Dünyanın gündemi haftalardır çok yoğun. Hepimizin malumu. İlk sırada şüphesiz Rusya'nın Ukrayna saldırıları var. Bu savaş üzerinden Avrupa'daki gelişmeleri de yakından izliyoruz. Çin de bir şekilde mercek altında. ABD ise köşesine çekildi. Adeta uzaktan kumanda elinde kanal değiştirircesine gelişmeleri izliyor. Oysa aynı ABD kısa bir süre öncesine kadar çok gergindi. İç siyasetleri karışıktı. Ülke basınında "ABD iç savaşın eşiğinde mi?" sorusuna cevap aranıyordu. Peki, ABD'de sular duruldu mu? Yoksa dünyadaki karışıklığı aynı zamanda iç siyasetlerini toparlamak için fırsat olarak kullanıyorlar mı? Detaylara geçmeden önce ABD'de iç savaş söylemlerinin nedenine bakalım.
ADIM ADIM SÜREÇ
Aslında bilinmedik gelişme değil. Kronikleşmiş bir problem: Irkçılık.
Tartışmaları alevlendiren gelişme 6 Ocak 2021'de yaşanmıştı.
Aşırı sağcılar, ABD Kongre'sini bastı.
Beyazların üstünlüğünü savunanlar üzerinden tartışmalar alevlenerek büyüdü.
ABD Başkanı Joe Biden dönemi, bunlarla başlamıştı.
Seçimi kaybeden eski Başkan Donald Trump'ın gölgesi Beyaz Saray'da kalmıştı.
Tartışmalar, Kongre baskınının ilk yıl dönümüne doğru alevlendi.
Aralık 2021'den itibaren iç savaş riskleri sıkça gündeme getirildi.
Örneğin 21 Aralık 2021 tarihinde CNN International'da Kaliforniya Üniversitesi'nden Profesör Barbara Walter'ın araştırmasına yer verildi: ABD, hiç olmadığı kadar iç savaş riski ile karşı karşıya.
Nitekim 6 Ocak 2022 ve sonrasında Kongre'yi basanların yargılanması ile Trump ve en yakınlarının ifade verme süreçleri başladı.
İşte bu süreç alevlenirken, Rusya'nın Ukrayna sınırındaki askeri varlığı arttı.
Batı basınının sorduğu soru değişti: Rusya, Ukrayna'ya saldıracak mı?
Çok geçmeden 24 Şubat'ta Ukrayna savaşı başladı. Neticesinde ABD'de 'siyahiler ile beyazların mücadelesi' meseleleri arka planda kaldı. Ancak bu noktada şunu belirtmekte fayda olacak. Gereksiz komplo teorilerini takılmamak gerekiyor. Yani "Ukrayna savaşı, ABD'deki gelişmeleri unutturmak için çıkartılmış olabilir" şeklindeki düşünceler yersiz. Haberimizde sadece ABD'de Ukrayna savaşından önce çok ateşli şekilde tartışılan ancak şimdilerde arka planda kalan bir konuyu gündeme getiriyoruz. ABD medyası da yetkilileri de bu konunun en yakın sürede yeniden karşılarına çıkacağını çok iyi biliyor. Detaylara geçelim:
BEYAZLAR KİM VE NE İSTİYOR?
ABD'deki aşırı sağcılar, beyazların üstün ırk olduğunu savunuyor.
Trump'ı destekliyorlar.
6 Kasım 2020'deki başkanlık seçiminin hileli olduğunu savunuyorlar.
Bu yüzden Kongre'yi basmışlardı.
ABD medyasına göre bu düşüncelerinden vazgeçmediler.
Üstelik sadece siyasal intikam peşinde değiller.
Yıllardır silahlanıyorlar.
ABD içerisinde bağımsızlık istedikleri yerler var. Ya da özerklik talep ediyorlar.
Basının kendilerini 'terörist' olarak gösterdiğini savunuyorlar.
Sosyal ağların sansürüne uğradıklarını dile getiriyorlar.
Siyahilerin, Müslümanların ya da göçmenlerin ABD'ye ait olmadığını dile getiriyorlar.
En popüler grupları: QAnon.
SİYAHİLER NE DURUMDA?
Aşırı sağcı beyazlara karşılık siyahiler de güçleniyor.
Hareketlerinin adı Siyahilerin Hayatı Değerlidir.
2013 yılındaki bir sosyal medya paylaşımında öne çıkan bu söylem artık dünya genelinde kullanılıyor.
Ancak bu slogan altında artık çok daha organizeler.
Merkezi olan bir oluşumları yok.
Anaakım medya, sosyal ağlar ve büyük şirketler açıkça bu grubu destekliyor.
