Büyük usta Devrim Erbil'e, 'Resmin Şairi' diyor sanat çevreleri... Gerçekten de, sanatın geçtiği yolları, içindeki katman katman, ilmek ilmek örülmüş dünyayı bilmesek de, bir Erbil tablosunun karşısına geçip seyre daldığınız zaman detaylarla örülmüş bir dünyanın, hayatı kucaklayan bir şiirin içinde buluyorsunuz kendinizi. İster kendisinin de çok sevdiği 'kuşbakışı' bir seyirle resmin genelini seyredin, ister yüzlerce detay arasında kaybolun, Erbil resimleri sonunda kendi içindeki şiire götürüyor sizi... Gürül gürül yaşamanın, coşkuyla, insan olmanın olmazsa olmaz tatlı hüznüne doğru...
Bugünlerde 60'ıncı sanat yılını kutlayan Erbil'in İstanbul temalı resimlerinden aldıkları ilhamla; yine adı bu gizemli şehirle özdeşleşmiş yazar Mario Levi ve iletişim duayeni, reklamcı-yazar Uğur Batı metinler kaleme aldılar. Ve bu metinler O Meftunu Olduğunuz Mavi adıyla Everest tarafından yayımlandı. Böyle bir kitabın ortaya çıkmasında şüphesiz Devrim Erbil'in farklı sanat disiplinlerine olan açıklığı ve her şeyden önce bir takım olarak çalışmayı, paylaşmayı sevmesi yatıyor.
Ömür sahnesinde 80 seneyi deviren sanatçı müze müdürlüğünden eğitmenliğe sanata, sanat takipçilerine ve sanatçılara her türlü hizmete koşmaktan geri durmamış hayatı boyunca. 2019 sonlarında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Özel Ödülü alan Erbil, ödül töreniyle ilgili bir anısını anlatarak başlıyor söze: "Ödül töreninden sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bizleri topladı ve sanat için, sanatın gelişimi için neler yapılması gerektiğiyle ilgili fikrimizi sordu. 'Genç sanatçıların hayata atıldıkları andan itibaren sanata devam edebilecek maddi manevi gücü bulabilmeleri için elimizden geleni yapmalıyız' dedim. İlgiyle dinledi cumhurbaşkanımız. İnanıyorum ki bundan sonra Türkiye'de sanatla ilgili büyük atılımlar göreceğiz. Sanat öyle bir şey ki, bizi kutuplaşmaktan kurtarıyor. İnsana sadece insan olduğu için değer vermenin erdemini öğretiyor."
SANAT ELEŞTİRİSİ DEĞİL
Gelelim kitaba... Yazar Mario Levi anlatıyor önce: "Devrim Hoca ile konuştuğumuzda 'Bu kitap daha önceki Devrim Erbil kitapları gibi olmayacak' demiştim. Çünkü ben bir sanat eleştirmeni değilim. Bir yazarın bakışıdır benim tablolar için yazdıklarım. Sizin de bildiğimiz gibi benim de bir İstanbul sevdam var." Mario Levi'nin, Erbil'in Haydarpaşa adlı tablosu üzerine kaleme aldığı ve kitaba da ismini veren O Meftunu Olduğunuz Mavi adlı yazıya şöyle bir göz attığımızda aslında kitabın ruhunu da anlıyoruz: "O Haydarpaşa Garı ki birçok yabancısını aniden denizle ve az önce seyrettiğiniz yarımadayla karşı karşıya bırakır. Şehir bilhassa orada kendisini göstermekte ve yabancıya 'Şehri hissetmek istiyorsan önce görmen gereken budur' demektedir. Gece burada ürkütücü mü geliyor? Yine neler hissettiğinize bağlı. Esasında hiç uyumayan, gece sakinleriyle de yaşayan bir şehirde, sesini duyabileceğiniz bir insanı veya köşeyi mutlaka bulursunuz. Hepsi sizin adımlarınızda... (...) Haliç'te sabahın ilk saatleri saba makamındadır. Şafak vakti... Mavi bu yüzden mi kendini hafif bir sise veya puslu havaya kaptırmış?"
İLETİŞİMCİ GÖZÜYLE
Uğur Batı ise Erbil resimlerine mesleki birikimiyle, edebi üslubunun kıvraklığı kadar iletişim ve göstergebilimin imkanlarını kullanarak bakmış. Batı'ya göre, Erbil'in en önemli özelliklerinden biri, imzasını görmeseniz bile her eserinde bize "Bu Devrim Erbil"dir dedirtebilmesi. Batı'nın kitapta yer alan yazılarından biri, Erbil resimleri üzerine nasıl bir okuma yaptığını gösteriyor. Yazı Erbil'in İstanbul'un Gece Kuşları tablosu üzerine yazılmış: "Mahalle ki sınırlarını kuşlar çizerdi. (...) Bu kuşlar ki İstanbul'un kanatlı sözleridir. Bu kuşlar ki hep uçmak istemelerine rağmen, bazen ağaç olup kök salarlar. Aynen bizim gibi..."