Pandemi nedeniyle çoğu iş kolu online olarak çalışmaya başladı. Bunlardan biri de psikolog ve psikiyatristler oldu. Üstelik danışan sayıları pandemi öncesine göre daha da arttı. Çünkü yaşadığımız bu süreç kendi sorunlarını da beraberinde getirdi. Biz de online terapi yapan psikolog ve psikiyatristlerle görüştük. Onlara pandemi döneminde en çok hangi sorunlar ile başvurular yapıldığını sorduk. Böylece şu an toplumda baş gösteren psikolojik sorunlar da ortaya çıkmış oldu. Uzmanlarımızın verdiği bilgilere göre, şu an toplumda en fazla anneler mutsuz. Çünkü üzerlerindeki yük neredeyse beş katına çıkmış durumda.
Hem ev işleri hem çocuklar hem iş hayatı hem de eşleri ile ayrı ayrı ilgilenip ev içindeki koordinasyonu sağlamak onlara kalmış durumda. Doğal olarak kendilerini yorgun, uykusuz, kaygılı ve hiçbir şeye yetişemiyorum duygusu içinde hissediyorlar. Diğer yanda çocuklar var. Okuldan uzak, online ders yapmak zorunda olan çocuklar, enerjilerini atamıyor, arkadaşlarını özlüyor. Ortaya çıkan krizler ise ebeveyn-çocuk çatışmasını beraberinde getiriyor. Bir de evlilikler var. Hiç olmadığı kadar birlikte zaman geçiren çiftler arasında bugüne kadar öyle ya da böyle ilerleyen ilişkiler kangren olmuş durumda. Fiziksel ve psikolojik şiddet söz konusu... Boşanmalar da artmış vaziyette... Ancak önemli bir gerçek daha var ki o da pandeminin bugüne kadar üstü örtülmüş sorunları da ortaya çıkardığı...
UZMAN PSIKOLOG TUĞBA YAĞAN
KADINLAR MUTSUZ VE YALNIZ HİSSEDİYOR
Özellikle bu aralar kadınlar daha fazla online terapiye başvuruyor. Evli ve çocuklu olanların yaşadıkları en büyük sorun ise, çocuklarının öğretmeni de olmak zorunda kalmaları, ev içerisindeki sorumlulukların artması, eşin desteğini hissedememe, çiftler arasında tartışmaların artmasıyla beraber duygusal ilişkilerde bozulma yaşanıyor ve artık başa çıkmada zorlanıyorlar. Özgürlüğün ve gündelik hayatlarının kısıtlanması ve iş hayatlarının sekteye uğramasıyla beraber depresyon semptomları artmış durumda. Kısıtlı koşullarda duygusal, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını kendi ve partneri karşılayamadığında, başvuru sebebi bazen sadece tek bir kelimeye sığıyor "Mutsuzum". Özetle depresyon açığa çıkıyor. Tek başına yaşayan insanlarda da pandemiyle birlikte yalnızlık duygusu, geleceğine dair yalnız kalma endişesi, kendine yetememe, özgüven ve güvensizlik sorunları, yeme sorunları, uyku bozukluğu gibi başvurularda anksiyete artışı öncelikli sıralarda yer alıyor. CİNSEL SORUNLAR ARTTI
Pandemide özellikle çiftler arasında iletişim çatışması, sözel istismar, psikolojik şiddet, doyurulmamış duygusal ihtiyaçlardan etkilenen cinsel sorunlar da artış söz konusu olabiliyor. Bunu yaşayan danışanlarımda aynı zamanda pandemi gelecek endişesi ve emniyette hissetmeme gibi duygular yaşatabildiği için, yemek ve uyku düzeni bozukluğu artışında da ciddi bir tetikleyici oldu. ONLİNE EĞİTİM ZORLADI
Çocukların en büyük derdi arkadaşlarıyla etkileşim içinde olamamaları. Sosyalleşme ve okul hayatına dair düzeni de bozulduğu için, yeni duruma adapte olmaları kimisi için kolayken kimisi için zor oluyor. Öğrendiği eğitim sisteminin çok dışında bir eğitim sistemine adapte olmakta zorlananlar fazlasıyla odaklanamama ya da ödev yapmak istememe, sorumluluk duygusunda azalma, öfke sorunları, uyku düzeninin bozulması, çocuklar da kendi geleceklerine dair endişe içinde olduğu için onlar da bunu ağlayarak ya da ebeveynlerine karşı gelerek gösteriyor. Bunun yanı sıra içe kapanma ve kardeş sorunlarında artış gibi şikâyetlerle aileler çocukları için başvuruda bulunuyor.
