1994 yılında Bolu'nun Mengen ilçesindeki Anadolu Aşcılık Meslek Lisesi'nden mezun olduktan sonra, iki yıl Türkiye'de çalışan Birol Dinçli (40), kendisini geliştirmek için ABD'ye gitti. Bir süre burada mesleği ile ilgili deneyim elde ettikten sonra, İsviçre, Rusya, Yunanistan ve Kazakistan'da bulundu. Mengenli Türk, gelen bir teklif üzerine dünyanın en kalabalık ve en zor ülkelerinden biri olan Çin'e rotayı çevirdi. Dinçli üç yıl önce büyük bir adım attı ve kendi restoranını açtı. Çin'de Türk kültürü ve yemeklerini en güzel şekilde tanıtan Dinçli'nin müşterileri arasında Bill Gates, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi bir çok ünlü de yer alıyor. Sempatik kişiliği ve bitmez tükenmez enerjisi ile Çin genelinde yayın yapan birçok televizyon kanalı, Mengenli Birol Dinçli ile röportaj yapmak için adeta sıraya giriyor.
HAYATA POZİTİF BAK
Türkiye'den ayrıldıktan sonra yedi ülkede bulunan ve Türk kültürünü, mutfağını temsil eden Dinçli, başarısının sırrını şöyle açıklıyor: Çok çalışmak, şans ve hayata pozitif bakmak. "Aile büyüklerimden aldığım aşçılık bayrağını daha yükseklere taşımak için çalışıyorum. Türkiye'nin tek aşçılık okulu Mengen Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi'nden mezun oldum. Yedi yıllık aşçılık ve otel yönetimi eğitiminin ardından Türkiye'de bir otelde iki yıl çalıştım. Sonra kendimi daha da geliştirmek için Amerika'ya gittim. ABD'den sonra sırasıyla İsviçre, Rusya, Yunanistan ve Kazakistan'daki çeşitli uluslararası marka otellerde çalıştım. Çalıştığım otellerin tümünde başarılı olduğum için şirket beni Çin'in en iyi oteli olan IHG'yi yönetmem için transfer etti. Dünyanın yedi ülkesinde uluslararası otel ve Michelin yıldızlı yerlerde kendimi ispat ettim. 23 yaşımda executive chef oldum. Genel müdürlük ve büyük operasyonları yönettim. En büyük başarım, Bus Grill Turkish Steakhouse konseptini yaratmak oldu. Şu anda otelcilik ve profesyonel kariyerime Çin'de açtığım Bus Grill Turkish Steakhouse ile devam ediyorum. Çin'de ilklere imza attım ve üç şube açtım. 2017 yılında, tüm yatırım ve yönetimi bana ait, tasarımı otobüs şeklinde olan Bus Grill Turkish Steakhouse'u Çin'in, Silikon Vadisi olarak bilinen Shenzhen kentinde hizmete açtım. Kendine özgü bu mekanda, menü tamamıyla özel seçtiğimiz etlerden oluşuyor. Ayrıca Çinlilerin damak tadına göre özel seçilmiş Türk yemeklerimiz var. Etlerimizi Avustralya ve Japonya'dan alıyorum. Çin'e ilk kez steak ve Türk mutfak kültürünü getirdim, misafirlerimizin yüzde 80'i Çinli. Warren Buffett, Bill Gates, Hu Jintao, Vladimir Putin, Nursultan Nazarbayev, Dmitry Medvedev, Ilham Aliyev, Angela Merkel, Nicolas Sarkozy, Wen Jiabao, Ali Al Hussein, Jiechi Yang, Papoulias Karolos, Silvio Berlusconi, Koffi Annan, Hüsnü Özyeğin gibi dünyanın ünlü CEO'larını ve başkanlarını misafir etme şansım oldu" diye özetliyor macerasını Birol Dinçli ve devam ediyor: "Bus Grill Turkish Steakhouse ile Çin'in en prestijli 'That's PRD Food and Drink-Çin'in En İyi Restoranı' ödülünü kazandık. Çin'de 10 ay içinde en iyi restoran ödülünü kazanmamız çok önemli. 2018 yılında Çin Devlet Televizyonu CCTV tarafından girişimcilik başarımın belgeseli yapıldı. Bunu başaran ilk Türk girişimci olmam beni ve ekibimi çok gururlandırdı. CCTV ekibine belgeselin hazırlanmasında Mengen, Bolu, İstanbul, Kapadokya, Ankara'nın tarihini, lezzetlerini ve görülmesi gereken yerleri tanıttık."
Çinliler baklavayı sevdi
Çin'de ilk kez baklava üreten kişi olduğunu belirten Dinçli "Şu anda beş restoran ve gıda üretimi yapan fabrikam var. Fabrikada baklava ve Maraş dondurması üretiyoruz. Çinliler tatlıyı fazla yemezler ama baklavaya ve Maraş dondurmasını seviyorlar. Bu ürünler Çin'de marka olmaya başladı. Başka şehirlerden de yemeğe geliyorlar.
Pandemide ekmek dağıttı
Çin'in Shenzhen kentinde yaşamını sürdüren Birol Dinçli, koronavirüs sürecinde, şehrin kamu kurumlarına ücretsiz olarak ekmek dağıtımı yaptı. Bu durumun Çin medyasının ilgisini çektini söylüyor ve şöyle devam ediyor Dinçli: "Biz Türkler Dünya'nın çeşitli ülkelerinde yaşıyoruz. Özellikle, Almanya ve Avrupa'da milyonlarca Türk yaşıyor. Almanya'da Muharrem Çakan adındaki bir Türk iş insanının yaşadığı Essen şehrinin belediyesine 10 bin maske bağışı yaptığını okuyunca, ben de yaşadığım şehirdeki kamu kuruluşlarına ekmek bağışı yaptım. Bizler, Türk insanı olarak, bir yandan ülkemizi severken, bir yandan da, yaşadığımız ülkeleri ve şehirleri de kendi vatanımız gibi görürüz."