Türkiye günlerdir Fransa'dan burun ameliyatı için gelip, operasyon öncesi hayatını kaybeden Manolya Oktay'ı konuşuyor. Genç kızın güzelleşmek uğruna hayatından olması, estetik operasyonları, güzellik uygulamalarını, bu müdahalelerin hangi şartlarda kimler tarafından yapılması gerektiği konusunu da gündeme getirdi. Manolya Oktay ile ilgili soruşturma devam ediyor. Bu olaya dair uygulamayı yapan hekim ve sağlık kuruluşuyla ilgili gerekli incelemeler başlatıldı. Aile son derece üzgün, operasyonu gerçekleştiren hekim de! Gerekli araştırmalar yapıldığında Manolya'nın hayatını kaybetmesinde kimin sorumluluğu olduğu ortaya çıkacak. Ameliyata girecek olan Op. Dr. Mirza F, "Hastam Manolya Oktay anestezi verilmeye henüz yeni başlanmışken, anestezi ekibince verilen ilaçlara reaksiyon gösterdi. Biliyorsunuz ki operasyona başlanabilmesi için anestezi verilmiş olmalı öncelikli olarak. Hastanın ilaçlara reaksiyon göstermesi üzerine hastaya anestezi ekibi tarafından müdahale yapıldı. Ve hasta yoğun bakıma alındı. Sonrasında da yani yaklaşık 40 günlük süreç boyunca yoğun bakım ekibi tarafından tedavisine devam edildi. Ben ameliyatına başlayamadım, herhangi bir tedavi vermedim. Yani hastaya dokunmadım. Sonrasında yoğun bakım sırasında yaşanan komplikasyonlar nedeniyle hastamız hayatını kaybetti" diyor.
Manolya Oktay'ın avukatı Oktay Bilgin: "Operasyona başlamadan önce anesteziden kaynaklı beyine oksijen gitmediğinin tespiti yapılıyor. Bunun üzerine yoğun bakıma alınıyor. Yoğun bakımda da antibiyotikle birlikte penisilin veriliyor. Oysa kızımızın penisiline alerjisi olduğu biliniyor. Hatta ameliyattan önce de söyleniyor hastaneye ancak bu husus atlanıyor. Bu nedenle de ölümün gerçekleştiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili de sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk" diyor.
Tüm bu gelişmelerin ışığında aslında büyük resme bakmakta fayda var. Son altı ayda bu tarzda ölümle sonuçlanan ya da ciddi hasarlara neden olan operasyon ve uygulama sayısında gözle görülür bir artış var. Bir yandan Türkiye estetik ve güzellik operasyonlar konusunda cazibe merkezi olurken, yaşananlar bu ünümüze zarar veriyor. Öncelikle hasta olarak nelere dikkat etmeliyiz, hukuki haklarımız neler, hangi konularda bilgilenmemiz gerekiyor? Tüm bunları işin uzmanlarına sorduk. Bu konuda Türkiye'deki en yetkin isim Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan: "Hekimin hastayı ameliyat masasında ilk kez gördüğü durumlar oluyor" diyor
- Ülkemiz, bu tür uygulamalar için dünyanın dört bir yanından hasta kabul ediyor...
- Çünkü Türkiye'de plastik cerrahi alanında yetişmiş, deneyimli ve kendilerini uluslararası arenada kanıtlamış plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanlarının sayısı bir hayli fazla. Ülkemizdeki hastanelerin donanımı ve kalitesi, bu hastanelerin yurt dışı bağlantılı ofislerinin olması, plastik cerrahi ameliyatlarının Avrupa ülkelerine oranla daha uygun bütçelerle yapılması ve devletimizin bunu teşvik ediyor olmasının rolü büyük. Sağlık turizmi olarak adlandırılan bu durum ülkemiz ekonomisi için büyük bir fırsat!
- Bu alan büyüdükçe elbette hekimlerin, tıp merkezlerinin, özel hastanelerin ilgisi de bu yöne kayıyor. Ama unutulmaması gereken şeyler var değil mi?
- Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık turizmi yapmak için yetkilendirilen kamu, özel hastane, poliklinik ve muayenehaneler dahil binden fazla sağlık kuruluşu bulunuyor. Bunun yanı sıra, yine Sağlık Bakanlığı tarafından yurt dışından hasta getirmek üzere yetki verilmiş aracı kurumların sayısı 158... Bu aracı kurumların bir kısmı bu alanda son derece donanımlı, yetkin ve etik kurallara uygun çalışırken, bazıları süreçte paydaş olmaktan çok, süreci yöneten bir rol oynamaya soyundular...
- Bu işin handikapları neler?
