Geçen hafta Datça Belediyesi, sosyal medya hesabından bir duyuru paylaştı. Duyuruda "Knidos'u soyan, Afrodit heykelini bulacağım diye dinamitle taş taş üstünde bırakmayan Amerikalı Prof. Arkeolog Iris Cornelia Love, Corona'dan hayatını kaybetmiş. İyi bilmezdik" yazıyordu. Bu duyuru üzerine birden Iris Cornelia Love gündeme geldi. Kimdi bu 'soyguncu' arkeolog?
Bu soruya cevap arayanların karşısına 2017 tarihinde gazeteci Sedat Kaya'nın yazdığı Datça'da Bir Soygun Hikayesi başlıklı yazı çıktı.
Sedat Kaya yazısında Love'un Ankara'dan aldığı kazı izniyle 1970'lerde Knidos kazılarına başladığını ama aslında çıplak Afrodit heykelini aradığını, bulamadığını ama bu arada kazılardan çıkan tarihi eserleri de peyderpey yurt dışına kaçırdığını anlatıyordu. Makalesinde 1977'de Love'ın yaptıkları anlaşılınca kazı izninin iptal edildiğini, Love'ın da Türkiye'den ayrıldığını yazan Kaya sonrasında Knidos'un soyulmaya devam ettiğini de dile getiriyordu: "1980'lerde bir başkası geliyor. Adı Richard Rosenberg. Reşadiye'de Güllerdağı Çiftliği diye tanınan yerde geniş bir arazi alıyor. Türk vatandaşlığına başvuruyor. Adı Reşat oluyor. Zeytinciliğe başlıyor. Ülkesinde Olive Farm isimli bir şirket kuruyor. Datça'da ürettiği zeytin ve zeytinyağı ürünlerini yine Olive Farm markasıyla Amerika'ya kendi şirketine ihraç ediyor. Ama sonradan anlaşılıyor ki onlarca tarihi eser zeytinyağlarının arasına gizlenerek yurt dışına çıkarılıyor. Reşat tutuklanıyor."
Datça Belediyesi, attığı tweet'i, üslup olarak doğru olmadığı gerekçesiyle silse de Knidos kazıları ve Iris Cornelia Love artık merak konusuydu.
SABAH Pazar olarak Datça'da yaşayan Sedat Kaya'ya ulaştık. Uzun yıllar ulusal basında çeşitli gazetelerde çalışan Kaya, emekli olunca Datça'ya yerleşmiş ama mesleğini yapmaya devam ediyor. "Arkeolojiye meraklı olduğum için Datça'da herkesin anlattığı hikayelerin peşine düştüm. Köylülerle, arkeologlarla, dönemin tanıklarıyla, o dönem burada görev yapan bürokratlarla konuşup o yazıyı yazmıştım" diyor.
Kaya bu konuyla ilgili bir yazı daha yazmış. O yazıda da 1970'lerde Datça Kaymakamı olan Nihat Önder ve Kültür Bakanlığı'nın kazı yetkilisi olan Ercan Çokbankir ile görüşmüş. Hatta Iris Cornelia Love'un bir arkeolog olmadığını sanat tarihçisi olduğunu öğrenmiş.
Önder ve Çokbankir'in anlattıkları Love'ın "Knidos soygununu" nasıl yaptığını gözler önüne seriyor.
Çokbankir 1970'lerde Türkiye'ye gelen bir Yunan meslektaşı ile konuşurken Knidos kazılarını Iris Cornelia Love'ın yaptığını söylüyor. Yunan meslektaşı ise ona "O bizde de yıllarca kazı yaptı. Sonra öğrendik ki, arkeolog değil. Hemen kovduk!" diyor. Çokbankir'in şüpheleri artınca köylülerle görüşüyor, alanı denetliyor. Sonrasını kendisinden dinleyelim: "Kazının başladığı ilk gün kazı başkanı Iris C. Love'la konuştum. Depodaki eserlerin envanteri çıkarılıp en yakın Bodrum Müzesi'ne eserler teslim edilmeden kazı yapamayacağı konusunda uyardım. Büyük bir olgunlukla beni tiye alırcasına 'Memnuniyetle' dedi. Fakat bildiğini okuyordu. Henüz kazı başlayalı üç gün olmuştu. Jandarma, Datça Kaymakamlığı'na gitmemi haber verdi. Datça'ya gittim, Kaymakam Arif Köndel Bey beni Müsteşar Hikmet Gürçay Bey'le görüştürdü. Hikmet bey 'Ercan fazla ileri gitme, Iris Hanım kazısına devam etsin' dedi. İtiraz ettim. Hikmet Bey, 'Ben senin üstünüm bu söylediklerimi yerine getireceksin' dedi ve telefonu kapattı. Ancak pes etmedim. Gururla söylüyorum. Başımdan geçen olaylara rağmen o yıl Iris Love'ın Türkiye'de son kazı yılı oldu. O yıldan sonra da Knidos'ta artık Türk arkeologlar kazı yaptı. Ama Knidos kazısı benim meslek hayatımın da sonu oldu. Bergama'ya tayin beklerken Diyarbakır'a tayinimi çıkarıyorlardı. İstifa ettim."
