Emine Erdoğan'ın 2017 yılında hayata geçirdiği Sıfır Atık Projesi başta olmak üzere Birleşmiş Milletler tarafından da ödüllendirilen çevreci faaliyetler gençlere örnek oluyor. Biri daha 20, diğeri de 28 yaşında olan iki genç kız, atık ekmekten plastik üretmeyi başardı. Bu buluşlarıyla atık ekmekleri değerlendirerek doğanın en büyük düşmanı olan plastiği 'çevreci' hale getiriyorlar. Günde beş milyon adet ekmeğin çöpe gittiğini düşünürsek çok önemli bir şey yapıyorlar. Plastic Move adıyla şirketlerini kuran, ürünlerini ortaya çıkaran, markalarla üretim denemeleri yapan ve global şirketlerden yatırım teklifleri alan Büşra Köksal ve Merve Arıkan'ı daha yakından tanımak ve atık ekmekten nasıl plastik ürettiklerini öğrenmek istedik.
- Kendinizi biraz tanıtır mısınız?
- Büşra Köksal: Ben 20 yaşındayım ve İstanbul Üniversitesi'nde fizik okuyorum. Girişimimle, Girişimcilik Vakfı ve Hamdi Ulukaya Girişimi 2019'nun desteğini aldım. Eskiden profesyonel dart sporcusuydum şimdi ise hobi olarak devam ediyorum.
- Merve Arıkan: 28 yaşındayım, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldum. Üniversite dönemimde iklim krizi ve çevresel problemler beni döngüsel ekonomi alanında araştırmalara yöneltti. Mezun olduktan sonra Hollanda'ya giderek bu alandaki araştırmalarımı derinleştirdim. Orada ülkemde nasıl fırsatların olabileceğinin farkına vardım. Döndüğümde Büşra ile tanıştım ve Plastic Move'u sanayiye yönelik çözümler geliştiren bir biyoteknoloji girişimine dönüştürdük.
- Ekmekten plastik üretmek nereden aklınıza geldi?
- Büşra Köksal: Lise yıllarımda temel bilimler okumaya karar vermiştim. Temel bilimleri ve akademik hayatı seçtiğimde bir konu üzerinde tüm hayatım boyunca yoğunlaşmam gerektiğinin farkındaydım ve bu alanı ne kadar erken seçer, üzerinde ne kadar erken çalışmaya başlarsam o kadar başarılı olurum diye düşündüm. Çevre problemlerinden de en çok plastik kirliliği dikkatimi çekti. Daha sonra biyoplastikler ile tanıştım. Fakat araştırmalarım derinleştiğinde, ne günümüzde üretilen biyoplastiklerin ne de geri dönüştürülmüş plastiklerin, plastik kirliliği problemine çözüm olduğunu fark ettim. Ben de nişastayı mısır veya şeker pancarı tarımı yerine bir atık kaynağından almanın daha mantıklı olacağını düşündüm. Böylece atık ekmeklerden üretme fikri aklıma geldi.
- Bize ekmekten plastik üretmeyi biraz anlatır mısınız?
- Büşra Köksal: Atık ekmeklerin tümünü kullandığımız bir teknoloji geliştirdik ve atık ekmeklerin içerisindeki nişastayı baz alarak polimerleştiriyoruz. Bu sayede ürettiğimiz biyopolimer diğer plastik hammaddeler ile karıştığında ürünün mekanik özelliklerini bozmuyor, hatta bazı sektörlerde mekanik değerleri arttırıyor. Böylece üretimde kullanılan petrol bazlı plastik kullanım oranını düşürüyor ve firmalara yüksek değer önerisi sunuyoruz.
ŞİMDİDEN İKİ TEKLİF ALDIK
- Bu ürünle neyi hedefliyorsunuz, hangi alanda ne gibi faydaları olacak? Çevreye, doğaya, geri dönüşüme ve ekonomiye ne gibi katkılar sağlayabilir?
- Merve Arıkan: Döngüsel ekonomi iş modeline
uygun bir üretim ile atıkları ekonomiye kazandırarak
çevreye zararlı plastik hammaddelerin kullanımını
azaltıyoruz. Firmaları, Yeşil Mutabakat Eylem
Planı beraberinde gelecek geri dönüşümle ilgili regülasyonlara
karşı hazırlıklı kılarak, tabandan gelen
çevreciliğe karşı son tüketici baskılarına da cevap
vermelerini sağlıyoruz. Bu sene çalıştığımız müşterilerimizden
gördüğümüz kadarıyla bizim gibi
çözümlere çok acil ihtiyaçları var.
- Nasıl bir süreçten geçtiniz, şu anda hangi aşamadasınız?
- Merve Arıkan: Bir senedir ürünümüzü sanayide
farklı sektörlere uyarlamak için ondan fazla müşteri
ile defalarca deneme gerçekleştirdik. Ürünümüzün
başta sert ve esnek ambalaj sektöründeki validasyonlarının
(kullanılan yöntemin doğru ve kesin olarak
sürekli bir şekilde bekleneni gerçekleştirdiğinin kanıtlanması
için yapılması gereken işlemler) olumlu
sonuçlanması ile laboratuvar ölçeğindeki üretimimizi
seri üretime uyarlamak için bir yatırım
turu açtık. İki büyük yatırım şirketinden
teklif aldık. Şimdi seçim
aşamasındayız. Alacağımız
bu yatırım ile 200 ton kapasiteli
bir üretim tesisi
kurarak, ekibimizi büyütmek
ve 2022'nin
ikinci çeyreğinde
piyasaya çıkmayı
hedefliyoruz.
AVRUPA'YA AÇILMAYI DÜŞÜNÜYORUZ
MERVE ARIKAN: Yurt dışında daha güçlü regülatif baskıların olması, yurt dışına ihracat yapan müşterilerimizi bizim gibi çözümler üreten girişimler ile çalışmaya itiyor. İlk sene yurt dışı hedefimiz olmasa da ihracat payı yüksek firmalar ile çalıştığımız için ürünümüzün endirekt olarak yurt dışına da çıkabileceğini öngörüyoruz. Türkiye'de kendimizi kanıtladıktan sonra Avrupa'ya da açılarak Plastic Move'un etki alanını genişletmeyi hedefliyoruz.
TÜBITAK'IN DESTEĞİ İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRDI
Merve Arıkan: Müşteriler ile gerçekleştirdiğimiz denemelerin karşılığında kurduğumuz pilot üretim tesisinin giderlerini yönetebilmek için para alıyorduk. Çok büyük bir müşterimizin bu ürünün daha hızlı ticarileşmesi için bize verdiği sponsorluk sayesinde şirketleştik ve validasyonlarımızı hızlandırdık. TÜBİTAK'ın 200 bin TL'lik desteğini de kazanmamız bu süreci bizim için daha da kolaylaştırdı.