Son bir yılda tüm yaşam şeklimiz, arayışlarımız, beklentilerimiz değişti. Hayatlarımız ağırlıklı olarak evlerimizde geçti. Bununla birlikte belki de yıllar sonra yeniden uzun saatler geçirmek durumunda olduğumuz evlerimizi de yeniden şekillendirmeye başladık... Evdeki eşya yoğunluğu, işlevsiz köşeler ve mobilyalar bizi daha çok yormaya başladı. Kimimiz yepyeni bir eve geçtik, kimimiz evimizin dekorasyonunu yeniledik. En azından duvarlarımızın rengini, masadaki bibloları, koltukların üzerindeki yastıkları değiştirdik, yaşadığımız yerin atmosferini tazeleştirmeye çalıştık. Hepimizin hissettiği tüm bu duygular ev dekorasyon trendlerini kökten şekillendirdi. Bir süredir yükselişte olan heykel mobilyalar trendi tüm dünyayı etkisi altına almaya başladı. Başta Louis Vuitton, Hermes gibi dev moda evleri olmak üzere tasarım ve mobilya şirketleri bu konu üzerine yoğunlaşmaya başladı. Hollanda'da Marcel Wanders ve Casper Vissers tarafından kurulan Moooi mobilya tasarım ve dekorasyon firması bu trendin öncüleri arasında yer aldı. Saatchi sanat galerisi dünyanın dört bir yanından sanat eserinden bir farkı bulunmayan, ayrıca işlevsel ve kullanışlı bu mobilya ve objeleri meraklılarıyla buluşturmaya başladı. New York Times gazetesi insanların işlevsiz ve sadece görüntüden ibaret mobilyalardan sıkıldıklarının altını çizip bu yükselen trendle ilgili olarak, "Evde sanat ve anlam aranıyor. Boş bir alan ancak belli bir duygu uyandıran mobilyalarla anlam kazanıyor. Sadece tabloları duvarlarına asmak istemeyen ve sanatın hayatlarında yaşayan bir şeye dönüşmesini isteyenler bu trendin en büyük takipçileri" yorumunda bulunuyor. On binlerce dolara satılan bu özel mobilyalar dünya jet setinin de favorisi...
YASEMİN SAVCI / HOME ART YAYIN YÖNETMENİ
Sanatsal bir arayışın içindeyiz
Kabul edelim son bir, bir buçuk yıl içinde her konuya bakışımız değişti. Pandemi yaşam tarzımızı, bulunduğumuz ortamlarla kurduğumuz bağları da yeniden şekillendirdi. Pandemiyle birlikte genel olarak insanlar evlerinde daha fazla zaman geçirmeye başladı. Bu da insanların hem evlerinde, hem evlerinde kullandıkları dekorasyon öğelerinde daha fazla anlam ve fonksiyon aramasına neden oldu. Bir süredir dünyada örneklerini görmeye başladığımız heykel mobilyalar trendi de böylece daha geniş bir kitleye hitap etmeye başladı. Hem foksiyonel bir mobilya, obje hem de sanat eseri özelliği taşıyan bu çalışmalar dünya genelinde gün geçtikçe daha çok insanı etkiliyor. Dediğimiz gibi pandemiyle birlikte anlam ve sanat arayışı zaten hepimizde arttı. Tabii ki bu trendin yaygınlaşmasında sadeleşme isteği ve özlemi de önemli yer tutuyor. Gerçekten bir işlevi olan, estetik olarak da tatmin edici parçalar evin genelinde sadeşmemizi de sağlıyor. Böylece her evde benzerlerini gördüğümüz yığınla eşya yerine bambaşka bir bağ kurabildiğimiz ve bizi duygusal olarak da tatmin eden bunu yaparken işlevsel de olan bu parçalar bu dönemin en popüler trendleri arasında.
SİNAN YILMAZ / KABB ATELIER KURUCUSU
Duygusal işlevli tasarımlar
Pandemiyle, hatta pandemiden de önce insanlar artık genel olarak hayatlarında kullanmak için daha özel parçaların peşine düşmeye başlamıştı. Tek olan, elde üretilen, tasarım olma özelliği taşıyan parçalar yükselişe geçmişti. Genel olarak standart işlerden herkes sıkılmaya başlamıştı. Bu hem moda hem de iç dekorasyon öğeleri için de geçerli. Düşünsenize bir ara beyaz mobilyalar vardı her yerde. Hem kebapçıda, hem gittiğiniz spor salonunda hem de kendi evinizde aynı mobilyaları görüyordunuz. Bu da mekanla bağ kurmanızı, oraya ait hissetmenizi güçleştiren bir durum maalesef. Tüm bu yaşadığımız süreç hepimizin sanata, hikayesi ve özelliği olan parçalara daha fazla ilgi göstermemizi sağladı. Mobilyalar sadece mekanlarda değil zihnimizde de yer kaplıyor farkındaysanız. Bir mekana mobilyaların, objelerin ve aksesuvarların vasıtasıyla daha fazla bağlanıyoruz hatta aidiyet hissediyoruz. Ofis masalarımıza koyduğumuz her minik obje ve fotoğraf aslında bu insani duygunun eseri... Yani sadece fonksiyonel olma özelliği değil duygusal işlevleri de olan mobilyalar tam bu nedenle son dönemde çok gözde. Bir süredir dünyada da yükselişte olan bu durum, Türkiye'de de popüler oldu. Biz de Kabb Atelier çatısı altında yaklaşık üç yıldır bu tarz mobilyalar üzerinde çalışıyoruz. Bu konuya eğilmemde sahne sanatları tasarımı mezunu olmam ve tabii ki yıllar boyunca sanat yönetmenliği yapmış olmam etkili oldu. Biz mekan içinde bir hikaye anlatıyoruz. Zaman içinde kaybettiğimiz özü, değerleri, bakış açımızı bu heykel mobilyalar ve objeler vasıtasıyla yaşadığımız ve çalıştığımız ortamlara yansıtıyoruz. Kendi çalışmalarımıza gelecek olursak... Atölyemizin yıllar süren çalışmalar sonunda hazırladığı özel tasarım heykel mobilyalarımız bulunuyor. Bizimle iletişime geçen kişilerle bu katalog üzerinden konuşuyor ve ardından onların istedikleri mekanlara uygun ebatlarda üretim yapıyoruz.