Herkes single çıkarırken o yine farkını gösterdi ve bir albümle sevenlerinin karşına çıktı. Sony Müzik etiketiyle piyasaya çıkan Hayat adlı albüm vesilesiyle Can'ın kapısını çaldık... Can ilk günkü gibi heyecanlı Hayat için. "Single yaparak 'bakın ben buradayım' deme gereği duymadım. Hedefim dinleyicimi yanıltmamak, oyalamamak. Trend şarkıları yakalarım çünkü ben hayatın ritmine kulak veriyorum, gözlem yapıyorum" diyor. Gencecik bir kızdı onu tanıdığımızda... 37 yıldır sahnelerde... İlk günden beri zirvede desek hiç yanlış olmaz. Hep çok beğenildi hep çok sevildi Sibel Can. Hani sorgusuz sualsiz halkın bağrına bastığı isimler vardır ya, işte onlardan biri o. Yıllar ondan bir şey götürmüyor, zira her geçen yıl güzelliğine güzellik katıyor. Hayatı dinlediğini söylüyor Can ve hassasiyetinin arttığını... Özellikle yaşanan şiddet olaylarının canını çok yaktığını anlatıyor ve soruyor: "Şiddetin bir iyiliğin temelini attığı ne zaman görülmüş?" Konu yeni albümüne geldiğinde tavrı değişiyor elbette.
- Sanat hayatınızın en olgun çağındasınız. Son albümünüzü değerlendirir misiniz? İlk günden bugüne neler değişti?
- Albümümün adı gibi Hayat... Değişimlerin yeniliklerin, tecrübe ve birikimin yıllar içinde farklılık göstermesi, ilerlemesi gibi... Ben de yıllardır hayatın içindeyim. Dolayısı ile bu da işime, sesime, yorumuma tabii ki olumlu yönde katkı sağladı. Ve bu günlere geldim.
- Hayat isimli albümünüzde çok farklı isimlerle çalışmışsınız. Trend şarkıları nasıl yakalıyorsunuz?
- Benim trend şarkıları yakalamamın en önemli nedeni, hayatın ritmine kulak vermem, değişimleri gözlemem. Çıkardığım albümlere bakılırsa, her albüm denk geldiği dönemde kendi içinde klasiklerini çıkardı.
- En zirvedeki isimlerden biri olarak kariyeriniz nasıl devam edecek?
- Sesimle, yorumumla bugüne kadar onlarca albümde yüzlerce şarkıyı seslendirdim. Sesimi yorumumu beğenen, talep eden milyonların hem hafızasına hem gönlüne kazındım. Bundan sonraki hedefim de dinleyicimi yanıltmamak. Oyalamamak. Single'larla "Bakın ben de buradayım" deme gereği duymadan daha nice albümlere imza atmak...
HAYAL KURMAYA DEVAM
- Hayallerine kavuşmuş biri olarak başka hayalleriniz var mı?
- Tüm hayallerime kavuştum diyemem. Zaten insan hayal kurarak büyütür ruhunu. Hedeflerini hayalleri üzerine planlar ve çalışır. Dolayısı ile hep daha iyi hep daha güzel için hayal kurmaya devam edeceğim.
- Hep ilgili ve sevgi dolu bir annesiniz. Çocuklarınızı yetiştirirken en çok neye önem verdiniz?
- Çocuklarımı yetiştirirken sevgim, ilgim, sorumluluğum hep oldu. Ancak kararlarında müdahil olmamaya özen gösterdim. Eğitimleri önem olarak hep ilk sıradaydı. Ben çocuklarımı iyi insan olmaları doğrultusunda yetiştirmeye çalıştım. Örfünü, adetini bilen küçüğünü seven, büyüğüne saygı gösteren çocuklar olması benim için en önemlisiydi. Çok şükür üç çocuğum da saygı ve sevgi çervesinde hayatlarını sürdürüyor. Üç çocuğumla da gurur duyuyorum.
KALBİMİ DİNLERİM
- Hep sorulur ama Melisa'nın, Engincan'ın ve Emir'in sanatçı olmasını ister misiniz?
- Tabii ki olabilir, neden olmasın? Ben her türlü meslek seçimlerinde kararlarına saygı gösteririm. Her zaman olduğu gibi her konuda yapabileceğim her şeyi yaparım. Onların hayatları boyunca yanlarındayım.
- Sizi çok uzun zamandır tanıyan biri olarak, sesinizin yükseldiğini asla duymadım. Sizi ne sinirlendirir?
- Elbette beni de sinirlendiren şeyler olur, olmaz mı? Ama ben sinirlenince sesimi yükseltmeyi sevmem. Benim tarzım bağırıp, çağırmak, ahkam kesmek, akıl vermek, hakaret etmek değildir. Hiçbir zaman olmadı, olamaz. Ben sadece susar ve seyrederim. Olayı kendi içimde değerlendirir, kalbimi dinler kararımı o yönde veririm. Ve bu kalbimi dinlemem, beni bugüne kadar hiç yanıltmadı. Bundan sonra da yanıltmaz umarım.