ROTHSCHİLD AİLESİ KAZILARI DESTEKLEMİŞ
Sedat Kaya Iris Cornelia Love'ın arkeolog değil sanat tarihçisi olduğunu anlatıyor yazılarında. Nedir bu işin aslı astarı diye sorunca Kaya "Love, New York'taki Long Island Üniversitesi'nde sanat tarihi profesörü. Bu üniversitede okuyan insanlar tanıyorum. Kendisini arkeolog olarak değil sanat tarihçisi olarak biliyorlar" diyor.
Peki Love nasıl kazı izni aldı ve 10 yıl Knidos'ta kazı yaptı? Kaya, Love'ın nüfuzlu bir kişi olduğunu anlatıyor: "Love ABD'li bir senatörün kardeşi. Ayrıca Amerika'nın önemli ailelerinden biri olan Rothschild Ailesi de Love'ın arkasında. Bu aile Love'ın yaptığı Knidos kazılarına sponsor oluyor. Bunu New York Times'ta yayımlanan bir haberde buldum. Ercan Çokbankir'in anlattığına göre Love kendini Ankara'ya, Amerika'daki Türkiye'ye yardım konsorsiyumunun başkanının eşi olarak tanıtmış" diyor.
Çıkarılan eserlerin envanteri doğru düzgün tutulmadığı için nelerin yurt dışına kaçırıldığının bilinmediğini söyleyen Kaya "Bunun için resmi olarak bir suçlama da yapılamıyor. Ama dönemin tanıkları, köylüler, arkeologlar bu soygunun yapıldığı konusunda hemfikir" diyor.
ESERLER ARMATÖR ONASSİS'İN YATINA TAŞINIRDI
1974-1976 arasında Datça Kaymakamı olan Nihat Önder de 'Knidos soygununun' canlı tanıklarından biri. O da Çokbankir gibi soygunu engellemeye çalışıyor: "Datça'da ilk göreve başladığımda dinlediğim, yerinde ve canlı tanıklarıyla yaptığım araştırmalarla doğruluğunu saptadığım şey Knidos soygunu oldu. Iris Cornelia Love adında Amerikalı bir bayan, gerekli izinlere sahip olarak, arkeolojik kazı yapmak üzere Datça'ya gelir. Yanında 20 tane genç ve güzel bayan vardır. Geç saatlere kadar devam eden kazı bırakıldığında, Iris Love kazıya katılan köylüler ve Amerikalı genç kızlara içkili ve yemekli partiler verirdi. Köylülerin aklı ve gözü içki, yemek ve kadınlara çevrilmişken çıkan eserler, Knidos açıklarına demirleyen, Yunan asıllı Amerikalı armatör Onassis'in yatına taşınırdı."
ŞATO GİBİ EVİNDE KNIDOS BÖLÜMÜ VARDI
Önder tespitlerini yapınca soluğu Ankara'da alıyor. "Bunları öğrenince Ankara'ya, Eski Eserler Genel Müdürlüğü'ne gittim. Genel müdür yerinde yoktu. Genel müdürü beklerken genç bir uzmanla sohbet ediyorduk. Ben konuyu anlatınca bana, 'Kaymakam Bey, bakın size bir anımı anlatayım. Geçen aylarda Amerika'ya gitmiştik. Bu sizin Iris Love bizim haberimizi almış, bizi buldu. Şato gibi evinde bize bir ziyafet verdi. Gecenin çok geç saatlerinde, iyice kafayı bulunca bize, eski eserlerin bulunduğu, evinin bir bölümünü açtı. Bizi gezdirirken, nedense bir koridora yönelmiyordu. Ben arkada kalıp şöyle bir uzanınca, kapının birinin üzerinde 'Knidos Seksiyonu' yazısını gördüm. Gerisini siz düşünün' dedi.
Uzun bir beklemeden sonra genel müdürün geldiğini söylediler. Müdür bana 'Datça'da arkeolojik kazı yapan, Amerikalı bir bayan var, inanın bizden çok bu memleketi seviyor. Eski eserlerimizi ülkeye kazandırmak için gece gündüz çalışıyor, hala bu memlekete yaranamıyor. Maalesef sizin meslektaşlarınız böyle bir insana yardımcı olacağına dedikodusunu yapıyor' deyince 'Bir dakika sayın genel müdür, ben bu kadına karşı sizin yardımınızı istemeye gelmiştim, ama görüyorum ki, kadın korumanız altında. Size şunu söyleyeyim, bu kadın Datça'ya girdiği anda jandarma vasıtasıyla ilçe sınırları dışına bırakılacaktır' dedim ve çıktım.
Datça'ya, döndükten sonra da en az haftada üç gece şoförü almadan, jeep ile o berbat, uçurumlu yollardan Knidos'u denetlemeye gittim."