Herkese iyi pazarlar dilerim. Her evli çiftin belli bir zamandan sonra anne baba olmak istediğini bizler tabii ki biliyoruz. Anne adaylarımız bizlere çocuk istemi ile başvurduğunda, hamile kaldıklarını öğrendiklerinde ve takip için bizlere başvurduklarında zaman zaman karşılaştığımız bir durum oluyor: Erken haftalarda yaşanan gebelik kayıpları... Halk arasında düşük olarak da tabir edilen erken gebelik kayıpları gebeliğin ilk 20 haftası içinde sonlanması durumuna verilen isimdir. Genelde gebeliklerin yaklaşık yüzde 15- ile 20'sinde maalesef düşükler görmekteyiz.
Düşüklerin yaşanmasını detaylıca incelediğimiz zaman kadının yaşı önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle 40 yaş üzeri kayıpların görülme oranı yüzde 30'lara dayanır. Sebebi yumurtanın yaşlanmasına bağlı genetik bozukluklardır.
Düşüklerin diğer başlıca sebeplerini ele alalım... Ben embriyoyu yolcu ve rahmi ise bu yolcuyu taşıyan uçağa benzetirim. Bizim düşüklerin olmamasındaki temel isteğimiz yolcunun sağlıklı bir şekilde uçakta yolculuğunu yapıp alana iniş yapmasıdır, yani anne kucağına... Ama bizim sevgili yolcu uçağımız öyle akıllı bir mekanizmaya sahip ki, sağlıklı olmayan yolcuyu kabul etmemekte ve enerjisini harcamamaktadır. Yani ilerleyen haftalarda sağlıklı olmayacak bir gebeliği erken tespit eder ve gebeliği sonlandırır, gebelik düşükle sonuçlanır. Bu rahim ile ilgili bir durum teşkil ederken, sevgili yolcumuz yani embryo ile ilgili en sık sebep ise yapısal bozukluklardır. Embriyomuzun anne rahminde gelişimi sağlıklı olmaz. Bunun dışında bilinen en sık sebeplerden birisi de genetik bozukluklardır. Eskiden düşüklerle ilgili tek gen bozukluğu tanımlanmışken şimdi ise bizlerin bildiği 14 farklı gen bozukluğu tanımlanmıştır. Tabii ki genler derya deniz olduğu için farklı ve bizlerin bilmediği gen bozuklukları da olabilir.
EN ÖNEMLİ NEDENLER
Rahim kaynaklı nedenlere göz attığımız zaman ise karşımıza pıhtılaşma bozuklukları, bağışıklık sistemi bozuklukları, şekilsel bozukluklar, polipler ve myomlar çıkmaktadır. Pıhtılaşma bozuklukları genetik kaynaklı veya sonradan kazanılmış olabilir.
Bağışıklık sistem bozuklukları ise rahmin bebeği yabancı cisim olarak algılayıp gebeliğin devam etmesine engel olması durumudur. Rahim içerisindeki şekilsel bozukluklar ise; rahimde perde görülmesi, rahmin t şeklinde, tek boynuzlu veya çift boynuzlu şeklinde görülmesi durumudur ve rahmin tutunma alanını daraltarak tutunmasına engel teşkil eder.
Polipler, iyi huylu, rahim iç dokusunda olan çıkıntılar olup düşüklere neden olabilir. Myomlar ise rahimdeki yerleşimine göre düşüklere neden olmaktadır. Özellikle rahim iç dokusunda veya rahim duvarında olup bebeğin yerleşeceği rahim iç dokusuna yakın olan myomlar düşük nedenidir.
Bir de boş gebelik durumu vardır. Boş gebelik kesenin oluşup bebeğin bu kese içerisinde oluşamama durumudur. Bizler de bu durumda maalesef ya vücudun bunu atmasını bekler ya da cerrahi işlemle müdahale ederiz. Boş gebeliklerin en sık sebebi erkeğin sigara içmesidir. Sigara kadında yumurta kalitesini erkekte ise sperm kalitesini olumsuz etkiler. Özellikle oksidan maddeler ilerleyen yaşla birlikte yumurtanın ve spermin kalitesini ciddi anlamda bozar. Bu nedenle çocuk istemi olan tüm çiftlerimize sigarayı bırakmalarını özellikle belirtmekteyiz.
Tüm konuşulan düşükleri ve sebeplerini annelerimizde ilk 12 hafta içerisinde görmekteyiz. Bunu dışında ileri haftalarda da maalesef görebildiğimiz gebelik kaybına neden olan rahim ağzı yetmezliği durumu vardır ve kesin tanısı ne yazık ki önceden tespit edilemeyebilir. Sadece 12'inci haftada rahim ağzı boyunun kısalığı bizi şüphelendirir. Son olarak da guatr, diyabet, aşırı kilo, obezite gibi ek dahili hastalıklar da düşüklere neden olabilir.
TÜM GEBELİKLER PLANLI OLMALI
Peki, bizler düşüklerin önüne geçebilme, bu riski en aza indirebilme adına neler yapabiliriz? İşte altın değerinde öneriler. Tüm gebelikler planlı olmalı ve gebelik planlanmadan en az üç ay önce başta folik asit olmak üzere vitaminler başlanmalı. Ek hastalıklar kontrol altına alınmalı.
Kilonun en az yüzde 10'unun verilmesi düşük riskini azaltır o yüzden yaşam tarzı değişiklikleri, Akdeniz usulü beslenme önemlidir. Akdeniz usulü beslenme tarzını sizlere daha önceki yazımızda anlatmıştım, mutlaka okuyalım.
Beslenme tarzı, düşüklerin önlenmesinde çok önemlidir. Glutatyon, alfa lipoloik asit, selenyum, vitamin C ve vitamin E çok önemli antioksidanlar olup özellikle koenzim q10 çok iyi bir hücre yenileyicidir.
Ve çok önemli bir dipnot! Bazen bebeklerin kalp atımları geç oluşabilir veya kese geç tutunabilir ya da yumurtanın döllenmesi geç olabilir. Bu noktada benim yaptığım sekizinci haftaya kadar çiftlerimi bekletmek, tutunması için bebeğe fırsat vermek. Bu şekilde doğan öyle güzel melekler var ki. Bu yüzden cerrahi müdahale ile gebeliği erken sonlandırmamak bebeğe fırsat tanımak ve sekizinci haftaya kadar beklemek önemli. İnanın sizlere hiçbir zararı olmadığı gibi şahane bir fayda da getirebilir. Bu gebelik sağlıksız bir gebelikse zaten maalesef ki düşükle sonuçlanacaktır. Hepinize sağlıklı gebelikler, mutlu günler dilerim.