Pandemi süreci tüm dünyada insanların bugüne kadar alışmış olduğu düzenlerini değiştirdi. Ofise gitmeden çalıştık, dışarıda değil sanal dünyada sosyalleştik, yüz yüze değil telefonla sohbet ettik, açık hava da değil evlerimizde spor yaptık ve daha nicesi... Ancak kesin olan şu ki, ana mekanımız evlerimiz oldu. Bugüne kadar evin içinde neler olup bittiğine sadece ucundan kıyısından şahit olanlar da gerçek bir ailenin ne demek olduğu gerçeği ile yüzleşti. Evet, babalardan bahsediyorum... Pandemi döneminin en olumlu tarafı, bir kadının ev işleri, çocuklar, ödevler, ev içi koordinasyon ve kendi çalışma hayatı derken ne kadar fazla sorumluluğu olduğunu eşlerine göstermesi oldu. Tüm gün bunlara şahit olan babalar, eşleri ile empati kurmaya başladı. Aslında bir babanın çocuğun hayatında ne kadar önemli bir rolü olduğunu da deneyimlerek anladı. Hatta bazı erkekler, yüzleştikleri gerçekler sonrası "Acaba ben iyi bir baba mıyım? Çocuklarıma yetebiliyor muyum? ya da "Aslında baba olmaya hazır değilmişim" gibi cümlelerle kendilerini sorgulamaya başladı. İşte tam da böyle soruları duymaya başladığım son günlerde yeni yayımlanan bir kitapla karşılaştım: Bana hazır mısın baba? Remzi Kitabevi'nden çıkan kitap, Prof. Dr. Gökhan Oral ve Dr. Şirin Seçkin tarafından kaleme alınmış. Kitap bir babanın çocuğun dünyasında nasıl bir öneme sahip olduğu, varlığının ve yokluğunun çocuk üzerindeki etkisi, bir erkeğin gerçekten baba olmaya hazır olup olmadığı konusunda tüm erkeklere kaynak olma niteliğinde... Tam da bir çok erkeğin, karantina döneminde gerçekten baba olmanın gerektirdiği sorumlulukların farkına vardığı şu dönemde, Oral ve Seçkin ile görüştük ve babalık üzerine derin bir sohbet ettik.
- Türk toplumundaki yaygın gelenek, babanın eve ekmek getiren annenin ise eve bakıp ev işlerini idare eden bir rol dağılımıdır. En sağlıklı aile modeli bu mudur gerçekten?
- Prof. Dr. Gökhan Oral: Kadınla erkek bu hayatın içinde sosyal anlamda rolleri paylaşmış. Ama çok özel bir iş var ki, her ne kadar ikisi birlikte yapsalar da, bir bebeği karnında tutacak olan, taşıyıp doğurabilecek olan annedir. Burada bir paylaşım söz konusu olamaz. Fakat zaman içerisinde ne olur bilmiyoruz. Toplumun o andaki koşulları, sosyokültürel durumu, coğrafyası ve birçok farklı etmen o anda ailenin rol dağılımının nasıl olacağını belirliyor. Örneğin günümüzde tek başına babanın eve ekmek getirmesi ailesini geçindirmesi için yeterli olmayabilir. Bu durumda roller tabii ki değişebilir. O anki şartlarda zorluklarla başa çıkabilmek için en uygun olan neyse onu yapmak lazım.
- Günümüzde ise modern baba olarak tabir edilen, özellikle annenin de çalıştığı ailelerde çocukları ile ilgilenen, onlarla vakit geçiren, yemek yapan babalar var. Ancak toplumsal baskı gördükleri, tabiri caizse kılıbık diye yaftalandıkları da oluyor. Siz modern baba kavramı ve toplumun bazı kesimlerinin, yine eril olan kesiminin, bu tür babalara verdikleri tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Dr. Şirin Seçkin: Her şeyden önce biz modern ya da klasik diye bir ayrım yapmıyoruz. Hatta bazı modern adı verilen fikirleri çok da parlak bulduğumuzu söyleyemiyoruz. Bu ya da şu şekilde bir ailede bir çocuğun tek başına bir anne tarafından yetiştirilmesi, bakılması, güvenliğinin sağlanması, sağlık ve esenlik içinde büyümesini temin etmesi bugünkü çağda çok zordur. Çünkü modern hayat dediğimiz hayat, çok fazla şey bekler bir erişkinden. Çocuğu da buna hazırlamak için eğitim, ek kurslar, anne ve babanın birlikte hareketi ve bunun gibi birçok şey zorunlu hale gelmiştir. Bu şartlar altında babanın şu ya da bu şekilde ailenin ayakta durabilmesi için yaptığı destekleri kılıbıklık ya da başka bir isimle açıklamanın manası yok. Hep söylediğimiz gibi bazen babalık işlevini anne üstlenir. Bazen de annelik işlevini baba üstlenir. Burada hep kastettiğimiz şey işlevdir. Toplumsal yaşamın kuralları ve şartları değiştikçe buna uyum sağlayabilen aileler ayakta kalır sağlayamayanlar dağılır. Klasik rollerle bir ailenin yürütülmesi mümkün olduğu gibi bazen de tam tersi olur. Kaldı ki geçmişte de babaların birçok işlevi birden görmek durumunda olduğu zamanlar olmuştu.
