Korona hepimizi eve kapattı. Kimi mutfağa vurdu kendini... Ekmekler, poğaçalar, envai çeşit yemekler... Pandeminin bende ortaya çıkardığı eğilim farklı oldu. Kendimi eski eşyaların, antikaların, mezatların ortasında buldum... Instagram'da yapılan mezatlardan bahsediyorum. En büyüğünden en küçüğüne birçok antikacı online mezat yapmaya başladı. Ve hayatında antikacı dükkanının kapısından girmemiş birçok kişi bu mezatların müptelası oldu. Sektörün güvenilir kurumlarından Antik Center kurucusu Cengiz Haliloğlu da bu tür mezatlar düzenledi. Fakat Cengiz Bey farklı bir noktaya dikkat çekiyor: "Sizler evinizin konforlu ortamında iyi vakit geçirip, çok güzel objeler aldınız. Fakat esnaf bu mezatları mecburiyetten yaptı. Üç aydır siftahı olmayanlar bu mezatlar sayesinde kiralarını ödedi. Fakat sattıkları malları yerine koyacak kadar para kazanmadı" diyor. Madalyonun diğer yüzü çok parlak değil anlaşılan. Fakat biz çiçeği burnunda mezatseverler durumdan çok memnun. Düşünsenize 100 TL'ye şahane bir tabak, 200 TL'ye el emeği, göz nuru bir örtü alabilirsiniz. Yalnız, aman dikkat, kendinizi çok kaptırmayın, bir süre sonra insan her gördüğünü almak istiyor. Mezatın heyecanı da cabası. Mezatın heyecanı da cabası... Tansiyon yükseliyor, başka biri pey vermeden o "çınnn" sesini bekliyor insan... Hatta kendinizin kullanamayacağı eşyalara da talip olabiliyorsunuz, "Annemin salonuna koyarım" diyorsunuz... İş ilerleyince arkadaş vitrinlerini aklınızda süslemeye başlıyorsunuz. Aman siz siz olun kararında bırakın... 50, 100, 150 derken bütçenizi aşabilirsiniz... Hadi hayırlı mezatlar olsun...
BU HALAMIN LAMBASI, NEREDEN ALDINIZ?
SOKAK MEZAT/ZEYNEP TAŞÇI
Zeynep Taşçı, Instagram üzerinden eski eşyalar ve antikalar satıyor. Online mezat işinden bir süredir uzak duruyor: "Instagram'da online mezatlar pandem döneminde başladı. Ve piyasayı yüzde 70 hareketlendirdi diyebilirim. Yasakların kalkmasıyla birlikte hareketlilik biraz düştü. İnsanlar evde oldukları bu süreçte dekorasyona kafa yordular. O kadar arttı ki online mezat sayısı insanlar yoruldu."
"O güzel eşyaları nasıl satabiliyorsunuz, ben olsam hiçbirini satmam" diyorum, Zeynep Hanım bir ah çekiyor ve başlıyor anlatmaya: "Zorlanmaz olur muyum? Kıyamıyorum bazılarına. Gönül verince her şeyi almak istiyor insan. Ben aldığım kimi parçaları satmaya kıyamıyorum. Alırken severek alıyorum. İnşallah doğru yere gider diye satışa koyuyorum. Alıcıların mesajlarından enerjiyi hissediyorsunuz. Ve evet bu doğru yere gidiyor diyorsunuz. Ama yine de bazı parçaları kendime ayırmadan duramıyorum."
"Yaşadığınız ilginç şeyler oluyor mu" diyorum en son yaşadığı bir olayı anlatıyor Zeynep Taşçı: "Geçenlerde bir lambayı satışa çıkardım. Ve bir mesaj geldi 'Bu halamın lambası, nereden aldınız?' Aradım hemen, ama bilgiler uyuşmuyordu. Fakat bir türlü ikna edemedim... Karşı taraf çok heyecanlı... Geçmişinden bir iz bulduğunu düşünüyor... Bizim ki biraz da duygu işi yani... Bu tür şeyler yaşıyoruz."
ANTİKA KUMAR GİBİDİR, BAĞIMLILIK YAPAR
SENEM ALTAN
"Uzun yıllar, Cihangir'de oturdum. İş yerimde o civardaydı. Galata-Cihangir arası yürürdüm. O civarda Antikacı çoktur. Aralarda ufak tefek bir şeyler alırdım. Ayrıca annem antikayı çok sever. Evimizin salonu müze gibiydi. Ama ben pek ilgilenmezdim. Ama sanat tarihi okudum, bu tür eşyalara bir ilgim de vardı. Annem hep derdi ama, 'Antika kumar gibidir, bir bulaşırsan kurtulamazsın' diye..."
