Eskiden milletvekillerinin sadece Meclis'e gittiklerini, takım elbiseleri ile oturup tüm işlerini oradan yürüttüklerini düşünürdük. Belki de gördüğümüz profiller hep böyleydi... Ancak şimdi her şey çok değişti. Teknoloji ilerledi... Farklı kuşaklara mensup gençler, teknolojinin getirdiği yenilikleri kullanarak kendilerine geçmişten çok farklı bir yaşam şekli kurdular. Durum böyle olunca onları yönetenlerin güncel hayatı takip etmeleri hatta tam içinde olmaları gerekiyor.
İşte bugün size çağımızı, gençleri ve kadınları yakından takip eden, ezber bozan bir milletvekilinden bahsedeceğim. AK Parti İstanbul Milletvekili E. Sare Aydın'dan... Onu takip etmek çok zor. Çünkü sabah Ankara'dayken akşama İstanbul'da olabiliyor. Bir yandan kadınların sorunlarına çözüm ararken diğer yandan gençlerle derin bir sohbetin içine dalabiliyor. Uluslararası Göç ve Mülteci Derneği ve Women 20 (W20) için canla başla çalışıyor.
En güzel girişimlerinden biri ise bir YouTube kanalı kurması... Çünkü gençlere ve kadınlara buradan ulaşabileceğinin farkında... Kanalının adı İçimizdeki Güç... Programına konuk aldığı kadınların çok güçlü hikâyeleri var. Her biri aldıkları hibe ve krediler ile işler kurmuş ve istihdam oluşturmuş kadınlar. Ekran başındakiler için ilham olup yol gösteriyorlar.
Biz de Sare Aydın ile yine çekim yapacağı bir gün stüdyoda buluştuk. Konuğu baba topraklarına geri dönen, Tarım Bakanlığı ve KOSGEP'ten aldığı krediler ile organik tarım yapan Yasemin Korkut'tu. Çekim sonrası koyu bir muhabbete daldık kadınların sorunlarından W20'ye, teknolojiden gençlere kadar pek çok konuyu konuştuk.
- Etrafımdaki kadınlara ve kendime baktığımda içinde bulunduğumuz pandemi döneminden en çok kadınların etkilendiğini görüyorum. Hem iş hayatı hem de evdeki yeni düzeni kurma ve koruma konusunda... Siz de kadınlar üzerine çalışan bir milletvekili olarak bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Çalışan kadınlar iş kaygısı konusunda
pandemiden daha çok etkilendi.
Pandemide çocuklar evden eğitim
hayatına devam edince birçok kadın bir karar
vermenin eşiğine geldi. Ya ücretsiz izne ayrıldı
ya da "Emekli olmalı mıyım, işime bir süre ara
vermeli miyim?" gibi kararları almak durumunda
kaldı.
Kararı alırken çocuğunun eğitimi, evinin
düzeni kendi kariyerinden daha ağır bastı. Çünkü
evde alışılmışın dışında bir düzen kuruldu
pandemi döneminde. Bu süreç kadınlara evde
yeni bir düzeni kurma ihtiyacını getirdi. Bu yeni
düzen de dijital bir düzendi. Evlerimize internet
bağlattık, internet hızlarımızı arttırdık, internetin
olmadığı yerlerde talepler oluştu. Dünyayı gideceği
noktaya pandemi çok hızlı bir şekilde taşıdı.
Evlerimize ofisler kurduk. İş sadece iş yerinden
takip edilir düzeni artık geride kaldı. Üretimin
yeri, internetin olduğu her yer... İşte bu yeni dijital
düzenin kurucusu da, evlerdeki koordinasyonu
sağlayan kadınlar oldu.
- Kadın işi ve evi arasında seçim mi yaptı, yoksa seçim yapmak zorunda mı kaldı?
- Kadın ve erkeğin fırsatlara ulaşımında, toplum
içindeki algılanışında öteden beri süren bir
adaletsizlik var maalesef... Ama pandemi insanların
kasıtlı olarak gelmek istediği bir yer olmadı.
Böyle bir noktada kadınlarımız da evi tercih
ettiler. Bazılarımız mecburiyetten bazılarımız
gerçekten isteyerek seçim yaptı. Çocuklarının
eğitimi bunda çok etkili oldu. Sistem kadını buraya
götürdü.
Ben en baştan beri kadın ve iş konusunda bir
düzenin sağlanmasının tarafındaydım. W20 başkanlığı
bizdeyken de devletlerinin politikalarına
bunların eklenmesinin hep üzerinde durdum.
Esnek çalışma saatleriyle de kadınlar istihdama
dâhil olabilirler. Yani istihdama dâhil olmak
mutlaka tam zamanlı olacak diye bir şey yok.
- Pandemiden kadınlara bir mesaj mı çıktı?
