Bir gece yarısı uykusundan uyanıyor ve oturduğu semt Moda'dan Lozan'a yürümeye karar veriyor. 94 gün süren yolculuğunda 3240 km yürüyerek 4 milyon adım atıyor. Peki neden Lozan'a yürüyor Serkan Rasa?
"Kızım senin için yürüdüm. Sen de hayatında istediğin her şeyi başarabilirsin" diyebilmek ve manevi bir miras bırakabilmek için... Serkan Rasa ile ilham verici yolculuk hikayesini konuştuk. Röportajımıza babasını ziyarete gelen Rasa'nın kızı Mia İdil de eşlik etti.
- Moda'dan Lozan'a yürümeye nasıl karar verdiniz?
- Bu yürüyüşe beni götüren süreçten önce müthiş koşturmacanın içindeydim. 17 yaşından bu yana hem mektepli hem de alaylı olarak turizm sektöründeyim ve üst düzey yönetici oldum. 650 kişiyi yönetiyordum, üç tane otelin başındaydım. Eski eşim, kızımın annesi İsviçreli. Ayrıldıktan sonra çocuğumdan ayrı kalınca hayatı, işimi, kısacası her şeyi sorgulamaya başladım. Depresyona girdim. Hiperaktif, neşeli, optimist ve hareketli bir adamken evden dışarı çıkmak istemeyen, yataktan koltuğa, koltuktan yatağa geçen biri oldum. Sonra kendime, "Serkan harekete geç" dedim. Ve ilk olarak Moda'dan Yoğurtçu Parkı'na yürümeye geçtim. İki km ile yürüyüşe başladım. Spor zaten hayatımda hep vardı ama en çok kendimi yürürken keşfettim.
- Ülkelerin sınırlarını aşmaya nasıl karar verdiniz?
- Kızım Lozan'da yaşıyor ve çocuğundan ayrı her baba gibi ona özlem duyuyordum. Burukluk hissediyordum. "Acaba babalığımda yetersiz miyiz?" diye sorularım oluyordu. Eski eşimle de aramız iyi ve kızımı yılda dört beş kere ziyarete gidiyordum. Ama yine de hep içimden diyordum ki; "Kızıma kalıcı bir şey bırakmalıyım. Bu parasal değeri olan bir şey değil, manevi bir şey olmalı." Maddi şey kötü yönetildi mi elinizden kayar gider ama manevi olarak bırakacağınız şey miras kalır. Bir gece üçte yataktan fırladım ve "Lozan'a yürüyeceğim" dedim kendime.
ÖNÜNDE CANLI ÖRNEK VAR
- Çılgınca! Çevreniz nasıl tepkiler verdi?
- "Delirdin mi sen?" diyen
çok oldu. (Gülüyor) Sonra fikrimi
özümseyince çok destek görmeye
başladım ve "Neden olmasın, sen
yaparsın." demeye başladılar. 17
yaşından beri gezginim, 17'imde
Avustralya'ya gittim tek başıma.
Dünyanın farklı şehirlerinde yaşadım.
Antremanlara başladım ve her
gün 20, 30 km yürüdüm.
- Rotanızı nasıl çizdiniz?
- Çizdiğim rota Moda'dan
Lozan'a 3240 km yol idi. Sahilden
yürümeyi tercih ettim
çünkü denize girmek ayaklara
iyi geliyor. Rotam şöyleydi;
İstanbul'dan Yunanistan,
Makedonya, Arnavutluk,
Karadağ, Hırvatistan, Bosna,
Slovenya, İtalya ve en son
olarak da Alplere tırmanarak
İsviçre'ye indim. Güzel bir
rotaydı.
- Sınırları geçerken zorluklar oldu mu?
- Yok, Schengen ile sınırlar
geçilebiliyor zaten. Ama
benim AB vatandaşlığım var.
Yedi yıl Paris'te yaşamıştım.
- Ekonomik olarak neler gerekiyor peki bu yürüyüş için?
