Müzik platformlarının en çok dinlenenler listeleri, dev perdeli sinema salonları, sektörde yeni yeni var olan moda ve kozmetik markaları ve çok daha fazlası... YouTube ve Instagram başta olmak üzere sosyal medyada tanınıp kalabalık kitlelere ulaşan fenomenleri artık bu bahsettiğimiz mecralarda görmeye alıştık. Milyonlarca takipçiye ulaşmış bir YouTuber'ın, influencer'ın kendi markasını kurmasına, sinema filmi çekmesine ya da rap şarkısı çıkarmasına şaşırmıyoruz. Ancak bu durum bizi bir sorgulamaya götürüyor; tüm iletişim kanalları son sürat dijitalleşirken, 'gelecek' bu mecralarda iken acaba dijital dünya da bir noktada doğal sınırlarına mı ulaşıyor? Yoksa tıpkı 1970'lerde türkücü olarak piyasaya çıkıp ardından bir holding imparatoruna dönüşen İbrahim Tatlıses'in hikayesinin 2020'ler versiyonuna mı tanık oluyoruz? Öte yandan bu sistem acaba yeni fenomenler çıkarma konusunda bir çıkmaza mı girdi? Tüm bu soruları meselenin muhataplarına yönelttik. Sosyal medyada üne kavuşup başka iş kollarına yönelen YouTuber'lara dijital dünyada gelecek inşa etmeyi ve başka iş kollarına girmelerinin sebeplerini sorduk.
ALPER RENDE
ELEŞTİRİLERE ANLAM VEREMİYORUM
Alper Rende dijital dünyada Vine uygulamasıyla parlamış bir isim. Vine'ın kapanmasıyla YouTube'a geçen ve kanalında 4 milyon aboneye ulaşan Rende bu mecranın en popüler isimlerinden. Haftada bir YouTube'a içerik üreten Alper Rende 2017'de Çılgın Kolej, 2019'da ise Sar Başa filmleriyle sinema izleyicisiyle buluştu. Yakın zamanda ise İzole şarkısını yayınladı.
Vine döneminden sonra zaten hayalim oyuncu olmaktı. İki sene oyunculuk eğitimi aldım. Birçok reklam filminde oynadım. Ama iyi bir filmde oynamak nasip olmamıştı. YouTube kanalımın bir filmde oynamama vesile olması benim açımdan çok mutlu edici oldu. Hayalimi gerçekleştirdim ve o yüzden çok mutluyum.
YouTuber'ları şarkı yaptıkları için eleştiren bir tayfa var ama ben bunu anlamıyorum, hak da vermiyorum doğrusu. Örneğin birisi YouTube'a video attığı zaman "Orası benim yerim, sen video atamazsın" nasıl diyemiyorsam, bu şarkı yapma durumu için de geçerli olmalı bence. İsteyen dinler isteyen dinlemez. Zaten şarkı güzelse bir şekilde karşılığını buluyor. Eleştirilere anlam veremiyorum o yüzden. Ben de bir şarkı yaptım, esprili bir parçaydı ama ilerleyen dönemde daha fazla şarkı yapmayı düşünüyorum.
Yedi sene önce Vine'a başlamıştım. O günden bugüne dijital dünyanın birçok yerinde deneyimim oldu. İnsan üretmeye devam ettikçe bir şekilde bu platformlardan bir tanesinde yer edinecektir kendisine. Ben de ilerleyen yıllarda belki yeni Influencer'lara destek olurum, belki kamera arkasına geçerim. Ama bir şekilde üretmeye devam edeceğim.
Müzik sektöründe de sinema sektöründe de talep oldukça bence YouTuber ve influencer'ları görmeye devam edeceğiz. Bu noktada da You- Tuber'lar olarak bizim de elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor. Çünkü birçoğumuz geniş kitlelere de hitap ettiğimiz için özgüvenliyiz ve özgüvenli insanların başaramayacağı bir şey olmadığını düşünüyorum.
Hiçbir zaman hayattaki planlarım iki yıl sonra aynı kalmıyor. O yüzden şimdiden gelecek planları çizmek güç fakat bir şekilde eğlence sektörünün içinde olacağımı biliyorum. Fakat hiçbir noktada geleneksel medyada olmayacağım muhtemelen hep dijitalde yer alacağım.
