Plajların ve mekanların açılmasıyla birlikte Çeşme özlenen günlerine geri döndü. Mesafeli sosyallik gündüz plajlarda başlıyor, gece restoranlarda ve gece kulüplerinde devam ediyor. Dört gün dört gece Türkiye'nin gözde tatil beldesini gezdik, eğlencenin haritasını çıkardık
Cura Balık'ta gün batımı
Çeşme'de gün batımı insanı dinlendirir. Korona yorgunluğuna daha iyi bir reçete düşünemiyorum. Bu yüzden en güzel gün batımını, kumların üstünde, deniz iki adım ötemde, nefis bir balık masasında taçlandırmak için Şifne'deki Cura Balık'taydım. Mekan dolu. Ama masalar eskisi kadar birbirine yakın değil. Masalarda tek kullanımlık menüler, sizin için özel paketlemiş tabak ve servisler var. Fiyatlarda fahiş bir değişiklik yok.
Fonda Türkçe şarkılarla Esnaf
Biraz da Alaçatı gecelerine akalım. İlk durak Esnaf. Bakalım gece hayatında her şey normal mi? Mekanlarda maskesiz oturuluyor ama Alaçatı sokaklarında maskesiz gezmek yasak. Sokağın dört bir yanına bununla ilgili uyarı tabelaları asılmış. Sokakta görmeye alışık olduğumuz gibi çılgın bir kalabalık yok. Herkes maskesini takmış, dar sokaklarda olabildiğince birbirine temas etmeden geziyor. Esnaf'ın kapısında maskeli, ateş ölçerli personel bizi karşılıyor. 320 masa kapasiteli mekan, 160 masaya indirilmiş. İnsanın içi rahat ediyor haliyle. Çünkü eski Esnaf'ı, her masanın dip dibe olduğunu hatırlayacak olursak, o samimiyette olmak hiç de akıl kârı gelmiyor bu durumda. Ama şimdi gönül rahatlığıyla yemeğimizi yiyerek eğlenebiliriz. Fonda Türkçe müzikler yükselirken biz harika mezelerin tadına varıyoruz. Bu sırada Esnaf'ın yöneticisi Feyzan Cihan'la sohbet ediyorum. Restoranların açılma izni çıktıktan iki hafta sonra hem İstanbul, hem de Alaçatı'daki Esnaf'ı açtıklarını ama, talepler doğrultusunda sadece Alaçatı'yı açık tutmaya karar verdiklerini söylüyor. Şöyle bir tespiti var Cihan'ın: "İstanbul'da bunalan kesimin, orada gece dışarı çıkmaktansa, dört saatte Çeşme'ye gelip, burada hafta sonunu geçirip, dışarı çıkmayı tercih ettiğini fark ettik" diyor. Alaçatı'da işletmecinin bu yaza dair psikolojisini şöyle özetliyor Feyzan Cihan, "Böyle bir süreçte bir tane bile personel işten çıkarmıyorsam, sezonun en kâr eden işletmesiyimdir!"
Turkuvaz denizi, happy hour'u özleyenler Beach of Momo'ya
Tatile ufak ufak ısınmaya başladığımıza göre, bir plaj deneyimi şart! Çeşme deyince akla, elbette gün batımı partileriyle meşhur plajlar geliyor. Bunların son dönemde en popüleri tartışmasız Beach of Momo. Daylan'daki plaj ilk durağım. Salı ve sakin bir gün. Tek kullanımlık kılıflı havlular, mesafesi ayarlanmış şezlonglar, masalarda dezenfektanlar, maskeli, siperlikli personel ve insanı dinlendiren turkuvaz rengi deniz... Momo'da güvenli sulardayız. Beach of Momo'nun sahibi Burak Beşer'la sohbet ediyorum, "Genelge yayınlandıktan 10 gün sonra açtık. Rezervasyon talebine ve gruplara göre, şezlong aralarını akşamdan bir buçuk metre olacak şekilde ayarlıyoruz. Kapasitemiz yüzde 50 düştü haliyle. Önceden bir grup geldiğinde, üç şezlong iki minder veriyorduk, 10 kişi alıyorduk oraya. Artık böyle değil! İnsanlar özlemiş yazı, gezmeyi, müziği, hizmet edilmeyi... Bodrum yabancı turiste daha yönelik bir yer. Çeşme'de insanlar evinden çıkıp denize gitmek zorunda, Bodrum'da evlerin, sitelerin, otellerin kendi plajları var. Buranın hareketliliğinin sebebi bence bu. Pandemi tadımı kaçırmadı açıkçası, çünkü bir koşula bağlı olarak mutlu olan biri değilim. En sakin günümüz bugün, yine de bu kadar insan var, hiç olmamasından iyidir. Girişte Ayşe Boyner Faraway'i açtı, Vakkoroma'mız var, Les Benjamin pop up'ını açıyor, Caroline Koç Haremlique açtı, haftasonu Allen Husley sahnede olacak. Marka olarak hareketleniyoruz yaz için."