- Bir erkek, çocuk sahibi olmadan önce, neleri bilmeli, nelerin farkında olmalıdır?
- G. O: Baba olmaya tam olarak hazır olup olmadığını kimse bilemez. Erkek, çocuk dünyaya geldikten sonra babalığı tecrübe eder ve çocukla birlikte babalığı öğrenir. Ancak bir erkek baba olmadan önce ayakları üstünde durabilen bir birey olup olmadığını kendine sormalıdır. Mühim olan, erkeğin baba olduktan sonra çocuğa yakın olan, sorumluluk alan, şefkatli, daima çocuğun arkasında duran ve cesaret verici bir baba olmayı öğrenebilmesidir. Ayrıca erkek, babalıkla ilgili henüz beceremediği şeylerle ilgili olarak da yeterli çabayı ve sabrı gösterebilecek biri olduğundan emin olmalıdır.
- Pandemi döneminde hepimiz evlerde daha çok vakit geçirmeye başladık. Hatta bazı babalar, eşinin tüm gün boyunca evde çocuklarla nasıl vakit geçirdiğine ilk kez şahit oldu. Çocuk bakımı konusunda da bazı evlerde tartışmalar çıktığı da oldu. Şu an, evlerdeki babalar, bu durumu hem çocuk hem eşi hem de kendi açıcından en sağlıklı şekilde geçirmek için neler yapmalı?
- Ş. S: Bir genelleme yapmaksızın pandemi süreci için şunu söylemek doğru olur: Bazı babalar annenin ne kadar çok ev işiyle vakit geçirdiğini, çocuk bakımının hiç de uzaktan görüldüğü kadar kolay olmadığını, hatta ve hatta eşinin çok yorulduğunu, zaman zaman kendisine ayıracak hiç vaktinin olmadığını, gözleme ve deneyimleme durumunda oldu. Böyle babalar empatik ise zaten evde olduğu süreçte bebek bakımına, ev işlerine katkıda bulunmaya başladı. Her iki ebeveyn de evden çalışıyorsa mecburen hem bebek bakımında hem ev işlerinde ortak bir şekilde uzlaşı içinde bir düzene geçildi. Bu bazı aileler için çok iyi oldu. Baba ev işlerine, çocuğun bakımına yardım ettiğinde, eş daha mutlu oluyor ve çocuğuna daha iyi annelik yapabiliyor. Değişime açık olmak ve zor koşullarda ailenin ve çocuğun gelişimi için elinden gelenin en iyisini yapmak önemli.
Yokluğu sosyopat yapabilir
- Bir çocuğun yetişmesinde en çok annenin rolü vardır diye bilinir ve tüm sorumluluk annenin üzerine yüklenir. Peki, gerçekten iyi bir baba, çocuk için de faydalı bir baba nasıl olmalıdır?
- Ş.S: Çocuk yetiştirirken sadece anne değil, baba da çocuğun ruhsal yapısında oldukça önemli bir yere sahip. Çocuğun kişisel gelişimi, eğitimi, başarısı, özgüveni, gelecekte iyi bir aile kurup kuramaması ya da iyi bir ebeveyn olup olamaması gibi noktalarda, baba kritik bir yere sahip. Çocuk yetişirken karşısındaki rol modelleri olan anne ve babasından gördüğü dişi ve eril yanları yavaş yavaş içselleştirir ve gelişimini tamamlarken hem anne hem babadan taşıdığı bu parçaları hayat boyu ruhsal aygıtının en önemli temel yapı taşları olarak taşır. Baba çocuğun ruhsal aygıtında olmazsa olmaz bir yapı taşıdır; anne kadar önemlidir. Baba işlevi, genellikle çocuğun dış toplumdaki kuralları benimsemesinde belirleyicidir. Çocuk bir sorunla karşılaştığında yapması gerekenleri, toplumdaki kurallara, yasalara uyması gerektiğini, dolandırıcılıktan uzak durmaktan tutun da kırmızı ışıkta geçip geçmemesine kadar birçok basit kuralı babanın varlığı ile içselleştirir. Okuldaki başarı, dil gelişimi, dilin sofistike kullanımı, iş dünyasındaki başarı, dürüstlük ve daha birçok şey baba işlevinin iyi işleyip işlememesi sonucu ortaya çıkabiliyor. Babanın hiç olmaması psikopatik, sosyopatik ciddi sonuçlara yol açabiliyor.