Burak Teoman, koronavirüs salgınının ortaya çıktığı Çin'in Wuhan kentine yaklaşık 700 km uzaklıktaki Xi'an'da üç yıldır İngilizce öğretmenliği yapıyor. Virüsün yayılmasından sonra Çin bazı tedbirler alırken Burak öğretmen de virüsten sonra Çin'deki yaşamı çekip sosyal medya hesabından paylaşıyor. Video, Çin'deki hayatı ve tedbirleri merak eden takipçiler sayesinde kısa bir sürede yayılmaya başlayınca sosyal medyanın gündemine oturuyor. Durum öyle bir hal alıyor ki videolar Türk televizyon kanallarının haber bültenlerinde de yayınlanıyor. Burak öğretmen programlara bağlanıp Çin'deki ortam hakkında bilgi veriyor. Ama bu durum Çin hükümetini rahatsız ediyor ve tehditler gelmeye başlıyor. Hâl böyle olunca Burak Teoman büyük zorluklarla Türkiye'ye dönüyor. Memlekete geldiğinde ise Çin'e girişinin engellendiğini öğrenen Teoman bütün bu süreci anlattı.
- Çin'deki ortama yakından tanıklık ettiniz. Video çekme fikri nasıl gelişti?
- Virüs çıktıktan sonra oradaki sosyal hayatla ilgili virüs hayatımı nasıl etkiledi, nasıl tedbirler alındı başlıklı videolar çekmeye başladım. Videolarda mutlaka Çin hükümeti, yetkililer ve sağlık çalışanlarının virüsün yayılmasını engellemek için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyordum. Çin'in kendi farklı sosyal medya uygulamaları var. Buralardan koronavirüs hakkında bir paylaşım yapılmaması konusunda uyarıda bulundular. Ben de kendi hesabımdan paylaştım. Sokaklar boş olduğu için videoda hayalet şehir benzetmesi yapmıştım. Bunu farklı değerlendirip, yanlış anladılar.
ÇİN POLİSİ TEHDİT ETTİ
- Çin'deki yetkililer videonun varlığından nasıl haberdar olup size ulaştı?
- Türkiye'deki haber kanallarına Çin'deki
son durumu aktarmak için canlı bağlantı
yaptım. Uzmanlardan dinlediğim bilgileri
kendi tecrübelerimle harmanlayıp paylaştım.
Çin'dekiler bir Türk hem İngilizce öğretmenliği
yapıyor, hem de Türk medyasına sürekli
çıkıyor diye beni merak etmişler. Canlı
yayına çıkıp bilgi verdiğim için ajan sanıp
bulmaya çalışmışlar. Beni yaşadığım yerdeki
Türklere ve komşularıma sormuşlar. Birkaç
gün sonra eve polisler geldi. Video paylaşmaya
devam edersem bunun sonuçlarına katlanmam
gerektiği konusunda tehdit ettiler.
- Yaşadıklarınız sizi korkuttu mu?
- Bu yaşananlardan dolayı tedirgin oldum.
Çünkü o sıralarda Çin'de koronavirüs
hakkında haber yapan dört, beş muhabirden
bir daha haber alınamamıştı. Beni de hasta
olmadan karantinaya alıp diğer hastaların
yanına götürebileceklerini düşündüm. Virüsü
bana bulaştırabilme ihtimalleri aklıma
geldi. Durum böyle olunca da Türkiye'ye
dönme kararı aldım.
- Dönmeniz zor olmadı mı?
- Seferler iptal edilmişti. Sadece Rusya
ve Avrupa üzerinden aktarma vardı. Onlar
için de vize gerekiyordu. Dönemiyorum
diye Türkiye'den Sağlık Bakanlığı ile görüştüm.
Ambulans uçağı ile tahliyelerin
Çin için geçerli olmadığını söylediler.
Wuhan'dan yapılan tahliye yaşadığım yeri
kapsamıyordu. Türkiye'ye gözetimle girdim
ve 14 gün boyunca her gün Sağlık Bakanlığı'ndan
arayıp nasıl olduğumu sordular.
Ben geldiğimde karantina olayı yoktu daha
sonra başladı. Türkiye'nin bu krizi en iyi
yöneten ülke olduğunu düşünüyorum.
- Çin'e girişinizin engellendiğini ne zaman öğrendiniz?
- Çin Eğitim Bakanlığı'na çalışma kontratımın
feshedilmesi hakkında yazı gitmiş.
Türkiye'ye döndüğümde çalıştığım okul,
eğitim bürosundan önemli bir mesaj aldıklarını
ve benim adıma bir soruşturma
açıldığına dair mesaj gönderdi. Benimle
ilgili bütün bilgileri, ülkeden nasıl çıktığıma
dair bilgiler ile biletlerin fotoğraflarını istemişler.
Eğer gönderirsen ülkeye girebilirsin
dediler. Ama yine de göndermedim. Çünkü
Çin gibi bir ülke istese bütün bu bilgilere
ulaşabilir. Gönderdiğim fotoğrafları alıp
"Ülkemiz hakkında bilgileri paylaşan Türk,
dış basına haber aktardı biz de sınır dışı ettik"
diye paylaşabilirler diye düşündüm.
ÇİN'DE BASKICI BİR POLİTİKA İZLENDİ
- Söylendiği gibi Çin'de hayat normale döndü mü? Şu an hayat nasıl?
- Günde 4 bin vaka görülüyordu. Şimdi vaka sayılarının hiç görülmediği günler oluyor. Wuhan'a diğer şehirlerden takviye olarak çok sayıda sağlık çalışanı gönderilmişti. Şu an onlar da çalıştıkları yere geri döndü. Tedbirlerini alarak artık evlerden çıkabiliyorlar. Alışveriş merkezleri, mağazalar açıldı. Dışarıdan sipariş alan kafeler de normal çalışma sistemine geçtiler. Ama okullar hala kapalı. Verilen belgeyi güvenliğe gösterip iki günde bir dışarı çıkabiliyordun. Şimdi belge yerine artık kod okutuyorsun. Bu kod ile birlikte ekranda virüs yüzünden hastaneye gittiysen, hastalık geçirip atlattıysan gözüküyor. Çin'de nüfusun yüzde 95'i sitelerde yaşıyor. Her sitenin de ayrı yönetim binası var. Bunlar sayesinde milyonlarca insanın dışarı çıkmasını engellediler. Baskıcı bir politika izlendi. Virüse yakalanıp söylemeyenleri idam veya müebbet cezasına çarptırılacağını söylediler. Sokaklar bomboştu herkes kurallara uydu.