Güzel oyuncu Müge Boz, kıpır kıpır, içi içine sığmıyor, konuşurken gözleri parlıyor. O kadar enerji dolu ki sizi anlattığı konunun içine çekiveriyor birden. Hamilelik döneminde ve doğum sonrasında kısa bir süre ekrana ara veren Boz, şimdilerde atv'nin iddialı dizisi Akıncı ile evlerimize konuk oluyor. Dizide haber ekibinde yer alan Beste karakterini canlandıran oyuncu, bu rolündeki eğlenceli tavırlarıyla da herkesin gönlünü fethetmeyi başardı. Beste karakterini büyük bir heyecanla anlatan oyuncu, hem dizisi hem de özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı. Güzel oyuncu, kızı Vina ile değişen hayatını, anne olduktan sonraki yaşamını ve eşi Caner Erdeniz ile olan aşkını anlattı.
- Akıncı, ezber bozan bir proje oldu. Bu kadar iddialı bir dizide yer alırken ilk düşünceniz ne oldu?
- Ezber bozan, farklı ve daha önce denenmemiş işlerde yer almayı seviyorum. Dizi için de ilk düşüncem bu oldu. Uğraşılmış ve emek verilmiş olması da çok etkili.
- Beste, Nergis ile birlikte Akıncı'nın gerçek kimliğini ortaya çıkarmaya çalışıyor. Maceralı bir iş... Siz de gözü kara ve macera seven biri misiniz?
- Macerayı severim, bazı konularda gözü karayımdır. Asla kolay kolay pes etmem mesela. Düşersem de hemen ayağa kalkıp devam ederim. İyi olmadığımı düşündüğüm konularda hemen çalışmaya başlarım. Ama tabii dizideki durum biraz daha farklı. Daha tehlikeli ve ciddi konular üzerinde çalışıyor Nergis ve Beste. Ben bu kadar tehlikeye atar mıydım kendimi tam emin olamıyorum.
- Kahramanlara inanır mısınız?
- (Gülüyor) Evet, kahramanlara inanıyorum. Bazı insanlar sanki bazı konuları çözmek üzere bu dünyaya gelmiş gibiler. Diğer insanlarda olmayan yetenekleri var. Aslında herkes kendi hikayesinin kahramanı. Sadece bazılarınınki daha çok insanı etkilediğinden daha göz önünde oluyorlar. Hepimiz kendi hayat yolumuzda başa çıktıklarımızla, öğrendiklerimizle ve etkilediklerimizde birer kahramanız.
- Beste, arkadaşı işten çıkarılınca istifa etti. Siz olsanız ne yapardınız?
- Eğer beraber yol alacağıma inandığım bir arkadaşımsa ben de bırakırdım. Takım çalışması ve ekip ruhu her zaman benim için çok önemlidir. Beraber çalıştığım kişilerle gerçek hayatta da anlaşabilmem, sohbet edebilmem ve kafalarımızın uyuşması benim için çok değerlidir.
- Sıfırdan başlamak korkutucu geliyor mu?
- Korkutucu ama sıfırdan başlamayı seviyorum. Korkutucu çünkü insan güvenli alanından çıkmaya başladığı zaman ister istemez panik oluyor, kaygı başlıyor. Benim oyunculuk dışında iki tane girişimcilik deneyimim oldu. O yüzden sıfırdan başlamanın ne demek olduğunu biliyorum.
ANNE OLMAYI SEVDİM
- Cesur biri misiniz?
- Cesur biriyim ve çabuk karar veririm. İçimden ilk geçen neyse, hislerimle hareket ederim. Kararsız olduğum konular da oluyor.
- Doğumdan sonra sanırım ilk diziniz oldu. İlk set gününüzde kızınızdan bir süre ayrı kalınca ne hissettiniz?
- Doğumdan sonraki ilk projem Akıncı oldu. Kızımdan bir süre ayrı kalınca çok garipsemedim. Normal karşıladım aslında. Çünkü her saniye birlikte olamayız zaten, bu onun gelişimi için de doğru değil. İşimi yaparken oraya odaklanmayı seviyorum. Sette sürekli "Kızımı özledim, ah burnumda tütüyor" gibi duygusallıklara pek girmiyorum. Vina ile beraberken ona odaklanıyorum, işimi yaparken de işime. Aksi taktirde olduğum hiçbir yerde verimli olamam.
- Anne olmak Müge Boz'da nasıl değişimler yaptı?
- Anne olmayı çok sevdim. Beni daha planlı programlı biri yaptı. Önceden hiç saatim, gün planlamam yoktu. Şimdi istemesem de bunları yapmak durumundayım. Bu bana da iyi geldi açıkçası. Ve hayata daha pozitif bakmayı öğrendim. Çünkü Vina ve Caner bana hayatta en önemli şeyin sevgi olduğunu öğrettiler. Bu da hırslarımı ve gereksiz ataklarımı daha kontrollü bir hale getirmeye başladı. Daha sevgi dolu ve huzurlu bir insan oldum. Bu çok hoşuma gidiyor.
- Rahat bir anne misiz?