BETÜL ÇAKMAK
HERKES FENOMEN OLMAK İÇİN YANIP TUTUŞUYOR
Betül Çakmak YouTube'un en taze fenomenlerinden... Kanalı henüz daha birinci yılındayken şimdiden abone sayısı 2 milyonu geçti. Keza her yayınladığı video da milyonlarca izlenip 'Trendler' listesine tepeden giriş yapıyor. Şimdilik sosyal medyada keyifli ancak başka mecralara ileride dahil olmaya "Hayır" demiyor.
Eskiden bu kadar çok içerik üreticisi olmadığı için bu işe ilk başlayanlar doğal olarak şu anda çok daha popüler. Şimdi ise herkesin yüzbinlerce takipçisi var, popülasyon genişledi, herkes bir anda çok takipçili oldu. Böyle olunca da aradan sıyrılmak daha da zor.
Çok klişe olacak ama dönemi sıkı takip etmek ve yeniliklere açkı olmak popülariteyi korumak için olmazsa olmaz.
Bence YouTube şu anda bir basamak değil aksine birçok kişinin girmek istediği, olmak için yanıp tutuştuğu bir platform. Artık sadece kurumlar değil kişiler de bir marka haline geldi, ileride nasıl bir dönüşüm yaşanır bilemem ama dijitalin yükselişinin devam edeceği kesin.
Ben henüz YouTube videoları dışında bir şey yapmadım. Oyunculuk, şarkı söylemek gibi... Ama ilerleyen zamanlarda dönemin şartları bunları gerektirirse yapmayı düşünürüm tabii ki...
DUYGU ÖZASLAN
ETKİLEME GÜCÜMÜ BAŞKA ALANLARDA DA KULLANMAK İSTİYORUM
Sosyal medyayı takip etsin etmesin Duygu Özaslan şüphesiz herkesin ismine bir şekilde aşina olduğu birisi. Bu dünyanın en şöhretli ve en magazinel figürlerinden. Makyaj videoları, vlog'lar çekerek başladığı sosyal medya yolculuğunda bugün Instagram'da 1.9 milyon takipçiye YouTube'da ise 1.45 milyon aboneye sahip. Hem kendi markasını yaratıp hem de birçok markayla işbirliğine giren Özaslan, geleceğe dair de yeni planlar peşinde.
Sosyal medya henüz bu kadar büyük ve para kazanılan bir mecra değilken bu alanın yurt dışındaki örnekler gibi gelişebileceğini öngörmek benim en büyük avantajımdı. Çok az ismin arasından sıyrılmak nispeten daha kolaydı ama tabii ki süreklilik ve yenilenmek beni bugüne getirdi.
Birçok marka ilk işbirliklerini ve büyük kampanyalarını benimle gerçekleştirdi. Bu benim yıllar boyu en büyük gurur kaynağım oldu.
Ben başlarken çok başarılı bir YouTuber olmak istiyordum. Sonra Instagram'da da aynı ilgiyi gördüm ve bir anda yeni başlıklara evirildi. Influencer, içerik üreticisi, fenomen, tanınmış kişi... Şimdi ilerisi için başka planlarım var ama halihazırda yaptığım işi bırakmayı düşünmüyorum.
Sosyal medya üzerinden bir kariyer idame ettirebilmek mümkün ancak uzun vadeli bir iş planı yapmak gerekiyor. Yıllık hedefler, belki beş yıllık hedefler belirlenmeli yoksa bu kariyer çok da uzun soluklu olmayabilir. Ben kişisel olarak elimdeki bu etkileme ve satış gücünü ilerde başka alanlarda kullanmak istiyorum.
Son birkaç ayda geleneksel medya tarafından çok fazla gündem oldum, neredeyse her gün magazin programlarına çıktım ve bunlar benim için çok yeni. Ama artık izlemiyor ve okumuyorum, buna da alıştım. Çünkü bir gün hakkımda çıkan bir fotoğrafa bakarken şunu fark ettim. Ben şu anda arkadaşlarımla bir teknede eğleniyorum ve çok mutluyum, onlar ise benim bu fotoğrafımı konuşuyor. Bu benim gözümü açan andı.
KAFALAR
DAHA BÜYÜK KİTLELER İÇİN SOSYAL MEDYANIN ÖTESİ GEREKEBİLİYOR
Atakan Özyurt, Bilal Hancı ve Fatih Yasin'den oluşan Kafalar grubu sosyal medyada kendi kemik kitlesini oluşturmuş başarılı ekiplerden biri. Abone sayıları 7 milyon olmak üzere. Bundan iki yıl önce üçlünün başrolde olduğu Kafalar Karışık filmiyle sinema macerasına da giriş yaptılar. Üstelik bu filmde Metin Akpınar, Erkan Can, Perihan Savaş gibi usta oyuncuların onlara eşlik etmesi ve afişte bu oyuncuların Kafalar ekibinden daha küçük görünmesi epey de tartışmalara yol açtı. Kafalar grubu üyeleri şimdi de bir yandan oyunculuk, şarkıcılık kariyerlerine devam ediyorlar.
