Onlar YouTube dünyasının en sevilen, en çok takip edilen üç kadın YouTuber'ı, Merve Özkaynak, İdil Yazar ve Meryem Can. Üçü de beş yılı aşkın süredir YouTube'da kanal sahibi. Merve Özkaynak ağırlıklı olarak moda, makyaj ve stil önerilerini paylaştığı kanalıyla 1.85 milyon aboneye sahipken, İdil Yazar ise pratik yemek tarifleri ve mutfak ipuçlarını anlattığı kanalında 936 bin aboneye sahip. Keza Meryem Can da bu platformun iddialı isimlerinden... Gezi, eğlence, challenge videoları bulunan kanalının neredeyse 3 milyon abonesi var. Üçü de You- Tube'un aslında 'kıdemli' yayıncılarından. İlk popüler YouTuber'lar arasında olduklarını söylemek mümkün. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle dijital dünyanın güçlü kadınlarıyla bir araya geldik.YouTube kanalı açmalarından geldikleri noktaya, Kadınlar Günü için mesajlarından YouTuber dünyasından son gelişmelere birçok konuyu masaya yatırdık.
İDİL YAZAR
MOTİVASYONUNUZ KANALI AÇAYIM PARAYI VURAYIM OLMASIN
Dünya dijitale giderken biz de şansımızı YouTube'da bir deneyelim dedik ama işlerin bu noktalara geleceğini ben de tahmin etmezdim. Daha hiç para kazanmadan tüm varımızı yoğumuzu bu işe yatırdık, ekipmanlara, kameralara, ışıklara vesaire... İlk başta evimde çekim yapıyordum şimdi bir stüdyomuz var.
YouTube'a girmeden önce belli kariyerlerimiz vardı, sonuçta üniversiteden yeni mezun olmuş değildim.
Hobi olarak başlamadım. Yine de kanalı açtıktan altı ay sonra "Ben galiba bunu meslek olarak sürdürebilirim" demiştim.
Birçok YouTube kanalı olan insan var. Ama herkes çok para kazanmıyor.
Bir şirkette nasıl sivrilen birkaç kişi daha fazla kazanabiliyorsa benzer bir durum burada da da söz konusu.
Eskiden insanların bir uzmanlık alanı olur ve ona eğilirdi. Ama artık dünya değişti. Hepimiz çok farklı şeylerle meşgul olabiliyoruz. Dolayısıyla bir YouTuber hem videolar çekip hem şarkı yapıp, filmler çekebilir. Üretmenin her çeşidi güzel.
Her işte olduğu gibi YouTuber'lar arasında da rekabet var ama bu kötü değil.
Takipçi kitlemizin ağırlıklı olarak gençlerden oluşması çok kıymetli bir şey. Hem gençlere hem de kadınlara bir anlamda ilham verdiğimizi de düşünüyorum. "Bakın, kendi ayaklarınızın üzerinde durun, sevdiğiniz işi yapın" mesajlarını veriyoruz.
Nedense bir kadın başarılı olmuşsa algı şu şekilde hâlâ:
"Ya bunun tipi güzel, ya bunun zaten kocası zengin ondan oluyor..." Nedense asla kadının kendi başına bir şeyler başarabileceğine inanılmıyor.
YouTube'da yeni kanal açacak birine tavsiyem, en büyük motivasyonu bir kanal açayım da parayı vurayım olmasın. Doğru bir sebebi ve tutkusu varsa yapsın.
Beni tanıyanlarla genellikle süpermarkette karşılaşıyoruz (gülüyor)... Geliyorlar, konuşuyoruz, fotoğraf çektiriyoruz sonra da "Bakın şimdi pazı alıyorum akşam sizin tariflerden birini yapacağım" deyip gidiyorlar. Çok hoşuma gidiyor.
MERYEM CAN
MEDYADAN BİR HAFTA BİLE KOPAMAM
19 yaşımda girdim YouTube'a. Çok sevmediğim bir bölümde okuyordum ve her sabah Kartal'dan kalkıp Davutpaşa'ya gidiyordum.
Bir gün çok mutsuz bir şekilde metrobüste giderken kendimi "Ben de YouTube videosu çekersem insanlar izler mi?" sorusunu sorarken buldum. YouTube benim için mutlu olabileceğim bir kaçış noktasıydı aslında.
Amacım para kazanmak değil, kendim gibi olan insanlarla iletişime geçip bir topluma ait hissetmekti.
Türkiye'de eğlenceli içerikler, erkek kanallarının tekelinde. Kadınlar genellikle moda ve makyaj alanında içerikler üretiyor.
İçerik kalitesi olarak, erkek kanalları ile rekabet edebilecek düzeyde videolar yaptığım için kanalımın öne çıktığını düşünüyorum.
İlk başta birisi gelip benimle fotoğraf çektirmek istediğini söylediğinde çok şaşırmıştım.
Çünkü daha kanalımı arkadaşlarıma bile söylememiştim. Kendi kendime takılıyorum diye düşünüyordum.
İnsanlar videolarımızı izliyor ve diyorlar ki "Hem bu kadar eğlenip hem de nasıl bu kadar para kazanıyorlar..." Ama o bahsedilen rakamlarda paraları kazanan YouTuber sayısı da zaten bir elin parmaklarını geçmez.
Şu an içinde olduğumuz dönem, bir şeye takılı kalıp gitme dönemi değil. Her şey hızlı tükeniyor. Şöyle düşünün her hafta özgün bir video fikri bulmak zorundayız. Böyle olunca da "Hadi bir şarkı yapmayı deneyelim" gibi fikirlerin çıkması da çok doğal...
En zor kısım gerçekten her hafta yeni içerikler bulmaya çalışmak. Çok güzel bir video çektikten sonra "Ohh ne güzel rahatım, bir-iki hafta video koymasam da olur, tatile gideyim şimdi" gibi bir durumumuz yok.
Birbirine 'diss' atan YouTuber'lar da var ama genel olarak YouTuber'ların iyi anlaştığını söyleyebilirim.
Asla bir hafta YouTube'dan kopamam.
Sosyal medyada gücü olan birisi bu gücü negatif kullanmamalı. Bazen bir videoda birisi bir mesaj verdiğinde "Şov yapıyor" deniliyor.
Ama doğru bir şeye dikkat çekiyorsa varsın şov yapsın.
Bana en ilginç gelen durum şu, bir takipçimden mesaj geliyor, "Seni çok seviyorum"...
İkinci mesaj: "Seni çok seviyorum lütfen cevap ver..." Üç, dört, beşinci mesaj böyle gidiyor. Son gelen mesaj ise şu: "Allah belanı versin!" (gülüyor) Bir de "Seni hiç izlemiyorum ama yüzünden nefret ediyorum seni görmek istemiyorum" yazanlar var. Yani ilgi çekmeye çalışıyorlar herhalde. Bir de başarılı olan kadınlara çok tahammülleri yok.
Yurt dışına gitmişiz, paylaşımlar yapıyoruz, gelen yorumlar "Sen gez tabii biz okula gidelim" şeklinde oluyor. E tamam da biz de günde üç video çekiyoruz, hem ben bunu yapabilmek için YouTuber oldum zaten...
Ben de hiç akrep, böcek yiyeceğimi, Dubai'de bilmem kaç metre yükseklikten atlayacağımı ya da köpek balıklarıyla yüzeceğimi düşünmezdim. Ama YouTube bana sınırlarımı zorlamayı öğretti.
Bir kadının her zaman hayallerinin peşinden gitmeli ve kim ona "Yapamazsın, edemezsin" diyorsa kulaklarını tıkamalı.
MERVE ÖZKAYNAK
ASLA "ASLA" DEMEYECEKSİN
YouTube, Türkiye'de daha yeni doğmuş bir bebek gibi. Düşünün biz beş senedir burada olarak aslında buranın en eskilerindeniz, komik ama öyle.
Televizyon hiçbir zaman ölmez, ölmeyecek de... Bugün bir influencer "Arkadaşlar ben yarın atv Haber'de olacağım dese" kitlesi orada da sizi takip etmeye gidiyor hemen. "İnanamıyorum Merve televizyonlara, gazetelere çıktı" hissi hâlâ geçerli bence.
İlk başta YouTube'a girerken milyon takipçilerimiz olsun, ünlü olalım çok para kazanalım gibi bir düşüncem yoktu. Yine bunun bir iş olduğunun bilincindeydim bir hobi gibi yaklaşmadım YouTuber'lığa.
Youtube'da tek olmak diye bir şey yok! Daha fazla içerik üret-i cinin olmasıyla beraber büyüyen bir platform. YouTube bize gelip "Evet arkadaşlar başarılı olmak için şunları yapmalısınız" gibi bir tüzük tutuşturmadı elimize, biz bir şeyleri deneye yanıla gördük...
Bizim olayımız fikir üretmek ve yaratıcılık. YouTube'u başka işlere geçmek için bir basamak olarak görmüyorum. Hatta keşke vaktim olsa da ben de kitlemle kitaplarımı vs. buluşturabilsem.
YouTuber'lar olarak birbirimizi epey besliyoruz.
Örneğin benim aklıma bir video fikri geliyor bana uygun olmasa da mesela Meryem'e arayıp söylüyorum. Kendi ekiplerimiz de var bir yandan. Çok yaratıcı yazarlar, iş geliştirme uzmanlarımız var bu ekipte. Bu işe tek başladık ama beş yılda kendi ekibimizi kurup kendi içinde bir sektör, iş haline getirdik.
Evet bu bir yandan bizim işimiz ama bir yandan da çok keyifle yaptığımız bir iş.
Gençlere özellikle bir mesaj vereceğiz gibi bir gayemiz yok. Tabii ki konuşmalarımıza dikkat ediyoruz ama ekstra bir misyon da yüklemiyoruz sırtımıza.
Şimdiye kadar sosyal medyada karşılaştığım en sıra dışı tepki bir takipçimin bana "Umarım ölürsün" diye mesaj atmasıydı. 26 yaşında, işi gücü, erkek arkadaşı olan kendi halinde bir kızdı. Daha sonra onunla iletişime geçtim ve sesini, yüzünü göstermeden bir video çektik. Neden bana böyle bir mesaj attığını konuştuk. Bu nefret ve linç kültürü hakkında bir bilinç oluşturmak istedim.
Politik doğrucu jargon sosyal medyada etkin ama gerçek hayatın içinde ne kadar yer alıyor onu düşünmek lazım.
Asla "Asla" demiyorum artık. Şu videoyu çekmem, bu tarz içerik üretmem demenin bir anlamı yok. YouTube'un tarzı o kadar eğlence içeriklerine döndü ki mesela ben moda/makyaj kanalı da olsam artık eğlenceli içerikler de üretmem lazım.
Bir kadının maddi özgürlüğünü eline alması inanılmaz derecede önemli ve çok güzel bir şey. Ben hayata tezgahtarlık yaparak başladım hiçbir zaman da gocunmadım.
Bana diyorlar ki "Bugün YouTube kapansa ne iş yapacaksın"...
Gider gerekirse tekrar tezgahtarlık yaparım, kuaför olurum.
Ben de hiçbir kadın da tek bir şeyden ibaret değil.
FOTOĞRAFLAR: İLHAMİ YILDIRIM