- Genelde rahat bir anneyim. Ben daha kuralcı olacağımı zannetmiştim ama doğumdan itibaren hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğimi anlayınca bu kuralcılığım oldukça azaldı. Uyku ve yemek saatleri konusunda bile çok keskin kurallarım yok. Eğer o an bulunduğumuz yerde çok iyi vakit geçiriyorsak yemek saatini bir saat geciktirip yemekten önce muz ya da kurabiye atıştırabiliriz. Mutluluk, paylaşım ve deneyimler kurallardan daha önemli bence.
- Kızınız Vina sizinle sete geldi mi?
- Genelde benim çekimlerim olduğunda onu da beraberimde götürmeyi seviyorum. Tabii fotoğraf çekimleri, reklam filmleri ve sunuculukta daha rahat olabiliyorum.
- Vina enerjik bir çocuk. Sizin ve eşinizin hangi özelliklerini almış?
- İkimizin de komikliğini ve muzipliğini almış bence. Kafasına koyduğunu yapan bir çocuk olacağa benziyor. Mesela bir yere çıkmak istiyorsa oraya çıkmadan asla pes etmiyor. Zorlansa da oflaya puflaya onu yapıyor. Bu özelliği bana çekmiş olabilir. Ve babasının rahatlığını ve sosyalliğini almış bence. Tavırları hal ve hareketleri çok rahat ve herkesle iyi anlaşıyor çok sevecen.
KIZIM BANA BENZİYOR
- Sizce en çok kime benziyor?
- İkimize de benziyor. Zaten biz de Caner ile birbirimize benzediğimiz için tam anlayamıyoruz kime benziyor (Kahkahalar). Yani bana biraz daha fazla benziyor gibi ama.
- Vina'ya kardeş istiyor musunuz?
- Eveeeet (Gülüyor), çok istiyoruz. Ben kardeşim Merve'yi çok seviyorum. Onun benim hayatımdaki yeri çok başka. Ne olursa olsun hep birbirimizin yanındayız. Her şeyi paylaşırız. Bu duyguyu çocuklarımın da yaşamasını istiyorum. İçimden bir ses üç diyor ama bakalım, hayat ne gösterir. Hayırlısı, bizim için en iyisi ne ise o olsun diye dua ederim her zaman.
EŞİM AKINCI'YI ÇOK SEVDİ
- Eşiniz Caner dizinizi izliyor mu?
- Caner, diziyi bayağı sevdi. G elip bana anlatıyor. "Cevdet, Lukas'a bunu dedi" gibi... Beste karakterini komik ve eğlenceli buluyor. -
Birbirinizin işlerini takip edip eleştiriler yapıyor musunuz?
- Takip ediyoruz. Birbirimize her zaman yapıcı eleştirilerde bulunuyoruz. Başka türlü kendimizi geliştiremeyiz. Bu anlamda da ikimizde çok dürüst ve objektifiz. Bu tarafımızı seviyorum. Mesela Caner benim çekim için seçtiğim bir kıyafeti beğenmediyse bunu açık açık söylüyor. Geçiştirmek için "Çok güzel olmuşsun aşkım" deyip kestirip atmıyor
AŞKIMIZ DÖNÜŞEREK DEVAM EDİYOR
- Eşinizle aşkınızı 'yıldırım gibi' şeklinde anlatmıştınız. Peki evlendikten sonra aşkınız aynı heyecanla devam ediyor mu?
- Vina doğduktan hemen sonra Covid-19 yüzünden evlere kapanmak durumunda olduğumuz için bizim için de çok farklı bir deneyim olsa da heyecanımız ve aşkımız dönüşerek devam ediyor.
- Eşinizin çok iyi bir baba olduğunu ve size çok yardımcı olduğunu söylemiştiniz. Pandemi döneminde evde daha çok kaldığınız zamanlar iş bölümü yapmış mıydınız?
- Yani iş bölümü yapmak gibi değil de herkes zaten yapması gerekenleri yapıyor. "Bulaşıklar bir gün bende bir gün sende" gibi programlamadık hiçbir zaman. Ben mutfakta iyiyim, Caner de benden daha düzenli .
- Özgür ruhlu bir çift gibi görünüyorsunuz. Hiç çatıştığınız oluyor mu?
- Çatıştığımız tabii ki oluyor. Özellikle de Caner aç olduğunda (Gülüyor). Şaka bir yana çatışmanın olmaması mümkün değil. Biz genelde detay konularda çatışıyoruz. Zevk aldığımız şeyler genelde ortak. Sadece ben çok detaycıyım, detaylarda kayboluyorum, Caner daha büyük resme odaklanıyor. Genel olarak çatışmamız bu yönde.
DENEYSEL YEMEKLER YAPMAYI SEVİYORUM
- Mutfakla aranız nasıl? Favori yemeğiniz var mı?
- Yemek yapmayı çok seviyorum. Yemek benim için bir deneyim alanı. Farklı lezzetler ve sunumlar denemekten çok zevk alıyorum. Daha önceden bir restoranım ve çikolata markam da vardı. Sebzeli yumurta yemeyi çok seviyorum. Soğanlı sumaklı, sarımsaklı,dereotlu, mantarlı, tatlı patatesli gibi farklı deneysel yumurtalar yapmayı seviyorum.