Pandemi döneminde her şeyin değiştiğini söylüyor Senem Altan: " Normalde eğer çok düşkün değilseniz bir antikacıya girip, bir şeyler satın almazsınız. Online mezatlar bu yüzden çok iyi oldu. Herkes bir şeyler almaya başladı. Korona döneminde mezatları izlemeye başladı. Ufak tefek bir şeyler aldım. Arkadaşım Sertaç Büyükpamukçu bana danışmanlık yaptı. O çok iyi bilir bu işleri... Çünkü alım yaparken yanılabilirsiniz. Olağan üstü replikalar yapılıyor. Ancak bilen anlar."
EŞYA SAHİBİNİ SEÇER
Alım yaparken neye dikkat ettiğini soruyorum, Senem Hanım: "Bazen ekrandaki eşyanın kokusunu duyuyorum gibi geliyor. O parçayı görmek çok hoşuma gidiyor. Kim bilir bu yapılırken ne emekler verildi diyorum. Biliyor musunuz eşya sahibini seçer" diyor ve anlatıyor: "Geçenlerde çok istedim bir parçayı fakat alamadım. Çok üzüldüm. Ertesi gün aradılar, satın alan kişi vazgeçmiş, parça bana geldi. Çünkü eşya sahibini seçer!"
Arkadaşlar da edinmiş bu arada Senem Hanım: "Çok tatlı bir hanım var, Kayserili... Bir gün mantıyı severim dedim. Ne yaptı etti, adresimi aldı. İki gün sonra bir baktım Kayseri'den bir koli mantı, pastırma! Çok şaşırdım artık arkadaş olduk."
SEKTÖRE HAREKET GELDİ
ERAY GÜL/İSTANBUL ANTİQUES
Eray Gül, genç bir antikacı ama bu işe gönül verenlerden. Online mezatların altı sene önce Facebook'da başladığını söylüyor Eray Bey: "Facebook üzerinden tespihçi arkadaşlar başlattı bu işi. Bu arkadaşlar çakmak ve kalem de sever. Onlar da antikacılarda bulunur. Böylece işin içine antikacılar da girdi." Bu süreç tam da antikacıların çıkmaza girdiği bir döneme rastlayınca. Online satışlar bir fırsat olur. Eray Bey Türkiye'deki antika pazarının bittiğini söylüyor: "Güven sorunu var. Koca Türkiye'de üç Pazar var, İstanbul Feriköy, Bursa Nilüfer ve Ankara Ayrancı Pazarı. Dükkancılık bitti, piyasa online'a dönüyor. Dünya böyle. Pandemide süreç hızlandı. İnsanlar online mezatları keşfetti. Online sayesinde şehir dışına ulaştık. Online mezatlar antika piyasasında son beş yılın zirvesini oluşturdu."
FİLM GİBİ BİR HİKAYE
Eray Gül'ün antikacı olma serüveni gerçek anlamda filmlere taş çıkartan türden. Gül Almanya doğumlu. 19 yaşında Reuters'ta gazeteciliğe başlamış. Çok zengin bir arkadaşı var Eray Bey'in: "Arkadaşımın ailesi her haftasonu mezata giderdi. Bir keresinde beni de çağırdılar. Babam 100 mark verdi. Mezatta o parayla son parçayı aldım. Bir dalgıç başlığıydı... O kaskı 1999'da e-bay üzerinden satışa çıkardım ve tam 10 bin marka sattım. Ne alıp, sattığımı bilmiyorum bu arada. Başlığı teslim etmeye gittiğim evde, gördüm ki yüzlerce aynı başlıktan var, sıra sıra dizilmişler. Alan kişi başlığı aldı ve bir boşluğa yerleştirdi. Kaskın üzerinde 0006 diye bir numara var. Üretici şirketin ürettiği 6. Başlık. Beyefendi dedi ki ben bunu 30 yıldır bekliyorum. Evde aynı zamanda içi porselenlerle dolu 13 vitrin vardı. Ve o porselenleri o beyefendi bana verdi! İkisini sattım ve o parayla 1900 kitap aldım. Şimdi porselen uzmanıyım. Orada Antikacı oldum ben. Zaman zaman eksper olarak yurtdışında önemli kurumlara hizmet veriyorum şimdi."
MEZAT YAPILMAYACAK DİYE ÇOK KORKUYORUM
ZORLU PSM GENEL MÜDÜRÜ MURAT ABBAS
- Ne zaman online üzerinden eski/eşya almaya başladınız?
