Çemşe ve Bodrum'a uğramadan izlenecek bir rota için yola çıktık bu kez. Marmaris'e ulaşmak hedefiyle çıktığımız yol, Assos, Bozcaada, Kazdağları ve Karaburun'a uzanıyor... Kabul yolu epey uzatıyoruz ama tatil de böyle bir şey değil mi... Acelemiz yok, her durakta ayrı bir tatil anlayışının keyfine varmak hedefimiz. Tavsiyelere kulak verip restoranlarda da gezeceğiz, tarihi yerleri de keşfedeceğiz.
MARMARİS
Mavinin her tonu burada
Marmaris deyip geçmeyin, günlerce anlatsak yetmez... Bozburun, Hisarönü, Kumlubük ve Kuzbükü hangisinden başlasam...? Her koyun farklı bir hikayesi, farklı bir güzelliği var. Bozburun mavi yolculuk tutkunlarının yıllar önce keşfettiği bir yer, Kumlubük şirin bir kasaba, Kuzbükü henüz neredeyse kimsenin bilmediği bir koy, Hisarönü ise yıllardır ününü koruyor...
Hisarönü Körfezi çam ağaçları arasından bir görünüp bir kaybolan denizi, kıvrım kıvrım uzanan yolu bile insanı bir anda farklı bir dünyaya götürüyor. Hisarönü Köfrezi'nin en bilinen oteli D Maris Bay... Otel Datça yarımadasının en özel noktasına konumlanmış vaziyette. Teleferikle inilen plajı Hisarönü'nün tüm güzelliğini gözler önüne seriyor. Bembeyaz kumların, turkuaz sularla buluştuğu her biri farklı konseptte beş plajı ile herkese hitap eden bir tesis burası. Hisarönü Körfezi'ne kadar gelmişken sahilde ve ormanda at safari yapabilir, Eren Dağı'ndaki Hemithea isimli tapınağı görebilirsiniz. Tepede ise bir Ortaçağ Kalesi bulunuyor.
Romantik, güzel gün batımlı, göl kıvamlı bir deniz arıyorsanız Bozburun tam aradığınız nokta... Kalabalıklardan uzaklaşmak isteyenler için ideal... Sahilinde birkaç balık restoranı, irili ufaklı otelleriyle hoş bir yer burası. Bozburun'da her bütçeye göre konaklama seçeneği var. Ama Bozburun'un en ayrıcalıklı olanağı, karadan geçişe imkan vermeyen, deniz yoluyla ulaşılan otelleri... Hepsinin hikayesi aşağı yukarı aynı... Yıllar önce gezgin bir tekneci keşfeder, küçük bir pansiyon açar, yıllar sonra işler büyür...
Çok gizemli, zor yollardan ulaşılan, tanınmak istemeyen bir rota Kuzbükü...
Turunç'tan sonra gelen Kumlubük ise, şirin bir tatil kasabası... Sahil ve yamaçları ekolojik turizm adına popüler trekking ve doğa yürüyüşü parkurlarına sahip. Kumbubük'teki balık restoranları bölgenin en iyilerinden, buradan güzel denize girmeden ve balık yemeden ayrılmanızı önermem. Kumlubük'ün güneydoğu tarafına doğru ilerlediğinizde esrarengiz bir güzelliğe sahip bir mağara karşınıza çıkacak. Beş bin yıl önceki yerleşim alanına ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Görülmeye değer. Buralara kadar gelmişken antik kent Amos'u da ziyaret edebilirsiniz. Burada Amos antik kenti kalıntılarını, eski tiyatro ve şehir duvarlarını görmek mümkün.
ASSOS
Tarih ve deniz keyfi
Assos tarih, deniz, lezzet üçlemesini bir arada bulabileceğiniz eşsiz rotalardan biri. Kadırga Koyu ise müthiş gün batımlarına şahit, Midilli Adası'nı gören şahane bir koy... Assos'un kalabalığından uzak ama bir o kadar da yakın bir yer... Üç kilometrelik bir plajı var. Otellerin ve tek tük yazlıkların sıralandığı tipik bir yazlık bölgesi. Dondurmacı da var, balıkçı da... Denizi güzel ama bir o kadar da kafa dinlemeye uygun. Gelelim Assos'a... Hadi biraz tarihe yolculuk... Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü'nde bulunan Assos Antik Kenti, tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim görmüş, bölge Orta Çağ'da terk edilmiş... O zamanlar bölgedeki tek limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuş bir bölge... Haliyle tarih hayatın içinde.
