Hem futbol oynamak hem de dünyayı gezmek için yola çıkıyor. Avrupa'da farklı ülkeleri turlayıp İspanya ve Rusya'da da futbol oynadıktan sonra heybesine koyduğu dört dille (İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça) Türkiye'nin yolunu tutuyor. Amacı her zamanki gibi hedefindeki ülkenin kültürünü tanımak, dilini öğrenmek ve belki futbol oynamak... Roger Federer'in İstanbul'a geldiği tenis organizasyonda görev yaptıktan sonra öğretmenlik mesleğiyle meşgulken yolu Beşiktaş ile çakışıyor. Okulları gezip kız futbolcu arayan Beşiktaş Antrenörü Mutlucan Zavotçu tarafından keşfediliyor. Çünkü Jessica teneffüslerde kızlarla futbol oynayan bir öğretmen… Çevresindekiler "Çalışmak zorundasın, bir kadın futbolla Türkiye'de karnını doyuramaz" diyor. Buna rağmen Beşiktaş'la idmanlara çıkıyor. Alt liglerde yabancı oyuncuya izin olmadığı için Beşiktaş'ın 1. Lig'e yükselmesini bekliyor. Bu arada aşk kapısını çalıyor Jessica'nın ve 2016 yılında iş insanı Oğuzhan Çarmıklı ile evleniyor. Şimdi çiftin Leo ve Mia isimli iki çocuğu var. Futbola Beşiktaş'ta devam eden Jessica ile korona günlerini, Türkiye'deki yaşamını ve elbette kadın futbolunu konuştuk…
- Kaç gündür evdesiniz?
- Çok iyi hatırlamıyorum ama sanırım 13 Mart'ta eve kapandık. Bir ayı geçiyor.
- Maça çıkmayı, idman yapmayı özlediniz mi?
- Hem de ne biçim! İnanılmaz özledim. Antrenman yapmak ve müsabakalara hazırlanmak elbette profesyonel yaşantımın gereği. Ama daha önemlisi bunlar bugüne kadar sağlığım için hayatımın olmazsa olmaz vazgeçilmez bir parçasıydı. Antrenman düzeninden kopunca enerji seviyemin, moralimin ve verimliliğimin daha düşük olduğunu gözlemliyorum. Ayrıca takım arkadaşlarımı ve Beşiktaş altyapısındaki ailemi özlüyorum.
- Ne zamandır evinizde antrenman yapıyorsunuz?
- Bireysel olarak sosyal mesafe ilkesiyle yaşamaya başladığım ilk günden beri antrenmanlarımı sektirmeyip yeni bir düzen kurdum. 16 Mart'ta, henüz daha kendimi karantinaya almamın üçüncü gününde, teknik ekibimiz oyuncuların günlük bazda uygulaması için hazırladıkları video antrenman programını bizlerle paylaştı. Bir hafta bu modelle ilerledikten sonra takım halinde Zoom üzerinden çalışmalara başladık ve bugüne kadar bu yöntemle idmanlarımızı düzenli sürdürüyoruz. Sanıyorum, takım halinde birlikteliği ve formu dijital ortamda korumaya çalışan Avrupa'daki ilk takımız. Buna erkek takımları da dahil.
SANAL ORTAMDA ANTRENMAN
- Tüm takım, internette buluşup teknik direktör Mutluçan Zavotcu yönetiminde toplantılar yapıyorsunuz. Hatta antrenörler sizi izleyip yönlendiriyorlar. Verimli oluyor mu, takım arkadaşlarının katkısı nasıl?
- Evet. Neredeyse eksiksiz katılımla Mutlucan hocamızın ve teknik ekibimizin eşliğinde Zoom üzerinden haftada dört gün antrenman yapıyoruz. Bu antrenmanlar; takım kimyası, birlikteliği ve bireysel motivasyonumuz için çok kritik. Küresel anlamda ilk defa böylesine bir durumla karşı karsıyayız ve birçoğumuz üzerinde psikolojik etkileri oluyor. Yabancı veya yerli, aramızda ailelerinden uzak arkadaşlarımız var. Sanal ortamda dahi olsa bir araya gelmenin onlar için destek olduğunu düşünüyorum. Kendimi Beşiktaş ailesinin parçası olduğum için çok şanslı hissediyorum. Diyetisyenlerimiz, takım doktorlarımız ve spor psikologlarımız haftalık bazda takımımızla ve gerektikçe bireysel olarak görüşerek fiziksel ve zihinsel olarak sağlığımızı korumamıza yardımcı oluyorlar. Haftalık ağırlık kontrollerimiz yapılıyor. Teknik ekibimiz taktik bilincimizi ve keskinliğimizi kuvvetlendirmek için düzenli olarak geçmiş maçlarımızın ve bireysel oyuncu performanslarının analizlerini yapıyor ve oyuncularla paylaşıyor. Kısaca, yasadığımız bu küresel sıkıntılı dönem içerisinde gerekli her adımı attığımızı söyleyebilirim. Beşiktaş Akademi ailesi olarak sağlıklı, güvenli ve aktif olmayı her daim sürdürmeye odaklanıyoruz ve hayatın normal akışına döndüğümüz noktada hazır olmak istiyoruz.
- Paylaştığınız video ve fotoğraflarda çocukların size yardımcı olduğunu görüyoruz. Onlarla idman yapmak size neler hissettiriyor?
- Onlarla antrenman yapmak müthiş eğlenceli. Paha biçilmez bir deneyim. Ama bazı zorlukları oluyor tabii… Antrenman sırasında ekranı kapatmak istiyorlar mesela. Kendilerini incitmeyeceklerinden emin olmam gerekiyor. Çocuklarımın ağırlıklarıyla beraber egzersizler zorlaşıyor tabii. Aslına bakarsanız çocuklarımla farklı bir içerikte zaman geçirmem için bir fırsat bu. Onlara sağlıklı yaşamı öğretiyorum. Bir başka olumlu tarafı da çocuklar antrenman sırasında yoruluyor ve uyumaları çok kolaylaşıyor.
ABD'DEKİ GİDİŞAT ENDİŞELENDİRİYOR
- Dışarı çıkamayan çocuklarına bu özel durumu nasıl anlattın?
- Ebeveynler için zor bir durum. Bırakın çocukları, yer yer yetişkinlere bile virüsle mücadeleye karşı bazı temel kurallara uymak zor geliyor. Altını çizdiğimiz iki şey var; sabır ve güvenlik. Çocuklarıma arkadaşlarını er ya da geç göreceklerini ancak sabırlı olmaları gerektiğini ve güvenliğimiz için evde olmamız gerektiğini söylüyorum. En önemlisi günlük rutin bir akış belirleyip onu istikrarlı bir şekilde uygulamak. Okulumuzun iş birliğiyle her hafta yeni öğrenim konuları, oyunlar ve hikayelerle çocuklarla yakından ilgileniyoruz. Her gün oğlumuzun öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla yarım saat kadar süren bir seansımız oluyor. Değindiğim her aktivite için her gün aynı saat dilimi ayrılmış durumda. Çocuklarda belirsizliğin rahatsızlığa yol açtığını fark ettim.
- ABD'deki koronavirüs tehdidi çok ciddi durumda. Anne ve babanla konuşuyor musun, nasıl oradaki durumlar?
- ABD'deki gidişat endişe verici. Ailemin yaşadığı New Jersey, pandemiden en kötü etkilenen eyaletlerden. Ailem gerekli bütün önlemleri alıyor. Böylesine günlerde onlardan uzak kalmak zor ama her sabah ve akşam konuşuyoruz. Yeni alışkanlıklarımızdan biri kahvaltıda ve akşam yemeklerinde büyükannelerin ve dedelerin telefondan görüntülü olarak yemeklere katılması... Bu dönem zorluklarıyla beraber hayatımıza dair şükretmemiz gerektiğini hatırlattı. Hayatın getirdiği koşuşturmaca bir nebze azalınca ailemle çok daha kaliteli zaman geçirir oldum. Unutmamalıyız ki, herkes bu zorlukları aynı şartlarda yaşamıyor. Onun için elimizden geldiği kadarıyla toplum olarak birbirimizi yükseltip her daim birbirimize yardım eli uzatmamız gerekiyor.
KADIN FUTBOLCU PARA İÇİN BAŞKA BİR İŞ YAPMAK ZORUNDA
"Kadınlara, erkekler gibi eşit fırsatlar sunulmasından yanayım. Kadın futbolunda başarı yok deniyor. Saha, antrenör vermez, maçlarını yayınlamazsan nasıl başarı gelebilir? Önce eşit fırsatlar sunulması gerektiğini savunuyorum. Sonra sonuç kendiliğinden gelir. Erkeklerle aynı şartlarda oynarsak dünya yıldızı bile çıkarabiliriz. Türkiye'de hem bizim takımda hem rakiplerde çok yetenekli kızlar tanıdım. Ancak hepsinin futbol dışında da geçinmek için çalışmaya devam etmeleri gerekiyor. Erkek futbolcuların böyle bir mecburiyeti yok. Eğer imkan verilirse Türkiye, kadın futbolunda ciddi bir atılım yapabilir. Kadın futbolu dünyada büyüyor, Türkiye de şu anda bu alana yatırım yaparsa kısa sürede Avrupa'da büyük başarılar kazanılabilir. Hâlâ Türkiye'de kadın futbol liginin olduğunu bilmeyenler var. Oysa Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor da kadın futbol takımı kursa bu sporun yayılmasına büyük katkı sağlarlar."
GALATASARAYLI EŞİM ÜZÜLECEK AMA ÇOCUKLAR BEŞİKTAŞLI!
"Eşim Oğuzhan Çarmıklı ve ailesi Galatasaraylı... Bu yüzden ilk çocuğumuzun ismi Aslan anlamına da gelen Leo... Ancak Leo Deniz ve kız kardeşi Mia sürekli benimle Beşiktaş idmanlarına geldikleri için dillerinden Beşiktaş düşmüyor. Eşim üzülecek ama başka bir takımı tutacaklarını sanmıyorum. Bu arada eşim futbol kariyerimde en önemli destekçimdir. Daha önce maçlarımı yakından takip ederdi ancak iki çocuk olunca onlarla ilgileniyor."
BEŞİKTAŞ TRİBÜNÜNDEKİ ENERJİ ÇOK BAŞKA
Beşiktaş'ın gönlündeki yeri bambaşka... Takımını anlatırken gözleri parlıyor Jessica Çarmıklı'nın: "Beşiktaş'ın bir maçına gitmiştim. O zaman Beşiktaş'ta oynamıyordum. Çarşı denen tribünde oturdum. Oturdum demek yanlış olur aslında! Hep ayaktaydık. Orada maç boyu yaşadıklarım beni çok heyecanlandırdı. O tribünde müthiş bir enerji vardı. Dünyanın farklı birçok yerinde maç izledim ama Beşiktaş tribünlerinin benzerini Arjantin'de Boca Juniors-River Plate karşılaşmasında gördüm diyebilirim. Orada oluşan enerji bambaşka. Şampiyonluk en güzel şey değil, o tribünde yaşanan enerji asıl güzel olan... İşte Beşiktaş'a gönlümü bu yüzden kaptırdım. Beşiktaş'la Türkiye'nin pek çok yerine maç yapmaya gittik. İnsanların güler yüzüyle, yardımseverliğiyle, ikramlarıyla karşılaştık. Bu yüzden ben Türkiye'de yaşarken, evlenirken, çocuk sahibi olurken hiç tereddüt etmedim. Burası hayallerimin gerçekleştiği ülke, TC kimliğimi de aldım. İzin çıkarsa ay-yıldızlı milli formayı da giymek isterim."
BENİM 25 KARDEŞİM VAR
"Beşiktaş Kadın Futbol Takımının benim için anlamı çok büyük... ABD'de kadın futbolcu için her şey vardı; saha, antrenör, burs, üniversite... Hiçbir şey için savaşmaya ihtiyacınız yok. Ama bizim takımdaki kızların hepsi şu an buralara gelmek için büyük mücadele vermiş. Bu yüzden onlar her şeyin en iyisine layık. Onlar için 25 tane kardeşim var diyorum. Yağmur, Başak, Didem ve diğerleri... Hangisini çağırsam 'Leo hasta gelir misin?' desem hemen koşup gelirler. Yani biz saha dışında da bir takımız. Önce oğlum Leo şimdi kızım Mia, takımla birlikte büyüyorlar. Bu çocuklarım için büyük şans."
TÜRKİYE'DE HAYATIM DEĞİŞTİ
Jessica Çarmıklı için anne olmak çok önemli. Futbol ve çocukları iç içe: "Hep anne olup çocuklarım peşimden koşarken futbol oynadığımı hayal ederdim. Bu hayalime Türkiye'de kavuştum. Daha önce dünyanın pek çok yerini gördüm ama hiçbir yerde çok kalmadım. Ancak Türkiye'de hayatım değişti. Öncelikle İstanbul'a hayran kaldım. Sonra Türk insanını çok sevdim. İstanbul benim için dünyanın en güzel şehri diyebilirim. Burada futbola döndüm, burada âşık oldum ve anne oldum. Annelik hayatın bana en güzel hediyesi."
ANNE OLMAK HİÇBİR ŞEYE ENGEL DEĞİL
"Hep soruyorlar, 'İki çocuk doğurdun nasıl hâlâ futbol oynuyorsun?' Aslında benden önce Türkiye'de çok önemli örnekler var. Bahar Toksoy Guidetti, Naz Aydemir Akyol. Nilay Özdemir Karaağaç... Üçü de üst düzey voleybol takımında oynarken kariyerlerine ara verip sonra kaldıkları yerden devam ettiler. Üçü de çok başarılı sporcular. Anne olmak, spora devam etmelerine mani olmadı. Eğer ailen yükünü paylaşabiliyorsa anne olarak da spora devam edebiliyorsun. Kimi zaman kendimi suçlu hissettim, futbola ayırdığım zamanı çocuklarımdan mı çalıyorum diye... Ama sonuçta kadınım ve ben de önemliyim. Onlara karşı görevimi aksatmadan da hayatımı sürdürebilirim."