- Aslında pandeminin kadınlarımıza yarayan
bir tarafı da oldu. Özellikle dijital dünya aracılığıyla
kadınlardaki girişimcilik arttı. Evinde
oturmak yerine bir şeyler üretmeye çalıştı. Tarlada
topladıkları meyveleri reçele çevirerek önce
çevresindekilere satmaya başladı. Ya da el emeği
ile ürettiklerini sosyal medya aracılığı ile tanıtıp
bunu küçük küçük bir ekonomiye çevirmeye
başladı. Yani pandemi ile eve giren kadınlarda
girişimci ruhunun uyandığını görüyoruz.
Eğitim ve sağlık gibi sektörlerin içinde bulunan
kadınlarımız kısa kısa videolar çekerek
Instagram yayınları yapmaya başladılar. Sohbet
programları ile uzmanlık alanlarında konuşmalar
yaptılar. Böylelikle kendilerine bir kitle oluşturdular.
Bu da oldukça önemli bir nokta.
DEĞİŞİM SİHİRLE DEĞİL ÇALIŞARAK OLUR
- Okuyucularımız için W20'nin ne olduğunu anlatabilir misiniz?
- 2015 yılında Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın
G20 ülkelerine yapmış olduğu teklif ile
kadınların ekonomide yer almalarını, güçlü bir
şekilde temsil edilmelerini, global ve
ulusal ekonomilerde girişimci, işveren,
çalışan olarak desteklenmeleri ve
güçlendirilmeleri için kurulmuş, G20
ülkelerinin tanıdığı bir alt çalışma
grubudur. 2015'te bizim başkanlığımız
döneminde W20 kuruldu.
Kurucu ekibini KADEM, TİKAD,
KADİGER oluşturdu. Her sene hangi
ülke G20 başkanlığını alıyorsa W20
de o ülkeye devrediliyor. O ülkede
kadının istihdamı, çalışan ve işveren
olarak desteklenmesi, kadının hayatını
kolaylaştıracak çalışmalar yapan
bir alt çalışma grubu kuruluyor. Bu
sene başkanlık Suudi Arabistan'da
olduğu için ben de pandemi başlamadan
W20'nin başkanı olarak
Riyad'a gittim ve W20'nin başlangıç
toplantısını yaptık. Kadınlar iş
dünyasında nasıl yer almalılar,
gelişen dünyada oluşan
başlıklar nelerdir?
Hepsini konuştuk.
En sonunda bir
tavsiye mektubu
çıkarıyoruz ve
G 20'nin devlet
başkanlarına sunuyoruz.
Devlet
başkanlarından
da bunu hükümetler
aracılığı
ile hayata geçirilmesini
talep
ediyoruz. Yani
gelişimler ve değişimler
öyle bildiğiniz
gibi birden bire
sihirli bir değnekle
olmuyor. Bu şekilde
çalışarak oluyor. Dijitalleşme
de yeni bir alan..
FİKRİ YAYMA ŞEKLİ ÇOK DEĞİŞTİ
- Klasik vekil olmanın yanında dijital çağın da gerekliliği olarak teknolojiye ayak uyduran, gençlerle iç içe, kadınları ve sorunlarına önem veren, günceli yakalayan vekillere de ihtiyaç doğdu. Sizde de farklı bir vekil profili var. You- Tube videoları çekiyorsunuz, gençlerle iç içesiniz, kadın sorunları ile ilgileniyorsunuz, spor yapıyorsunuz... Sürekli hareket halindesiniz, her an çalışıyorsunuz ve enerji dolusunuz...
- Bu aslında bir gereklilik. Ben hayatı şöyle okurum. Bazı insanlar vardır hâlâ dolmakalem ile yazmayı çok sever. Bazı insanlar "Ben elektro müzik değil de plak dinlerim" der. Bunu bir nostalji olarak yapıyorsanız tamamdır. Ama geçmişe sıkı sıkıya sarılıp orada kalıyorsan, bu olmaz. "Ben neysem oyum" diyorsam bunu sorgulamalısın. Çünkü neysem oyum olamazsın. Dünya değişiyor, başka bir yere gidiyor. Bu senin geride kaldığını, gelişemediğini, ne kadar tutucu olduğunu da söyleyen bir cümle.
Tabii ki düşünce olarak durduğun bir yer olabilir ama o durduğum yeri de dünya ile birlikte geliştirmelisin. Fikrin hep gelişmeli ve yayma biçimleri de evrimleşir. Özellikle pandemi, bakın çalışma şeklimizi değiştirdi. Evlerimizde dijital ofisler kurduk. Okul eve girdi. Böyle bir dünyada toplumu yakalamak lazım.
