M.Ö 7. yüzyılda Antik Yunan'da veba salgını ortalığı kırıp geçirirken lirik şair Thaletas, ilahi okunmasını önermişti. Bach, dinleyene huzur veren Cantata N0:25'i yazdığında 100 bin kişinin yaşamını yitirdiği Büyük Marsilya Vebası'nın üzerinden sadece bir yıl geçmişti. İrlanda'da kıtlık yaşandığında da milyonlar teselliyi halk şarkıları söylemekte bulmuştu. Birinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'da birlikte şarkı söylemek, müzikhollere gitmek ve nota kağıdı almak çok ama çok popülerdi. İkinci Dünya Savaşı'nda popüler müziğin insanlar üzerindeki olumlu etkisini gören ABD Silahlı Kuvvetleri, dönemin ünlü plak şirketleri ile anlaşıp özel plaklar hazırlatmış ve bu plakları denizaşırı bölgelerdeki birliklere gemiyle ulaştırmıştı. ABD, 1929'da başlayan ve etkisini bir sonraki yıl daha da ağır hissettiren Büyük Buhran'ı yaşarken Harold Arlen ve Ted Koelher neşeli bir pop şarkısı yazıp dinleyicileri mutlu olmaya, bütün sorunlarını unutmaya ve bütün endişelerden arınmaya davet etmişti. Get Happy o dönemin en büyük hitlerinden biri oldu hatta ve Frank Sinatra ve Ella Fitzgerald gibi isimler tarafından da cover'landı. Görüldüğü gibi ortam karışınca müzikte tempo yükseliyor. İçinde bulundukları ruh halinin aksine insanlar hüzünlü değil, mutluluk veren müzikleri dinlemeye meyilli oluyorlar.
BPM DÜŞÜYOR ÇIKIYOR
Şimdilerde tüm dünya Covid- 19 salgını ve bu salgının neden olduğu belirsizliğin kıskancında. Türkiye salgınla mücadelede önemli aşamalar kaydetti ama hâlâ birçok ülkede tehlike geçmiş değil. Ama önce bu beklenmedik salgından önceki döneme bakalım. Birkaç yıl öncesinde Ariana Grande ve Billie Eilish gibi isimlerin zirvesinde yer aldığı pop müziğin giderek yavaşladığını görüyoruz. Sözler de daha karanlık. Yalnızlıktan, korkudan ve endişelerden bahsediyor. Hatta 2017 yılında Kaliforniya'da yaşayan bir matematikçi, kızının dinlediği şarkılardaki negatifliği fark edince önce ufak çaplı bir şok yaşıyor ardından da bir araştırmaya girişiyor. Ekibiyle birlikte İngiltere'de 1985 ile 2015 yılları arasında yayınlanmış 500 bin şarkıyı inceliyor. Ve inceleme sonunda şarkılarda mutluluğun azaldığını hüznün arttığını görüyor. O dönemdeki yüksek tempolu şarkılarda da durum farklı değil. Sözler umutsuzluğa düşürse de insanlar yine de her şeyi unutup dans etme eğiliminde. Sonraki dönemde de bu eğilimin örnekleri sürüyor. Rihanna'nın We Found Love ve Dua Lipa'nın New Rules şarkısı gibi...
UMUTSUZLUKTAN KAÇIŞ YOLU
Ama 2017'ye gelindiğinde tempo yeniden yavaşlıyor, 2009'da şarkıların bpm'i (dakika başı vuruş sayısı) 124 iken 2017'de hit şarkıların ortalama bpm'i 104'e düşüyor. Taa ki 2020'ye gelinene kadar. İnsanların karantinaya girip sosyal mesafeyle yaşamayı öğrendiği bu dönemde tarih yeniden tekerrür ediyor. Şimdilerde listeler yine dans pistlerine davet eden pop şarkılarıyla dolmaya başladı. Harry Styles'ın Watermelon Sugar'ı, Dua Lipa'nın Physical'ı... Zeynep Bastık'ın Her Mevsim Yazım, Arem Özgüç-Arman Aydın ikilisinin Buray, Feride Hilal Akın ve Köksvl işbirliği ile yayınladığı Rampapam'ı ve Ece Seçkin'in Acayip İyi'si... Lady Gaga bile kariyerinin en enerjik albümü Chromatica'yı bu yıl yayınladı. Zaten yapılan araştırmalar da son dönemdeki pop şarkılarının sözleriyle mutluluk vermekle kalmayıp tempolarının da hızlandığını gösteriyor. Bu yılın çok satan 20 şarkısının temposu ortalama 122 bpm. Bu 2009 yılından beri kaydedilen en yüksek sınır. Üstelik tüm bunlar gece kulüplerinin kısıtlı olarak açıldığı, festivallerin ve konserlerin sosyal mesafeli bir şekilde gerçekleştiği bir dönemde yaşanıyor. Peki bu durumu müzik endüstrisi nasıl yorumluyor?
Beyonce, Little Mix gibi isimlerle de çalışan pop yıldızı Raye, Independent'a yaşadığı şaşkınlığı şu sözlerle dile getiriyor "Listelerdeki ilk 20 şarkıya baktığımda dünyanın bir kriz ortamında olduğuna inanmakta zorlanıyorum. Dönemin ruhunu düşününce daha politik ve duygusal parçaların ilgi görmesi beklenir ama tam tersi yaşanıyor. Tempo, sürat ve kaçış. Müzik sizi şu an olup biten gerçeklerden uzaklaştırıyor ve daha pozitif ve neşeli bir başka yere taşıyor." Nörologlara göre pop müzik dinlemek beyinde insana kendini iyi hissettiren kimyasal dopaminin salgılanmasına neden oluyor. Müzik psikologlarına göre ise insanların birbirleriyle bağ kurma algısını yükseltiyor. Bu dönemde müzik paylaşım platformlarında da dinleyicilerin enerji ve umut veren pop şarkılarına yöneldiği açıkça görülüyor. Dünya yerinden oynasa da pop müzik şarkıları dinleyene mutluluk vermeyi başarıyor. Bu sadece bir kaçış da değil. Birçok müziksever için hayatı farklı bir şekilde hayal etmenin bir yolu.
BERABER İYİLEŞECEĞİZ
Future Nostalgia albümünü karantina döneminde yayınlayan Dua Lipa o dönem bu kararı vermesinde nelerin etkili olduğunu şöyle anlatıyordu: "Eğlenceli bir albüm yapmak istedim. Dinlerken beni dans ettiren, bana kendimi iyi hissettiren bir albüm. Belki de tam da bu nedenle albümü şu an çıkarmalıydım. Doğru zaman geldiğinde, hep beraber iyileştiğimizde, tekrar kutlamalar yaptığımızda bıraktığım yerden tekrar başlayacağımı umuyorum. Ama o zamana kadar insanları dışarıda olup bitenden bir dakikalığına bile olsa uzaklaştırmak, onlara mutluluk ve eğlenceli anlar yaşatmak istiyorum."