EuroLeague finalinde Barcelona'yı yenerek kupayı kazanan Anadolu Efes Spor Kulübü'nün Başantrenörü Ergin Ataman, farklı takımlarda dört kupa kazanan dünyadaki iki antrenörden biri oldu. Bir Türk antrenörün bugüne kadar gelebileceği en başarılı noktada. Ama final anına kadar yaşananların perde arkasının ailesi biliyor. Eşi Berna Ataman, oğlu Sarp, kızları Ceren ve Gizem, Ataman'ın en büyük destekçileri...
- Oğlunuz Sarp yardımcılarınızdan biri gibi... Yanılıyor muyum?
- Hayır tam olarak yardımcım
gibi. İki senedir takımla
beraber ve iç içe.
- Final Four'a sizinle gelmesi kolay oldu mu? Kısıtlamalar ağırdı...
- Turnuvaya gitmeden
bir haber geldi ki, Almanya
Sarp'ı kabul etmiyor. Eşim
girebiliyor ama Sarp olmuyor.
Çünkü o ülkelere giriş
yapabilmen için görevli olman
gerekiyor. EuroLeague,
eşlerimize görev alternafini
açtı ama 18 yaşın altındakilere
veremeyiz dedi.
Binbir tane formül geçirdik
aklımızdan. Sağolsun kulüp
başkanımız Tuncer Özilhan,
nasılsa takım özel uçağıyla
gidiyoruz, Sarp'ı uçağa koyarız,
kapıda alırlarsa alırlar,
almazlarsa orada düşünürüz
dedi. Kaçak değil vizesi var
ama görevli olmadığı için
ülke almıyor. Girerken de
hiçbir şey sormadılar, vizeye
baktılar, girdik. Girdikten
sonra da iş bitmedi.
- Eyvah... Başka sorun da mı yaşadınız?
- Maçın yapılacağı
salonu girmesi yasak. Diyoruz
ki, koçun asistanı.
Yok yapamazsınız diyorlar.
İş kanununa göre bu yaşta
asistanın olamaz. Hatta biz
her ihtimali düşündüğümüz
için, reklam ajansından
Sarp'la reklam anlaşması
yaptık. 15 yaşındaki çocuklar
böyle bir sözleşme yapabiliyormuş.
Kulüp Başkanımız,
Euroleage'in Başkanı Jordi
Bertomeuo ile görüştü ısrarlı
biçimde. Sonunda ben sorumluluğu
alıyorum, Sarp'ı
gizli biçimde salona alacağız
dedi. Sarp'ı neredeyse malzeme
kasasının içine sokarak,
salona aldık.
- Bunu yapmadınız di mi?
- Berna Ataman: Neredeyse...
Takım otobüsten indikten
sonra, otoparkta ben
ve Sarp 10 dakika karanlıkta
bekledik. Sonra bir görevli
geldi, Sarp'ı arkamıza sakladık,
personelin bindiği bir
asansörle en karanlık ve en
uzak locaya yerleştik.
- Ergin Ataman: Bazı röportajlarımda
Allah yardım
etti kupayı aldık diyorum.
Sarp ekliyor "Baba Allah
yardım etti çünkü salonda
Allah'a en yakın ben
vardım," o kadar
uzaktı
loca.
BERNA ATAMAN ANLATIYOR
MAÇTAKİ ERGİN'İ BEN DETANIMIYORUM
- Üzerinizden büyük bir yük kalktı mı?
- Hem de nasıl. Geçen yıl kupaya bu kadar emin adımlarla ilerlerken pandemi nedeniyle iptal olması, hepimizde hayal kırıklığı yarattı ama en çok Ergin'de... Çok sona yaklaşmışken nefesiniz kesilir ve yere çökersiniz ya öyle bir his vardı ailede.
- Finalden önceki gece nasıl bir stres yaşadınız?
- Geçen seneyi yaşadıktan sonra "Ya olmazsa" tedirginliği vardı bende. Olmazsa, oğlumu nasıl toparlarım, eşimi nasıl toparlarım yeniden ayağa kaldırırım. Bir arkadaşım bunları hiç düşünme, tamamen olmuş gibi gözünde canlandır, Ergin Hoca kupayı elinde kaldırmış gibi hayal et, odaklan dedi. Ben bunu o anı kadar çok kafamda canlandırdım ki, bir süre gerçekten aldık mı hissi yaşadım. Türkiye'de olmaması buruk bir sevinç yaşattı tabii. İnsanlarla kutlayamadık, coşamadık birlikte.
- Ergin Ataman maç esnasında gergin... Evde nasıl biri?
- Dr. Jekyll, Mr Hyde o... Maçtaki Ergin Ataman ile evdeki bambaşka biri. Çok şükür bu sene çok maç kaybetmedik de çok sıkıntı yaşanmadı. Yoksa maç kaybettiğimizde, Sinan Erdem Salonu'ndan eve olan yol bitmez. Asla konuşmayız. Bir şeye karar verilecekse, sorulacaksa, istenecekse asla o anda olmaz. Eve geldiğimizde, biz Sarp'la yataklarımıza dağılır, sessizce ortadan kayboluruz. O maçın tekrarını izler, yorumları dinler. Ertesi gün, bir tuşa basılmış gibi normale döner, eğer çok önemli bir maç kaybedilmemişse... Maçtaki gerginlik eve yansımıyor. Maça çıktığında başka bir insan oluyor, oradaki Ergin'i ben de tanıyorum.
- En zorlandığınız zaman hangisiydi?
- Geçen yıl Euroleage'in iptal edilip, Final Four oynanmayacağı açıklandığında. Şu bahçedeki şezlonga uzandı tam sekiz saat gökyüzünü seyretti. O gün zor bir gündü...