- Deneyimli plastik cerrahlar tarafından, üst düzeyde verilen hizmetten son derece memnun bir şekilde ülkelerine dönen yabancı hastaların çoğunlukta olduğu muhakkak... Ancak, aracı kurumlarla anlaşarak, bu kurumlar tarafından çalıştırılan hekimler var. Hasta sayısının fazlalığı nedeniyle hekimin hastayı ameliyat masasında ilk kez gördüğü durumlar oluyor. Hastanın ameliyat sonrasında Türkiye'de çok kısıtlı süre kaldığı, yabancı hastaların hekimin kendisi veya ekibiyle yeteri kadar iletişim kuramadığı bir gerçek. Bazı hastalarda erken ya da geç dönemde komplikasyon gelişebiliyor, komplikasyonlar nedeniyle kendi ülkelerindeki hekimlere başvurmak durumunda kalıyorlar.
- Güzellik salonlarında da çeşitli uygulamalar yapılıyor. Bunları kim denetliyor?
- Güzellik salonları; tıbbi nitelikte olmayan, güzellik amaçlı uygulamaların yapılabildiği ve normal şartlarda hekim bulunmayan kuruluşlar. Bu nedenle bu kuruluşların denetimi Sağlık Bakanlığı değil belediyeler tarafından yapılıyor. Ancak zaman zaman bu kuruluşlarda botoks, dolgu gibi enjeksiyonlar ve lazer gibi tıbbi uygulamalar yapıldığı konusunda ihbarlar ve şikayetler alıyoruz. Hastalar asla böyle ortamlarda işlem yaptırmamalı. Estetik bir işlem için gittikleri merkezin bir sağlık kuruluşu olduğundan, işlemi yapacak kişinin de uzmanlığından emin olmalı... Hatta hastalarımıza, işlemi yapacak kişinin diplomasını ve uzmanlık alanını, kullanılacak ürünlerin markasını ve işlem sonrasında gelişebilecek komplikasyonları sormalarını öneriyoruz. Günümüzde estetik ve güzellik amaçlı uygulamaları yapmaya yetkili hekimler plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları ve Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen eğitim sonunda belgelendirilmiş medikal estetik hekimleridir.
SOSYAL MEDYADAN DOKTOR
24 yaşındaki Ece Deniz, sosyal medyadan bulduğu doktora dudak dolgusu yaptırdı. Ünlülerin doktoru olmasına güvendi, bu hale geldi.
HÜSEYİN TIRMAN
Medikal Estetik Hekimi / Şamdan Plus Yazarı
İmzalatılan belgeleri kelimesi kelimesine okuyun
Saç boyatmak bile ölümcül olabilir
'Merdiven altı' diye adlandırılan bir yerde uygulama yaptırılması ölüme kadar varan sonuçlara gidebilir. Kuaför, güzellik salonu, eczane, daha önce benzeri bir yerde çalışmış olan kişilerin evlere gitmesi gibi akla mantığa sığmayan yerlerde işlemler yapılıyor. İşlem sırasında en basit bir alerji sorununa zamanında müdahale edilemezse sonuçları geri dönülemez olur. Doktorun bile ruhsatlı ve acil müdahale yapabilecek şartlarda müdahale yapması şartken, insanların kendini uzman olmayan kişilere emanet etmesi akıl alır gibi değil.
Kalite konusunda şüphe bırakmayacak ürün ve cihaz kullanılmalı. Özellikle birçok cihaz, protez ve ürün fiyat yüzünden yeterli sonucu veremiyor. Çok fazla komplikasyon yaratacak taklitleri bulunuyor. Mümkün olduğunca marka ve kaliteye dikkat edilmesi yüz, vücut gibi yedek parçası olmayan insan bedeninde kalıcı sorunlara sebep oluyor. Doğru ürün kadar, kullanılan miktarlar da doğru olmalıdır. Az ya da çok kullanılması da tedavinin başarısızlığı anlamına gelmektedir.
Vücuda sürülen bir kremin bile istenmeyen ve kalıcı sorunları olduğu bilinirken dışarıdan yapılan her tür müdahale aslında ciddi bir risktir. Saç boyatırken bile ölümcül alerjilerin çıkabildiği kayıtlarda bulunuyor. Ameliyatta ve diğer girişimlerde birçok sisteme doğrudan müdahale var.
İmzalatılan belgeler müdahaleyi yapanı ya da kurumu korumak için gibi algılanmamalı. O belgeler, asıl sizin başınıza gelebilecek her türlü komplikasyon ya da sonrasında yaşayabileceğiniz her şeyi detaylı anlatmakta. İmzalatılan belgeleri her kelimesi ile okuyup anlamak çok önemli! Bir alerji yaşam ı tehdit edebileceği gibi bir pıhtı hayati bir organın fonksiyonunu etkileyebilir.
