Son dönemin yıldızı en parlak isimlerinden biri oyuncu Leyla Feray. Koç Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra 2013 yılında bir atv ekranlarıında yayınlanan Ben Onu Çok Sevdim dizisiyle profesyonel oyunculuk kariyerine adım atan Feray, birçok projede yer aldı. 1993 doğumlu oyuncu son günlerde atv'nin yeni dizisi İkimizin Sırrı'ndaki başarılı performansıyla dikkat çekiyor.
Dizide eşinin ölümünden sonra kızıyla hayata tutunmaya çalışan Neva karakterini canlandıran Feray ile hem yeni projesini, hem şöhreti hem annesi Lal Dedeoğlu ile olan ilişkisini hem de özel hayatını konuştuk.
- Dizide kızı ile hayatın zorlu mücadelesinin içinde tek başına kalan genç bir kadının hikayesi anlatılıyor. Siz Neva'nın yaşadıklarını nasıl anlatırsınız?
- Neva yaşadığı tüm zorluklar ve çaresizliklere rağmen kızı için hayata tutunan ve mücadele veren güçlü, genç bir anne. Her zaman umutlu olmayı seçen, sevginin her şeye çare olabileceğini düşünen biri. Yaşadıkları çok zor ama Neva kızı için hepsinin üstesinden gelmeye çalışıyor.
- Kızı kaçırılan Neva, onu kurtarmak için kuryelik teklifini kabul ediyor. Yaşadıkları çok acı.
Siz kendinizi Neva'nın yerine koyduğunuzda neler hissediyorsunuz?
- Çaresizlik çok zor bir duygu. Kendimi onun yerine koyduğum zaman en çok içimi acıtanda o çaresizlik duygusu. Kızı için her şeyden kendinden bile vazgeçmesi, canını düşünmemesi beni çok etkiliyor.
Kızı için göze aldığı şeylerin etkisi çok büyük ve çok ağır. Yine de Neva'yı düşündükçe yaşama sevinci ve sevgisi ağır basıyor bende.
- Dizi için de olsa anne olmak nasıl bir duygu oldu sizin için?
- Annelik... Anne olmadan üstüne konuşması çok zor bir konu. Ama dışardan annelerin bu dünyada en saf sevgiye sahip olan varlıklar olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim.
Seni sonsuz ve koşulsuz seven. Daha önce dönem işlerinde de anneyi canlandırmıştım ama bu kadar canla başla ilk kez ele alıp büründüğüm bir durum oldu. Çok büyük bir sorumluluk olarak görüyorum aynı zamanda.
- Dizide minik oyuncuyla geçen vakitlerinizde 'Keşke bir çocuğum olsa' dediğiniz olmuyor mu?
- Ahsen inanılmaz şeker, komik ve yetenekli bir kız. Anne kız arasındaki enerjinin ve sıcaklığın ekrana yansıması için çok uğraştık. Bıcır bıcır hali, tavrı, enerjisi o kadar yüksekti ki hemen enerjimiz tuttu, birlikte oyunlar oynadık, takım arkadaşı olduk. O sıcaklığı bizzat yaşadık, sette de böyle devam ediyor. Henüz çocuk yapmak gibi bir hayalim yok. Kısmet.
HERKES SETE MUTLU GELİYOR
- Neva ile Alp arasındaki uyum izleyici tarafından çok beğenildi. Sizce nasıl bir ikili oldunuz?
- Güzel yorumlar mutlu ediyor bizi de. Aras Aydın'la çalışmak çok keyifli... İyi bir iletişimimiz var, bununda ekrana yansıdığını düşünüyorum. Alp ve Neva'ya gelirsek, Neva da Alp de ilerleyen bölümlerde birbirlerinin yaralarını saracak ve birbirlerini iyi yönde değiştirecek. Ben de merakla onların sahnelerini bekliyorum.
- Kamera arkasında neler yaşanıyor sette?
- Bizim setin kamera arkasında her şeyden önce gerçekten çok büyük bir emek var. Her şeyle en küçük detayına kadar ilgileniliyor. Herkes işini severek yapıyor, sete mutlu geliyor sette de çok güzel bir ortam var bu yüzden. Zaten bu kadar uzun süre çalıştığında setteki herkesi ailenden fazla görmeye başlıyorsun ve bir noktada ailen oluyor.
- Dizi klasik yaz dizilerinden çok farklı. Sizi bu projede en çok ne etkiledi?
- Beni bu projede en çok Neva etkiledi. Gücünü sevgisinden ve kızından alan bir kadını oynamak çok heyecanlandırdı. Evet, bu bir anne kız hikayesi...
Ama farklı duyguları da yaşatıyor.
PROJELERİMİ SEVGİLİME DANIŞIRIM
- Serhat Teoman ile mutlu giden bir ilişkiniz var. İki oyuncunun ilişki yaşaması avantajlı mı?
- Ben avantaj olarak görüyorum. İki tarafında aynı şeylere ilgi duyması, ortak alanların olması bence çok önemli. Ayrıca gözüne ve düşüncelerine de çok güvenirim. Seçtiğim yer aldığım projeleri de hep danışırım.
- Çekimler nedeniyle yoğun çalışıyorsunuz.
Özlem oluyor mu?
- Gerçekten fazlasıyla yoğun geçiyor.
Ama bu da keyifli. Tabii ki özlemde oluyor çünkü göremiyorum.
DOĞALLIKTAN YANAYIM
- Doğal ve duru bir güzelliğiniz var. Estetiğe uzak mısınız? Makyajla aranız nasıl? Her zaman doğallıktan yana mısınız?
- Çok teşekkürler. Evet ben doğallıktan yanayım, doğal ve kendine has olanı seviyorum onu güzel buluyorum.
Kendi adıma estetiğe uzağım ama yapana da saygım var.
- Ünlü olmanın hayatınızı kısıtladığı anlar oluyor mu?
- Hayır, zaten gösterişten ve gözlerden uzak bir yaşam sürdürüyorum.
ANCAK KENDİN OLURSAN MUTLU OLURSUN
- Dizi vesilesiyle anne ve kız üzerine yoğunlaştık sorularımızda.
Peki sizin anneniz Lal Dedeoğlu ile ilişkiniz nasıl? Bize biraz bahsedebilir misiniz?
- Anne-kız hep bağımız çok güçlüydü, hala da öyle. Dışardan öyle görünmese de geleneksel bir aileyiz diyebilirim. Özel günlerde, tatillerde bütün aile bir araya gelmeye özen gösteririz.
Güzel sofralarda buluşuruz. Ailemin her ferdiyle aramdaki bağ son derece güçlüdür.
- Sakin bir yaşamınız var gibi gözüküyor. Gözlerden uzak olmayı seviyor musunuz?
- Evet, düzenli bir hayatım var. Bu şekilde de sürdürmeye çalışıyorum. Gözlerden uzak olmak gibi bir çabam yok ama evet yaşantım bu yönde daha çok.
- Kulağınızda her zaman çınlayan, aile büyüklerinizden aldığınız en önemli öğüt nedir?
- Çok enteresan dizimizin başlangıç sahnesinde Özen Yula yazmıştı "Ancak kendin gibi olursan mutlu olursun" diye. Benim de ailemden öğrendiğim birinci ve en önemli öğüt kendim gibi olmamdı. Onun haricinde doğaya ve canlılara karşı sevgi ve saygı dolu olmakta çocukluğumdan beri bana aşılandı.
- Hayatınızın olmazsa olmazları nelerdir?
- Ailem, sevdiklerim.