"Böyle katliamlar dünyanın hiçbir yerinde yaşanmıyor..." Bu sözler dört gün önce ABD Senatosu'nda dile getirildi. ABD'li Senatör Chris Murphy'a ait. Salı günü yaşanan ilkokul katliamına böyle isyan etti. Teksas eyaletinde 19 çocuk, 2 öğretmen katledildi. Saldırganın kimliği Salvador Ramos olarak açıklandı. 18 yaşındaydı. Bu yaşta böylesi bir katliam yapmıştı. Şu ana kadar saldırganın neden öyle bir eylem yaptığı bilinmiyor. Ama bir terör saldırısı olarak da değerlendirilmiyor. Tüm bu vahşete ek olarak ne var biliyor musunuz? ABD ve Avrupa'da bir de 'çocuk teröristler' endişesi başladı. Biz de haberimizde çocuk yaşta aşırı sağcı teröristlere dönüşenleri ele alacağız.
BASIN ÜSTÜNÜ ÖRTÜYOR
ABD'deki durumla devam edelim. Ancak detaylara geçmeden şunu belirtelim. Avrupa basını veya Amerikan medyası, bu konuyu öyle çok ön planda tutmayı sevmiyor. Örneğin ABD'de geçen hafta bir terör saldırısı oldu. Buffalo'da. 10 kişi öldürüldü. Ama basın üzerinde çok durmadı, çünkü saldırgan Müslüman değildi. Katil yine beyazdı. Dolayısıyla bu teröriste Amerikan medyası 'terörist' diyemezdi. O yüzden haberin kısa sürede yine üstü örtüldü. Nitekim ABD istihbaratı FBI'nın raporunda da 10 siyahinin katledildiği saldırı için "nefret suçu ve radikal düşüncelerden motive olmuş şiddet eğilimli aşırıcılık" şeklinde tanımlandı. FBI da 'terör eylemi' demedi yani.
EKO-FAŞİZM ARTIYOR
Siyahileri öldüren saldırganın ismi Payton Gendron olarak açıklandı. O da 18 yaşındaydı. Beyazların üstünlüğüne inanan ırkçı bir teröriste dönüşmüştü. Yapılan bazı yorumlarda Payton Gendrom'un terör saldırısının eko-faşizm akımının bir örneği olabilir. Bu radikal düşüncenin de özünde göçmen karşıtlığı ve çevresel faktörler var. Şöyle ki göçmenlerin gittikleri yerlerdeki çevreyi olumsuz etkilediğine inanıyorlar. Terörist Payton Gendron da katliamdan önce internette yayınladığı 180 sayfalık manifestosunda "Ne kadar siyahi öldürebilirseniz öldürün" diyerek siyahilerin, beyazların kültür ve çevresini yok ettiğini ileri sürdü. İşte ABD'de faşizm bu yaşlara kadar indi. Bu da ilk örnek değil bu arada. 2 yıl önce 17 yaşındaki Kyle Rittenhouse, siyahilerin haklarını savunan iki göstericiyi öldürmüştü. Diğer taraftan bu tehlikeli akımın yani eko-faşizmin izlerine 2019 yılında da rastlanmıştı. Yeni Zelanda'da camilerde 51 kişiyi katleden terörist Brenton Tarrant da aynı dili, aynı radikal argümanları kullanmıştı. Bu arada bir not daha düşelim. Avrupa basını Brenton Tarrant'a hâlâ terörist demiyor. "Beyazların üstünlüğünü savunan aşırı milliyetçi" ifadesini kullanıyorlar.
Çoğu tek başına hareket ediyor
Avrupa Birliği istihabarat birimlerine göre Batılı ülkelerde aşırı sağ terörünün bu kadar artmasının arkasında sosyal medyanın rolü çok büyük. İngiliz istihbarat birimi MI5 de aynı görüştü. İngiliz güvenlik birimlerine göre gençler arasında 'yükselen bir trend' var. Gençler, internet ortamında gördükleri 'zehirli fikirlerden' etkileniyor. EuObserver'da konu hakkında bir haber yayınlandı. Buna göre Avrupa'da gençler arasında faşizm akımlarının bu denli artmasında internetin rolü çok büyük. Evlerinde bilgisayarlarının başında oturan gençler, internet ortamında gördükleri yalan yanlış bilgilerden etkileniyor. Göçmen karşıtı, İslam karşıtı, siyahi karşıtı ya da Yahudi karşıtı oluyorlar. Sonrasında da yine internetten öğrendikleri bilgilerle bombalar yapmayı öğreniyorlar ve terör eylemi planları yapıyorlar. Örneğin beyaz olmayanların, beyazların alanlarını 'işgal ettiğini, ele geçirdiğine' inandırılıyorlar. Bu nedenle de çok küçük yaşlarda aşırı sağcı göçmen karşıtına dönüşüyorlar.