Ayrıca her girişim sonrası bir travma ve iyileşme dönemi olacaktır. İyi bir ameliyat sonrası dokuların nasıl iyileşeceğine hekim değil, vücudumuz karar verir.
Okuduğumuz birçok haberde yer alan vakalar ciddi, işinin ehli bir doktor tarafından gerçekleştirilmiyor. Ya doktor konu hakkında bilgi sahibi değil ya da merdiven altı denilebilecek yerlerde işlem yapılıyor. Sağlık konusunda hiçbir uzmanlığı olmayan kişiler tarafından... Daha da kötüsü, "Estetik merkezinde çok pahalı, bu kız da orada çalışmış eve çağıralım da yapsın bize bir şeyler" diyenler var. Yüzünüzün yedek parçası yok, bozulan eksilen ya da fazla gelen fonksiyonlar (Sadece görsel kısmı değil) hayatınızın geri kalan kısmında da ne kadar uğraş verirseniz verin giderilemeyecek sorunlara sebep olabiliyor.
TANINMAZ HALDE
Almanya'dan gelen B.T, daha güzel görünmek için neşter altına yattı. Alerjik reaksiyon nedeniyle bu hale geldi. 550 bin TL'lik dava açtı.
İDİL ÖZTÜRK / AVUKAT
Belge imzalasınız da dava açabilirsiniz
"Sadece estetik operasyonlar öncesi değil, her tıbbi müdahale öncesinde hastalara bir belge imzalatılır. Ve bu belge en basit tabiriyle bir muvafakatnamedir. Yani bir çeşit izin belgesi. Herhangi bir tıbbi müdahalenin hukuka uygunluk şartlarından biri de hastanın rızasıdır. Ancak bu artık basit bir muvafakatdan öte bilgilendirmeye de yönelik bir belge olmalıdır. Yani, sadece operasyona rıza göstermek yeterli değildir. Belgede ayrıca hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, operasyon ve tedavi riskleri, komplikasyonları, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yanetkileri gibi konuların da izah edilmesi gerekir. Ancak bu noktada genel olarak "Okumadan imzalıyoruz" denilen kısım önem kazanıyor. Çünkü, önümüze tıbbi terimlerle dolu bir metin konduğunda bunu normal bir vatandaş olarak okuyup anlamamız çok da kolay değildir. Dolayısıyla metin içerisindeki bilgiler, her şeyden önce, hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmeli. Bu şekilde doldurulmuş belgeyi imzaladınız. Ve operasyona onay verdiniz. Bu sizin yaşanan herhangi bir aksilik halinde durumu yargıya taşıyamayacağınız anlamına gelmiyor. Kişiler, hekimin kusurlu olduğunu düşünüyorlarsa elbette konuyu yargıya taşıyabilirler. Dolayısıyla ön şart olan aydınlatma ve rıza gerçekleşmiş olsa bile, kusurlu müdahale halinde hekim, doğan zarardan sorumlu olacaktır. Uygulamada hekim müdahalesinde kusurun varlığını, oranını mahkeme tarafından atanan uzman bilirkişiler belirlemekte ve hakimin takdirine göre karar verilmektedir."
İŞTE GENÇLİK AŞISI
24 yaşındaki Seline Ferah Çalışkan'ın gençlik aşısı adı altında yapılan uygulamayla yüzü bu hale geldi. Hastaneye kaldırıldı, günlerce tedavi gördü. İlaç bayat olabilir dendi.
MEDİKAL ESTETİK HEKİM DR. YASEMİN SAVAŞ
Medikal Estetik Tıp Derneği (Mestder) Yönetim Kurulu Üyesi
UCUZ UYGULAMA DOKU KAYBINA NEDEN OLUR
"Estetik merkezleri, güzellik merkezleri, kuaförler, medikal estetik uygulamaları yapamazlar. Buna yetkileri yoktur. Çok merkezi yerlerde çok uygun fiyatlarla, dolgu, botox ve benzeri işlemlerin yapıldığına dair reklam ve tanıtımlar görüyoruz. Bu uygulamalar doğru ürünler kullanıldığında bu fiyatlara yapılamaz! 300-500 TL'ye bu uygulamaların yapılabilmesi mümkün değildir. Özellikle ucuz olsun diye yapılan birçok tercih, sonrasında geri dönüşü olmayan çok pahalı sonuçlara neden olabilir. Organ kaybına, doku kaybına, yüzümüzde geri dönüşü olmayan izlere sebep olabilir. Bu malzemelerin belli bir fiyatı var. Söz gelimi botoks için FDA ve Sağlık Bakanlığı'nın onayladığı iki marka var sadece. Bu markaların fiyatı da 650 TL civarında. Bu rakamı bakanlık belirliyor. Eğer bir yerde bu rakamın altında botoks yaptırıyorsanız o kaçak yollarla, FDA onaysız, yan etkileri belli olmayan, bir üründür. Bu ürünler İran'dan, Balkan ülkelerinden, Çin'den gelebiliyor ülkemize valizlerle. Yani kaçak yollarla. Ürün piyasaya sürülmeden önce insandaki etkileri denenmemiş, yaratacağı sonuçlar bilinmiyor."