Canlı müzik Meftun'dan sorulur
Alaçatı ve canlı müzik denince akla elbette Meftun geliyor. Mert Davran'ın sahne aldığı Meftun'da, bir yandan keyifle yemek yerken diğer yandan Türkçe müziğin tadını çıkarabilirsiniz. Mert Davran, konuklarına korona depresyonunu atlatmalarında epey yardımcı olacağa benziyor. Mekandan eğlenmeden ayrılmak yok! Sıcak yaz günlerinde ferah bir deniz havasının ardından muhteşem bir müzik performansı eşliğinde birbirinden lezzetli meze ve yemek çeşitleriyle keyifli bir akşam geçirmeyi kim istemez... Mekanın işletmecisi Memo Davran ile sohbet ediyorum. "Pandemi öncesi farklı bir yerde olacaktık. Orası açılmadı, bu mekan eski yerimiz, teklif gelince ve canlı müziği de geceyarısına kadar yapabileceğimizi öğrenince, 'Neden olmasın?' dedik. Maşallah gayet iyi gidiyor. Bu gelen talebe şaşırmıyorum çünkü insanlar çok bunaldılar. Ama bilinçli davranmamız gerekiyor. Ülke olarak çok iyi önlemler aldık, kolluk kuvvetleri çok sıkı denetliyor, gelen konuklar da bilinçli, böyle devam etmeliyiz. Eğlenceğiz ama kontrolü elden bırakmadan. Hiçbir ülkede bizim kadar dikkat ettiklerini sanmıyorum. Biz geceyarısı kapatmaya da alıştık. İnsanlar eskiden daha geç gelirdi, şimdi daha erken geliyorlar, erken gelince eğlenceye de doyuyorlar. Gece çok uzamayınca gündüz için de enerji kalıyor. Daha geç saatlere uzatılır mı sınırlama bilmiyorum ama buna da şükür! Çalışan çok insan var sektörde, bu bizim için umut ışığı... Biz gece 24:00'e kadar olsa da razıyız. Çok da mekan açamadı aslında. Daha önceden burada olan insanlar cesaret edip açabildi mekanlarını. İzmir burayı çok besliyor."
Limon'da lezzet şöleni
Bu kez mutfağın, harikalar yaratan şef Eyüp Gül'e emanet edildiği Limon'dayız. Tam bir lezzet şöleninin ortasına düştük. Fonda Türkçe müzik ama dozunda, ortam şık, müşteriler keyifli... Limon'dan söz ederken önce yemeklerini anlatmak gerekiyor. Eyüp Gül'ün yeşil karidesli tempurası ise özel bir ilgiyi hak ediyor. Bebek enginar, edamame başlangıç için favorimdi... Ve dana yanak... Daha ne olsun... Yeme-içme meraklıları Alaçatı'da Limon olmazsa olmaz! Ama mutlaka aç gidin! Gelelim müziğe, Türkçe müzik dozunda olunca çok güzel geliyor. En azından bana. Limon bu anlamda en favori yerimdi. Limon Köyiçi'nin ortaklarından Yasin Becek, bu sezona umutlu başlamadıklarını ama talep karşısında şaşırdıklarını anlatıyor, "Personelle sezon başında bir konuşma yaptık, 'Siz kazanın bu yaz, bizim kar derdimiz yok' dedik. Kendimizi kurtarma derdiyle yola çıkmadık ama çok şükür önümüzdeki dört gün boş masa yok mekanda. 46 kalemle başladığmız mönüyü bile 80 kaleme çıkardık."
Bir de bunlar var!
Popüler plajlarda durum birbirinin benzeri. Ilıca Plajı'nda ise estetik olarak çok ideal görünmese de tahta çubuklarla paravanlar oluşturulmuş. Son beş ayın en hit aksesuvarı açılır kapanır şezlongunu kapan plaja gelmiş.
Boop Alaçatı'da kokteyl tatmadan olmaz. Biz de bu adeti bozmuyoruz. Mekan havadar, tatlı...
Sağlıklı kahvaltı için Bomdia'ya, klasik serpme kahvaltı için Zeytinaltı'na uğrayın.
Fly-Inn'de deniz bir harika. Bir gününüzü burada geçirebilirsiniz.
Köşe Kahve'de bir keyif kahvesi olmazsa olmaz.
Alaçatı'nın dar sokaklarında (topuklu giymeden) gezin, tasarım takılar, şapkalar, bu seneye özgü maskeler alın. Kumru ve dondurma yiyin!
Sörf... Hiçbir şey için geç değil, belki bu yazı sörf öğrenerek geçirebilirsiniz.
Reisdere'deki Horasan'da balık, Kolbranos'ta pizza keyfi yapın.
Hacımemiş Hammam'da takılın.
Alaçatı'dan, Zehra'dan Cennetten Çiçek ve Zeynep Bastık'tan Uslanmıyor Bu şarkısını duymadan dönmek mümkün değil.
Plage Isolee, bu yazın en çok rağbet gören yerlerinden. Ünlüler burada!