Moda, içinde binlerce farklı renk barındıran dev bir endüstri. Ve son beş yıl içinde bu endüstri içinde kendisinden en çok söz ettiren isimlerden biri belki de Halima Aden'di... Modayla ya da popüler kültürle biraz olsun ilgilenen herkesin Aden'i yani ilk tesettürlü model olarak bilinen Somali asıllı ABD'li mankeni hatırlayacağına eminim. Aden'in podyumlarda yer alması da, bu yıl açıkladığı defilelere çıkmama kararı da çok konuşulmuştu. 1997 doğumlu 24 yaşındaki Aden, 18 yaşında ABD'nin Minnesota eyaletinde bir güzellik yarışmasına tesettürüyle katılarak tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Kenya'da bir mülteci kampında doğan Aden, altı yaşında ailesiyle birlikte ABD'ye yerleşti. ABD'de başarılı bir öğrenci olan Aden, üniversite eğitimi sırasında katıldığı güzellik yarışmasıyla sadece yaşadığı eyaletin değil tüm dünyanın dikkatini çekti.
Bir yıl içinde dünyanın en büyük model ajanslarından biri olan IMG Models ile kontrat imzaladı. Ve o yıl New York Moda Haftası'nda Kanye West'in Yeezy markası için ilk defa defilede yürüdü. Mankenlik ve şöhret hayali kuran birçok genç kızın tüm hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü düşünün bir an. Ancak yıllar içinde Halima Aden moda dünyasının en azından podyumların kendisine göre olmadığına karar verdi. Pandemide Aden podyumlara veda kararı aldı. Halima Aden, bu sektörde çalışmanın kendisini dini inançlarından taviz vermeye zorladığını söyleyerek artık defilelere çıkmayacağını duyurdu ve "Koronavirüs salgını bana Müslüman bir kadın olarak durup değerlerimi düşünme fırsatı verdi" diyerek yine tüm dünyada büyük dikkat çeken bir açıklama yaptı. Geçtiğimiz hafta Türk internet alışveriş sitesi Modanisa için hazırladığı koleksiyon için Türkiye'ye gelen Aden'le moda dünyasını, son çalışmasını, podyumlara bakışını konuştuk.
- Podyumlara çıkan, dergilerde yer alan ilk tesettürlü model olarak tarihe geçtiniz. Moda dünyasının tüm renkleri kucaklaması gerektiğini gösteren isimlerden biriydiniz. Ancak podyumlara veda etme kararı aldınız. Bunun nedeni sorabilir miyim size?
- Modellik yaptığım dönemde çok da mutlu değilim. Tam da bu nedenle bu işten uzaklaşma kararı aldım. Ve şu anda moda dünyasına bambaşka bir açıdan yaklaşıyorum. Bir tasarımcı olarak yeniden modaya adım atıyorum. Şu anda beni rahatsız eden hiçbir durum yok çünkü tamamen kendi istediğim, kendi bildiğim şekilde yapıyorum bu işimi.
- Peki inançlarınızla tamamen uyumlu bir şeyler yapmak sizin için bu kadar mı önemli?
- Evet, yüzde 1000 önemli. Çünkü bir şey yapmak için ana değerlerinizden vazgeçmek zorunda olmadığınız mesajını vermek benim için çok daha önemli. Hem istediğiniz işi yapıp hem de değerlerinize sahip çıkabilirsiniz. Sevdiğiniz, gerçekten de istediğiniz işleri yapın. Ama bunları yaparken kendinizden, değerlerinizden vazgeçmeyin. Bu yüzden moda dünyasına nasıl döneceğim benim için çok önemliydi. Şu an inandığım ve sevdiğim bir markayla birlikte olmaktan mutluyum.
- Bir dönem Vogue gibi dünyanın en önemli dergilerinin kapaklarındaydınız. Çok önemli defilelere çıktınız. Tüm bunlar şu an size neler hissettiriyor? "Keşke bu dünyaya hiç adım atmasaydım" mı diyorsunuz?
- Yok iyi ki girmişim bu işe, benim için yani yapmak istediklerimi yapabilmem için önemli bir basamak oldu modellik. Her zaman benim için önemli olan konular hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, harekete geçirmek istiyordum. Bir aktivist olmaktı zaten benim hayalim. Modellik bunu sağladı. Tesettürüm başımda olmadan Vogue'un kapağında olmamın hiçbir anlamı yoktu.
- Zor olmadı mı böyle bir dünyadan ayrılma kararı vermek?
- Doğruyu söylemek gerekirse podyumlardan ve modellik yapmaktan vazgeçme kararı almak için uzun süre düşündüm. Karar aldıktan sonra bu kararı hayata geçirmek çok da zor olmadı benim için. Şu anda da kararıma sonuna kadar bağlıyım.