UZMAN PSIKOLOG ASLI KARASAÇ ÖZKAYA
BOŞANMALAR ARTTI
Öncelikle online terapilere başvuruda iki danışan grubu ağırlıklı olarak fark yaratıyor. Bunlardan birinci grup anne baba olarak ebeveynler çocuklarını bu süreçte nasıl yöneteceklerini, online eğitim sistemine nasıl adapte edeceklerini ve evde nasıl daha iyi zaman geçirebileceklerini öğrenmek adına destek için başvuruyorlar. İkinci başvuran grup ise ne yazık ki eş sorunları ve boşanma süreciyle ilgili desteğe ihtiyaç duydukları için görüşme talebinde bulunuyorlar. Pandemi sürecinde aslında var olan ama üstü örtülü sorunlar açığa çıktı diyebiliriz. Örneğin altyapısı bozuk bir evlilik sürüncemede belli bir süre gidebilirken, pandemiyle eşlerin daha çok birlikte vakit geçirmesi sorunlarını gün yüzüne çıkardı ve boşanmalar arttı. Ya da ebeveyn çocuk ilişkisi bozuk ailelerin çocuklarıyla ilişkilerinin ne kadar kopuk olduğu, onlarla zaman geçirmeyi bile bilmedikleri, onların ihtiyaçlarına karşılık veremedikleri ortaya çıktı. Okul yokken biz çocuklarla ne yapacağız diye pek çok anne afalladı. Çocuğuyla sağlıklı ilişki kuran, iletişimi güçlü ebeveynler bile bu süreçte zaman zaman zorluk çektiler. Bu sebeple aslında ortada olmayan bir sorun çıkmadı, zeminde var olan ama üstü örtülen sorunlar gün yüzüne çıktı diyebiliriz. Örneğin kaygı bozukluğu zemini olan bir yetişkinin covid ile birlikte anksiyetesi belki destek alma boyutunda arttı. Bu sebeple covid aslında pek çok olumsuzluğu beraberinde getirdi gibi görünse de bu sayede belki destek alarak bu süreci avantaja çeviren pek çok
danışanım da oldu.
OKULA GİTMEK İSTİYORLAR
Çocuklar ilk etapta okullar kapandığı zaman sevindiler, okullar tatil diye fakat sonrasında evde geçirilen zaman ve online eğitime adapte olamadılar. Hangi çocukla görüşme yapsam aldığım tek bir cevap var: "Okula gitmek istiyoruz, dersleri özledik ama en çok teneffüsleri". Çünkü yaşıtlarıyla birlikte olmak, oynamak ve vakit geçirmek onların aslında temel ihtiyaçları gibi. Fakat bu durumun hep kötü yanlarını ele almayalım, madalyonun diğer tarafı çalışan ebeveynlerin çocukları için bu süreç büyük ölçüde anne ve babayla keyifli vakit geçirilen doya doya vakit geçirilen bir durum halini aldı.