Toplumu ileri götüren kitleler bellidir: Kültür, sanat, bilim ve siyasettir. Bu kategorilerin toplumun önünde gitmesi lazım. Siz bu alanda bir farklılık yaratıyorsanız o toplumu kalkındırabilir ve ileriye götürebilirsiniz. Dijitalleşirken öncelikle siyasetçiler olarak bizim bunu yakalamamız lazım. Bunu görüp, alıp, arkamızdan gelecek gençlere de bir yol açmamız lazım. Çünkü gençler çok hızlı adapte oluyor. Ben de bu anlamda hem dünyadaki olup bitenleri hem de kadınları desteklemek açısından dijital dünyayı yakalamak istiyorum.
Dijital dünyanın içindeki kadın varlığını göstermek istiyorum. Biz gücümüzü kadınların, gençlerin fayda üretebilecekleri alanlarda önlerini açmak için kullanmalıyız.
İÇİMİZDEKİ GÜÇ İLHAM VERİYOR
- Siz de şu an YouTuber bir milletvekilisiniz...
- Sosyal medyanın son derecece önemli olduğunu düşünüyorum. İçimizdeki Güç adlı bir YouTube kanalı kurdum. Burada fark yaratan, üreten, girişimci kadınları konuk alıyorum. Ve onların hikâyelerinin başka kadınlara ilham olması için çalışıyorum. Mesela bugün Yasemin Korkut'u konuk aldım. Yasemin Hanım Tarım ve Orman Bakanlığı ve KOSGEP'ten aldığı teşviklerle babasının memleketi Aydın'a dönüp burada bir çiftlik kuruyor. Bu çiftlik şimdi koca bir istihdam alanına dönüştü. Kurutulmuş sebze ve meyve üreten bir kadın Yasemin Hanım.
Kendi Instagram hesabımda da kendi hayatıma dair şeyler paylaşıyorum. Beni yolda görenler: "Vekilim sizi sosyal medya hesabınızdan takip ediyorum. Hiç sıradan bir vekil gibi değilsiniz. Biz Meclis'e gidip gelen vekilleri biliyoruz sadece" diyorlar. Halkın kafasında sadece Meclis'te olan, döpiyes giyen, seçimden seçime gördükleri bir vekil profili var. Siz onun önüne, evinizle, evladınızla, yaptığınız işlerle, bir gün Ankara'da, bir gün gençlerle, bir gün canlı yayınla çıkınca şaşırıyor ve hoşuna da gidiyor. Aslında temsil etmiş olduğu siyasi partinin de ne olduğunu gösteriyor. O siyasi partinin her şeye ne kadar açık olduğunu da gösteriyor. AK Parti insanların zihninde belli sembolleri olan bir parti. Ama öyle değil aslında. Ben buradayım. Ben varım, sosyal medya hesabımda özelime ilişkin şeyler paylaşabiliyor, çekimler yapabiliyor, gençlerle bir araya gelebiliyorum. Müzik dinleyip eğlenebiliyorum. Eğitim hayatında öğrenci olabiliyorum. Ama benim birimci vazifem Meclis ve Meclis'e gidip her görevi hakkıyla yapmak. Yapıyorum da...
Bir siyasetçinin önceliği milletvekilliği ise önce Meclis ama Meclis sadece bir insanın hayatını tamamıyla kapsayacak bir yer değil... Meclis'in dışında da faydalı olabileceği alanlar vardır. Ben kadın ve göç çalışıyorum ve bu alanlarda da sivil toplum çalışmalarımı yapmaya çalışıyorum.
MODAYI TAKİP ETMEYİ SEVERİM
- Ben bir kadın olarak sizin Meclis'te giydiklerinizi bile takip ediyorum. Bir vekil modayı takip etmez mi? Sizi ediyorsunuz bence...
- Kendi imaj maker'ım kendimim. Modacı arkadaşlarım var, onlarla oturup sohbet ediyoruz. Ben de modayı takip etmeyi severim. Bu biraz karakterle ilgili. Çocukluğumdan beri böyleyim. Mesela annemin kıyafetlerini üstüme geçirir, kombin yaparmışım. Ortadan kaybolduğumda gardırobun içinde bulurlarmış. İnsanlar bir siyasetçiyi hem çalışmaları hem ortaya koyduğu kimliği hem de duruşuyla görmek ve bundan ilham almak istiyorlar. Çünkü birine bakarak şekil alıyorsunuz. Teşkilatın içindeki gençler de size bakarak şekil alıyor. İlham veriyorsunuz.
İçimizdeki Güç programını bunun için yapıyorum. Konuk aldığım girişimci kadınlardan ilham alıp "Ben de tarım kredisine başvurabilirim, ben de başarabilirim" diyor izleyenler. Pek çok kadın "Başvurduk ama alamadık" diyebilir. Demek ki bazı şeyleri yanlış yaptınız. Doğru proje ile giderseniz alıyorsunuz. Örneklerini gösteriyorum ben.