Dr. Mert Gökalp bir biyolog. Yıllardır Türkiye'nin deniz canlıları üzerine çalışıyor. Bugüne kadar binlerce sualtı dalışı yaptı, fotoğraflar çekti. Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara Denizi'nin sualtı canlılarını fotoğrafladı. Konuyu derinlemesine araştırdı... Geçtiğimiz günlerde ise neredeyse çeyrek asırlık çalışmalarını, İstanbul Akvaryum tarafından yayımlanan Deniz Canlıları kitabında topladı. Tamamı Gökalp'in kendi arşivinden oluşan 600 fotoğraf ve 232 türe ait bilgiler var kitapta. Aslında seri üç cilt olacak. Önümüzdeki günlerde diğer iki cilt de yayınlanacak. Toplamda üç kitaptan oluşacak serinin ilk kitabı olan ve 528 sayfadan oluşan Deniz Canlıları; kıkırdaklılar, balıklar, deniz kaplumbağaları ve memeliler olmak üzere 232 tür ve 600'ün üzerinde fotoğraf ile sualtının muhteşem dünyasına ışık tutuyor. Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Marmara'ya kadar Türkiye denizlerinde yaşayan canlılar hakkında fotoğraf ve çizimlerle birlikte detaylı bilgilerin yer aldığı kitapta türlerin tanınmasına ve farkındalık oluşmasına katkı sağlanıyor. Deniz Canlıları kitabının fotoğraf kalitesi açısından, canlıyı tanımaya uygun daha kaliteli fotoğraflar vermeyi hedefleyen görsel ve yazılı bir kaynak olduğunu belirtilen biyolog Mert Gökalp: "Bu rehber kitap, kullanım kolaylığı ve sayfa sayısı dikkate alınarak, canlı sınıflandırmasına uygun olacak şekilde sıralı olarak üç cilt halinde tasarlandı. Elinizdeki kitap Kıkırdaklılar, Balıklar, Deniz Memelileri ve son olarak da Deniz Kaplumbağalarını içermekte. Bu eserin ardından yayımlanacak bir numaralı kaynak kitapta algler, süngerler, knidliler, taraklılar ve deniz solucanları; iki numaralı kaynakta ise yumuşakçalar, kabuklulular, derisi dikenliler, tulumlular ve tosun hayvancıklarını bulacaksınız" diyor.
ÇEYREK ASIRLIK ÇABA
Göklap Ankara doğumlu, ODTÜ Mühendislik Fakültesi mezunu. Daha sonra yüksek lisansını biyo-teknoloji üzerine yapmış. Doktorasını ise deniz süngerleri üzerine tamamlamış. Miami'de, Hollanda'da almış yüksek eğitimlerini. Bu günlerde İsrail'de, Kızıldeniz'in deniz canlıları üzerine araştırmalar yapıyor. İlk su altı fotoğraf makinesini eline yaklaşık 20 sene önce almış Gökalp. Şöyle anlatıyor: "Önceleri okuduğum kitaplar ve makalelerden yola çıkarak dalışlar yapıp, fotoğraflar çekerdim. Benim konu hakkında bilgim arttıkça bunu bir kitaba dönüştürmeye karar verdim. Bugüne kadar 3 bine yakın dalış yaptım, neredeyse her dalışımda fotoğraflar çektim. Pek çok sualtı belgeseli hazırladım. Türkiye'de sadece bizim denizlerimizin canlılarını anlatan çok fazla kaynak olmadığını fark ettim. Ve çalışmalarıma devam ettim. Ve bu kitap sürecine kadar gelmiş olduk. Denizle ilişkim aslında çocukluğuma dayanıyor. Çocukluğumdan itibaren uzun yıllar zıpkın avcılığı yaptım."
KIZILDENİZ'DEN YENİ CANLILAR GELİYOR
Akdeniz'in özellikle kendine has bir coğrafyası var. Bu sularda yaşayanların yaklaşık yüzde 17'si endemik (az görülen) canlılar. Ne kadar şartlar değişse, sular ısınsa, Süveyş Kanalı'ndan ve Kızıldeniz'den yeni canlılar geliyor olsa da hala Akdeniz'in kendine has canlıları var. Bu coğrafyayı en önemli kılan noktalardan bir tanesi posidonia dediğimiz deniz çayırları. Sularımıza müthiş bir oksijen veriyor bu canlılar, bir habitat yaratıyor. Diğer canlılara ev oluyor. Bizim sularımızın en önemli deniz canlısı deniz çayırlarımızdır.
KELER BALIĞINI UNUTAMAM
Karadeniz'de hazırladığım bir belgeselde çektiğim lüferleri hiç unutamam. Dalyanlarda, çelik ağlara yakalanmış bir lüferdi çektiğim. Piranha gibi uzun süre ağları parçalamaya çalıştı dişleriyle. Kesemedi ama çabası muhteşemdi. O yüzden lüfere çok saygı duyuyorum. Bir kere de keler balığı çekmiştim. Vatozla köpek balığı arası bir balık. Kuma gömülür ve öylece bekler. Bu görüntüler de aklımdan gitmiyor.
KARADENİZ'İN DENİZATLARI RÜYA GİBİ
Denizin, su altının ulus sınırları gibi sınırları olmuyor. Her tür canlı her yere gidebiliyor aslında. Ama mesela tavan balığı derler, biz sokar balık deriz Akdeniz'de çok yaygın. İskenderun Körfezi'nde mesela inekburunlu vatozlar çok görülür. Karadeniz'de yunus popülasyonu da ilginçtir. Çoklardır... Bizim hamsimiz Marmara'da var, Karadeniz'de muazzam miktarda var, Ege'nin kuzeyinde de var. Çaça balığı, istavrit bizde çok yoğun. Karadeniz kıyılarında ve Marmara'nın bazı yerlerinde denizatları da çok sık görülür. Karadeniz'de sürüsüyle görürsünüz bazen, rüya gibidir.