Pavlus tarafından ziyaret edilen Assos, Hristiyanlarca kutsal olarak kabul ediliyor. M.Ö. 900'lerde kurulan bu kentin en göz alıcı yeri en tepesine yaplımış olan, dorik yapılı, Athena Tapınağı... Tapınaktan görülen muhteşem manzara anlatılmaz yaşanır... Kentteki amfi tiyatro ise kullanılır vaziyette... Şehrin olduğu dağın eteklerinde ve yamaçlarındaki Behramkale kenti aktif. Gün batımından bir saat önce gelmenizde fayda var. Köyün sokaklarını keşfetmek ardından gün batımı keyfine varmak için akşamüstü saatleri ideal. Günü batırıp, güzel bir balıkçıda da yerinizi alırsanız bu tatilin tadına doyum olmaz...
KARABURUN
Gizli saklı bir rota
Karaburun İzmir'e bir buçuk saat uzaklıkta. Ege'nin gizli kalmış köşelerinden biri. Birbirinden güzel pek çok plajı var. Dalış meraklıları için de seçenek çok.
Manzara Restaurant fotoğraf çekmek ve manzarayı doyasıya seyretmek için doğru nokta. Menüsünde birçok balık yemeği mevcut. Yaşayan herkes güler yüzlü... Yolları virajlı olduğu için de bakir kalmayı başarmış. Sokaklarında yürürken nergis kokusu burnunuza çalınıyor.
İlçenin bilinen en eski ismi Mimas. Homeros'un Odesa'sında Rüzgarlı Mimas olarak geçen Mimas Dağı ise günümüzde Bozdağ olarak adlandırılan bölge. Mitolojik öykülerde çokça rastlıyoruz Karaburun'a. Örneğin bir su birikintisinde yansımasını gördükten sonra kendisine aşık olan Narcissus'un yemeden içmeden kesildikten sonra eriyip nergis çiçeğine dönüştüğü yer olan Mordoğan da Karaburun'da... Kısacası mitoloji düşkünlerinin de rotasında olan bir yer burası.
İsmini enfes gün doğumundan alan mahalle merkezden yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Eski Mordoğan olarak geçen ve köylerden oluşan kısmı da mutlaka görmeli. Bu bölgede çokça Rum evi gözünüze çarpacak. Ayşe Kadın Camii, Müesser Aktaş Tarih Evi ve Dilek Pınarı da yine burada görmeniz gerekenler arasında. Mordoğan'a kadar gittiyseniz sahildeki Mimas Restaurant'ta balık yiyebilirsiniz. Yeniliman'da bulunan Ata'nın Yeri hem otel hem restoran olarak hizmet veriyor.
BOZCAADA
Gün batımının en iyi adresi
Haritada bakınca İstanbul'dan şıp diye gideriz diye düşünmeyin Bozcaada'ya. Güzel şeylere öyle kolay ulaşılmaz. Uzun bir karayolu, ardından iki feribot yolculuğunu göze alacaksınız. Buraya çılgın bir eğlence için geliyorsanız, hemen geri dönün.
Bozacada merkezde iki mahalle var; gemiden çıktığın ana yolun üstü Rum mahallesi, aşağısı Türk mahallesi. Her birinin kendine özgü bir mimarisi var ve hemen fark ediliyor. Her yeri yürüyerek keşfetmek şart. Adının tarihi hakkında bilgi sahibi olmak, eski fotoğraflar arasında kaybolmak istiyorsanız, merkezdeki Bozcaada Müzesi'ni gezmenizi öneririm. Bozacada'nın üzüm bağları meşhur. Bağ evleri, üzümlerinin tadına doyulmuyor, özellikle Çavuş üzümüne...
Ve ada rüzgarıyla meşhur. Her zaman Kuzey rüzgarı eser burada. Bu rüzgar insanın içini ferahlatan bir havayı da beraberinde getiriyor. Deniz soğuk!
