Anne olmak bir kadının hayatındaki en özel, en dönüştürücü tecrübe. Hele Tülin Şahin gibi yıllarca bebek hayali kuran, bunun özlemiyle yaşayan kadınlar için daha da mânâlı. Yıllardır çalışkanlığı, disiplini ve istikrarlı yaşamıyla dikkat çeken Tülin Şahin bir süre önce Portekizli Pedro de Noronha ile hayatını birleştirmişti. Ve sonunda en büyük hayaline, kızı Siena Leyla'ya kavuştu. Biz de bu özel günlerde Tülin Şahin'in bu anlarına tanıklık ettik, onunla yeni hayatını konuştuk.
- Yaşam düzeniniz nasıl? Eşiniz yurt dışında çalışıyor sanırım... Nasıl bir düzen oturttunuz bebekten sonra?
- İstanbul'da yaşıyoruz ama eşim Pedro'nun iş gereği seyahatleri oluyor.
- Yurt dışında doğum yapmayı tercih etmediniz.
- Çok iyi doktorlarımız ve hastanelerimiz var. Başka bir yerde doğum yapmak için bir nedenim yoktu.
- Hamilelik sırasında ve doğumun ardından fiziksel kaygılar yaşadınız mı?
- Hiç yaşamadım! Gayet mutluyum bu halimle. Hamilelikte 13 kilo aldım. Fakat hamilelik öncesi ağırlık çalışıyordum ve çok fazla denizaşırı seyahatlerim oluyordu, onun için vücudum su toplamıştı. Bu nedenle zaten hamilelik öncesi yedi-sekiz kilo almıştım, yani toplam 20 kilo fazlam vardı. Doğum sonrası 10 kilo gitti, geriye 10 kilo kaldı. O kiloları vermek için de acele etmiyorum çünkü hem emziriyorum, hem de vücudumda hâlâ çok ödem var. Henüz spor yapmaya da başlamadım. Kendimi kilo verme süreci için henüz hazır hissetmiyorum. Daha doğrusu acele etmiyorum. Keyfim yerinde. Bu süreci sindire sindire yaşıyorum. Bedenim spor yapmaya hazır olduğunda bana zaten yavaş yavaş fısıldar, "Hadi biraz hareket et" diye... - Basında sık sık doğum yapan annelere ve onların kilolarına dair rahatsız edici haberler çıkıyor...
- Evet bu bakış açıcısı çok acımasız olabiliyor. Doğum yapan kadının eleştirilmesi de ne! Maalesef kadının üzerinde tüm dünyada inanılmaz bir yük var. Kadından çok fazla beklenti var. Kariyer yapacak, çocuk sahibi olacak, sonra işine dönecek, 7/24 bakımlı görünecek, sosyal olacak, evine de vakit ayıracak... Bunlardan birinde en ufak falso varsa eyvah! Kadın yaşlanınca "Bir zamanlar neydi, şimdi nasıl çöktü" diye haberler okuyabiliyoruz, diğer yandan erkekler yaşlanınca onlar hakkında "Yıllar karizmasına karizma kattı" başlıkları atılıyor. Çifte standart! Kusursuz görünen Victoria Secret meleklerinden Candice Swanepoel bile doğum yaptıktan sonra kilolarını veremediği için insanlar tarafından hakaretlere maruz kalıyor ve bunun üzerine açıklama yapmak zorunda kalıyor. Tabii artık sosyal medya ile durum iyice kötüye gidiyor.
İLK GECE O BAĞI HİSSETTİM
- Güzel şeylerden söz edelim... Bebeğinizi kucağınıza aldığınız ilk an neler hissettiniz?
- İnanın tarif edemem. Hep "Tarif edilmez, yaşanması gerekiyor" derlerdi, ne demek istediklerini anlamazdım. Gerçekten öyleymiş... Allah isteyen herkese nasip etsin.
- Doğum yaptığınız günü ve o süreci anlatır mısınız?
- Çok heyecanlıydım. Sabaha kadar uyuyama
uyuyamadım. Heyecan, endişe, korku, merak, kavuşma... Birbirine geçmiş birçok duyguyu aynı anda yaşıyor insan... Ben zaten iğne, hastane, ameliyathane gibi şeylerden korkan biriyim. Sezeryanle doğum yaptım. Uyandığımda kucağımda bir melek vardı...
- Nasıl bir bağ var bebeğinizle aranızda?
- İnanılmaz bir bağ var. İlk günden itibaren göğsümde uyuyor. Hastanede daha ilk saatlerde böyle başladık ve hâlâ böyle devam ediyor. Ve bundan çok mutluyum. Bebeklerin annelerinin göğsünde yatıp, kalp atışlarını dinleyerek uyumak istemesi inanılmaz bir duygu. Gözlerinizin içine derin derin bakıyorlar. Ama asıl derin bağlantı... Doğum yaptığımın ilk gecesi onunla başbaşa kaldığımda yaşandı, çok özeldi. Gece emzirmek için uyandığımda, onunla göz göze geldiğimde aramızdaki kopmayacak bağı ilk defa çok derinden hissettim. Çünkü herkes gitmişti, odam daha sakindi... Bebeğim de, ben de biraz daha kendimize gelmiştik, işte o an çok özeldi (gözleri doluyor).
