Pandemi kısıtlamalarında hayat neredeyse durmuştu. Bu durgunluktan en çok müzisyenler etkilendi. Kısıtlamalar kalktıktan sonra konserler, dinletiler arttı artmasına ama o dönemde pek çok müzisyen yokluk çekti, çok zorlandı... Müzisyenlerin derdi, çilesi aslında pandemiden önce de vardı. Özellikle büyük solistlere çalan sahne müzisyenleri çok az paralara çalıyor. 300 bin TL sahne kaşesi alan bir soliste çalan orkestra müzisyeninin aldığı para 500 ila 700 TL ...
Aranjör, besteci, müzisyen ve yapımcı, piyasada "arabeskin ordinaryüsü" olarak bilinen Burhan Bayar, pandemi boyunca sahne müzisyenlerine, kurduğu yardım ağıyla maddi katkıda, yardımlarda bulundu. Bayar'la müzisyenlerin yaşadığı sıkıntıları, yaptığı yardımları konuştuk.
- Pandemi döneminde işsiz kalan müzisyenlere maddi yardımlarda bulundunuz... Ve hâlâ bulunmaya devam ediyorsunuz. Bu süreci anlatır mısınız?
- Hayatın içinden geliyorum ve sektörün tam ortasındayım. Yıllardır müzisyenlerin birlik olma, örgütleme konuları üzerine düşünürüm, çalışırım. Pandemi döneminde Adana'da müzisyenlerin mahallelerine gittim. Vicdanı olan bir insanın dayabilmesi mümkün değildi oradaki yokluğa. Ben de döndüm. Burada müzisyen arkadaşlarım var, okul arkadaşlarım var, çocukluk arkadaşlarım var. Hepsi üst düzey yöneticiler. "Bakın" dedim, "Hepimiz para kazanıyor, Allah'a şükürler olsun. Bizim sıkıntımız yok ama arkadaşlarımız sıkıntıda." Mümkün olduğu kadar onları soydum anlayacağınız. Şaibeye bulaşmamak için gelen paraları belli bir hesapta tuttuk. Oradan da market kartları gönderdik müzisyenlere.
- Nasıl belirlediniz yardım edeceğiniz müzisyenleri?
- Sahne müzisyenlerine, işini kaybetmişlere yardım ettik. Plak kaydına girip çalanlara değil. İşini, aşını kaybetmiş, çocuğuna defter kalem alamayan müzisyenlere. Devletin de bu insanlara yardım etmesi kolay değil. Çünkü hiçbir kayıtları yok. Sigortaları yok. Müzisyen olarak da ispatlayacak belgeleri yok kendilerini. Çok sıkı bir takiple her şehirde bir arkadaşımızı görevlendirdik. En zor durumdakileri tespit ettiler. Aşağı yukarı beş, altı kere 600 aileye yardım ettik. Evi, arabası olanlara yardım göndermedik. Bu sosyal bir eylemdi. Sadece para değil, gıda kolileri de yolladık. Kimseyi rencide etmeden, hava kararınca teslim ettik.
- Hiçbir sektör müzik kadar durmadı pandemide müzik kadar...
- Diyorum ya, yasal olarak yoksun. Belgen yok müzisyen olarak. Müzisyenler günlük yaşayan insanlar. 600 lira yevmiye alıyor diyelim. Zaten evine gidene kadar bu paranın 200 lirası gidiyor. Gecenin birinde bitiyor iş. Mecbur taksiye bineceksin. Yemek yiyeceksin.
-Tam da konuşmak istediğim konuya geldik. Orkestra müzisyenleri, büyük solistlere çalan müzisyenler ne kadar kazanıyor?
-Hiç adil bölüşülmüyor para. Eşit olsun demiyorum. Herkesin görevi farklıdır. Şoför ayrı kazanır, genel müdür ayrı kazanır. Bu değil mesele. Ama solist 50 bin dolar kazanırken, müzisyenin 50 dolar kazanması adil değil. Bugün büyük solistlere çalan müzisyenlerin aldığı para konser başına 500-700 TL arası. Konser başına 400 bin TL alan solist de bu parayı veriyor müzisyene, 150 bin TL alan da.
- Sizin de orkestra şefliği yaptığınız dönemlerde nasıldı bu durum? Daha mı adildi?
- İbrahim Tatlıses'in orkestrasındayken, İbrahim Abi'nin aldığı paranın yüzde 40'ını biz alıyorduk orkestra olarak mesela. Halil Karaduman, Ercan Irmak gibi ustalar vardı orkestrada. Geçen arkadaşlarla hesap ettik. Konser başı 400 dolar alıyorduk, yani 3600 TL. Bu para nerede 500 TL nerede? Her gün konser olmuyor ki! Adam ayda iki üç konsere çıkıyor. Nasıl geçinecek bu parayla. Çok büyük solistlerin müzisyenlerinin kostümlerine bakın. Çoğu 15 senelik. Üzerlerinden fakirlik akıyor. Siyah kıyafetleri solmuş artık eskilikten.