Çeteler öldürüyor
Aşırı sağ eğilimleri Avrupa'nın dört bir yanında uzun süredir artışta. Fransa da bu ülkelerden biri. Gençler arasında faşizm hızla yayılıyor. Popülüst siyasetçilere bir de aşırı sağcı politikacılar eklenince ülkedeki İslam ve göçmen karşıtlığı adeta kurumsallaştı. Bu tehlikeli tırmanışın neticesinde Fransız gençler arasında aşırı sağ terörü hortladı. Fransa'nın bir diğer sorunu da gençler arasında çeteler. Örneğin Marsilya kentinde çetelerin çatışmaları büyüyor. Bu çatışmalarda sık sık 14 - 15 yaşlarındaki çocuklar hayatını kaybediyor.
ALMANYA:
Liseyi bombalayacaktı
Almanya'dayız. Buradaki durum da farklı değil. Hatta malum Neo-Nazilerin merkezi burası. Göçmen ya da İslam karşıtlığı zirvede. İşte Almanya'da yine geçen hafta bir çocuk terörist yakalandı. 16 yaşındaydı. Onun da ismi açıklanmadı. Essen kentindeki bir lisede bombalı saldırı hazırlığında olduğu belirlendi. Hedefindeki okul Yahudilerin çoğunlukta olduğu yerdi. Dolayısıyla aşırı sağcı bu çocuk, Yahudi karşıtı bir terör eylemi planlıyordu.
İNGİLTERE:
11 yaşında Hitler fanatiği
İngiltere'de geçen hafta bir gözaltı yaşandı. 14 yaşındaki bir çocuk, terör eylemi planlamaktan yakalandı. Reşit olmadığı için ismi gizli tutuldu. Aşırı sağcı bir faşiste dönüşen bu çocuk, İngiltere tarihinden terör suçundan tutuklanan en küçük kişi olarak kayıtlara geçti. Hatta suçu planladığı dönem 13 yaşındaydı. Ancak bu çocuk, internette çok sayıda aşırı sağcı radikal ifadeler kullanmasına ve bilgisayarında terör eylemi planları bulunmasına rağmen serbest bırakıldı. İngiliz mahkemesine göre çocuğun düşündükleri "hayal ürünüydü" dolayısıyla hapse atılmasına gerek görülmedi. Bu arada çocuğun bilgisayarında verilerine göre daha 11 yaşındayken Hitler hakkında internette bilgiler kaydetmeye başladığı saptandı.
Siyasi zeminleri de var
Tüm bunlara ek olarak Avrupa'da 14 yaşındaki çocuklara kadar inen bu aşırı sağ faşizminin siyasette de temsilcileri var artık. İspanya, İtalya ya da Almanya... Geçmişlerinde aşırı sağ faşist iktidarları bulunan Batılı ülkelerde yeni nesil aşırı sağcı siyasetçiler ortaya çıkıyor. Bunlar genelde 35 yaşın altındaki genç siyasetçiler oluyor. İspanya'da Vox Partisi, Almanya'da AfD, İtalya'da Brothers ya da Fransa'daki Ulusal Cephe. Ayrıca bazı görüşlere göre tüm bu aşırı sağcı siyasilerin birbiriyle bağları var. Bu aşırı sağcı siyasiler genelde küresel ısınma karşıtı oluyor. Ancak son zamanlarda neredeyse hepsi mitinglerinde eko-faşizm argümanlarını sesli şekilde dile getirmeye başladılar.
Devletler harekete geçiyor
Sosyal medyadaki tehlikeli akımlara karşı ABD ile Avrupa Birliği, birlikte hareket ediyorlar. Sosyal ağlarda yayılan ve aşırı sağ eğilimlerini körükleyen yalan bilgilere anında müdahale ediyorlar. Bu nedenle sosyal ağlarda gördüğümüz her bilgiye inanmamalıyız. Hiçbir yalan bilgi paylaşımı, sandığımız kadar masum olmuyor. Arka planda gerçekten de gençleri olumsuz etkilemek isteyen akımlar var ve bunlar çocukları bile terörist yapabilen fikirler.