- Aslında ekonomik olarak
istediğim çok bir şey yoktu ama
yürüyüşüme sponsor desteği de
oldu. Yakın bir arkadaşım, Dubai
merkezli şirketinde çalıştığı üst
düzey yöneticisine, kızım için yürüyeceğimden
bahsediyor. Onlar
da çok etkilenerek bana sponsor
oldular. Sponsorum olmasa da bu
yürüyüşü yapacaktım. Bir sandviç,
su yeterli oluyor yürüyüşte, genelde
de çadırda kalıyorum.
- Yürüyüşünüz nasıl geçti? Günde kaç adım attınız?
- Nisan 14'te başladım, ağustosta
bitirdim. Yağmura çok yakalanmadım,
Yunanistan ve İsviçre'de
ıslandım. Yolculuğum inanılmaz
keyifli ve güzeldi. İçsel yolculuğumu
da içine katarak kafamdaki
soruların yanıtlarını buldum.
- Kızınıza bu mirasla hayata dair hangi mesajları verdiniz?
- İstedikten sonra hayatta her
şeyi başarabileceğini hem de cesur
adımlar atmayı öğrenmesini.
Hayatta karar verebilmek, cesur
adımlar atabilmek çok önemlidir.
Kız çocukları dünyanın neresinde
yaşıyorsa yaşasın, ne yazık ki
-1'dedir. O yüzden kız çocuklarının
cesur adım atabilmesi çok önemli.
Projeye bir de isim koydum; dosomethingforyourchildren.
(Çocuğun
için bir şeyler yap)
- Bu yürüyüş kızınızda nasıl etkiler yarattı?
- Birbirimize kavuşunca
duygusal yoğunluk yaşadık.
Şimdi 10 yaşında. Mesajı
tam olarak idrak edeceği
yaşlarda henüz değil,
birkaç yıl sonra daha
çok özümser. İleride sorgulayacağını
düşünüyorum.
Belki o da, "Baba ben yelkenle
dünya turuna çıkacağım tek
başına" der. İstedikten sonra
her şeyi başarır. Önünde canlı
bir örnek var.
BENİM ÇOCUĞUM İÇİN DE YÜRÜ!
"Anne babalar çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmiyor, doğru iletişim kuramıyor. Restoranlarda yemekteyken çocukların elinde telefon oluyor. Bu yüzden kimseyi suçlamıyorum tabii ki ama ben de çocuğumla çok fazla vakit geçiremediğim için böyle bir şey yapmak, farkındalık yaratmak istedim. Her gün yürüyüşümü bir çocuğa hediye ettim, önce arkadaşlarımın çocuğu için yürüdüm. Onlara yürüyüşümü hediye ettiğimi paylaşırken sosyal medyadan da talepler geldi; "Benim çocuğum için de yürür müsünüz?" şeklinde. O günün yürüyüşünden video çekip çocuğa hediye ediyordum. 90 çocuğa yürüyüşüm hediye oldu."
YUNANİSTAN'DA SANDVİÇ ALPLER'DE ODA VERDİLER
"Yunanistan'da yürürken, suyum bitti ve serap görmeye başladım. Bir ev gördüm ve kapısını çalarak, Türkiye'den yürüdüğümü, suyumun bittiğini söyledim. Beni inanılmaz sıcak karşıladılar, su verdiler. Yol için de kurabiye, sandviç ikram ettiler. İsviçre'de aç kaldım, her yer kapalıydı. O sırada bir elma bahçesi gördüm ve iki elma aldım, yürüyordum. Karşıma bir kadın çıktı, "Sizi görmüştüm yürürken, eğer isterseniz evim yakında size öğlen yemeği verebilirim." Açken bu teklif müthiş gelmişti. Bir de Alpler'de 2500 metreye çıktım, çok ıslanmıştım. Karşıma bir manastır çıktı. Görevliye, "Üstü kapalı bir yere çadırımı kurabilir miyim?" dedim. "Bizim sizin gibi gezginler için hazırladığımız bir odamız var" yanıtını verdi. Odada kaldım, sıcacıktı. Bana yemek de ikram etti. Bunu hiç unutamam."