Televizyon dünyasında kendine özel seyirci kitlesini oluşturan diziler, her zaman bir adım önde olur. Hele ki, oyuncu kadronuzda birden fazla yıldız oyuncunuz varsa seyirci daha ilk bölümlerden fanatikleriniz kulaktan kulağa reklamınızı yapmaya başlar.
Şimdi saymaya başlarken hangisini öne alsak ötekine ayıp etmiş oluruz. Erdal Beşikçioğlu, Uğur Yücel, Yurdaer Okur, Hasibe Eren, Burcu Kara... Say say bitmiyor, o yüzden bir genç yıldız adayına söz veriyoruz. Onun da hayranları var ve buna alışmaya çalışıyor. Söz, geleceğin Tarık Akan'ı olarak görülen Fatih Berk Şahin'de...
- Hakim dizisinde adeta Şampiyonlar Ligi gibi bir oyuncu grubuyla rol almak, aynı sette olmak, belki aynı karavanı kullanmak nasıl bir duygu?
- Çok güveniyoruz yaptığımız işe... Yönetmenlerimize hayranım zaten. Oyunculuğa başlarken idol aldığım isimleri de sette gözlemleyebilmek eşsiz bir okul ayrıca. İyi ki bu güzel ekibin ve bu güzel projenin bir parçasıyım.
O SAHNE İÇİN DOKTORA DANIŞTIM
- Dizinin kaza sahnesinde sergilediğiniz performans, sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı. O sahneye hazırlanırken taktik aldığınız kimse ya da kimseler oldu mu?
- Doktor bir tanıdığımı aradım. Astım krizleriyle alakalı fizikler belirtileri ve kriz anında kalınan çaresizliği öğrenme fırsatı buldum. Bilgileri aldıktan sonra da hazırlığa geçtim.
- Canlandırdığınız Ozan'ın en büyük hatası nedir size göre?
- Nefes alıp sakinliğe, rahatlığa kavuşmak yerine panik yapması onu bu kabusa sürükleyen en temel neden. Düşünceleri ve davranışları üzerinde kontrol sahibi olmayan insan, hata yapmaya meyilli insandır. Karakterimde de bu durum böyle tabii.
- Ütü yaparken bir fotoğrafınızı Instagram'dan paylaşarak "Anne bak gör" diye not düşmüşsünüz. Setler dışında ütüyle aranız nasıl?
- İlk profesyonel tiyatro oyunumdan bir kesitti o... İlk kez oyun oynadıktan sonra maddi anlamda bir karşılık almıştım. Oyunculuğu bir meslek haline getirme kararı da, o günün akşamına ait.
- Geçen Yaz filmindeki rolünüz sonrası şöhretin kapısını açtığınızı söyleyebiliriz. Hakim dizisindeki rolünüzle de bunu perçinlediniz. Artık sokakta tanınır hale gelmenin avantajı ve dezavatajı size göre nelerdir?
- Tabii, bu durum çok mutlu ediyor insanı. Tanışmamamıza rağmen insanların sokakta o onayı vermesi, insana kendini emin hissettiriyor. Ama aynı zamanda sokakta var olmayı da çok seviyorum. Dezavantajları da sayılabilir ama şu an iyi geliyor diyebilirim.
- Dizi çekimlerinde oyuncuların kullandığı karavanlarla ilgili çok şey konuşulur. Sizin bir karavan anınız var mı bizimle paylaşabileceğiniz?
- Daha yeni deneyimlediğim şeyler olduğu için pek bir akılda kalıcı anıya sahip değilim açıkçası.
- Tiyatrodaki yönetmen ile sinema ve dizi yönetmenlerinin arasındaki en temel fark nedir sizce?
- Tiyatro yönetmeni, oyuncuya kafasındakinin yüzde 100'ünü söylemek durumunda. Sinemada ise yönetmenin kurgusunu paylaşmaması gibi bir şey mümkün. İkisi de çok heyecan verici olabiliyor. Bu en temel olmasa da büyük bir farklılık bana göre.
- Bitirirken zor bir soru soralım: Sizce Al Pacino mu, Robert de Niro mu?
- Ayırması en güç iki kişiden bahsediyoruz. Ama illa ki birini seç diyorsanız, burun farkıyla Al Pacino diyebilirim.
HEDEFİM HER ZAMAN SAHNEDE OLMAK
- Sinema ve tiyatroyu bir arada sürdürerek, iki önemli deneyimi bir arada yaşıyorsunuz. Dizide olduğu gibi tiyatro sahnesinde de önemli isimlerle berabersiniz. 18 yaşında yakaladığınız bu seviyeden sonra yeni hedefleriniz neler?
- Öncelikle hep sahnede olabilmek bir kere. Zaten ilk reaksiyon aldığım yer orası. Orada öğrendimle bugünlere eriştim diyebilirim. Sinema da bambaşka bir tatminmiş tabii ki. Onun heyecanı da daha saklamaya ihtiyaç olmayan bir duygu. (Gülüyor)