Ülkemizde başta Suriyeliler olmak üzere, göçmenlerin devlete ve topluma yük olduklarına dair yaygın bir kanaat vardır. Ancak Uluslararası Göç ve Mülteci Derneği'nin (IMRA) kısa bir süre önce yayımladığı İstanbul Göçmen Girişimci Araştırması bu yaygın kanaatin doğru olmadığını, aksine belirli alanlarda göçmen girişimcilerin hem ekonomik hem de toplumsal anlamda katkı sağladıklarını gösteriyor. Göçmen girişimciler kendi ülkelerinden Türkiye'ye sermaye, girişim kültürü, girişimcilik ekosistemi içerisinde çeşitlilik sağlayarak belirli bir deneyim aktarımı sağlıyor. Yani göçmenler Türkiye'de istihdam imkânı sağlıyor ve ekonomik değer üretiyorlar.
Araştırmayı incelediğimde İstanbul'un farklı ilçelerinde toplam 346 işletme ile yüz yüze görüşüldüğünü ve girişimcilerin 47'sinin kadın olduğunu gördüm. Bu oldukça önemli bir bilgiydi. Çünkü kendi ülkemizde bile bir kadın olarak girişimci olma konusunda defalarca düşünürüz. Bu kolay bir karar olmaz. Arkamızda destek ararız.
Savaştan çıkıp, tanımadıkları bir ülkeye gelip tutunmaya çalışırken, üstelik dil de bilmezken bir girişime cesaret eden kadınlar bana oldukça cesur geldi. Ve bu kadınları bulup hikâyelerini dinlemek istedim.
İşte bu haberde üç cesur kadın size kendilerinden bahsedecek. İstanbul'a nasıl geldiklerinden, dönüp bir kez daha bakamadıkları vatanlarında edindikleri yeteneklerini burada nasıl girişime çevirdiklerinden ve bir kadının hem çocuklarına bakıp hem evlerini çekip çevirip hem de bir iş yeri kurarak nasıl istihdam sağlayabildiğinden… İşte o üç cesur, göçmen girişimci kadın…
ABİR ALLUŞ/TEKSTİL ATÖLYESİ VAR
Pes etmek gibi bir lüksümüz yoktu
Sekiz yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Üç kızım var. Bir tekstil atölyesi kurdum burada. Çünkü dikiş dikmeyi çok seviyordum ve kıyafet tasarlayabiliyordum. Tüm bunları da Suriye'de kayınvalidemden öğrendim. Bu atölyede firmalara toptan kıyafet dikiyoruz. Ama aynı zamanda özellikle abiye kıyafetler dikiyoruz. Kendi tasarladığımız modeller de var. Tesettür elbiselere çok talep var. Kişiye özel de dikip satıyoruz. Yanımda üç kişi çalışıyordu. Ama pandemi dolayısıyla şu an evlerindeler. Çok şükür, işlerimiz iyi. Türkler bize iş veriyorlar.
Suriye'de her şeyimiz vardı ama bırakıp gelmek durumunda kaldık. Çünkü çocuklarımızın geleceğini düşünmek zorundaydık. Pes etmek gibi bir lüksümüz yoktu. Eşimle birlikte sırt sırta verip mücadele etmeye başladık. Allah bu çabamızı gördü ve şu an burada kurduğumuz bir hayatımız oldu. Bir gün kendi markam olsun istiyorum. Kendi tasarımlarımı üretip satacağım daha büyük bir iş yerim olsun diye gece gündüz çalışıyorum. Amacım kimseye yük olmadan hayallerini gerçekleştirmek.
HİND AKİL/DİL KURSU SAHİBİ
Hayallerimin peşinden koştum
İstanbul'da dil eğitimi veren bir kursumuz ve Suriyelileri bir masada toplamak, fikir alışverişinde bulunmak için gönüllü bir ekibimiz var. Suriye'de çalışmıyordum. Çünkü beş çocuğum vardı ve onlara bakıyordum. Savaş başlayınca ülkemizden çıkarıldık. Bizim için zor günler başladı. Hayalim hep yetim çocuklar ve yardıma muhtaç insanlar için çalışmaktı. Türkiye'ye gelince çocuklarım da artık büyümüş olduğu için bu hayalimin peşinden koştum. Önce Türkiye'de çalışmak, kendini geliştirmek, Türklerle iletişim kurmak isteyen Suriyelilere Türkçeyi öğrenmelerini sağlayacak bir dil merkezi kurduk.
