Mutluluk... Özünde evrensel bir duygu. Ancak herkesin mutlu olmak için beklentileri farklı. Dolayısıyla mutluluk tanımı aslında evrensellikten çok uzakta. ABD merkezli Atlantic dergisinde mutluluğun farklı külterlere göre nasıl değişkenlik gösterdiğini ele alan bir yazıdan esinlenerek ülkelerin mutluluk felsefelerini çıkardık. Ülke ülke yaklaşımlara geçmeden önce biraz mutluluk kavramı üzerinde duralım.
HER GÜN YENİ ARAŞTIRMA
Daha iki gün önce Dünya Gülümseme Günü'ydü. Her yıl ekim ayının ilk cuması kutlanıyor. Sloganı da çok iyi: Bir iyilik yapın ve bir kişinin gülümsemesine yardım edin. ABD'li Harvey Ball'ın 1963 yılında tasarladığı gülümseyen yüz ifadesi, sosyal medyada en sık kullanılan sembollerden biri durumunda. Son zamanlarda mutluluğun sağlık üzerine etkisine dair de neredeyse her gün yeni bir araştırma gerçekleştiriliyor. Hafta içerisinde yayımlanan iki çalışmaya bakalım.
Kaliforniya Üniversitesi uzmanları tarafından yürütülen araştırmaya göre 20'li yaşlardaki mutluluk ileri yaşlarda bunama riskini düşürüyor.
İngiltere'de 40 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada sebze ve meyve tüketmek ile yeterli oranda düzenli egzersiz yapmanın mutluluk üzerinde olumlu etki yaptığı belirlendi.
KISA BİR TARİH YOLCULUĞU
Günümüzde mutluluk üzerine bu denli durulmasının nedenini daha iyi anlamak için biraz geçmişe bakmamız gerekecek. Akademik çalışmalara göre mutluluk tanımının her çağda değiştiğini görüyoruz. Antik çağlardan bu yana insanoğlu "Nasıl mutlu olunur?" sorusunu soruyor. Örneğin İlk Çağ'da "Tanrıların hediyesi", Orta Çağ'da "Teolojinin çizdiği sınırlar" olarak kabul edildi. İslam düşünce geleneğinde de mutluluğa oldukça önem verildi. Modern anlayışın hâkim olmaya başlamasıyla mutluluk kavramı daha bireysel bir anlayışa büründü. 1940'lardan sonra yaşam memnuniyeti ve mutluluk kavramları akademik çalışmaların temel araştırma konuları haline dönmeye başladı. Dolayısıyla şimdilerde kişisel gelişim furyasıyla birlikte daha çok ön plana çıkıyor.
TARTIŞMALARI KÖRÜKLEDİ
Atlantic'teki habere göre ise mutluluk tartışmaları 2012 yılından bu yana farklı bir boyut kazandı. Bunun nedeni Gayrisafi Milli Mutluluk Endeksi'ni kullanan 765 bin nüfuslu Bhutan'ın o dönem Birleşmiş Milletler'e yaptığı öneri oldu. O günden beri BM üyelerinin mutluluk ölçümleri yapılıyor. Son dört yıldır Finlandiya birinci sırada çıkıyor örneğin. İşte tartışmalar bu noktada başladı. Mutluluğun ölçümü, yüze yansıyan gülümseme yerine sahip olunan imkanlardan dolayı duyulan memuniyet üzerine yapılıyor.
FARKLILIKLARA BAKALIM
Birçok kişiye göre de mutluluğu ölçümlemek bu kadar kolay değil. Bu grup aşağıdaki detaylara dikkat çekiyor:
Mutluluk tanımı ülkeden ülkeye göre değişiyor.
Hatta özellikle büyük ülkelerin kendi içerisinde bile farklı yaklaşımlar çıkabiliyor. Türkiye'de de böyle değil mi? Doğu'daki mutluluk anlayışı ile Batı'daki birbirinden farklı.
Kıtalara göre değişiyor. Avrupa ile Asya halkının beklentileri çok başka.
Kyoto Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Batı'da mutluluk "Heyecan ve kişisel başarı duygusu gibi yüksek bir uyarılma durumu" olarak tanımlanırken Asya'da "Sakinlik gibi düşük bir uyarılma durumu" olarak karşımıza çıkıyor.
Mutluluk kelimesinin kökü de farklılık gösteriyor.
Cermen dillerinde mutluluğun kötü "kader ya da pozitif kader" olurken, günümüzde İngilizce'de "happiness" kelimesi "şans" anlamındaki "hap" kökünden geliyor. Türkçe'de "mutluluk" ifadesi "happiness" kelimesinden geliyor. Arapça'daki karşılığı "saide" kökü ile "saadet" ifadesi oluyor. Latin kökenli dillerde 'iyi şans' karşımıza çıkarken, Antik Roma'da "büyüme, doğurganlık ve refah" ifadelerini görüyoruz.
BUZDA YÜZMEK YA DA HİÇBİR ŞEY YAPMAMAK
HOLLANDA: Niksen akımı başladı ve hızla yayılıyor. 'Hiçbir şey yapmamak' yani.
İSVEÇ: Lagon kültürü ön planda. Kısaca 'Dengeli yaşam sanatı' diyebiliriz.
İSPANYA: İspanyollar "Uzun ve mutlu yaşamı siesta'ya borçluyuz" diyor.
SİNGAPUR: Yaşam enerjilerini parklarda yaptıkları egzersizlere bağlıyorlar.
ABD: Genellikle iş hayatındaki başarı ile duyulan tutku mutluluk kaynağı olarak görülüyor.
BHUTAN: Özel yapım tütsüler ülke kültüründe çok önemli bir yere sahip.
Mutluluğun bir diğer kaynağı olarak da ölümü düşünmeyi gösteriyorlar BREZİLYA: Parentela akımı mutluluğun kaynağı olarak kabul görüyor. 'Önce aile yaklaşımı' olarak tanımlanan bu akımda öncelik aile bireyleri ile birlikte geçirilen vakit.
DANİMARKA: Hygge felsefesi hâkim. 'Takma kafana, rahatla, kendine huzur veren ortam oluştur' şeklinde tanımlanıyor ÇİN: Wu wei prensibi biliniyor. En özet haliye 'yapmayış' yani daha sade bir hayat için 'hiçbir şey yapmamak' diyebiliriz.
İSVİÇRE: Ortalama yaşam 81. İsviçre halkına göre mutluluk ve sağlıkları mandıralarından yani peynirlerinden geliyor.
GÜNEY KORE: Ortalama yaşam 90'ı geçen ilk yer olacak. Mutluluklarını dertlerini unuttukları hamam-saunalara borçlu olduklarına inanıyorlar.
JAPONYA: Ikigai felsefinin ünü dünyaya yayılmış durumda. Aynı zamanda Japonların uzun yaşam sırrı olarak da kabul ediliyor.
'Dilediğin gibi yaşa ve sosyalleş' olarak özetlenebilir.
FİNLANDİYA: Özel bir isim verdikleri akımları bulumuyor. Ancak "Kimsenin arkasından konuşmayız. Birbirimize güvenimiz yüksektir" diyorlar. VisitFinland / Finlandiya'yı Gez isimli tanıtım sitesinde ülkenin mutluluk kaynağı "Günlük alışkanlıklarını çoğaltmak, ormanda kısa yürüyüşler yapmak, doğadan taze gıdalar tüketmek ve buzda yüzmek" olarak gösteriliyor.