Küskünlük yaşamın yüklerinden biridir taşımam
- Sanat dünyasında küslükler olur... Sizin küs olduğunuz birileri elbette vardır. Haklı sebeplerden dolayı yaşlar olgunlaştıkça bu isimleri affeder misiniz?
-Sadece sanat dünyasında değil ki... İş dünyası, arkadaşlar, komşular herkes. Hayatın yüklerinden biridir küskünlük. Ben yük sevmiyorum ve bu yük düşünsenize bir de bana rahatsızlık vermiş birisinden kaynaklanıyor. O küskünlüğü taşımam bile. O beni kıranın, yoranın yüküdür, taşımam! O yüzden ben hiç kimseye küskün değilim. Attım üzerimden o yükleri gitti...
- 35 yıldır zirvede olmak insan hayatından neler götürüyor... Artıları eksileri nelerdir?
- 35 yılın beni zirveye taşıdığı ilgi ve sevgi basamakları, işimi severek isteyerek yapmamdan kaynaklı beni hiç yormadı. Her işin zorluğu muhakkak ki var. Ama ben sahne için yaratılmışım. Sahne kendimi en mutlu ve özgür hissettiğim yer. Öyle çok seviyorum ki işimi, hep zorluklarını değil hep güzelliklerini yaşadım ve bunu da seyircime böyle aktardım.
Pandemi döneminde evime stüdyo kurdurdum
- Pandemi dönemin size neleri öğretti üç ay sahnelerden uzaktaydınız?
- Pandemi döneminde herkesin işinden uzak kalması gibi, benim de sahneden uzak kalmam en doğalıydı zaten. Sadece Türkiye için değil, tüm dünyanın gündem önceliği sağlıktı. Bu gündemin içinde olmak hem üzücü hem düşündürücü, hem de yorucu bir durum. Ancak ben bu dönemin de hepimize öğrettikleri olduğunun farkındayım. Sahneye ara vermek, uzak olmaktan öte insan sağlığı benim için daha önemliydi. Ben o dönem sahneden uzaktım ancak müzikten uzak kalamadım. Ve yeni albümünü evimde kurdurduğum stüdyoda tamamlayarak zamanı geçirdim. O dönem işimle uğraşmak psikolojime de iyi geldi. Boşuna demiyorlar müzik ruhun gıdasıdır diye.
Yıllarca Sibel Can kilo aldı kilo verdi diye konuşuldu!
- Kadına şiddet, hayvanlara şiddet bu konularda hayli duyarlı, hassassınız... Bu haberleri gördüğünüzde empati yaptığınız oluyor mu?
- Tabii ki empati yaptığım için bu kadar kızgınlığım. Şiddetin her türlüsü kime neye yapılırsa yapılsın asla kabul edebileceğim birşey değil. Ne zaman görülmüş ki şiddet bir iyiliğin temelini atsın, yetiştirsin, büyütsün, korusun. Şiddet kötülüğün dışa vurulan hali bence. Kınıyorum... Şiddet gösterenlerin kadına, çocuğa, hayvana kıyanların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğine inanıyorum.
- Siz hiç psikoljik şiddet gördünüz mü?
- Eğer üstüme alınırsam tabii ki. Tüm kadınlara yapılan, üstelik kadın bedeni üzerinden yapılan psikolojik şiddete ben de tabiyim, diyebilirim. Kendimi ayıramam ki; hemcinslerimden. Yıllarca Sibel Can kilo aldı, kilo verdi! Sanki bunu yazanlar, bunu diyenler kilo almadı, kilo vermedi... Ancak enteresan olan kadınların kadınlara, erkeklerin kadınlara bedeni üzerinden uyguladığı psikolojik şiddeti, nedense kadınlar erkeklere uygulamıyor! Düşünsenize, herkes karşısındakine şekilci yaklaşsa ve aklından geçeni yüzüne söylese, şu anki maruz kalınan psikolojik şiddeti ne boyutta yaşarız... Ancak inanıyorum ki, hâlâ bizi erkeklere psikolojik şiddet uygulama konusunda engelleyenin çok güzel, doğru örf ve adetlerimizin olması. Ben aynı hassasiyeti erkeklerden de bekliyorum.
Tek sırrım hayatı sevmek
- Sizi en çok ne mutlu eder?
- Beni en çok işim mutlu eder. Çocuklarım, arkadaşlarım, dostlarım mutlu eder, sağlığımın iyi olması beni mutlu eder. Şarkılarımı dinleyen, beni alkışlarıyla onore eden dinleyicilerim mutlu eder.
- Yıllar geçiyor ama size dokunmuyor. Her seferinde biraz daha güzel bir kadın karşımıza çıkıyor... Sırrınız nedir?
- Sırrım yok. Sadece her günün yeni bir başlangıç, yepyeni güzelliklere açık bir pencere olduğunu düşünür, o günün hakkını vererek günü bitirmeye çalışırım. Tüm sırrım, eğer sır derseniz hayatı sevmek.