Adada beach clup yok. 'Açılır kapanır sandalyeni, masanı al, havlunu ser kumsala uzan' yöntemi uygulanıyor. Tüm koylar herkesin. Bir tek Ayazma Plajı cüzi bir ücret alıyor. Neco, Ataol Beach kuzeye açık oldukları için dalgalı olabilir, güneye gittiğinizde pek plaj yok; Ayazma ve Mitos seçenekleri haricinde...
Türkiye'nin en güzel gün batımı keyfi kesinlikle Bozacada'da yaşanıyor. Gün batımı manzarası için adanın en batısına gitmeniz gerekiyor. Polente denen noktada, akşam saatleri olduğunda yer bulmak neredeyse imkansız. Sandalyesini kapan, içeceklerini alan manzarayı izlemeye geliyor. Ben gittiğimde iki evlenme teklifine şahit oldum, o kadar romantik anlayacağınız...
Adanın son dönemdeki en güzel alışkanlıklarından biri ATV. Adaya araba getirmenin gereksiz olduğuna uyanan herkes, birer ATV kiralayıp adayı turluyor.
Nevreste Bozacada'nın en güzel restoranlarından biri. Mezeleri ve tabii ki tatlı sahibeleri Nevreste ve kızı Orkide, bu mekanı şahane kılan unsurlardan. Mutlaka bir akşam yemeği yiyin, benden de selam söyleyin.
KAZDAĞLARI
Bir nefes molası
Çanakkale ile Balıkesir şehirleri arasında yer alan büyük ölçüde de Biga Yarımadası'nda uzanmakta olan bir doğal güzellik Kazdağları... Mitolojik birçok öykünün ana mekanı, dünyanın oksijeni en bol ikinci bölgesi. Kazdağları'nda gezilecek çok yer var... Ama en öne çıkanları Sütüven Şelalesi, Hasanboğuldu Şelalesi ve Kazdağları Milli Parkı...
Sarıkız Yaylası'ndan doğan ve Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan Sütüven Şelalesi, yakınındaki Hasan Boğuldu Göleti ile Kazdağları'nın ormanları içerisinde şahane bir manzaraya sahip. İsmini sıçrayan su anlamına gelen "tüvleyen" kelimesinden alan şelaleye girmek, fazla yaklaşmak veya yüzmek yasak. Sütüven'e giderken Altınoluk yolu üzerinden ve Zeytinli beldesinden geçiliyor. Zeytinli'yi öne çıkaran iki özelliği var; birincisi, adı üzerinde bölgede yetişen muazzam zeytinler ve onlardan yapılan her türlü ürün. İkincisi ise yaz aylarında düzenlenen, belde halkı ile yurdun dört bir yanından gelen rock sevdalılarının buluştuğu Zeytinli Rock Festivali.
Sütüven Şelalesi'nden sonra Hasanboğuldu Göleti'ne uğrayabilirsiniz. Yörük güzeli Emine ile Hasan'ın aşkının son bulduğu bu göletteki efsanevi hikaye bilindiği üzere Sabahattin Ali'nin öyküsüne konu olmuş hatta Hasan'ın, Emine'ye olan aşkını kanıtlamak için sırtındaki yüklerle burada boğulması sinemaya da uyarlanmıştı. Buralara kadar gelmişken Kuzey Ege mutfağını deneyimlemeden dönmeyin. Edremit'teki Bahar Lokantası denenmiş ve onaylanmış bir yer. Ege'de ağırlıklı olarak gördüğümüz ot yemeklerinin yanında kuzu eti ve iç pilavdan oluşan sura, yine kuzu etli enginar ve keşkek yanında yaprak sarması mutlaka tadılmalı. Bundan yaklaşık dört yıl önce kurulan Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi antik dönemlerden Osmanlı'ya, Cumhuriyet yıllarından günümüze Kazdağları ve Edremit'in tarihine ışık tutuyor. Mustafa Kemal Atatürk, Ali Ekber Çiçek, Tuncel Kurtiz, Sabahattin Ali, Seyit Onbaşı gibi yolu Kazdağları'ndan geçmiş ve iz bırakmış isimlerin balmumu heykellerinin de bulunduğu bir galeri var.