Yönetmenlerin ilk filmlerinde anne-babalarını oynatmaları Türk sinemasında bir gelenektir desek yeridir. Hatırlayanlar bilir, Nuri Bilge Ceylan ilk kısa filmi Koza'da anne-babasına rol vermişti. Toz Ruhu, Dirlik Düzenlik filmleriyle tanınan Nesimi Yetik Annem Sinema Öğreniyor'da annesini kamera karşısına geçirmişti. Nuh Tepesi filminin yönetmeni Cem Ertürk de ilk kısa filmlerinde hep babasını oynatmıştı.
Genç yönetmen Mustafa Deniz de bu gelenekten devam ediyor. 2018'de çektiği ilk kısa filmi Kabuk ve yeni kısa filmi Kış Bahçesi'nde annesine rol verdi. Kabuk ile dikkatleri çeken Deniz'in Kış Bahçesi filmi bu yıl festival festival dolaşıp ödül üzerine ödül alıyor. Paris Kısa Film Festivali'nde En İyi Film seçilen, New York Sinematografik Ödülleri'nde En İyi Drama Filmi Ödülü alan, İsveç Film Ödülleri'nde Jüri Özel Ödülü'ne değer gören film son olarak The Soho London Independent Film Festival'inde seyirci karşısına çıktı.
Kış Bahçesi'nin, festival yolculuğu devam ede dursun Mustafa Deniz'in bir bankacı olması hikayesini biraz daha ayrıksı hale getiriyor. Ekonomi eğitimi alan finans üzerine master yapan ve daha sonra Vakıfbank'ta çalışmaya başlayan Deniz, bir yandan da filmler çekiyor.
36 yaşındaki Deniz, aslında gönlünü uzun zaman önce fotoğraf ve sinemaya kaptırmış bir genç: "Anadolu Üniversitesi'nde ekonomi bölümünde okurken çevremdeki insanların ilk defa hatıra amacı dışında da fotoğraf çektiklerini görmüş ve bu durum ilgimi çekmişti. Bir fotoğraf makinesi alıp ben de çekmeye başladım. Böylece görsel sanatlar dünyasıyla da tanışmış oldum" diyerek başlıyor macerasını anlatmaya.
Kendi fakültesinden çok iletişim fakültesinde zaman geçiriyor, filmler izliyor, öğrenci projelerine katılıyor Deniz. "O zaman küçük bütçelerle de film yapılacağını görüp umutlansam da fotoğrafçılık üzerinden yürüdüm" diyor. İstanbul'da moda ve reklam fotoğrafçılığı sektöründe asistanlık yapıyor bir dönem Deniz "Ama bu sektörü doğama çok uygun bulmadım. O sırada da okulum bitmişti. Finans üzerine master yaptıktan sonra Vakıfbank'ta çalışmaya başladım" diyerek nasıl bankacı olduğunu anlatıyor. Fakat bankacı olmak Deniz'in sinemayla uğraşmasını engelleyemiyor. Ve bankada çalışırken yazdığı senaryodan ilk kısa filmi Kabuk'u çekiyor. Filmde de annesini oynatıyor. Deniz "Teknik ve estetik birikimimin olgunlaşmasını ve bu senaryoyu gerçekleştirme koşullarının oluşmasını bekledikten sonra da ilk kısa filmim Kabuk'u çektim. Açıkçası bir beklentim yoktu bu filmden. Bunun için hiç film çekmemişim gibi hayatıma devam ediyordum. Ama filmim Cannes'da Short Film Corner programına dahil edildi. Bu sayede yedi sekiz festivalden davet aldı. Ben de az da olsa umutlandım" diyor.
ANNEMİN SEZGİLERİ GÜÇLÜ
Deniz'e "Bankacı olmak yerine okul bitince neden sinema yolculuğuna başlamadınız?" diye sorunca yönetmen "Babamı kaybetmiştim o yıllarda. Ne sinemaya ne de fotoğrafçılığa bel bağlayamıyordum. Biraz da daha yalın, daha sıradan hayata özlem duymaya başlamıştım. Bu belki de gizli bir razı olma durumuydu ve sanırım bunu kendime bile itiraf edemiyordum" diyerek cevap veriyor. Ama su yolunu buluyor işte. Deniz çalıştığı bankanın da ona destek olmasıyla filmler çekiyor. Ve bu filmler festival festival dolaşıyor. Peki ya annesini oynatması? Deniz "Sinemacı olmak herkes için zordur. İlk filmimi çekerken doğal olarak yakın çevremden destek alarak yola çıktım. Annem de bana destek olmak için filmde oynadı. Filmden önce 30 saniyelik bir deneme çekimi gerçekleştirdim ve annemin yapabileceğini hemen anladım. Hayatta tanıdığım sezgileri en güçlü insan annem. Ve şunu söyleyebilirim annem dahil bütün oyuncuların performansından memnundum." Ev hanımı olan Şengül Deniz Muğla'da sade bir yaşam süren bir kadın. Bütün anneler gibi o da hayatta evladının mutlu ve sağlıklı olmasını istiyor. "Oğlunuz sizi nasıl ikna etti?" diye kendisine sorunca "Mustafa film çekmeyi çok istiyordu. Hayaliydi. Ben de o mutlu olsun diye yardımcı olmak için oynadım filmlerinde" diyerek biraz da annelik içgüdüsüyle oğlunun filmlerinde rol aldığını anlatıyor.
HEYECANINA ORTAK OLUYORUM
"Evlat için her şey yapılır oğlum. Yoksa oyunculuk yapmak nereden aklıma gelsin" diyen Şengül Hanım "Çekimler sırasında bu işten keyif aldım. Çünkü oğlumu heyecanlı görmek beni mutlu ediyordu. Ama çok titiz çalışıyor onu da söyleyeyim" diyor. Oğlunun çektiği filmleri izledikten sonra "Kendimi görünce biraz garip geldi. Ama bu süreçte bir sürü kısa film de izledim. Bence Kış Bahçesi iyi bir film" diyor. Şengül Hanım, oğlunun filmleri festival festival dolaştıkça mutlu olduğunu söylüyor: "Dünyanın her yerinden övgüler alacağı hiç aklıma gelmezdi. İnşallah devamı gelir." Mustafa Deniz de işin devamını getirmeye niyetli. İlk uzun metraj filminin hazırlıklarına başlamış. Yine annesini başrolde oynatır mı şimdilik bu biraz muamma…
CEYLAN'IN SİNEMA MACERASI BANA YOL GÖSTERMİŞ OLABİLİR
Mustafa Deniz, bankacı olsa da sinemayı yakından takip ediyor. Sevdiği yönetmenlerin biyografilerine kadar okuyup üzerine düşünmüş. Türkiye'den Nuri Bilge Ceylan'ı çok sevdiğini söylüyor. Ceylan'ın da ilk kısa filminde annesi ve babasını oynattığını hatırlatıyorum. Deniz "Belki onun sinema macerası bana model olmuş olabilir. Ama ben biraz da şartlar nedeniyle annemle çalıştım. Fakat amatör oyuncuların, kendi hayat tecrübelerine uygun rollerde bir duyguyu ifade etme noktasında çok iyi performanslar verdiği hep söylenegelir. Galiba bu durumun haklılık payı var" diyor.