Fethi Peygamber Efendimiz'in hadisi ile müjdelenen, fetheden komutanın ve ordunun hadisle övüldüğü şehir İstanbul. O güzel komutan Fatih Sultan Mehmet, bu fethin sembolü olarak Ayasofya'ya gelmiş ve burada şükür namazı kılarak, Ayasofya'nın artık cami olduğunu ilan etmişti.
Ayasofya o kadar büyük bir nişaneydi ki, Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya Vakfiyesinde buranın ilelebet cami olarak kalmasını vasiyet etmişti. 86 yıldır müze olarak kullanılan Ayasofya, uzun bir özlemden sonra tekrar camiye dönüştürüldü.
Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi'ne kimlerin imam olarak atanacağı da heyecanla bekleniyordu. Hem tarihi hem de dini olarak anlamı büyük olan Ayasofya Camii'ne alanında en iyi isimler atandı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı hocalarından Kurra Hafız Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, İstanbul Yeni Camii İmam Hatibi Kurra Hafız Ferruh Muştuer ve İstanbul Fatih Camii İmam Hatibi Kurra Hafız Bünyamin Topçuoğlu.
Biz de 86 yıllık hasretten sonra Ayasofya Camii'ne atanan bu üç isimle bir araya geldik. Hem bu göreve nail olmanın onlar için ne anlama geldiğini hem de Ayasofya Camii'nde bir haftalık imamlık tecrübelerini konuştuk.
- İstanbul'u fethetme şerefi Fatih Sultan Mehmet'e nasip oldu. Ayasofya'da bir nevi bu fetihin sembolüdür. Böyle bir hadisi olan bir şehrin simgesine imam olmak, nasıl bir his, nasıl bir sorumluluk?
- Mehmet Boynukalın: İstanbul Peygamber Efendimiz'in fethini müjdelediği bir şehir hem de burası o fethin sembolü. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde Ayasofya'ya geliyor ve iki rekât namaz kılıp buranın cami olduğunu ilan ediyor. Hem de Hıristiyanlara sizlerin can ve mal güvenliğiniz bizim teminatımız altındadır diye konuşma yapıyor. O fethin en önemli sembolü Ayasofya. Bir diğer husus 86 yıldan sonra burada imamlık yapacak ilk kişiler olmamız çok büyük bir mutluluk, şeref ve onur. Duyunca Rabbimize şükrettik, bizi bu vazifeye layık gören büyüklerimize şükranlarımızı arz ettik. Herkesin duasını bekliyoruz. İnşallah Rabbimiz yüz akı ile çıkmamızı nasip eder.
ALLAH'IN BİZE İKRAMI
- Bir profesörün imam olarak atanması bir ilk mi?
- M.B: Osmanlı'da Ayasofya Cami'ne ayrı bir değer atfediliyor. Sultanlar burada kılıç kuşanıp tahta çıkıyorlar. Hem gücün hem de dinin, halifeliğin sembolü. Dolayısıyla o dönemin üniversitesi sayılan medreselerde ders veren şahsiyetler burada görev yapıyor. Alanında en iyi hafızların, âlimlerin burada imamlık, hatiplik yaptıklarını görüyoruz. Vakfiyesi'nde de Fatih Sultan Mehmet buna işaret ediyor. Bizlerinde bu geleneği devam ettirecek olmamız çok büyük haz veriyor.
- Hepiniz alanının en iyilerisiniz. Bir profesör, Yeni Camii ve Fatih Camii'nin imam hatibi ve Kuran-ı Kerim okuma yarışmasında dünya birinciliği... Bir nevi Diyanet'in yıldızlar takımız sayılırsınız... Bu bir Osmanlı geleneğinin devamı mı?
- M.B: Burada iki husus var. Birincisi kaderi ilahi. Allahutaala'nın yazmış olduğu yazıdır. En büyük hamdimiz Rabbimizedir. İkincisi bugünkü büyüklerimizin bizi bu göreve layık görmesi. Bu da ayrıca bir gurur vesilesi. Hepimiz gayretleri, emekleri, ödülleri olan insanlarız. İlmi, dini ve Kuran okuma konusunda gelen cemaatin memnuniyeti düşünülerek seçilmiş bir ekip.
- Bünyamin Topçuoğlu: Bütün din görevlisi arkadaşlarımızın vekâleti ile buradayız. Bu da takdiri hüdadır. Rabbimizin bize bir ikramı, ihsanıdır.
- Ayasofya sadece cami değil aynı zamanda külliye de... Yani bir ilim ve sanat merkezi. Bu günümüzde de devam edecek mi?
- M.B: Şu an her şeyin başındayız. Henüz cami olmanın coşkusunu yaşıyoruz. Eski medrese geleneğini de burada devam ettirmeye çalışacağız. Medresenin ihya edilmesi de bizim arzu ve dualarımızdan birisi. Orada verilen bilgilerin milletimize aktarılması, ilmi araştırmalar yapılması, hem yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilere pek çok dilde bu araştırmaların tanıtılmasını yapmayı planlıyoruz. Zamanla daha kurumsal hale gelecektir.
- Şu an Ayasofya Camii'nin bir haftalık imamısınız. Bu bir haftayı bize nasıl özetlersiniz?
