Hafif alaycı ama nasıl oluyorsa bir o kadar da 'içli' bir ses. Hem punk, hem dramatik... Sırrı kendisinde saklı belli ki! Özel bir terkip. Gökçe'den bahsediyoruz. Kendi kulvarını kendi açan, 'alternatif pop' diye kodlayabileceğimiz bir türün öncülerinden... Rock'tan da, poptan da yer yer retro arabesk tınılardan da izler taşıyan, enerjik şarkıların yazarından... Kendi tabiriyle, popüler alemde hiçbir kliğe dahil olmayan o 'tek tabanca' kadından... Gökçe'yle yeni single'ı Hayat Sana Güzel vesilesiyle bir araya geldik, hayattan ve müzikten konuştuk...
- Kaç yıl oldu müzikte? Neler ummuştunuz, neler buldunuz kariyerinizde?
- Kaç yıl oldu müzikte sorusuna cevap vermem zor aslında. İlkokulda piyanoyla başladım ben müziğe. 15-16 yaşımda davulla devam ettim. 21 yaşımda da sahnedeydim. Hem davul çaldığım grubum vardı hem de şarkı söylediğim grupla zaten sahnelerdeydim. Kendimi bildim bileli sahnelerdeyim diyebilirim. Şükürler olsun ki bol bol üretmeyi umuyordum ve üretiyorum. Bir tarz oluşturmayı istiyordum ve o tarzı da oluşturabildiğimi düşünüyorum. Bir radyocu arkadaşım bana "Bir kız çıkmış senin tarzın, Gökçe tarzı" diyor mesela. "Gökçe tarzı" diye bir şey var, bu çok keyifli. Bu zaten zor bir yolculuktu. Çünkü pop, rock, arabesk, fantezi pop yapmıyorum. Kendi tarzımda bir şey oluşturduğum için ona göre de bir kitlem var. Çok daha popüler, Türkiye'nin yüzde 90'ına hitap eden bir müzik yapabilirdim ama benim bu meslekten umduğum şey, kendi tarzını oluşturabilmekti ve hep üretmeye devam etmekti. Ve bunu yaptım, yapmaya devam ediyorum.
- Popüler müzikte genelde çok eski dönemlerden beri bazı klikler var. O kliklere dahil olduğunuzda işler daha rahat yürüyor ve bütün kapılar açılıyor. Sizi ben, hep 'tek tabanca' bir sanatçı olarak gördüm. Müzikte, sanatta bir kliğe dahil olmamanın sıkıntılarını yaşadınız mı?
- Tırnaklarımla kazıyarak geldim buralara. Hâlâ tek tabancayım, hâlâ çok yalnızım. Ne rock ortamında, ne pop ortamında gerçek anlamda dost diyebileceğim hiçbir arkadaşım yok. İnsanların menfaat için ünlü oyuncularla, birbirleriyle arkadaş olduklarını da görüyorum. Bu bana çok ters geliyor. Fakat inanılmaz işe yarayan bir şey. Çünkü bir şarkı çıkarıyorsunuz, milyonlarca takipçisi olan dostlarınız oyuncu arkadaşlarınız sizi paylaşıyorlar ama ben bu plan programla yaşayabilecek bir insan değilim. Popüler olan kişilerle tanışmak gibi bir yapım yok. Ben başak burcuyum ve tek tabancayım. Bu şekilde devam etmeye ant içmiş gibiyim.
-
Türkiye'de 70'lerden, 80'lerden bir kadın şarkıcı, şarkı yazarı idolünüz var mı?
- Benim 70'lerden 80'lerden kalma idollerim tabii ki var. Dünyada hayran olduğum insan hiçbir zaman olmadı ama Türkiye'de kesinlikle Sezen Aksu'yu tek geçerim besteci olarak. Çünkü Sezen Aksu'nun çok fırlama, eğlenceli şarkıları da var, hepimizi ağlatan ya da düşündüren şarkıları da var. Çok seviyorum o dönemi. Aysel Gürel de öyle. Nazan Öncel'in de çok değişik bir kalemi var. 70'lerden 80'lerden o kadar çok sevdiğim şarkıcı kadın ve erkek var ki... Keşke o dönemde yaşasaydım, o dönemde şarkıcı olsaydım... Muhtemelen Füsun Önal gibi biri olurdum. Tarzım, bazı şarkılarım öyle gerçekten. O yıllarda yaşayan Türk insanıyla hem müzik anlamında hem de dinleyici kitlesi anlamında daha mutlu olurdum.
MÜZİSYENİN KIYAFETİ, YAPTIĞI TÜRLE ÖRTÜŞMELİ
"Mesela Amerikalı bir sanatçı mayoyla sahneye çıkıyorsa eğer bir kere müziği ona uygun oluyor. Dans müziği söylediği için giydiği kıyafet çok uygun oluyor. Mayo giydiği ya da çok açık bir kıyafet giydiği zaman önünde oturan insanlar şakşuka yemiyor. Yani oturuşundan kalkışına, adımlarına varana kadar o giydiği mayoyu taşıyor bu insanlar. Ben arabesk şarkı söyleyen bir insanın mayoyla sahneye çıkmasını yadırgıyorum. Açık olduğu için değil yapılan müzikle ve çıkılan ortamla kıyafetin örtüşmesi gerekiyor bence. Ben kendim eklektik giyiniyorum. Büstiyer giyerim altına şalvar giyerim örgüler takarım saçıma çünkü müziğim öyle. Ben çok klasik bir gece elbisesiyle sahneye çıktığımda benim müziğime o da yakışmaz. Kastettiğim bu. Giydiğin şeyle yaptığın müzik, çıktığın ortam ve hareketlerin bence örtüşmeli."