumlarda uzman psikologlarla destek sağlıyoruz. 115 YEDAM Danışma Hattı hemen aranabilir" diyor.