- Ergin Bey'in kılığı kıyafeti, düzeni ne kadar sizin sorumluluğunuzda...
- Hiç. O her şeyini kendi yapar. Hatta başkalarının programını da yapmaya çalışır. Mesleki rahatsızlık sanırım. Valizini de kendi hazırlar. Şahsi tüm organizasyonunu kendi yapar, evinki tamamen bana ait.
- Duygusal bir adam mıdır Ergin Bey? Romantik midir?
- Çok duygusaldır. Ama oturup da bir film sahnesinde gözü dolmaz. Ama romantik değildir hatta puanı eksilerde (gülüyor). Aslında kendi tarzında romantik biridir. Deplasmanlarda bizi yanında istemesi bile onun tarzında bir romantizm.
ERGİN ATAMAN ANLATIYOR
CUMHURBAŞKANININ BU TÜR OLAYLARA VERDİĞİ REAKSİYON TAM BİR LİDER ÖZELLİĞİ
- Kupayı aldıktan sonra herkes tarafından tebrik edildiniz. Sizi en çok etkileyen hangisiydi?
- Takım şampiyonluğu apayrı bir şey. Tüm ülke ayağa kalktı. Cumhurbaşkanımızdan, toplumun her kesimine mesajlar geldi. Ama geçen hafta Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar aradı. O kadar duygusal bir teşekkür etti ki... Gözyaşlarıyla aradığını hissettim. O kadar kritik şeyler yaşıyoruz ki, şampiyon olduğunuz zaman, cephedeki askerlerimiz telsizlerden birbirine şampiyonluğu haber verip, çığlıklar içinde kutladı. Bu çok anlamlı. En iyi antrenör olmuşsun, en iyi kupayı almışsın, bunun yanında hiç!
- Her alanda yetenekli ve çalışkan bir toplumuz. Ve bu başarılara ihtiyacımız var...
- Bu takımın hocasının Türk olması, takımda Türk kahraman sporcular olması, ortak paydada topladı toplumu. Biz bir camia takımı da değiliz üstelik. Şehitlere armağan etme konuşmam planlı değildi, milli duygular coşuyor böyle anlarda...
- Daha coşkulu, daha çok taraftarlı bir kutlama ister miydiniz?
- İsterdim ama pandemi koşullarına alıştık galiba. Cephede mücadele eden askerlerimizin coşkusu, tedavi gören hocam Aydın Örs yoğun bakım odasında bile televizyondan maçlarımızı izleyip, kalben yanımızdaydı, bunlar önemli. İşin şaşası şu an önemli değil.
- Cumhurbaşkanımız maç biter bitmez aradı sizi... Bunlar sporcuları motive eden şeyler mi?
- Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanına hiçbir zaman siyasi gözle bakmam, böyle bir aile değiliz. Bu ülkenin başkomutanı önemlidir. Spora karşı olan bu sevgisi ve bu tür olaylara anında verdiği reaksiyon çok güçlü bir lider özelliği. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, bir kupa aldığınızda o ülkenin nabzını hissederek, o maçı canlı izleyerek sizi arayabiliyorsa o ayrı bir özelliktir. Siyasetin çok üstündedir. Uygun bir ortamda kendisine bir aile ziyareti yapmak isterim, Sarp'ı tanıştırmak isterim.
SOYUNMA ODASINDA OTOBÜSTE HEP OYUNCULARIN YANINDA OTURURUM
- Bir aksiyon filmi yaşamışsın Sarp. Film gibi...
- Sarp Ataman: Film olsa tutardı.
- Baban nedeniyle mi seviyorsun basketbolu?
- Babamdan dolayı. Küçük yaştan beri basketbola çok alıştım. Giderek daha büyük başarılar bekler oldum. Kesinlikle kazanacağımıza inanıyordum. Ve gerçekleşti.
- Senin katkın var mı bu başarıda?
- Tüm katkı takım, babam, ekibi, başkanımızda... Ama ben olmayan seyircinin yokluğunu tamamladığımı düşünüyorum. Her maçtan sonra soyunma odasına iniyordum, onlarla birlikte babamın dediklerini dinliyordum. Maça giderken otobüste gider arkada takım oyuncularının yanında otururum.
- İlerde basketbolla ilgili bir iş kesin gözüküyor Sarp için, alaylı dedikleri tam anlamıyla bu galiba...
- Ergin A.: Geçen sene Türkiye ligi allstar maçı oldu. Bir takımın koçu bendim, Sarp'a devrettim, Sarp yönetti takımı maçta. Antrenmanlarda da bize yardım ediyor, hem oyuncuların ne yaptıklarını raporluyor, bazen onları çalıştırıyor. Basketbol oyuncusu dediğinin yaşı belli, onlar da çocuk. Tüm gün kampta, playstation oynuyorlar. En ciddi rakipleri de Sarp. Kampta hiç bizimle oturmaz, hep oyuncuların arasındadır. Havayı da yumuşatır. Takım içinde gerginlikler de oluyor, onları da halleder. Larkin'le, Beaubois ile sakinleştirmek için sohbet eder.
- Böyle bir örnek var mı basketbol camiasında?
- Sarp gibi bu kadar entegre olmuş yok. Kendiliğinden oldu, sonra takımın da, yöneticilerin de hoşuna gitti. Çünkü dünya değişiyor. Oyuncuların huzurlu olması, kendilerini aile ortamı içinde hissetmeleri ön plana çıktı. Sarp da bu konuda bir öncülük yapıyor. Belki diğer takımlarda da bunu göreceğiz. Sokakta taraftar benimle fotoğraf çektirdikten sonra Sarp'la da çektirmek istiyor. Sosyal medyada ondan söz ediliyor. Ama havaya girmek yok Sarp!