ACIBADEM ALTUNIZADE HASTANESI PSIKIYATRI UZMANI PROF. DR. ÇAĞATAY KARŞIDAĞ
GELECEK KAYGISI OLUŞTU
Başvuruları iki gruba ayırmak yanlış olmaz. İlk grup önceden tedavi gören, fakat pandemi nedeniyle doktoruna ulaşamayan kişiler. İkincisi de yeni başvurular veya önceden tedavi altındayken pandeminin neden olduğu farklı şikâyetlerle gelenler. Pandemi döneminde birçok insan somut veya soyut kayıplar yaşadı, aynı zamanda geleceklerinin de tehlikede olduğu korkusuna kapıldıklarını söyleyerek yardım talebinde bulunuyorlar. Elbette pandemi öncelikle kişilerin yaşam alanlarını ve iş olanaklarını oldukça kısıtladı. İmkân verdikçe evden çalışma hayatına devam edenler ev hayatıyla iş hayatını birleştirmek durumunda kaldı. İş hayatının devam etmesi, işini kaybetmemesi başlı başına bir kazanç elbette, ancak özellikle evde bakım vermesi gereken yakınları olanlar (çocuğu veya hastası) zorlanabildiklerini de ifade ediyorlar. Bu süreçten en fazla zararı gören grup şüphesiz ileri yaştaki insanların yanında çocuklar olmuştur. Hem eğitim hem de sosyal etkileşim ihtiyaçlarını doğrudan temas ile gidermeyi öğrenen bir nesil, zorunlu olarak bu ihtiyacını evde gidermek durumunda kaldı.
EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENDİ
Erişkin bir kişinin bile kabullenmesi zor olan bu kaçınılmaz kısıtlamaya, eve sığmakta zorlanan kıpır kıpır bir nesil doğal olarak çok kolay adapte olamadı. Dijital platformlarla (oyun, tablet, bilgisayar gibi) zaman geçirmek dışında alternatifinin olmaması onların şikâyetçi olmadığı bir konu olsa da ruhsal ve bedensel gelişimleri bu dönemde son derece olumsuz etkilendi.
UZMAN PSIKOLOG ESMA UYGUN / ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI NP FENERYOLU TIP MERKEZI
ANNELER TÜKENMİŞ DURUMDA
Pandemi döneminde psikoterapiye başvuran danışanlar, birçok şeye karşı isteksizlik, sorumluluklarına karşı motive olamama, aşırı yemek yeme, uyku düzensizliği, sağlık ve ölüm kaygılarıyla gelmektedirler. Sıkıntı, mutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik gibi tahammül etmesi zor duygular yaşayan kişiler, sıklıkla yemek yemeyi ve alkol tüketmeyi, huzursuzluğu ve sıkıntıyı giderme yöntemi olarak kullanmaktalar. Bu durum ise uzun vadede daha fazla kaygı ve mutsuzluğu da beraberinde getiriyor. Ebeveynler çocuklarıyla evde nasıl vakit geçirebilecekleri konusunda zorluk yaşıyor. Kalabalık ailelerde yaşayanlar için bu zorluklar daha da şiddetleniyor. Kalabalık evlerde yaşayan, küçük çocuğu olan ailelerde günlük yaşamı yönetmek özellikle kadınları tüketmiş durumda. Çocukların online eğitimleriyle ve evdeki yoğunlaşan işler de annelerin tükenmesine sebep oluyor. Kaygı ve stres yönetiminde zorluk yaşadığımız bu süreçte, çocuklara karşı hoşgörülü olmak zor bir hale geliyor. SANAL SOHBETTEN SIKILDILAR
En çok karşımıza çıkan konulardan biri de, telefon veya internet yoluyla sohbet etmekten de artık sıkıldıkları ve konuşacak bir şeyleri olmadıkları yönünde. Günlük yaşamın monotonlaşması insanların konuşacak şeylerinin de azalmasını beraberinde getiriyor. Aynı evde yaşamayan partnerlerin ilişkileri de sosyal mesafe izolasyon nedeniyle olumsuz etkilenmektedir.