- Sektör neden bu duruma geldi sizce. Nereden geliyor bu adaletsizlik?
- Eskiden bu işi koordine eden insanlar vardı. Bu adamları yanımızda tutabilmemiz için bu kadar parayı vermemiz gerekir diyorlardı. Biz İbrahim Tatlıses'le 12 sene aynı ekiple çalıştık. Sürekli eleman değiştirirsen o orkestradan hayır da gelmez. Kalite düşer. Şimdi solist ve müzisyenin kazancı arasındaki fark açıldıkça hayat farkları da artıyor. Birbirleriyle temas etmiyor. Bugün artık müzisyenlerini tanımayan konserden konsere gören, isimlerini bile bilmeyen solistler var. Bu eskiden olmayacak bir durumdu. Grup ruhu vardı. Ama maddi uçurum o kadar açık ki, gittikleri yer farklı, sosyo ekonomik durumlar farklı, hayatları farklı. Bir araya gelmiyor bu insanlar artık. İsim vermek istemiyorum, geçenlerde kayıt yaptığımız ünlü bir solist İstanbul'da bir düğüne çıkmak için 250 bin TL istedi. Müzisyenlerine sordum, onlar da sahneden 500 TL alıyorlar. Sonra aynı düğüne Ceylan 80 bin TL'ye çıktı. Bir de Yaşar Akpençe diye ünlü bir ritimcimiz var biliyorsunuz. Bir büyük soliste çalıyor. Konser için bin TL istediği için işten atıldığını anlattı.
- Kim çaldığı solist?
- Muazzez Ersoy... Çok severim kendisini. Belki onun bile haberi yoktur. Arada menajerler, organizatörler var.
- Pandemi döneminde vaktiyle çok kazanan solistler müzisyenlerine yardım etti mi?
- Benim duyduğum Ebru Gündeş ve Hakan Altun var bu dönemde müzisyenlerine yardım eden. Bize duyurmadan yardım eden vardır mutlak ama ben bunları duydum sadece. İbrahim Tatlıses zaten her zaman yardım eder. Sadece müzisyenlerine değil ihtiyacı olan herkese.
- Hangi solist sahneden ne kadar alıyor biliyor musunuz?
- Benim bildiklerim az. Sibel Can mesela 300-400 bin TL, Yıldız Tilbe 200-250 bin TL, Serkan Kaya 250 bin TL alıyor. Diğerlerini sen araştır bul. (Gülüyor). Kısacası A sınıfı sanatçılar 300-400 alıyorlar. Sonraki ekol 200-250 bin. Ama bu insanların çoğu 250 bin alırken de müzisyenine 500 lira veriyordu, şimdi de aynı parayı veriyor. Orkestra şefine de 1500 veriyor. Ama 25 bine sahne kıyafeti, bin euro'ya parfüm alabiliyor. Böyle garip bir sektör. En değerlisi, o olmazsa yapamayacağı müzisyene bunu layık görebiliyor. Ama zaten orkestra anlayışı da değişti. İki-üç kafa, önemli müzisyeni koyuyorlar, gerisi gençlerden oluşuyor. Onlar da tecrübe kazanmak, filana çalıyorum demek için orada. Ahmet gidiyor, Mehmet geliyor böyle olunca. Bir istikrar yok yani.
ŞARKILARIMI EN İYİ MÜSLÜM GÜRSES OKUDU
"Müslüm Gürses'le Adana'da aynı semtte büyüdük. Ben kaval çalıyordum. Pavyonlarda, barlarda beraber çaldık grubumuzla. 12 yaşında tanıştık. Çocuk yaşta çalıştık beraber. Bana göre şarkılarımı en iyi okuyan Müslüm Gürses'tir. İçimin sesi odur. Müthiş bir kulak, müthiş bir yorum. Bir daha onun gibi gelmez... Çok erken bir kayıp, Allah rahmet eylesin. Konserlere giderken hep beni kızdırırdı. Severdi bunu. Konser kıyafetini arabanın arkasına saklardı. 'Kıyafetin nerede?' sorardım. Üzerindekileri gösterip 'Böyle çıkacağım, ne var işte güzel değil mi?' derdi. Ben delirirdim 'Konsere böyle çıkılır mı?' diye... Sonra konser yerine vardığında söylerdi kıyafetinin arabada olduğunu."
Hangi solistin konser fiyatı ne kadar?
SİBEL CAN: 300-400 BİN TL
YILDIZ TİLBE: 2000-250 BİN TL
SERKAN KAYA: 250 BİN TL
BURAY: 120 BİN TL
IŞIN KARACA: 90 BİN TL
SILA: 200 BİN TL
KİBARİYE: 100 BİN TL
EBRU YAŞAR: 150 BİN TL