- M.B: Nasıl geçtiğini anlayamadık bile, çok hızlıydı. Hayal âleminde yaşadığımızı sanıyoruz hâlâ, böyle bir vazife ayaklarımızı yerden kesti adeta. Burada namaz kıldırırken tüylerim diken diken oldu. Fatih Sultan Mehmet'in hatırasını yaşadık adeta. Fatih şükür namazı kılmış, sembolik olarak kubbeye ok atmış, ilk ezanı okuyup, ilk hutbeyi kendisi vermiş. Çok büyük hatıralar var burada. Büyük bir ruhaniyet ve nuraniyet var. İnşallah bütün İslam alemi bundan feyz alır. Biz de buna vesile olan neferler oluruz.
İNGİLİZCE HUTBE OKUNACAK
- Mihraptan cemaati analiz eder misiniz? Nasıl bir cemaatle karşılaştınız?
- Ferruh Muştuer: Çok coşkulu ve genç bir cemaat var. Bu milletin 86 yıllık bir rüyasıydı. Şu mihrapta namaz kılarken ayaklarımız titredi. Elhamdülillah baktık ki gerçeği yaşıyoruz. Eleştirilerden, sığ düşüncelerden, anlamsız tartışmalardan inşallah sıyrılır da, asli hüviyetine kavuşur Ayasofya. Gençlerine eğitim verildiği, yaşlıların merhamet gördüğü bir yer haline gelir. Efendimiz Kabe'yi tavaf ederken "Vallahi sen çok güzelsin
mükerremsin ama ademoğlu senden daha mükerrem bir varlık" demiştir. Ayasofya da çok mükerrem ama buraya gelen insan daha da mükerrem daha mükemmel. Ayasofya cemaatiyle güzel oldu. Gençleri, yaşlıları, kadınları ve çocuklarıyla cıvıl cıvıl oldu.
- Bünyamin Topçuoğlu: Açıldığı ilk sabah buraya girdiğimizde manevi havasının nasıl çarptığını, bizi nasıl etkilediğini anlatamam. Rüya âleminde gibiyiz. Hatta eşime "Sen söyler misin bu gerçek mi, benim vazifem nedir?" diye soruyorum hâlâ. Eşim de "Sen Ayasofya Camii'nin imam hatibisin" diyor.
- Safları sıklaştırmak pandemi nedeniyle tarih oldu. Şimdi safları açın mı diyorsunuz?
- F.M: İnsanlarımız da alışkın ve bilinçli artık. Halıların üzerindeki işaretlere dikkat ediyorlar ve belirli sayıda insanın girmesine dikkat ediliyor.
- Şu an Türkiye'de ve dünyada gündem Ayasofya. Google'da en çok arananlar arasında. Tam da böyle bir merak oluşmuşken Ayasofya Camii'nin imamları olarak yerli ve yabancı turistleri nasıl bilgilendiriyorsunuz?
- M.B: Bir planımız var. Ancak teknik anlamda nasıl ilerleyeceği henüz netleşmedi. Yabancı diller de kullanılacak burada. Hutbemizin İngilizce'ye çevrilmesi gibi bir hedefimiz var. Bu da bir ilk olacak.
BURADA DUALAR GERİ ÇEVRİLMEZ
Bünyamin Topçuoğlu, Ayasofya ile ilgili duasının kabul olduğunu söylüyor: "2015 yılının Kadir Gecesi'nde burada bir program yapıldı. O zaman müzeydi. Ben de Kuran-ı Kerim okudum canlı yayında. Sonra bir boşluk buldum ve minbere çıktım. Cübbem ve sarığım üzerimdeydi. Bir hatıra fotoğrafı çektirdim ve o anda gönlümden 'Acaba bir gün burada hutbe okumak nasip olur mu?' diye geçirdim. Belki de o an duam kabul oldu."
86 YILLIK HASRET
Bünyamin Topçuoğlu 86 yaşında vefat eden halası ile ilgili anısını şöyle anlatıyor: "Geçen hafta halam 86 yaşında vefat etti. Halamın dünyaya geldiği gün burası kapatılmış, halamın vefat ettiği gün de açıldı. Çok enteresandır. 86 yıl boyunca halam burayı göremedi. Bize nasip oldu. Şu an buraya gelen, alnını secdeye koyan insanların çok bahtiyar olduğunu düşünüyorum. Buranın tekrar cami olması için uğraşan ama hayatta olmayanlara Allah rahmet eylesin. Onların çabaları, büyüklerimizin gayreti ve ümmetin duasıyla açıldı ve bu bize nasip oldu"
BAYRAM ZİYARETİNE BOSNA HERSEK'TEN 15 OTOBÜS GELİYOR
Ferruh Muştuer, Allah'ın mabedine biletle girilmez diyor ve devam ediyor: "Buraya bilet alıp girerken benim içim parçalanırdı. Allah'ın mabedi neden böyle? Şimdi ise Bosna Hersek'ten bayram ziyaretine 15 otobüs geliyor. Bu böyle devam edecek, biletle değil abdestle girecek. Müslüman olmayan da abdestsiz girecek ama insan olduğu için o da temizdir zaten. Herkes göğsünü gere gere gelip Ayasofya'yı ziyaret edecek. Yabancılar için de önemli bir mabet."