- "Vaynıloğulları" isminde bir WhatsApp grubumuz var. Görgün Taner, Kanat Atkaya, Yekta Kopan ve Cem Aydın'dan oluşan bu grubun üyeleri olarak pandemi öncesi kimi zaman evlerde, kimi zaman mini Kadıköy turlarında buluşup müzik, plaklar, kitaplar hakkında konuşuyorduk. İçimizden Görgün Taner hafta sonları sahaflardaki mezatlara katılıyordu. Pandemi başlayıp evlere kapandığımız dönem Gezegen Sahaf YouTube kanalı üzerinden online mezatlara başladı. Bu online mezatlar sokağa çıkma yasaklarının hayatımıza girmesiyle sayısını artırdı. o günlerde günde 5-6 saate yayılan bu mezatlar ruhuma çok iyi geldi açıkçası. Çayımı, kahvemi, suyumu hazır edip saatlerce ekran başına kilitlendik hep beraber. Üç aydır hayatımın çok önemli bir parçası oldu online mezat. Artık haftalık programımı mutlaka bu mezatlara göre yapıyorum. Çok acil bir iş haricinde artık gün sektirmiyorum.
- Dergi, gazete aldığınızı duydum? Kriterleriniz neler?
- Online mezatlarda en çok satın aldığım şeyler kitaplar. Kitapları dergi ve gazeteler takip ediyor. Efemera tutkum yok. Ama kimi zaman karşıma çıkan opera, bale, konser broşür, kitapçık ve flyerlarını toplamaya çalışıyorum. İflah olmaz bir dergi bağımlısı olduğum için de zaman zaman karşına çıkan 50, 60 hatta kimi zaman daha da eski yılların dergileri satışa konulduğunda hemen pey vermeye başlıyorum. Topladığım dergilerin bazıları ciltli, bazıları fasikül tarzında oluyor. Siyasi dergiler, tarih dergileri, popüler kültür dergileri, edebiyat dergileri ilgi alanım içerisinde. Saçak, Soyut, Sır, Türk Tarihi Dergisi, Yeni Gündem, Şey, Hey, Ses, Hayat, Studio İmge, TÜBİTAK Bilim-Teknik gibi sayamayacağım kadar çok, farklı türlerde, 40 ila 70 yaşlarında dergileri toplamaya devam ediyorum. Kimi zaman da özelliği olan eski gazeteleri arşivime katıyorum. Mesela Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatını hemen takiben çıkan üç Cumhuriyet Gazetesi'ni (Kasım 1938) satın alabilmekten dolayı çok mutluyum. İstiklal Harbi gazeteleri de yine bir başka önemli parça oldu arşivim için. Çocukluk ve gençlik dönemimin bende kalıcı iz bırakmış Meydan Larousse vs. gibi ansiklopedi takımlarını da yine bu dönemde satın aldım.
- Ben pandemi döneminde başladım online mezatlara, her şeyi satın almak istiyorum. Alım yapmasam bile mezatları takip ediyorum... Siz de durum nasıl?
- Bu bir bağımlılık. Mezatları iple çeker oldum. Yaz aylarında acaba ara verilecek mi korkusu yaşıyorum. Pey vermediğim, satın alım yapmadığım bir mezat yok doğrusu.
- Eşiniz ne diyor sizin bu tutkunuz için? Malum bu eşyalar evde epey yer işgal ediyor.- Eşim dünyadaki en anlayışlı, en destekleyici, motive edici eştir muhtemelen. Ama herkesin de bir dayanma kapasitesi var tabii. An itibarıyla evimizde 6.500 adet plak, 3.500 civarı CD, binlerce yeni ve eski kitap, dergi mevcut. Yeni kitaplıklar ve raflar yaptıracağım ama artık bu eve sığmam mümkün değil. O yüzden Görgün Taner ve Yekta Kopan'nın Beyoğlu'nda bir handa tuttukları odalar gibi ben de -mümkünse aynı handa- bir oda tutup arşivimin bir kısmını oraya taşıyacağım.
- Online mezatlarda yaşadığınız ilginç bir şey var mı? Anlatır mısınız?
- Online mezatlarda başıma çok enteresan bir şey gelmese de bir iki kez hafif bir gerginlik yaşadım. Ama sonra hemen tatlıya bağladık tabii bu tutkudan açığa çıkan tansiyon yükselmelerini. Zaman zaman da kendi içimizde (Vaynıloğulları grubu) aynı parçalar için rekabete girdiğimiz oluyor. Ben ilk başlarda bu konuda biraz çekingendim. Daha sonra Görgün Taner'in "Mezata girdiğim andan itibaren babamı tanımam" cümlesini duyunca rahatladım.
- Benim birçok yeni arkadaşım oldu, sizde durum nasıl?
- Kesinlikle aynı fikirdeyim. Henüz hiç kimseyle yüz yüze tanışabilme imkanı bulamasam da üç aydır bu mezata katılan herkesle sanki çok eskiden beri arkadaşız gibi geliyor bana. Korona musibetinden kurtulur kurtulmaz inşallah fiziki bir ortamda bir araya gelip, mezata katılanlarla tanışabilmeyi, yüz yüze sohbet edebilmeyi çok isterim.
BİLİNEN EN ESKİ MEZAT HANGİSİ?
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN