Tarihler 19 Ekim 2016'yı gösteriyordu. İstanbul Pendik'te bir kafede çalışan 20 yaşındaki Mert Atalay, o akşam mahalleden yakın arkadaşlarıyla buluştu. Birlikte oturup sohbet ettiği arkadaşlarından dakikalar sonra ayrılacak, evine; birlikte yaşadığı ailesinin yanına gidecekti. Onları ilerleyen saatler değil, Pendik Sahil Yolu'nda süratli bir şekilde seyir halinde olan bir aracın sürücüsü ayırdı. O sürücü, Mert Atalay'ı sadece arkadaşlarından değil, ailesinden de ayırdı. Saatler 22.45'i gösterdiğinde karşıdan karşıya geçen Mert Atalay'a çarptı ve onu 20 yaşındayken yaşamdan kopardı. 15 metre savrulan Mert Atalay kaza yerinde yaşamını yitirdi. Açık öğretimde lise eğitimi alan ve aynı zamanda çalışarak para kazanan Mert Atalay, kalp hastası olan annesi Hatice Atalay (50) ve yine kalp hastası olan babası Erdoğan Atalay'ın (54) ihtiyaçlarını karşılıyor, evin geçimini sağlıyor, aynı zamanda kendisine güzel bir gelecek planlıyordu.
TELEFONLA KONUŞTU VE KAÇTI
Ardında altı metrelik bir fren izi bırakan katil sürücü, Mert Atalay'a çarptıktan sonra 200 metre ileride frene basarak durdu. Birisine çarptığını fark etti. Gri renkli olduğu kamera görüntülerinden belirlenen aracından indi ve arkasına baktı. Mert Atalay'ı yerde yatarken gördü. Durduğu noktada kısa bir süre bekledi. Cep telefonuyla konuştu. Ardından da yeniden aracına bindi. Direksiyonun başına geçti ve kontak anahtarını çevirdi. Gaz pedalına bastı. Hem Mert Atalay'ı hem de vicdanını kaza yerinde bıraktı. Tuzla istikametine doğru kaçtı. O anları, güvenlik kameraları kaydetti. Mert Atalay'ın dört arkadaşı ifadelerinde aracın çok hızlı geldiğini ve plakasını alamadıklarını söyledi. O sürücü, 41 aydır kaçıyor.
ŞÜPHELİ ARAÇ SAYISI
Kaza yerindeki tek delil, elbette kamera görüntüleri değildi. Kazayı yaparak kaçan araca ait yedisinin üzerinde seri numaraları yazılı 10 parça bulundu. Kaçan aracın kaporta, far ve sinyal lambasına ait parçalar toplandı. Aracın markası belirlendi. Parçalar, araç şirketinin merkezine gönderildi.
İstanbul'da 99 araç belirlendi. Parçalar detaylı bir şekilde incelenince; motor şasi numaralarından yola çıkılarak şüpheli araç sayısı önce 99'dan 3'e, ardından da 1'e düşürüldü. Üç kişinin ifadesi alındı fakat onlar da suçlamaları reddetti. Hatta bir şüpheli, kazanın yaşandığı tarihte yurt dışında olduğunu ifade etti fakat İstanbul'da olduğu ortaya çıktı. "Aracı otoparktan hiç çıkartmıyoruz" denildi; benzin istasyonu fişleri ve kayıtları bulundu. Çelişkiler zincirini oluşturan tüm ifadelere rağmen somut bir delil bulunamadı. Katil sürücünün kimliği belirlenemedi. Geriye bir ihtimal kalmıştı. Cep telefonu ile konuşan sürücünün beklediği noktadaki HTS, yani cep telefonu baz istasyonu kayıtları... Onlar da mümkün olamadı.
ASLA PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
Mert Atalay'ın babası Erdoğan Atalay, cep telefonu ile konuştuğu kamera görüntülerine yansıyan katil sürücünün HTS incelemesi yapılarak cep telefonu sinyalinden kimliğinin belirlenmesi için altı defa dilekçe verdiğini fakat HTS incelemesinin 3.5 yıldır bir türlü yapılmadığını söylüyor. Şimdi bizler belki de o sürücüyle aynı kırmızı ışıklarda yan yana bekliyoruz. Kim bilir; belki yaya geçitlerinde yayalara yol vermeyen, masum insanların hayatlarını "Tutku" adını verdikleri anlamsız bir hisle tehlikeye atarcasına makas üstüne makas atan sürücülerden birisi de o... Mert Atalay'ın ailesi, bizi İstanbul'un Pendik İlçesi'ne bağlı Kaynarca'da kirada oturdukları evlerinde misafir etti. Çocuklarını kaybeden ve sürücünün yakalanamamasıyla yaralarının daha da açıldığını ve olayın ardından psikolojilerinin bozulduğunu ifade eden acılı aile, Taksirle öldürme suçundan ötürü aranan ve 41 aydır kaçan sürücüye sesleniyor: "Asla peşini bırakmayacağız."
BİZE GÖRE BU BİR CİNAYETTİR
Mert Atalay'ın halası Yasemin Atalay: "Mert'imize çarpan aracın sürücüsü kazadan sonra 200 metre ileride duruyor. Muhtemelen Mert'in öldüğünü düşünerek veya görerek kaçıyor. Yani kazanın ve bir kişiye vurduğunun farkında... Bir insana vuruyor, orada ambulans çağırmak veya hemen hastaneye götürmek yerine onu orada bırakıp kaçıyor. Bu bir cinayet değil mi? Bize göre bu bir cinayettir."
HERKES İÇİN ÖNEMLİ BİR TEHDİT
Mert Atalay'ın babası Erdoğan Atalay: "Şimdi cezaevinde olması gereken o sürücü, yıllardır trafikte araç kullanıyor. Mert'imizin katili cezaevinde olması gerekirken, o direksiyonun başında ve hepimiz için, herkes için çok önemli ve ciddi bir tehdit... Yakalanamadığı sürece başka canları da yakacaktır. Belki de yakmıştır. Bizim hayatımızı altüst etti. Kaçan sürücünün bulunmasını ve cezasını çekmesini istiyoruz. Allah'a dua ediyoruz. Adaletin yerini bulması için mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Asla peşini bırakmayacağız."