ŞOKE EDEN OLAYLAR
Yaşanan olayların hepsi ölümle sonuçlanmıyor ama kalıcı hasarlar, tamir edilmesi mümkün olmayan zararlar veriyor. Birçok kişi, ehil ellere teslim olmadığı için çok büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. İşte o vakalardan bazıları:
CİLT LEKESİ TEDAVİSİ
42 yaşındaki B.Y cilt lekelerinden kurtulmak isterken, bu hale düştü.
BOTOKS PARTİSİ
Eskişehir'de bir kadın, arkadaşının tavsiyesi üzerine gittiği merdiven altı işletmede yaptırdığı dudak dolgusu sonrası neredeyse dudaklarını kaybediyordu. Şöyle anlatıyor yaşadıklarını: "Eskişehir'de tırnak yaptırdığımız bir güzellik salonu var, orada çalışan İranlı bir kadının tavsiyesi üzerine dudak dolgusu yaptırmaya karar verdim. Yurt dışından arada bir Türkiye'ye gelen kişilere estetik uygulamalar yapılan bu yere gittim. Bir güzellik merkezi ya da klinik bekliyordum ama burası bir apartman dairesiydi. Taziye eviymiş gibi içerde 20-30 kadar kadın vardı. Kimi mutfakta, kimi salonda oturmuş kadınlar. İçeride doktor olduğu söylenen biri herkesi sırayla içeri alıyordu. Bir süre sonra sıra bana geldi, içeri girdim ve dudak dolgusu yapıldı. Oradan çıktıktan bir buçuk saat sonra dudağım şişmeye başladı. Gittiğim yeri aradığımda bana bir hastaneye gitmemi önerdiler.
EVDE BOTOKS YAPTIRIYORUM
"Dört yıldır botoks yaptırıyorum. Önceleri bir hekime yaptırıyordum. Ama çok fazla para veriyordum, bir arkadaşımın önerisiyle eve gelen bir botoksçu kadınla tanıştım. Bu kadın hastanelerde ya da muayenelerde artan ilaçları biriktirip, işlemi ucuza getiren biriydi. Son dört seferdir hekimin yarı fiyatına bu kadına yaptırmaya başladım. Ama gazetelerde gördüğüm haberler beni dehşete düşürdü. Botoksun doğru kişi tarafından yapılmadığında bu kadar zararlı olacağını bilmiyordum."
ÇOK ACI ÇEKTİM
Songül Uzunoğlu, Antalya'da yaptırdığı dolgudan sonra ana damarının tıkanması sonucu, dokularında işlev kaybı meydana geldi, alt dudağını kaybetti.
NE ENJEKTE EDİLDİ...
Hemşire Merve Keleş, dudağına enjekte edilen silikon dolgu nedeniyle bu hale geldi. İnternetten bulduğu kişiye yaptırdığı müdahale kabusu oldu.
GÖZÜM KAYDI, DÜZELMİYOR
"Yıllardır gittiğim güzellik merkezinin sahibi kendisinin dolgu konusunda uzman olduğunu söyledi. Kendi yüzüne yaptığı uygulama bile harika görünüyordu. Ben de güvenip yaptırdım. Alnımın ortasındaki çizgiye dolgu yaptı. Uygulama sonrası gözlerimden biri kaymaya başladı. Günlerdir, doktor doktor geziyorum gözümdeki kaymayı düzelttirebilmek için."
DOLGU SONU OLDU
Kübra Poyraz, yasaklanması gereken kalıcı dolgu maddeleri nedeniyle hayatını kaybetti.
BACAKLARIMDA ÇUKURLAR OLUŞTU
"Almanya'da küçük bir botoks uygulaması bile 300 Euro'dan başlıyor. O yüzden tatil için Türkiye'ye gelmişken tüm bu işlemleri aradan çıkarmak harika oluyor. Turistik gezi gibi olduğu için keyifli de geliyor. Ama son geldiğimde yaptırdığım liposuction'dan sonra Almanya'ya geri döndüm ve bazı sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Vücudumda çukurluklar oluştu. Çok da bilinmeyen bir yerde yaptırmıştım operasyonu, hekimi ameliyat sırasında gördüm."