Bizler çok eski bir kanal olmanın yanında her yeni içerikte kendini sürekli yenileyen bir kanalız aynı zamanda. Kanalı tamamıyla eğlence maksadıyla açmıştık. İlk gün nasıl eğleniyorsak şu anda da aynı şekilde eğleniyoruz. Değişen tek şey tek başımıza eğleniyorken şu anda bizleri seven milyonlarla eğleniyoruz.
Biz bu sektörde ismimizi YouTube içerik üreticisi olarak tanıttık ve hala o şekilde devam ediyoruz. Bunun yanında farklı bir sektör olan sinema sektörüne de giriş yapma fırsatımız oldu. Biz de bunu en iyi şekilde değerlendirdiğimizi ve güzel bir başarı elde ettiğimizi düşünüyoruz. Ayrıca filmimizde bize eşlik eden usta oyuncularla da çalışma fırsatı bulduğumuz için de kendimizi şanslı hissediyoruz. Eleştiriler yapıcı olduğu sürece biz her zaman açığız. Afiş konusuyla ilgili gerekli açıklamayı usta oyuncu Metin Akpınar da esprili bir dille noktayı koydu diye düşünüyoruz. Kafalar Karışık filminde oynarken kafasının karışık olmadığını vurgulamıştı zira kendisi.
Aslında sosyal medya ve sinema, müzik gibi sektörler birbiriyle bağlantılı. Her birinde amaç insanlara bir içerik sunabilmek. Kafalar Karışık filminde de amaç eğlenmek, eğlendirmek ve bunu daha farklı kitlelere ulaştırabilmekti. Daha büyük kitlelere ulaşabilmek için sosyal medyanın ötesine geçmek bazen gerekebiliyor.
Kafalar'ın farklı ilgi alanları ve yetenekleri var. Bilal'in müzik yeteneği, Fatih'in reklamcılık yeteneği ve Atakan'ın oyunculuk yeteneği var. Üçümüz farklı karakterlere sahibiz ve birleşince Kafalar oluyor.
TİMUR SIRT (SABAH GAZETESİ TEKNOLOJİ YAZARI)
ALGORİTMANIN KÖLELERİ
Geleneksel medyada rutin, çoğu zaman haberciliğin düşmanı olur. Bir süre sonra görmezden gelinen, ezbere iş yapma alışkanlığı öne çıkıyor. Rutini yokmuş gibi görünen dijital yayıncılar algoritma satırlarının rutinine saklanır. Google, Facebook, TikTok gibi platformların algoritmaları dijital yayıncıları köleleştiriyor. Her gün aynı ilgiyi çekecek ve algoritmayı tetikleyecek konu bulma stresi bir süre sonra baş edilemez bir baskıya dönüşüyor. Yeni iş kollarına yöneldiler diyemem ama rutin değiştirmek ve saygınlık görmek istiyorlar. Bunun sebebi her zaman izlenme sayısını yukarıda tutma baskısı. Aslında izlenme oranı yüksekte tutmaya çalışan televizyonculardan çok farkı yok.
DOÇ. DR. NAZLI AYTUNA (GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ
BÜTÜN MESELE 'GÖRÜNÜR' OLMAK
Temelde sosyal medya platformları üzerinden oluşturdukları içerik ile başkalarının davranış ve tutumları üzerinde etki yaratabilen kişileri influencer ya da fenomen olarak adlandırıyoruz. Bu sosyal etki biçimi gücünü 'görünür' olmaktan alır. Sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmalarda görünürlüğün aşinalığa bağlı beğeni oluşturduğuna dair çok sayıda araştırma var. Yani daha çok gördüğümüz kişileri daha çok beğeniyoruz. Beğendiğimiz kişilerden de daha çok etkileniyoruz. Dolayısıyla güçlü bir influencer olmak için mümkün olan her biçimde görünür olmanız önemli. Ne kadar çok görünürseniz etki gücünüz de o oranda artacaktır. Bu görünürlük pazarlamanın sihirli değneğini yaratır.