Çekimleri Mardin'de devam eden Hercai'nin kadrosuna Azra karakteri ile Sera Kutlubey dahil oldu. Küçük yaşlardan beri deneyimleme arzusu onun oyunculuk serüvenini ateşliyor. Bu tutkusu sayesinde de genç yaşına rağmen oyunculuk adına rüştünü ispat edenler arasında yerini aldı. Onun deneyimleme arzusunun kimi zaman tuhaflık olarak görülebilecek boyutta olduğunu da itiraf edelim. Kutlubey'in mesela çocukken kalp ameliyatı izlemek gibi bir hayali varmış. Sera Kutlubey ile kadrosuna yeni katıldığı Hercai dizisini ve yaşam yolculuğunu konuştuk.
- Azra karakteri hakkında neler söylemek istersiniz?
- Azra da benim gibi bu topraklara yani Mardin'e yeni ayak bastı. Dilşah dışında o da kimseyi tanımıyordu. Bu durumu avantaja dönüştürmeye çalışarak yola dahil oldum.
- Uzun süredir devam eden bir işe sonradan katılmanın avantajı ya da dezavantajı var mı?
- Tabii her ikisi de var. Kurulu bir düzenin içine girmek daha konforlu, işin kurulum zamanındaki iş yükü ve sancısını hissetmiyorsunuz. Katıldığınız ekip de iyi ve cana yakın olunca alışma sürecini kısa sürede çözebiliyorsunuz
- Azra karakteri dizide dengeleri nasıl değiştirecek?
- Şimdiden bazı dengeler değişmeye başladı bile.
- Canlandırdığınız karakter ile kendinizi bağdaştırdınız yönleriniz var mı?
- Ben Azra'ya göre daha duygusalım diyebilirim. Azra benden daha pratik ve mantığıyla hareket ediyor. Ama günün sonunda kitaplarda buluşabiliyoruz. İkimiz de başkalarının hikayelerine meraklıyız. İkimizin de merak dürtüsü iyi çalışıyor.
- Kitap demişken son günlerde hangi kitapları okudunuz?
- Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı ve Sadık Hidayet'in Kör Baykuş'u ilk aklıma gelenler arasında yer alıyor.
YAZMAYI DA SEVİYORUM
- Sizin için oyunculuk ne ifade ediyor?
- Üzerine bir şeyler koyduğum ve bitmeyen keyifli bir yol benim için...
- Oyunculukla ilgili bir mottonuz var mı?
- Anda kal ve inanmak için sebepler yarat...
- Tiyatro mezunusunuz. Hayatta en büyük tutkunuz oyunculuk diyebilir miyiz?
- Çocukluğumdan beri bir şeyler deneme haliyle iç içeyim, bu dinamiği oyunculukta bulduğum için yolculuğa başladım. Beni diri tutuyor. Oynamak gerçekten bir tutku benim için ama yazmayı da severim. Birini diğerinden üstün tutmuyorum, zaman zaman hangisine ihtiyaç duyuyorsam o bir şekilde devreye giriyor zaten.
- Oyunculukta kalıcı olmak hedefleriniz arasında mı?
- Kalıcı olmak gibi bir derdim yok. Oyunculuk yapmak istiyorum ama bu benim hırs yaptığım bir durum değil. Bir şeyler okuyor, izliyor, kendime ne katabilirim diye düşünüyorum. Kendimle uğraşıyor ve kendime yatırım yapmaya çalışıyorum.
- Mardin'de set dışında neler yapıyorsunuz?
- Burada bir evim var, işten gelip kapımı kapattığımda yine kendi kurduğum düzene dönüyorum. Ekipten arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Pandemi yüzünden gezip görülmesi gereken yerlere hâlâ gidemedim ama ilk fırsatta bu dokuyu enine boyuna gezmek istiyorum.
KALP AMELİYATI İZLEMEK İSTİYORDUM
- Paspasların kapıya yapışık olmasına dair bir takıntınız olduğunu okumuştum. Bu takıntınız devam ediyor mu?
- Evet, uzun bir dönem eşyaların nizami olmasıyla ilgili böyle bir takıntım vardı ama kurtuldum. Zaman zaman insan kendine takıntılar bulabiliyor, sonra o takıntılar bir bağımlılık halini alıyor ve kesinlikle bir temeli oluyor böyle şeylerin. Önemli olan farkına varmak ve bir çocuğu eğitir gibi kendine bakmak o dönemlerde.
- Anormal olarak adlandırılabilecek başka takıntılarınız var mı?
- Anormal özelliklerim varsa da şu an benim normalim olduğu için pek bir şey söyleyemiyorum. Ama zaman zaman fark ediyorum ki duyguları çok yoğun yaşıyorum ve bu uzun bir süreçte yıpratıcı olabiliyor.
- Çocukken ilginç hayalleriniz var mıydı?
- Evet, uzaya çıkmak ve kalp ameliyatı izlemek gibi hayallerim vardı.
AŞK KURALSIZDIR
- Güzellik, yetenek kadar önemli mi bir yerlere ulaşmak için?
- Maalesef klişe bir güzellik kavramı var. Ama gerçekten yetenekli ve klasik güzellik algısının dışında olup güzel işler yapan insanları, seyirci zaten can-ı gönülden kabul ediyor. Fakat yapımlar bu konuda risk almak istemiyor, diyebilirim.
- Senaryonun gerektirdiği her durumu oyuncu olarak kabul eder misiniz yoksa klişe olan Türkan Şoray kanunları sizin için de geçerli mi?
- Sömürülmediğini ve hikayeye hizmet ettiğini bildiğim sürece tabii ki oynamalıyım. Sonuçta biz bir hikayeyi anlatıyoruz; bir insanın nefesi, sesi oluyoruz. Bu noktada kişisel egolarımızı, görüşlerimizi, hislerimizi bir kenara koymamız gerek ki karakteri doğru anlatabilelim.
- Sizin için hayatı en anlamlı kılan şey nedir?
- Hayaller ve aidiyet duygusu. Hayaller yarın için bir motivasyon. Aidiyet de herkes için değişebilir; aile, belki tek bir kişi, belki bir mecra veya dört duvar arası fark etmez. O hayaller için koştururken ait olduğun yeri biliyorsan, savrulmuyorsun. Bence aynı zamanda bu güç katıyor kişiye, bu da hayatı daha anlamlı kılıyor benim için.
- Hercai dizisinde intikamdan doğan bir aşk hikayesi anlatılıyor.
Siz aşkı nasıl yaşarsınız?
- Kuralsızdır... Biraz kendini ötekileştirmek biraz kendini bulmak diyebilirim.