- Yıllardır bebek özlemi duyan biriydiniz, nasıl bir hismiş bu kadar özlediğiniz bir şeye kavuşmak?
- Sanki o beni, ben onu hep bekliyormuşum gibi... Ona sarılıyorum ve bunu çok içtenlikle hissediyorum. Garip belki ama öyle.
- Bebek bakımına ve beslenmesine dair kanalınızda bir şeyler yapacak mısınız?
- Şimdilik YouTube çekimlerine ara verdim. Tekrar başlayacağım yeni bir ekiple. Olabilir tabii ki birşeyler öğrendikçe, keşfettikçe paylaşmak keyifli. Pedro'yla hep pratik ürünleri keşfetmeye çalışıyoruz. Çok fazla üründen yana değiliz. Gereksiz ürünlerden hele hiç.
- Eşinizle bebek arasındaki bağ nasıl?
- Çok iyi, bayılıyor. Kız olması ayrı keyifli tabii. İkisinin arasındaki baba-kız aşkı bambaşka, o direkt göze çarpıyor. Ve evet Pedro bana çok yardımcı oluyor. Çok ilgili. Her şeyi araştırıyor.
Neredeyse hiç uyumuyorum, şikayetçi değilim
- Bir gününüzü bize anlatır mısınız?
- Geceleri az uyuyorum tabii... Hatta neredeyse uyumuyorum gibi ama hiç şikayetçi değilim (gülüyor). Keyif bile alıyorum. Kalkıp emziriyorum, altını değiştiriyorum sonra göğsüme yatırıp uyutmaya çalışıyorum. Gündüzleri de acıkıncaya kadar neredeyse tüm gün uyuyor. Uslu bir bebek. Ben de bir hafta önce moda programımın çekimlerine tekrar başladım. Bebeğimden çok uzun süre ayrı kalmayacak şekilde çekimleri yapıyorum. Stoklayarak çekiyoruz zaten.
- Bebeğinizin geleceğine dair hayaller kuruyor musunuz? Neler düşünüyorsunuz?
- Klasik olacak ama en başta sadece mutlu, huzurlu olmasını istiyorsunuz. Gerisi zaten gelir.
- Emzirme dönemindesiniz, nasıl bir beslenme düzeniniz var?
- Önceliğim bebeğe gaz yapacak yiyecekler tüketmemek. Doktorların önerileriyle bol bol su, protein, meyve, sebze, süt ürünleri tüketiyorum. Ama süt içerken laktoksuz, gaz yapmayacak sütler tercih ediyorum. Bunların yanı sıra hurma, meyve kompostoları, rezene çayı da vazgeçilmezler arasında
SİENA'NIN HİKAYESİ VAR
- Kızınızın isminin bir hikayesi var mı?
- İsmi Siena Leyla. Bir gün Floransa'da Ferragamo için çekim yaparken Siena tabelası dikkatimi çekti. Dakikalarca isme baktım ne kadar güzel bir isim olduğunu düşündüm durdum. Kulağa da hoş geliyor. Bizim moda sektöründe zaten çok kullanılır çünkü anlamı kızıl/kahve veya narin hassas güzellik demek. O gün çekimde şöyle düşündüm: "Belki bir marka yaratırsam bu ismi kullanırım veya inşallah birgün bir kızım olursa ona bu ismi veririm." Pedro da severmiş bu ismi. Leyla ismini ise her zaman çok sevdim. Zamansız. Hem otantik hem global. Pedro da beğendi Leyla ismini...
BEBEĞİME KENDİM BAKIYORUM
- Yardımcınız var mı, kendiniz mi bakıyorsunuz?
- Her şeyi kendim yapmak isteyen birisiyim. O yüzden her şeyiyle ilgileniyorum. Hamileliğim boyunca çok araştırdım, okudum, doktorum ile bol bol konuştum, danıştım. Ve hamileliğim boyunca NTV'de Tülin Şahin ile Hamilelik Günlüğü programını yaptığımız için program çekimleri sırasında inanılmaz bilgi toplamış oldum. Eve yardımcı olan yardımcımız var ama bebeğim için bir bakıcı yok. Şimdilik istemiyorum. Mümkün olduğunca kendim ilgilenmek istiyorum her şeyiyle... Zaten bir bebeğin ilk başlarda, annesinin sevgisinden başka bir şeye ihtiyacı yok ki... Uyuyor, uyanıyor, süt içiyor, altını pisletiyor... Bu kadar yani. Bizim ailede çok fazla bebek olurdu, o yüzden küçük yaşlarımdan itibaren alışkınım bebek bakımlarına, rutinlerine. Geçmişte de hep yardımcı olurdum halalarıma, yengelerime. Türkiye'ye yerleştikten sonra birçok arkadaşımın çocuğu elimde, gözümün önünde büyüdü. Ayrıca aram çok iyidir çocuklarla. Arkadaşlarımın çocukları ile yıllardır fırsat buldukça vakit geçiririm.