Silahlı görüntüleri yok. Ama kitlesel gösterilerinde şiddet yaşanıyor. Polisle çatışma, yağmalama, araçları ateşe verme ya da güvenlik birimlerine saldırmakla suçlanıyorlar.
Aşırı sağcılar ise siyahilerin de silahlandığını savunuyor.
Geçtiğimiz günlerde New York Metro'sundaki bir saldırı kafaları karıştırdı. Frank James isimli siyahi, beyazlara yönelik ırkçı söylemleriyle metroda 13 kişiyi yaraladı. Şimdi terör saldırıısı ile suçlanıyor.
Frank James'in şimdilik münferit hareket ettiği düşünülüyor.
Ancak ABD medyasında bu saldırının ardından beyazlara yönelik sosyal ağlarda toplu şekilde yapılan ırkçı paylaşımlara dikkat çekiliyor.
TOPLANIP SALDIRIYA GEÇİYORLAR
Aşırı sağcıların yükselişine dair en büyük korku herhangi bir olay karşısında hemen toplanıp saldırya geçecek kadar organize olmaları. Kongre Baskını'nda bunu çok net gösterdiler. ABD'de aşırı sağ kaynaklı şiddet olayları son yıllarda yüzde 47 arttı.
FBI'IN YOĞUN MESAİSİ
ABD'deki iç güvenlikten sorumlu kurumlardan olan FBI çok yoğun. ABD medyasına göre FBI ajanları son aylarda birçok saldırı girişimini önledi. Bunlardan en çok öne çıkan girişimlerden biri Gretchen Whitmer'ın kaçırılma girişimi oldu. Beyazların üstünlüğünü savunanların Michigan Eyaleti Valisi Gretchen Whitmer'ı kaçırarak iç savaşın fitilini ateşlemeyi hedefledikleri belirlenmişti.
KAHRAMANLARI PUTİN
Bu başlığımız gerçekten kafa karıştırıcı. Ama ilginç bir şekilde ABD'de aşırı sağcıların kahramanlarından birisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. Hatta Ukrayna saldırısına destek bile verdiler. Independent sitesinde hafta başında bu konu hakkında bir haber yayımlandı. Detaylara göre aşırı sağcılar Trump'a komplo kurulduğunu ve Demokratlar'ın yani şimdiki Başkan Biden'ın dahil olduğu grubun Putin'e karşı da komplolar kurduğuna inanıyor.
NÜFUSTAN FAZLA SİLAH VAR
ABD, dünya genelinde silah sayısının ülke nüfusundan daha fazla olduğu tek ülke. Tüm şiddet olaylarına, cinayetlere ya da intiharlara rağmen bireysel silahlanma hızla artıyor. İsviçre merkezli araştırma merkezi SAS verilerine göre her 100 ABD'liye 120 silah düşüyor. Dünya genelindeki bireysel silahların yüzde 46'sı ABD'de bulunuyor. İşte uzmanlara göre bireysel silahlanmanın bu denli kolay olması da çatışma risklerini körüklüyor
BEYAZLARA ÖZEL KİLİSE
Irk tartışmaların alevlenmesiyle birlikte ABD'de geçmişi hatırlatan birçok akıl almaz uygulamalar da yeniden hayata geçirildi. Örneğin Asatru Folk Assembly (AFA) isimli beyaz milliyetçisi bir grup, Minnesota eyaletinde sadece beyazların girebildiği bir kilise işletiyor. AFA'nın kurucuları, Kuzey Avrupa kökenli. Amaçlarının beyazlara karşı planlandığını öne sürdükleri soykırıma karşılık hazırlık yapmak olduğunu söylüyorlar.
SÜREÇ BAŞLADI BİLE, KİMSE GÖRMEK İSTEMİYOR
Haberimizin başında Kongre baskınının ilk yılında Batı basınında ABD'de iç savaş söylemlerinin arttığını belirttik. İşte bu haberlere bazı örnekler:
İngiliz The Guardian gazetesinde 4 Ocak 2022 tarihinde bir analiz yayınlandı. "Bir sonraki ABD iç savaşı başladı bile, ama kimse bu gerçeği görmek istemiyor. 6 Ocak Kongre baskını aslında bir uyandırma sinyaliydi" denilen yazıda ülkedeki birçok farklı ırkçı grubun son sürat silahlanmasına ve organize olmasına dikkat çekildi.
5 Ocak 2022'de New Yorker'daki haberde "İç savaş kapıda mı?" başlığı atıldı.
6 Ocak 2022 tarihinde The New York Times gazetesi "Gerçekten ikinci iç savaş ile karşı karşıya mıyız?" sorusuna cevap aradı.
11 Ocak 2022 tarihinde NPR'daki haberde ise şimdilerde çıkabilecek iç savaşın 1860'lardakinin aksine bu kez ABD'deki tüm eyaletlerle olabileceğine dair uyarılar yapıldı.