- Podyumlardan ayrıldınız ve şu anda yine modayla alakalı bir çalışmayla karşımızdasınız...
- Aslına bakarsanız ben tekrar modayla alakalı bir şey yapma niyetinde değildim. Yeniden bir şeylere başlamadan önce kendime, düşünmek ve dinlenmek için zaman verme niyetindeydim. Ancak bana modaya dair bir teklifle gelen marka da aynı benim gibi ortak değerlere sahip bir marka. Değerlerimiz karşılıklı olarak örtüşüyor. Marka 2011 senesinden bu yana benim gibi muhafazakar bir giyim tarzını benimseyen kadınlar için çalışıyor. Bu nedenle bence çok doğru bir zamanda karşıma çıkan, çok doğru bir ortaklık oldu diyebilirim.
PEŞİMDEN GELEN GENÇ KIZLAR İÇİN KORKTUM
Halima Aden podyumlardan ayrıldıktan sonra ünlü bir televizyon kanalına verdiği röportajda moda dünyasından ayrılmasının en büyük nedenlerinden birini şöyle anlatmıştı: "İlk tesettürlü manken olmak bir şekilde benim birçok genç kız için örnek olmamın önünü açtı. Kızlar benim arkamdan podyumlara ve moda dünyasına adım attı. Ancak bir baktım ki onların birçoğuna, bana sağlanan olanaklar sağlanmıyordu. Ben rahat, bana ait bir giyinme odasında üstümü değiştiriyordum. Oysa birçoğu, üstlerini değiştirmek için bir tuvalet bulmaya çalışıyordu. Onların yaşadığı bu üzücü anlara tanık oldum ve tüm bunların büyük bir sorumluluğunu hissettim üstümde. 'Beni izlediler ve ben onların aslanın ağzına götürdüm' deyip durdum kendime. Ve katılmamız gereken partilerin birçoğunda onların ablası gibi sürekli her birini korumak zorunda hissettim kendimi. Çok garip bir endüstri. Bir anda çevrelerini bir sürü erkek sarıveriyordu ve ben içimden 'Daha çok küçük. Ona o gözle bakmaması lazım' diyordum. O anlara şahit olmak benim için büyük acıydı..."
YEPYENİ BİR SÜRECİN BAŞINDAYIM
- Peki tüm bu yaşananların ardından moda dünyasına dair ne tür saptamalarda bulunabilirsiniz? - Öncelikle moda dünyasına adım attığımda biraz naif olduğumu düşünüyorum. Çünkü onların beni tam da olduğum gibi kabul edebileceklerine inanmıştım. Beni olduğum gibi, tesettürümle kabul etmelerini bekledim. Bu konuda hiçbir geri adım atma niyetinde değildim. Her zaman için "Oyun için kendinizi değiştirmeyin, oyunu değiştirin" derim. Ne zaman ki her şeyin farklı bir yöne doğru gitmeye, bir şeylerin yavaş yavaş benim isteğim dışında değişmeye başladığını gördüm işte o zaman oyundan çıkma kararı aldım. - Tasarım yapmak nasıl bir histi sizin için? - Daha önce de tasarım yapmıştım. Biraz tasarım dünyasıyla alaklıydım ve bu dünya için bir şeyler yapmaya başlamıştım diyebilirim. Kovidin başlangıcında zaten sağlık çalışanları için özel maskeler tasarlamıştım. Bu da benim bugünkü çalışmam için bir deneme oldu diyebilirim. Tasarım yapmak gerçekten çok keyifli ve eğlenceli. Gerçekten şu anda yaptığım koleksiyon benim için çok büyük bir heyecan. - Peki son sorum bu tasarım sürecinin devamı gelecek mi? - Bence yepyeni bir şeylerin başlangıcındayım. Modayla ilgili iyi bir süreci yaşıyorum.
MÜLTECİ KAMPINDA MUTLU BİR ÇOCUKTUM
Somali asıllı Halima Aden, Kenya'da bulunan Kakuma Mülteci Kampı'nda geçirdiği çocukluk günlerine dair sık sık paylaşımlarda bulunuyor: "Mülteci kampında olmak korkutucu gelebilir. Ancak ben hep mutlu anlarımızı hatırlıyorum. Sonuçta çocuklar hayatlarında eksik olanları, daha önce görmediklerini istemez, özlemez. Biz de öyleydik. Genel olarak herkesin birbirine çok bağlı olduğunu, kenetlenmiş olduğunu hatırlıyorum. Birlikte oynayıp, dans edip şarkılar söylerdik. Çok fazla arkadaşım vardı. Her gün yeni bir heyecan, macera gibi geliyordu bize. Tabii ki oradan çıkıp ABD'ye gidebilmek, eğitimimi sürdürebilmek hayallerimin bile ötesindeydi."