Bir de gönüllü ekibimiz var. Çeşitli organizasyonlar düzenleyerek ihtiyaç sahiplerine yardım ediyoruz. Okul kıyafeti, yemek, barınma, ısınma, yol ücreti gibi ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Suriyeli çocuklar için etkinlikler düzenleyip, sanatsal faaliyetlere katılmalarını ve yeteneklerini ön plana çıkarabilmelerini sağlıyoruz. Çünkü endişe ve talihsizliklerini unutmaları için bir an da olsa onların neşelenmeye ihtiyacı var.
NUR ABURASHED/GÜZELLİK SALONU İŞLETİYOR
Türk kadınlarından çok şey öğrendim
"Savaştan dolayı altı yıl önce eşimle birlikte Suriye'den Türkiye'ye geldik. Bu süreçte burada bir çocuğumuz oldu. Ona Türkçe İnci ismini koyduk. Çünkü kendimizi artık Türk gibi hissediyoruz. Eşim de ticaret yapıyor. Suriye'de dükkanlarımız vardı. Durumumuz çok iyiydi. İstanbul'a geldiğimizde her şeye sıfırdan başladık. Önce ambalaj yapan bir işyerinde çalıştık. İşte bir öğün yemek yiyorduk ve diğer güne kadar başka yiyecek bir şeyimiz yoktu. Çok az para kazanıyorduk. Kayınvalidem ile aynı evde yaşıyorduk. Çok zor günlerdi...
Ben Suriye'de kuaförlük yapıyordum. Eğitimini de almıştım. İstanbul'da da bir güzellik salonunda çalıştım. Çalışırken Türkçe de öğrendim. Türk kadınları ile iletişim kurdum, tarzlarını öğrendim. Sonra kendi güzellik salonumu açmak istedim. Fazla paramız yoktu. Tüm dekorasyon malzemelerini ikinci el olarak aldık. Zamanla müşterilerim çoğaldı. Yaptığım saç modelleri çok beğenildi. Topuzlarım efsane oldu. Müşterilerim benim bir sanatçı gibi saçlarına dokunduğumu söylemeye başladılar. Herkes kendi etrafındaki kadınlara tavsiye etmeye başladı ve müşterilerim çoğaldı. Arap, Suriyeli ve Türk müşterilerim var. Ama ben Türk kadınlarının tarzını çok beğeniyorum. Sizlerden çok şey de öğrendim. Mesela Türk kadınları kendilerini değiştirmemi değil, var olanı ortaya çıkarmamı istiyorlar. Sadelikten hoşlanıyorlar, abartıyı sevmiyorlar.
Türk kadını doğal makyaj yaptırıyor. Ama Suriyeli kadınlar ağır makyaj yaparlar. Tarzınızı çok sevdim ve değişime kendimden başladım. Ben de doğal makyaj yapmaya başladım.
KAZANDIĞIM PARAYI İŞİME HARCIYORUM
İşlerim zamanla açıldı ve şu an iş yerimin dekorasyonunu değiştirdim. Kazandığım parayı yine işime harcıyorum. Yanımda dört kişi çalışıyor. Maaşlarını verip, sigortalarını da ödüyorum. Yeni malzemeler alıyorum. İki aylık kızım da yanımda oluyor. Hem ona bakıyor hem de çalışıyorum. Eve gidip ev işleri ile de ilgileniyorum. Ama biz kadınlar çok güçlüyüz ve pek çok şeyi aynı anda yapabiliyoruz.
Hayallerim de var. Kendi adıma makyaj malzemeleri üretmek ve yurt dışına da satmak istiyorum. Bu hayalimi gerçekleştirebileceğime yürekten inanıyorum. Çünkü biz Suriyeliler aslında kimseye yük olmak istemiyoruz. Hiçbir yardım kurumundan yardım almadık biz. Hiç istemedim. Çalışıp kimseye yük olmadan hayatımızı bugüne getirdik. Amacım Türkiye ekonomisine de elimden geldiği kadar destek olmak. Biz kadınların erkeklerden ne farkı var ki? Üstelik Türkler bize çok iyi davranıyor.